|

CHP'deki ırkçı tavır Nazi tezidir

ÖDP eski Genel Başkanı Ufuk Uras, CHP'li Güler'in Türk-Kürt ayrımcılığı yapan sözlerinin partideki bölünmüşlüğü bir kez daha açığa çıkardığını söyledi.

Burcu Bulut
00:00 - 27/01/2013 Pazar
Güncelleme: 22:21 - 26/01/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
CHP'deki ırkçı tavır Nazi tezidir
CHP'deki ırkçı tavır Nazi tezidir

Irkçı yaklaşımın Neo-Naziler'in tezi olduğunu söyleyen Uras şöyle konuştu: Bu tez ne sol ne de sosyal demokrattır. Kılıçdaroğlu ise iki tarafa da 'sen de haklısın' diyerek olayları flulaştırıyor. Oysa ki siyasette Nasreddin Hoca politikası ancak güldürü konusu olur. Bu ikili hayatta CHP ya yenilenecek ya da Recep Peker çizgisine geri dönecek diye düşünüyorum.

İmralı sürecine destek verildiği bir ortamda ulusalcı kanattan CHP'li Birgül Ayman Güler'in 'Türk ulusuyla, Kürt milliyetini eşit göremezsiniz' çıkışı bize CHP'de taşların bir türlü yerine oturamadığını mı gösteriyor?

CHP uzun süredir bir arayış içerisinde. CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun barış sürecine verdiği destek çok kıymetli ama bunun taçlanmasının yolu anadilde savunma hakkının desteklenmesinden geçiyordu. Çünkü KCK davalarının kilitlendiği nokta buydu. Diğer yandan CHP'li Güler'in yoğun alkışlarla aldığı bu tavır bize iki tane CHP olduğunu gösteriyor. İki CHP var ve kritik noktalarda yol ayrımı oluyor. Kılıçdaroğlu da anladığım kadarıyla bu iç kavgaları kontrol etmekte zorlanıyor. İkiye bölünmüş olan CHP'de tarafların ikisine de yakın olmak isteyen Kılıçdaroğlu; her iki tarafa da 'sen de haklısın' diyerek olayları flulaştırıyor. Oysaki siyasette Nasreddin Hoca politikası ancak güldürü konusu olur. Bu ikili hayatta CHP ya yenilenecek yada Recep Peker çizgisine geri dönecek diye düşünüyorum.

Recep Peker çizgisine geri dönülürse ne olur?

Recep Peker çizgisinin bu ülkeye o dönemde bile en ufak bir faydası olmadı. 21. yy'da tek parti dönem siyasetine dönmenin nasıl bir açıklaması olabilir ki? CHP bunu artık anlamalı. Kılıçdaroğlu'nun Çin Gezisi methiyelerini de anlamak da zorlanıyorum. Bir Çin anlatıyor ki sanki 21. yy'da ulaşmamız gereken modelmiş gibi. CHP, AK Parti'ye bir alternatif olmak istiyorsa bu tek parti dönemine öykünerek ya da Çin modelini örnek göstererek olamaz.

İKTİDAR KAVGASI VAR
CHP'li Güler yaptığı açıklamaların bilimsel bir tez olduğunu iddia etti.

Evet, CHP adına yapılan o talihsiz konuşmanın bilimsel olduğu iddia edilirken fark edilmeyen konu kimlikler arası bir hiyerarşinin de yaratılıyor olmasıydı. Bu Avrupa'da Neo-Naziler'in tezidir. 'Bizim kültürümüz; diğerlerinin etnik aidiyeti var' tezi ne sol ne de sosyal demokrat bir tezdir. Tabii bunun arka planında yine CHP içi iktidar kavgaları var. Uzlaşma dili arayışı devam ederken bu hiç de doğru olmadı.

MAKYAJ ÇÖZÜM DEĞİL
Kılıçdaroğlu, CHP'li Güler'in bu talihsiz çıkışından sonra istifa kararı alan bir diğer CHP'li vekil Salih Fırat'ın istifasını kabul etmedi. Bu tepkisi Kılıçdaroğlu'na artı bir puan kazandırmış mıdır?

Bu tür makyajlar bir çözüm değil. Peki heyecanla bu manasız çıkışı alkışlayan ırkçı hattı nereye koyacaksınız? Milliyetçi söylemle sorunları çözmek mümkün değil, bunun artık görülmesi lazım. Ayrıca Güler'in çıkışından ders çıkarılması ve bir daha tekrarlanmaması gerektiği kanısındayım.

Silivri'ye destek Kılıçdaroğlu'na kan kaybettirdi
Kılıçdaroğlu'nun liderlik vasfı taşıdığını düşünüyor musunuz? Güçlü bir lider olsa parti içinde bölünmeler yine olur muydu?

Kılıçdaroğlu'nun bir şansı vardı. Kolektif liderlik ile parti içinde birliği sağlayabilirdi. Neden yapamadı derseniz bunun siyasetle emekli olduktan sonra ilgilenmekten kaynakladığını düşünüyorum. Çünkü siyaset aşağıdan yukarı, sokaklardan gelerek, pişe pişe gelişen bir politika. Kılıçdaroğlu; genel seçimlerde oy kullanamadığı gün kredisini de kaybetti. İnsanlar bunun içeriden bir kumpanya sonucu gerçekleştiğini anladılar. İki CHP kavgası Kılıçdaroğlu'nu da kısa sürede tüketti. Yerel seçimler çok yaklaştı. CHP yanlılarının İstanbul dâhil birçok yerde 'Bu böyle olmayacak, seçimlerde zaten hezimet gözüküyor. Bu ekibin bir an önce değişmesi lazım' düşüncesi içinde olduklarına ben bizzat şahit oldum.

