|

CHP'yi krizden sadece Kılıçdaroğlu kurtaramaz

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Baykal'ın istifasının CHP'de bir kriz durumu ortaya çıkardığını söyledi. CHP'nin kurtuluşunun sadece Kemal Kılıçdaroğlu ya da bir başkasına bırakılamayacağını ifade eden Keyman; “CHP yerine demokratik bir sol nasıl kurtulur tartışmasının daha önemli olduğunu” söyledi.

Murat Aksoy
00:00 - 17/05/2010 Pazartesi
Güncelleme: 01:07 - 17/05/2010 Pazartesi
Yeni Şafak
CHP'yi krizden sadece Kılıçdaroğlu kurtaramaz
CHP'yi krizden sadece Kılıçdaroğlu kurtaramaz

Ortaya çıkan birkaç dakikalık görüntüler yüzlerce sayfalık raporların, onca girişimin, arayışın yapamadığını yaptı. Deniz Baykal bu birkaç dakikalık görüntülerin ardından CHP liderliğinden istifa etti. Baştan sona siyasi bir hamle kokan istifa girişiminin ardından dönüp, dönmeyeceği tartışılmaya başlandı. Bir hafta sonra yapılacak kurultayda nasıl bir tablo ortaya çıkacak göreceğiz. Ancak şu tespiti hemen yapalım; Baykal'ın istifası sadece CHP içinde tartışmayı başlatmakla kalmadı, CHP dışında kalan “demokratik, özgürlükçü sol parti” arayışında bulunanları hareketlendirdi. Bu tartışma içinde olan aktörlerden biri de, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman. Keyman, kasetin içeriği ile ilgili açıklamanın Baykal'ın siyase kariyerini bitireceği görüşünde.


İstifadan başlayalım. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu gerekli bir istifaydı. Ortaya çıkan tabloda Baykal, onurunu koruması, kimliğini koruması için yapması gereken yaptı ve istifa etti. Ancak Baykal, istifasında olay için komplo dedi, ahlak dışı dedi bununla mücadele edeceğim dedi. İstifa etmek esasında Deniz Baykal'ı öne çıkarmış oldu. O istifa ederek bununla daha kolay mücadele edeceğini düşündü, lider olarak değil. Ancak diğer taraftan siyasi düzeyde ciddi de bir krizi başlattı.

Ne krizini?

1992'de yeniden açılan CHP, aradan geçen 18 yıl içinde giderek artan, yaygınlaşan ve derinleşen bir şekilde Deniz Baykal ve onun liderliği ile özdeşleşti. Yani Deniz Baykal=CHP ya da CHP=Deniz Baykal formülü ortaya çıktı. Alternatif bir liderin, farklı görüşlerin olmadığı bir partide, Baykal'ın istifa etmesi, partide beklenmeyen bir şeydi. İstifa bir boşluk yaratmıştır ve bu boşluk bir krizdir. Bu krizin de yaşanmasının temel nedeni 1992'den bu yana Baykal dışında ikinci bir ismin olmamasıdır. Bu belirsizlik durumu bugün de devam ediyor.

İÇERİĞİ AÇIKLAMADAN DÖNEMEZ

Bu kriz Deniz Baykal'ın dönüşüyle biter mi ya da bu istifa bir dönüş istifası mıydı?

İstifa, Deniz Baykal'ın onurunu koruma ve siyasi geleceği ile ilgiliydi. Şunu da ifade ederlim, evet böyle bir kasetin ortaya çıkması ahlak dışıdır ama çok az konuşulan da kasetin içeridir. İçeriği de, Deniz Baykal'ın ilişkisini ortaya çıkarıyor ve ilişkide olduğu insan da evvelde özel kalem müdürü iken şimdi CHP milletvekili olmuş bir insan. Yani Türkiye'de milletvekili olma sürecini hesaba kattığımız zaman Baykal tarafından seçilerek milletvekili olmuş bir insan söz konusu. Bu anlamda kasetin içeriği ile ilgili olarak hem genel etik kuralları temelinde hem de siyaset etiği ve profesyonel etik gereği Baykal'ın, CHP delegesine, seçmenine ve Türkiye'ye bir açıklama yapması gerekiyor. Baykal böyle bir açıklama henüz yapmadı. Bu, kasetin ortaya çıkması ahlaksızlığını değiştirmiyor. Ve kasetin içeriği ile ilgili bir açıklama yapmadan Baykal'ın geri dönmesi zor.

