|

Diziler çözüme ayak uydursun

Akil insanlar grubundan Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, terörün Türkiye'ye bugüne kadar maliyeti 480 Milyar dolar olduğunu söyledi. Gündoğdu, AK Parti'nin memuru oldular eleştirisine; '. Biz hükümetin değil milletin memuruyuz. Biz bu sürece katılarak taşı elimizi altına koyduk ve bunu bu ülkeye bir borç ödeme olarak görüyoruz' dedi

Murat Aksoy
00:00 - 8/04/2013 Pazartesi
Güncelleme: 23:08 - 7/04/2013 Pazar
Yeni Şafak
Diziler çözüme ayak uydursun
Diziler çözüme ayak uydursun
AK Parti çözüm sürecini toplumsallaştırmak amacıyla, Türkiye'nin yazar, akademisyen, sanaçtı, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan 63 kişilik bir âkil insanlar komisyonu kurdu. Komisyona çağrılan isimler, görevleri çok konuşuldu tartışıldı. Bunlara AK Parti'nin memurluğundan gittikleri yerde ne anlatacaklarına dair pek çok eleştiri yapıldı. Çarşamba günü açıklanan komisyon Perşembe akşamı bir araya geldi. Bu hafta Söyleşi-Yorum'da komisyon üyesi Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu ile konuştuk.
Zor görevlerinize bir yenisini eklediniz ve çözüm sürende akil insanlardan biri oldunuz. Ne diyeceksiniz?

Birincisi Türkiye'nin en önemli sorununun çözümü konusunda başlatılan sürecin parçası olmaktan mutluluk duydum, böyle bir tekliften de onurlandım. Ama akil insan sıfatı yüzünden de bir heyecan duymadım. Belki kendimi ve örgütümü önemsemek olacak ama biz Türkiye'nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi için her zaman mücadele içinde olduk. Ergenekon davasında demokrasinin. 2010'daki referandumda da özgürlüklerin, darbe karşıtlığında demokrasinin yanında olduk. Bu açıdan biz bireysel ve örgütsel olarak demokrasi ve sivilleşme mücadelesinin içindeyiz ve sürecin aktif parçasıyız. Akil insanlar arasına dahil olmak bizim yükümüzü değil ama sorumluluğumuzu arttırdı.

Toplantı nasıl geçti?

Toplantının başlagıcında Başbakan yaptığı konuşma ile hem süreci hem de sürecin başarıya ulaşması için aldığı risk, çözümün önemini paylaştı. Toplantının kapalı bölümünde de bizim çalışmalarımıza yönelik herhangi bir telkin ya da öneri olmadı. Bu açıdan kafamızdaki sorulara ancak Başbakan'a sorular sorarak aldık.

ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK İSTİYORUZ
Ne istiyor hükümet sizden?

Hükümet bizden başlamış olduğu çözüm sürecine destek olmamızı istiyor. Ama bunu nasıl yapacağımızı bize bırakıyor. Ki doğrusu da bu. Bu açıdan bizler hükümetin söylemlerini kullanan, onların çözümünü kullanan, bunu halka anlatan insanlar olamayız. Biz hükümetin değil milletin memuruyuz ve gittiğimiz yerde anlatacağımız da bu sorunun çözümün neden önemli olduğu, Türkiye'ye maliyeti ve yarattığı her türlü maliyeti anlatmak ve destek istemek olacaktır. Biz bir biçimde bu sürece katılarak taşı elimizi altına koyduk ve bunu bu ülkeye bir borç ödeme olarak görüyoruz.

Hükümetten bir telkin yok…

Evet, olamazda. Telkinin olduğu yerde sivilleşme, özgürleşme olmaz. Çünkü bizler hükümetin memuru değiliz. Bizler toplumun memuruyuz ve toplumda bu sorun artık çözülsün diyor. Biz yıllardır Türkiye'nin demokratikleşmesi, sivilleşmesi için nasıl çalıştıysak. Sorunun çözülmesini demokratikleşmenin parçası gördüğümüz için destek vereceğiz. Biz terörün bitmesini ve Türkiye'nin tam demokratik ve bölgesinden önemli bir güç olmasını arzu ediyoruz.

63 isim de farklı birbirinden. Mesela sizin alanda rakip içinde olduğunuz sendika başkanı da var…

Aslında bu bile hükümetin bu isimleri seçerken kendine memur aramadığını gösteriyor. Bu 63 kişiyi başka bir konu için bir araya getirmeniz zordur. Ama bu 63 kişiyi bir araya getiren Türkiye'nin barış isteğidir. Komisyonda olan KESK Başkanı ile ne özgürlüklerde ne demokraside ne de dini değerlerde anlaşmamız zordur ama bu platformda bir araya geldik. Bu bence Türkiye için bir şans. O akşam benim söylemlerinden rahatsız olduğum insanlar da oldu. Ama oraya bu sorunun çözümüne katkı sunmak için gitmiştik. Bunu da elimizden gelen en iyi şekilde yapacağız. Benim bireysel olarak katkım, teröre kaynaklık eden bataklığı kurutmaktır.

