|

Buluşma Ortadoğu'nun kaderini de etkileyecek

Önceki gün Diyarbakır'da gerçekleşen Başbakan Erdoğan, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani ile İbrahim Tatlıses ve Şivan Perwer'in buluşması sadece Türkiye'de değil tüm dünyada yankı buldu. Bu buluşmayı ve yankılarını buluşmayı yakından izleyen üç isme Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Kürt yazar Vahdettin İnce'yle konuştuk. Görünen o ki buluşma sadece Türkiye ve çözüm sürecini değil Ortadoğu'nun kaderi etkileyecek.

Murat Aksoy
00:00 - 18/11/2013 Pazartesi
Güncelleme: 22:39 - 17/11/2013 Pazar
Yeni Şafak
Buluşma Ortadoğu'nun kaderini de etkileyecek
Buluşma Ortadoğu'nun kaderini de etkileyecek
Önceki gün Diyarbakır tarihi günlerinden birini yaşadı. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani, 37 yıldır Türkiye'den uzak yaşayan Şivan Perwer ile birlikte Diyarbakır'a geldi. Başbakan Erdoğan ve KDP lideri Mesud Barzani barış mesajları verdiler. Başbakan Erdoğan konuşmasında iki defa 'Kürdistan' dedi. Dağdakiler inecek, hapisaneler boşalacak dedi. Bunlar kuşkusuz önemli açıklamlar Yine Başbakan Erdoğan ilk defa BDP'li Belediye Başkanı'nı Osman baydemir'i makamında ziyeret etti. İbrahim Tatlıses ve Şivan Perver sahnede Megri (Ağlama) birlikte söylerken protokol düeti gözyaşları ile izledi. İki sanatçı konuşmalarında barış mesajı verdiler. Ziyaret sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesi tarafından yakından izledi. Kuşkusuz yaşanan pek çok açıdan tarihi bir gündü. Gerçekleşen ziyaret, sadece Türkiye-Kuzey Irak ilişkilerinin gelişmesine değil çözüm sürecine ve Ortadaoğu'daki gelişmleri etkileyeceğine kuşku yok.

Tüm bu konuları buluşmayı yakından izleyen üç isme; Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Vahdettin İnce'ye sorduk.

Diyarbakır'da gerçekleşen buluşmanın anlamı nedir?

Bu buluşma gerçekten tarihi bir andır. Bu coğrafyadaki halkları birbirine kışkırtan, düşman haline getiren ve esas olarak aynı çatının altında olan bir ve beraber olan bu coğrafyanın insanlarını ayrıştıran proje bitmiştir. Malum Ortadoğu'daki sosyolojik ve siyasi yapıyı ve alanı belirleyen temel parametrelerin hiçbirisi bu yörenin insanlarının zihinsel kültürel ve tarihsel referansları ile belirlenmiş değildir. Var olan hiçbir yapı iç dinamiklerle belirlenmiş değildir. Her alandaki esas referans bir başka kültürden ya da siyasi otoriteden kaynaklıdır. Bu buluşma aslında bir başkasının eliyle yürütülen projeyi bitiren bir adımdır.

BULUŞMADAN RAHATSIZ OLANLAR OLACAKTIR
Bölgesel işbirliğinin ilk adımı...

Evte, bölgesel bir stratejinin ilk adımıdır. Bundan dolayı da bunu sabote etmek isteyen çok olacaktır. Açıkçası uluslararası aktörlerin bundan çok rahatsız olacaklarını ve sabote etmek için envai çeşit senaryo üreteceklerinden de endişe ediyorum.

Buluşma bölgeye nasıl yansır?

Bu buluşmanın üç alanda etkisinin olacağını söylemek mümkündür. Birincisi Türkiye'nin Doğusu'na etkisi olur. İkincisi Türkiye geneline, üçüncüsü de Ortadoğu'ya. Güneydoğu'da giderek birlikte yaşama iradesinini yok eden, ortak yaşama kuyusunu zehirleyen şiddeti bitirecektir. Türkiye'yi bölgenin en güçlü aktörü haline getirecektir. Ortadoğu'da farklı bir siyasi yöntemin, demokrasinin ve özgürlüklerin refah getirmesine giden yolu tüm engellemelere rağmen açacaktır.