Geri dönsün talepleri bu belirsizlikten mi kaynaklanıyor?

Evet. İstifa ile birlikte geleceğe karşı bir belirsizlik ve güvensizlik oluştuğu için ilk tepkiler de hemen Deniz Baykal'ın geri gelmesi yönünde olmuştur. Kasetin içeriğini açıklamadığı sürece de geri dönüşü zor.

Ya açıklarsa?

Eğer içerik doğru değilse o zaman Baykal daha güçlenerek geri gelecektir. Eğer görüntüler doğru ise Baykal'ın açıklaması siyasi kariyerini bitirmiş olur. Ama ne olursa olsun bu açıklamayı bir an önce yapması gerekiyor. Açıklamanın gecikmesi CHP'deki kriz halini uzatır.

Dönsün talepleri kasetin içeriğini dikkate almıyor mu?

Sanmam. Deniz Baykal'ın bu ilişkisini belki delegeler, parti üst yönetimi kabul eder ama seçmenlerin bunu dikkate almaması mümkün değil. CHP her şeyden önce bir partidir. Bu partinin 9 milyona yakın seçmeni var. Bu yüzden bu tartışma sadece parti ile ilgili değil aynı zamanda Türkiye ile de ilgilidir.

CHP'NİN ÖNÜNDE İKİ YOL VAR

Baykal'ın yerine çeşitli isimler geçiyor. Sizce kim olur yeni lider?

CHP'nin önünde iki yol var. İlki; Deniz Baykal geri döner, CHP=Deniz Baykal özdeşliği devam eder. CHP, Deniz Baykal ile birlikte muhalefet partisi olarak referanduma, 2011 seçimlerine rejim tartışmasını öne çıkaran, kendisinin mağdur olduğu fikriyle kaldığı yerden devam eder. Ancak ben bugünlerde Baykal'ın kendisi ile devam etmenin yaratacağı ahlaki ve siyasi riskleri tartıştığını düşünüyorum.

İkincisi…

Ya da Kemal Kılıçdaroğlu gelecek ve CHP dönüşecektir.

Kolay mı o kadar. Düşünün demokratikleşmeyi hedefleyen bir anayasa paketini AYM'ye götüren bir Kemal Kılçdaroğlu liderliğindeki CHP ne kadar değişebilir ki?

Tabii bu değişim hemen olmayabilir. Evet Kılıçdaroğlu da refandumda hayır diyecektir belki ama değişim bu sürecin sonunda ortaya çıkabilir. Referandum süreci CHP'nin mesela Kürt sorununda belli açılımlar yapması, Alevi sorununda belli açılımlar yapması ve Türkiye'nin demokratikleşmesi, yoksulluk, işsizlik sorunlarında belli açılımlar yapmasına engel değildir. Ancak burada daha temel bir sorun vardır.

Nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderlik kapasitesi ile CHP'yi ileri götürmekte ne kadar doğru isim olduğudur. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu Deniz Baykal'a alternatif bir lider olmamıştır. Burada İsmet İnönü-Bülent Ecevit deneyimini örnek olarak gösterebilir. O deneyimdeki Bülent Ecevit değildir Kemal Kılıçdaroğlu. Onda, İnönü'yü saygıyla selamlayıp, kürsüye çıkıp bundan sonra CHP ortanın soluna gidecektir konuşmasını yapma liderliğini ve kapasitesini şu ana kadar göremedik. O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir Bülent Ecevit olmadığını bilelim. İkincisi Kemal Kılıçdaroğlu'nda da liderlik iradesini henüz görmedik. O yüzden de bence Kemal Kılıçdaroğlu'na bırakılmayacak kadar ciddi bir süreçten geçiyor CHP. Eğer biz CHP'nin Türkiye siyasetinde önemli olduğunu, CHP'nin dönüşmesinin Türkiye için yararlı olduğunu düşünüyorsak o zaman bu dönem pozisyonumuz CHP'ye bu süreçle ilgili dışarıdan katkı vermek olacaktır.

KILIÇDAROĞLU YETMEYEBİLİR

Nasıl yani? Siz mi destek vereceksiniz?