Sizce CHP kulislerde duyduğunuz bu değişimi yaşamalı mı?

Evet. Kılıçdaroğlu; Ergenekon ve Balyoz davalarının arkasına CHP'yi takmasıyla büyük ölçüde zarar gördü. CHP şansını yitirdi. Oysaki CHP'nin Ergenekon siyasetine değil demokratik, özgürlükçü bir siyasete ihtiyacı vardı. 12 Eylül anayasasının değişmesini isteyen halkla kavga etmek yerine beklentilerine cevap vermesi gerekirdi. Ayrıca yerel seçimlere gidilirken Kürt yurttaşları rencide ederek nereye varılacağı zannediliyor? Seçimlerin sonucu için kahve falı açmaya gerek yok şimdiden tahmin edilebiliyor. İşte tüm bu nedenlerden ötürü de değişimin yaşanması belki de kaçınılmaz olacak.

Paris'te Ergenekon bağlantısına dikkat
Yeniden başlayan barış görüşmelerinden umutlu musunuz?

İmralı ile başlayan siyasi müzakerelerin sonuçlanmaması için bir neden görmüyorum. Yeter ki siyasi aktörlerimiz tribünlere değil müzakerelere odaklansınlar. TÜSİAD'dan Şehit Anaları'na kadar herkesin barışı istediği şu günlerde bağcıyı dövme politikasından üzümü yeme politikasına artık geçmek lazım. Herkes barış istiyorsa şimdi değil de ne zaman olacak?

Barış süreci Paris saldırısıyla gölgelenmek istenildiği halde sükûnetin korunması doğru yolda gidildiğini gösteriyor sanırım. Sizce de öyle değil mi?

Bu süreci sabote etmek isteyenlere güzel bir cevap oldu. Özellikle Diyarbakır'daki o vakur tavır çok önemliydi. Paris cinayeti eğer barış sürecini sekteye uğratmak için yapıldıysa-ki öyle gözüküyor- tam tersi bir tepki vererek bu oyunu bozdular.

Sizce barış sürecini bozmak isteyenler kim?

Tetikçi Ömer Güney gibi gözüküyor ama tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi önemli olan arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması. Uluslararası istihbarat örgütlerinin bu cinayetin azmettiricileri olduklarını düşünüyordum fakat tetikçinin bir yıl içinde 20 defa Türkiye'ye gelip gitmesi, Türkiye üzerinde de birtakım ayakları olduğunu gösteriyor. Muhtemelen Türkiye'de de barış sürecinden hoşnut olmayan bir kesim var. Bu kesimin de Ergenekoncular olduğunu düşünüyorum. Katilin profili ve bağlantıları da zaten bu ihtimali kuvvetlendiriyor.

Baykal ve Sarıgül yönetime oynuyor
Parti içinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu başta olmak üzere sürece destek vermek isteyenler olduğu biliniyor. Bir anlamda bu çıkışın sadece Kürtlere karşı yapılmadığını söylemek istiyorsunuz sanırım.

Bence buradaki tek amaç kavgayı tırmandırarak parti içi kriz yaratıp, yönetim değişikliğine gitmek. Esasında partilerin içişleri hakkında polemik yapmak doğru değil ama dışarıdan olaylara daha objektif bakabiliyorsunuz. Hemen söyleyeyim bu tarz bir siyasetten hayırlı bir sonuç çıkmaz.

Peki sizce CHP'deki Kılıçdaroğlu'na karşı olan taraf kimi başa geçirmek istiyor?

CHP içinde yenilenmeden yana olmayan Baykalcı bir kesim var. Bu nedenledir ki CHP'nin kendini yenilemesi oldukça önemli ama maalesef bunu gerçekleştirecek kararlı bir liderlik ve ekip yok! Ben ayrıca Kılıçdaroğlu'nun yalnızlaştırıldığı kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu'nun kampanyasını yürüten, yanından ayrılmayan ekip şimdi nerede? Bir düşünün. Partinin başına kim getirilmek isteniyor derseniz de bence iki isim olabilir: Deniz Baykal ve Mustafa Sarıgül. Çünkü parti içindeki gruplaşmalarda Baykalcı ve Sarıgülcü bir dağılım var. Esasında bunlar yanlış da değil. Yeter ki bir fikri rekabete dayansın ve CHP'de bir dinamizm sağlasın.

Bu anlayış İttihat ve Terakki'ye geri götürür
CHP'nin ya da Türkiye'de solun neye ihtiyacı var?

AK Parti gibi çok kültürlü, çok kimlikli, inançlı ve demokratikleşmeden yana bir tutum sergilemeleri; anayasa meselesini de etnik temelli değil yurttaş anayasası olarak görmeleri gerekirdi. Kısacası solun değişim ve dönüşümün takozu değil merkezi olmaya ihtiyacı vardı. Hiyerarşiler kurup Kürtleri küçümseyen bir yaklaşımın bizi tekrar İttihat Terakki dönemine götüreceği nasıl oluyor da görülemiyor? CHP'nin bu tutumu geride bırakması; bayatlamış, son kullanım tarihi geçmiş, demode yaklaşımdan artık kurtulması gerekir. Ayrıca olaylara devlet merkezli değil yurttaş merkezli bakabilmesi şart.

Yerel seçimlerde CHP'nin durumu nasıl olacak?

CHP yokuş aşağı gidiyor. Yüzde 20 civarı bir oya ulaşmayı kazanım olarak görüyorlarsa sorun yok. Türkiye'deki güç dengelerini değiştirecek adımlar atmıyorsanız zaten niye siyasette varsınız ki?


11 yıl önce