Ya Şivan Perwer'in gelmesi?

Şivan'ın gelmesi, daha önceleri var olan asimilasyonun bütün yönleri ile bittiği anlamına geliyor. Her bir kişinin sahip olduğu özgün değerinin kıymetli olduğu ve buna saygı duyulduğu anlamına geliyor. Eğer bu meseleyi esas olarak bir Kürtçe yasağı olarak görecek olursak, ki büyük oranda da öyle olduğunu düşünüyorum, artık böyle bir yasağın ya da inkarın kalmadığı anlamına geliyor. Bir Başbakan bir Kürt ozanı a sınıf bir protokol ile karşılıyor. Bu o kişinin temsil ettiği kültürün aynı düzeyde kabul edildiği anlamına gelir.

Protok onu mu gösteriyor?

Tabi. Bundan başka aslında çok daha önemli olduğunu düşündüğüm bir anlamı var, o da şudur. PKK ve diğer bileşenlerinin sürekli Türkiye'yi, AK Parti'yi ve Sayın Başbakanımız'ı 'Kürt ve Kürtlerin düşmanı' gibi göstermelerinin bir kara propaganda, halka yönelik psikolojik bir operasyon olduğunu net bir şekilde kanıtlamış oldu. Türkiye Kürtlerin değil, PKK'nın ve terörün karşısındadır.

SÜRECE KATKISI OLACAKTIR
Buluşmanın çözüm sürecine katkısı ne olur?

Atmosferin normalleşmesini sağlar. Şiddete gerekçe gösterilen sorun alanlarını bertaraf eder. Halkı çözümün bir parçası haline getirecektir ki bence BDP çevrelerinin bu davete istemeden, gönülsüz bir şekilde dahil olmalarının nedeni de budur. Baktılar ki halk işin içinde, onlar da dahil olmak zorunda kaldılar. Daha önce bildiğiniz gibi alternatif bir miting yapmayı planlıyorlardı. Ama insanların bu buluşmayı heyecanla beklediklerini görünce el mahkum, sureti haktan görünmek için olsa da orada bulundular. Bir diğer konu da bölgenin çeşitliliğinin siyasi alana daha özgür yansımasını sağlayacak ve siyasi rekabetin önünü açacaktır.

Süreci kalıcı hale getirmek için neler yapılmalı?

Sürecin kalıcılığının ilk adımı gerçekten var olan sorunu bütün boyutları ile kavramaktır. Nasıl bir değişim yaşandığını farketmektir. Zamanın ruhuna uygun adımlar atacak bir irade sahibi olmaktır. Şiddete gerekçe oluşturulan tüm istismar alanlarını ortadan kaldırmaktır. Bunların çok büyük bir kısmının zaten yapıldığını görmekteyiz. Eğer sahip olduğunuz hastalığın farkına varırsanız tedavisini de kolay bir şekilde yaparsınız. Türkiye, bu konuda uzun süreden beri var olan tecrübesini bir devlet aklına dönüştürerek bu sorunu çözme iradesini göstermektedir.

Somut olarak ne?

Somut olarak yapılması gereken en önemli iş, terör dolayısıyla gerçekleşen birlikte yaşama iradesinin yeniden restore edilmesidir. Oluşan önyargıların kırılmasına çalışmaktır ki bu buluşma esas olarak bunu sağlayacaktır.

BÖLGEDE BAYRAM VAR
Bölgenin bu buluşmaya bakışı nasıl?

Bölge bu buluşmayı bir düğün gibi, bayram gibi karşılamıştır. Gerçekten tüm aksi propaganda ve karalamaya rağmen Sayın Başbakanımız'a çok büyük bir ilgi var. Çok büyük bir muhabbet var. Bölge insanı onu kendi ailesinden biri gibi görmektedir. Kardeşi olarak görmektedir. Belki tüm Türkiye'de böyle bir ilgi var ama Doğu'da bunun daha bir başka olduğunu söylemek mümkündür.

Nasıl bir bakış?

Şiddet ve terörü bitirmek için de en çok Sayın Başbakanımız çaba göstermektedir. Bu buluşma tüm siyasi ve politik anlamların ötesinde bir anlama sahiptir. Birbirine hasret iki kardeşin buluşması gibi duygu yoğunluklu bir buluşma olarak görmektedir. Uzun süreden beri birbirine hasret duyan kardeşlerin buluşması gibi görüyorlar.