Sadece ben değil. Eğer CHP'nin, işsizlik, yoksulluk, demokratikleşme, Kürt sorunu, Alevi sorunu, gayrimüslimler sorunu gibi konularda yeni bir pozisyon almasını istiyorsak, yeni bir tartışmayı başlatmamız gerekiyor. Türkiye'de aydınların, sivil toplumun bu anlamda hareketlenmesi gerekiyor. Çünkü CHP'nin önündeki süreç eğer olacaksa sadece Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP üst yönetimine bırakılamaz. O yüzden de ben Kemal Kılıçdaroğlu'na dışarıdan, entelektüellerden, sivil toplumdan destek gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu veya alternatif bir isim gelir bu kümeleri dışarıya açmak zorunda kalır, aynı zamanda medya, sivil toplum, aydınlar burada el ele vererek bu diyalektik ilişkiyi gerçekleştirirlerse o zaman CHP'nin seçmeninde de değişiklik olur. O zaman daha sosyal demokrat daha kucaklayıcı bir yapıya doğru seçmen de gidecektir.

DIŞARIDAN KATKI ŞART

Sizin bir dönem CHP'yi içerden dönüştürmek teziniz vardı. Umut Oran'la denediniz. Yeni önerdiğiniz bu mu?

Aslında önerim iki anda karşılıklı işleyecek bir sürecin başlaması. Bunlardan bir tanesi CHP'nin bugüne kadar içine kapanması sürecine de neden olan tüm politikalara daha eleştirel bir bakışın başlaması. Bu aynı zamanda CHP'nin farklı toplumsal kesimlere açılması demektir. İşte Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının bu dışa açılma sürecini başlatmasına paralel olarak hatta belki daha önce bizim dışarıdan yapacağımız katkıdır. Bu katkının ana nedeni şudur; CHP Türkiye için önemlidir ve dönüşmesi Türkiye için yararlı olacaktır. Buna inanan, böyle düşünen orta sınıflar, aydınlar, medya, sivil toplum kuruluşları bu sürece katkı vermelidir. CHP'nin farklı kümelerini oluşturan seçmenler, aydınlar, böyle bir tartışmayı başlatabilirse CHP kendi içindeki kapanmadan, bu krizden olumlu bir yere doğru gidebilir. Ama bu Deniz Baykal'ın geri gelişini değil, Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkan olmasıyla işleyebilecek bir süreçtir.

Ya Baykal dönerse?

Kasetin içeriği ile ilgili olarak bir açıklama yapmadan dönmesi ve bunun CHP üst yönetimi tarafından kabul edilmesi; partinin daha fazla içe kapanmasına ve partinin daha da sertleşmesine yol açar. Bu partinin daha fazla ideolojikleşmesine yol açar, rejim krizinin sürekli hale gelmesine yol açar.


CHP neden önemli?

Burada mesele CHP tartışması değil, genel anlamda sol tartışması yapmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Yani bugün Türkiye'nin CHP'den daha çok sol değerleri topluma taşıyacak merkez sola ihtiyaç var. Yaşadığımız kriz içe kapanan CHP'yi merkez sola doğru çekebilir. Çünkü 1992'den bu yana o değerler çok kan kaybetti. Farklı kimlikleri kucaklamakta çok zorlandı. Yüzde 20 seçmeni var ama bu yüzde 20 seçmen sabit bir seçmen. Ve sabit kimlikli olan bir seçmen: Şehirli, orta sınıf, Batılı kesim. CHP'de değişimi sadece Kemal Kılıçdaroğlu taşıyamaz. Kemal Kılıçdaroğlu dışında kalan, CHP değişsin diyen aktörlerin de kucaklayıcı bir söylemi ortaya çıkarmaları gerekiyor. Tartışma CHP odaklı olursa o, partiyi kendi içine ve kendi iç kavgalarına iter. Merkez sol odaklı yaparsak o, partiyi 1992'den bugüne giderek kaybetmiş olduğu sosyal demokrat değerlerle de birleştirerek daha açık, daha toplumu kucaklayıcı ve toplumun farklı kesimleriyle iletişime girebilen bir solu başlatabiliriz.

Siz katkıya hazırsınız katkı vermeye de CHP hazır buna?