DEMOKRATİKLEŞME SÜRMELİ
Nasıl?

Bizim bu sorunun çözümü konusunda hazırladığımız 35 maddelik bir rapor var. Bu raporu o akşam Başbakan ve diğer tüm katılımcılara sundum. Bunun 13 maddesi bu hükümetin ve Meclis'in yapması gerekenler.

Mesela…

Bir kere çözüm sürecinin etnik tema yerine insan hakları, insan onuru ve ifade özgürlüğü esas alınarak yürütülmesi bizim açımızdan önemli. Çünkü çözüm demokraside ve demokrasinin derinleştirilmesinde. Demokrasinin bütün kural ve kurumlarıyla tam ve koşulsuz yaşandığı ülkede bütün bireylerinin kendisini eşit vatandaş görebilmesini gerekiyor. Eşit vatandaşlığı gerçekten yaşanan bir değer haline getirmekse, insanı ve onurunu esas alan bir siyasal sistemle mümkündür. Bu noktaya varıncaya kadar özellikle ekonomik alanda bölgeye her açıdan pozitif ayrımcılık yapımlıdır.

TV'DEKİ DİZİ SENARYOLARI DEĞİŞMELİ
Siz toplantıda 35 maddelik bir rapor sundunuz, neler var o raporda?

Raporumuzda en çok vurgu yaptığımız konu demokrasi. Çünkü çözümün temeli demokrasi. İkincisi barış dili bu süreçte çok önemli. Bakın bazı TV dizileri var. Bu dizilerin çözüme katkı yaptığınız söyleyebilir misiniz?

Hayır...

Hayır çünkü, o diziler hala savaş mantığı ile çekiliyor. Bunu değiştirmek lazım. Bu konuda başta hükümet ve RTÜK'e görev düşüyor. Eğer çözüm diyorsanız dilinize de dikkate deceksiniz. Bir zamanlar çözüm, çözelim demek bile suçtu. Çözüm iradesinin zihinlerle, kardeşlik senfonisinin gönüllerle birleştiği bir iklimi nihayet hep birlikte oluşturduk. Biz bunun kalıcı hale gelmesine katkı sunmaya çalışacağız.

BARIŞ DİLİ ŞART
Ne yapılmalı?

Bu dizilere müdahale edilmeli. Terörü ve terörle mücadele faaliyetlerini konu edinen dizilerin yapımcısı ve senaristleri ile görüşülerek, çözüm süreci çerçevesinde senaryolarında konsept değişikliği yapmaları istenebilir.

Bu etkili olur mu?

Elbette. Sonuçta eğer çözüm sürecindeysek herkes barış diline sahip çıkmalıdır. Bence şu anda TV'deki diziler ne yazık ki, Kürtleri kötüleyip, dışlayan bir dile sahip. Senaryolara barış dili değmesi dizilerin de sürece desteği anlamna gelir.

Başka ne var?

Bölgeye her açıdan pozitif ayrımcılık öneriyoruz. Bölgesel kalkınma farkının kapatılması, bölgenin her açıdan Türkiye'ye entegre olması çok önemlidir. Bölgenin geri kalmasında terörün yrattığı ağır maliyetin rolü vardır.

Terörün maliyeti 480 milyar dolar
Sizin bir çalışmanız var mı, nedir terörün Türkiye'ye maliyeti?

Biz memur sendikası olarak zam pazarlığı yaparken hükümetin kullandığı temel argüman para yoktur şeklinde. Bunun nedenini de bize Türkiye terörle mücadeleye 480 milyar dolar harcamasıyla açıklarlar. Bu konuda eminim hükümetin elinde yeterince veri var ki bu rakamı ifade edebiliyor.

Eminin fazlası vardır ama azı yoktur. Oysa ekonomik olarak bölgeye yapılacak pozitif ayrımcılığın maliyeti teröre harcanan yıllık harcamanın yüzde 1'i bile olmaz. O bölgeye ekonomik yatırım, teşvik, eğitim yatırımı yapılarak, memurlara daha yüksek ücret ödenerek bölge Türkiye'ye entegre edilmeli ve bölgesel kalkınmışlık farkı azaltılmalıdır.


11 yıl önce
default-profile-img