SEÇİM YATIRIMI DEĞİL
Bu buluşma için seçim yatırımı eleştirilerine katılıyor musunuz?

Birincisi şu, bana göre seçimlere yönelik olsa dahi bu adımın büyüklüğüne ve önemine herhangi bir gölge düşmez. Siyasi partiler zaten toplumsal alana yönelik projeleri ile var olurlar. Siyaset bir rekabet işidir. Seçim kazanılmadan iktidar olunamayacağına göre seçime yönelik çalışmaların yadırganmasını doğru bulmam. Sonuç çıkmaz diyenler daha önceki çalışmalar için de aynı ifadeleri kullanmışlardır. Ama bugün geldiğimiz noktada ülkemizin sahip olduğu en kadim sorunların büyük ölçüde çözüldüğünü görmekteyiz. Toplumsal değişimler ancak bir süreçle gerçekleşirler. Yüzyıllık bir sorun, büyük bir coğrafyayı kapsayan bir kabus bir gecede bitmez. Önemli olan sorunu çözecek yolda olmaktır. Sonuç verecek olan da bu iradenin varlığıdır.

Türkiye 21. Yüzyıl aklını kullanıyor
Diyarbakır'daki buluşmayı nasıl değerlendiyorsunuz?

20. yüzyıl sistemi bölge denkleminde Kürtlere herhangi bir konum, statü öngörmemişti. 20. yüzyıl Kürtlerin ispat-ı vücut etmek için verdikleri mücadele ile geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kürt siyasal hareketinin barışçı ve geleneksel damarını temsil eden Mesud Barzani'yi ve yine barışçıl mücadelenin sesi konumundaki Şivan Perwer'i davet etmekle, Türkiye'nin 20. yüzyıl argümanlarıyla Kürt meselesine bakmadığını, bakmaktan vazgeçtiğini gösterdi.

Nasıl bakıyor Türkiye?

21. yüzyıl konseptine uygun bir akılla. Diyarbakır halkının bu coşkulu karşılaması da bu mesajın halk tarafından olumlu karşılandığını göstermektedir. 21. yüzyıl sisteminde Kürtlerin daha görünür olacağı açıktır. Kürtler bölge denkleminde önemli bir rol oynayabilirler. Ama bu biraz da Kürt siyasal hareketinin Türk devlet aklının kurtulması gibi kendilerini 21. yüzyıl argümanlarından kurtarmasına bağlıdır.

SIRA KÜRT SİYASETİNDE
BDP katılımı bir adım mı?

Diyarbakır'da biraz istemeden de olsa BDP yetkililerinin karşılamaya gelmeleri bu doğal, tarihsel, kültürel ve dinamik yeni algının onları da etkileyeceğini göstermektedir. Tarihte Türk-Kürt ittifakı bölgenin kaderini bir kere değiştirmişti. Aynı ittifakın bugün de aynı neticeyi vermemesi için hiçbir neden yoktur.

ÇÖZÜME ENGEL KALMADI
Buluşmanın sürece katkısı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzun bir mücadele tarihinin temsilcisi Mesud Barzani'yi, Kürtlerin dünyadaki sesi olmayı hak eden Şivan Perwer'i ve Diyarbakır halkını yanına alarak attığı bu tarihi adımla barış sürecinin önündeki muhtemel engellerin tamamını bertaraf etmiş, devre dışı bırakmıştır. Çünkü sahneye dahil olan aktörler güçlerini Kürt-Türk tarihinden, halkın iradesinden, dünya konjonktürünün öne çıkardığı evrensel değerlerden alıyorlar. PKK ile sürdürülen barış müzakereleri devam edecektir. Ama artık ha bozuldu ha bozulacak kırılğanlığını görmeyeceğiz

Çözüm sürecinin kalıcı olması için neler yapılmalı?

Halkın iradesine, tabii hukuka ve evrensel değerlere dayanan bir anayasanın bir an önce hazırlanması gerekir. Kürt sorununun çözümü noktasında psikolojik eşik aşılmıştır. Aslında bugün Türklerin ve Kürtlerin otuz yıllık çatışmaya rağmen bu süreci hemen hemen aynı oranda destekliyor olması barışın kalıcı olmasının en önemli garantisidir.