Çok zor. O yüzden de bu bir kriz durumu. Bu zorlukta Baykal'ın gidiş biçiminin de etkisi var. Daha önemlisi CHP üst yönetimi de içe kapalı ve kast sistemi gibi çalışıyor. Bakın demeç verenlere vs. hep aynı isimler. Sanki 9 milyon CHP seçmeni aynı düşünüyormuş gibi ağlama seansları, açlık grevleri oluyor. Evet değişime çok zor açılabilecek bir parti ama denenmesi gerek.

CHP mi sol arayışların önündeki engel?

Machiavelli ulus-devlet kavramını kurarken Prens kitabında İtalya ve İtalya'daki şehir devletlerini anlatıyor ve 5 tane şehir devletinden en güçlü olan papalığı şöyle eleştiriyordu: Bugün İtalya'da çok ciddi bir yönetim krizi vardır çünkü en güçlü şehir devleti, İtalya'yı yönetememekte ama aynı zamanda diğerlerinin de yönetmesine izin vermemektedir. “Eğer bir ortamda güçlü aktör, yönetemiyorsa ve başkalarının da yönetmesine izin vermiyorsa o ortamda siyasi kriz çıkar” der Machiavelli. Ve bunun çözümü olarak da artık şehir devletleri değil ulus-devletin olması gerektiğini, yeni yönetim anlayışının ortaya çıkması gerektiğini söyler. CHP de bugüne kadar aynı Machiavelli'nin şehir devletindeki Papalık gibi bir rol üstlendi. Bugüne kadar bir çok alternatif arayışın içinde oldum ama hiçbiri başarılı olamadı.

Neden?

Çünkü biliyordum ki CHP var oldukça, bu hali ile dönüşmedikçe ya da marjinalleşmedikçe ve kendisi dışındakilere izin vermediği sürece merkez sol doğmayacak. Bu yüzden içinde olduğumuz kırılma anını önemsiyorum. Krizde olduğu için belirsizlik yaşıyor, bu bir boşluk yaratıyor. Benim önerim, alternatif parti arayışına gitmek yerine, yapılması gereken merkez sol değerlerin güçlenmesi ile ilgili tartışmayı açıp CHP'yi mümkün olduğu kadar o alana çekecek siyasal örgütlenmeye gitmektir. Bu bir hareket de olabilir, mesela eşitlik ve adalet hareketi gibi. Tüm Türkiye'de başlatılacak bir tartışma olabilir. Bu tartışmaların içindeki bazı aktörlerin, STK temsilcileri CHP'ye katılabilir. Dönüşüm böyle başlayabilir. Belki iyi niyetli bir temenni ama denenmesi gerekli.


Kim var bu komplonun arkasında?

Bence ne Fethullah Gülen Hareketi ile ne de AK Parti ile bir ilgisi yok. Baykal'lı bir CHP'nin ya da CHP+MHP'nin AK Parti'ye alternatif olmayacağını düşünen bir odak bunu yapan. Türkiye'de böyle şeyleri düşünen bir akıl var demek ki. Örneğin Türkiye'de bir asimilasyon değil de açılımlar olmasını isteyen bir devlet aklı bunu yapan. Türkiye siyasi tarihi zaten yavaş yavaş toplumun siyasete katıldığı, toplumun demokrasi istediği bir noktaya doğru gidiyor. Bence merkezin içinde bir grup Türkiye'nin bu gidişatında CHP'nin bu pozisyona artık engel olmaya başladığını görüp bu müdahaleyi yapmış olabilir.

Daha demokrat bir CHP isteyenlar mi bu işi yapanlar?

Muhtemelen evet.

Peki içeride mi, dışarıda mı?

Her ikisi de olabilir. Çünkü biz burada bunu kimin yaptığını bilmiyoruz. Fakat bu operasyon bir anlamda amacına ulaştı.

Nasıl ulaştı?

Bizim 20 yıldır yaptığımız akademik çalışmalar, alternatif siyasi arayışların başarmadığını bir kaset, 2 günde yaptı. Bakın siyasi cinayetlerden çıkardığım sonuçtan hareketle şunu ifade edeyim. Siyasi cinayetleri kimin yaptığını bulamıyorsun fakat niye yapıldığını ondan sonraki gelişen olaylara bakarak bulabiliyorsun. Bu kaset olayına da öyle bakmak lazım. Cemaat değil hükümet de değilse o zaman içeriye bakmak gerek.



14 yıl önce