Sembolik değeri yüksek bir buluşma
Buluşmayı nasıl değerlendiyorsunuz?

Buluşma, birçok sembolü barındırıyordu. Diyarbakır, simge bir kent. Barzani, Kürtler arasında tarihi bir ağırlığı olan bir şahsiyet. Perwer, Kürt müziğinin yaşayan en önemli isimlerinden biri. Bu üç sembolün, çözüm süreci ile bağlantılı bir şekilde bir araya gelmesi, sürecin tahkiminde önemli bir işlev görecek.

Barzani'nin gelmesinin anlamı ve etkisi nedir?

Barzani'nin konuşmasında öne çıkan iki husus vardı: İlki, Kürt meselesinin şiddete başvurarak çözülemeyeceği ve çözümün ancak demokratik siyaset içinde bulunacağına dair vurgusuydu. İkincisi, Türk-Kürt ittifakına dayanan bir siyasi perspektif sunmasıydı. Barzani, yeni bir tarih yazmak durumunda olduklarını ve bu tarihin de Türk-Kürt işbirliğine yaslanacağını belirtti. Türkiye ile Kürdistan arasında ekonomik ve siyasi ilişkiler her geçen gün artıyor. Muhtemelen bu ilişkiler daha da güçlenecek. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde Ortadoğu'nun yeniden biçimlendiği bir dönemde Türk-Kürt birlikteliğinin boyutlarının artması beklenebilir.

BARZANİ'NİN SÜRECİ DESTEKLEMESİ ÖNEMLİ
Bu buluşmanın sürece katkısı ne olur?

Diyarbakır buluşmasında Barzani, yürümekte olan süreci tamamen desteklediklerini ve üzerlerine düşen her vazifeyi yerine getireceklerini çok açık bir biçimde deklare etti. Aynı şekilde Erdoğan da, sürecin halktan tam destek gördüğünü, hükümetin de sürecin ilerlemesi için iradesinin tam olduğunu ve süreci devam ettireceklerini belirtti. İki liderin bu netlikte sürecin arkasında durmaları, halkın sürece olan güvenini beslemesi açısından, son derece mühim.

Başbakan önemli şeyler dedi...

Başbakan'ın 'Dağdakilerin indiği, hapishanelerin boşaldığı, 75 milyon vatandaşın kucakladığı yeni bir Türkiye yaratacağız' sözü de süreç için büyük bir önem arzediyor. Bu sözler, sürecin arzu edildiği şekliyle nihayetlenmesi için bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç olduğuna ve sürecin ileriki aşamalarında bu toplumsal uzlaşmaya hizmet edecek yasal düzenlemelerin yapılacağına işaret ediyor. Başbakan'ın bu sözleri bundan böyle siyasi tartışmaların merkezinde yer alacak.

İrade varoldukça süreç devam eder
Sürecin kalıcı hale gelmesine katkısı ne olur?

Süreci başlatan ve sürdüren aktörlerin iradesi devam ettikçe ve güçlendikçe, süreç daha kalıcı bir hale gelecektir. Erdoğan ve Öcalan, bu süreçten vazgeçmedikçe, sürecin ilerleyeceğini düşünüyorum. Bu aşamada Öcalan'ın koşullarında bir düzeltme yapılabilir. BDP'yle görüşmesi dışında, avukatlarıyla görüşmesi sağlanabilir ve mesajlarını topluma doğrudan iletmesi amacıyla gazetecilerle görüşmesinin koşulları yaratabilir. Bu, siyaseti daha ön plana çıkaracak, süreci daha sağlam getirecektir. Keza Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılacak demokratik düzenlemeler de süreci güçlü kılar.

BDP DOĞRU OLANI YAPTI
BDP'lilerin programa katılması umut mudur?

BDP başlangıçta sallantılı bir görünüm arzetti. Farklı görüşler ifade edildi. Sanırım daha sonra BDP'nin kurumsal aklı devreye girdi ve protestodan vazgeçerek Barzani'nin karşılanması kararı alındı. Doğru olan buydu.


10 yıl önce