|

Fransa da G.Kıbrıs gibi şok yaşayacak

Dünyaca ünlü iktisatçı Prof. Daron Acemoğlu, Güney Kıbrıs'ta ayaklanmalara neden olan ekonomik krizin Avrupa'nın güçlü devletlerini de tehdit ettiğini söyledi. Acemoğlu, Fransa'nın da benzer bir kriz yaşacağını söyledi.

Burcu Bulut
00:00 - 24/03/2013 Sunday
Güncelleme: 22:16 - 23/03/2013 Saturday
Yeni Şafak
Fransa da  G.Kıbrıs gibi şok  yaşayacak
Fransa da G.Kıbrıs gibi şok yaşayacak

Dünyaca ünlü iktisat profesörü Daron Acemoğlu, Güney Kıbrıs'ta yaşanan krizin çözümü için Avrupa'nın izlediği stratejinin yanlış olduğunu söyledi. Fransa ve Almanya'daki bankaların da risk altında olduğuna dikkat çeken Acemoğlu 'Özellikle Fransa'da bankaların durumu çok kötü. Krizin Fransa'ya da sıçramasından korkuyorum' dedi.

'Uluslar Neden Başarısız Olur?' isimli kitabınızdan yola çıkarak şunu sormak istiyorum: Bugün baktığımızda gerek Amerika gerekse Avrupa ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Sizce nerede hata yaptılar?

Ulusların başarılarından ya da başarısızlıklarından uzun dönemli bir vizyonel bakış açısıyla bahsediyoruz. Evet Amerika ve Avrupa'nın çok derin problemleri var. Fakat Amerika yine de başarılı. Kişi başına düşen gelire bakarsanız dünyanın en zengin devletlerinden. Hâlâ ekonomisi açık ve yeni teknolojiler, yeni ürünler üretiyor. Burada vurgulanması gereken, Amerika gibi kapsayıcı kurumların kendi sürekliliklerini nasıl devam ettirebileceği… Sorulması gereken soru da 'Acaba şuanda Amerika krizi atlatıp devam edebilecek mi yoksa aslında kurumsal olarak bazı çıkmazlara mı girdi?'

OBAMA BAŞEDEMİYOR

Obama'nın ekonomiyi kötü yönettiği ve bu nedenle ülkeyi çıkmaza soktuğu kendisine getirilen en önemli eleştirilerdendi. ABD, Obama'nın ikinci döneminde ekonomik anlamda yükselişe geçebilir mi?

2007'de başlayan kriz çok derindi. Doğru politikalarla bile atlatmak kolay olmadı. Bu nedenle tüm suçu Obama'ya yüklememek lazım. Diğer yandan Obama ve takımının doğru yaptığı atılımlar olduğu gibi tabii ki hataları da oldu.

Ne gibi doğru atılım ve hatalar bunlar?

En önemli doğruları banka sektörünün batmasına izin vermemeleri oldu. Eğer banka sektörü batsaydı, problemler çok daha büyürdü. En büyük hataları ise özellikle tüketici sektöründe; ev sahibi insanları bataklıktan çıkaramamaları oldu. Bu durum ekonomiyi çok yavaşlattı. Burada dikkat edilmesi gereken büyük bir asimetri var: 'Bankalara çok büyük yardımlarda bulunuluyor ama ev sahipleri kurtarılamıyor.' Diğer yandan bankalara verilen yardımlar kısa vadede kurtarıcı rol oynasa da bir sonraki krizi tetikleyen başlıca unsur oldu. Amerika'daki problemlerin en önemli nedeni büyük bankaların çok fazla risk almasıydı. Şuanda ise ABD'deki bankaların daha da büyüdüklerini, risklerini de en az kendileri kadar artırdıklarını görüyoruz. Yani tehlike geçmiş değil! Bu da bize Obama'nın ve özellikle Maliye Bakanı Tim Geithner'ın bu problemlerle doğru yöntemlerle baş edemediğini gösteriyor. Ama bence Obama'nın en büyük problemi orta vadeli ekonomik sorunlara elini sürmemesi oldu. ABD'nin çok büyük bir mali problemi var.

Mali problemlerle kriz zamanında uğraşmak doğru bir strateji olur muydu?

Kriz zamanlarında 'vergileri hemen artıralım ya da harcamayı keselim' demek büyük hata olurdu. Obama'nın krizden başlayarak orta değerli bir plan yapması gerekirdi. Bu planın bir parçası olarak da sadece zenginlerden değil herkesi kapsayacak şekilde vergilerin artırılması aynı zamanda harcamaların da kısılması gerekiyordu.

FRANSA'NIN DURUMU KÖTÜ
Peki ya Avrupa? Kriz orada nasıl bir rüzgâr estirecek ve sizce bu rüzgârdan Türkiye de etkilenir mi?

Güney Kıbrıs meselesi Türkiye'yi etkilemez ama eğer Güney Kıbrıs problemine doğru çözüm getirilemezse o zaman Avrupa'nın problemi daha da derinleşir. Avrupa krize girerse bunun Türkiye'ye de etkisi olur. İhracat anlamında bibzim için hâlâ büyük bir kapı. Avrupa'nın yapması gereken şey, kısa vadede bankacılık sisteminin çökmesini engellemek, orta vadede ise bankacılık sistemindeki riskleri azaltmak. Özellikle banka borçlanmalarını asgariye indirebilmeleri gerekir. Bunların hiçbiri şimdiye kadar yapılmadı. Yunanistan'daki problemin bir bölümü, İspanya ve Güney Kıbrıs'ın ise tüm sorunu buydu. Benim korkum bu krizin bundan sonra özelleikle Fransa ve Almanya'ya da sıçraması.

Fransa ve Almanya ekonomilerinin durumu nasıl?

Almanya'nın ekonomisi çok iyi durumda ama ufak bankalarda çok büyük bir risk var. Bu risk kontrol altında değil. Fransa bankalarının durumu ise daha da kötü. Büyük bankalarda bile çok büyük riskler var. Özellikle Güney Avrupa'ya büyük oranda açılım söz konusu.

Almanya'nın ekonomik durumunun AB üyesi diğer ülkelere göre çok daha iyi olmasından ötürü mü, AB ile ilgili alınacak kararlarda Almanya son sözü söyleyen ülke rolünü üstleniyor?

Almanya'yı korumak istemiyorum ama ele aldığımız tüm problemlerde mesela Yunanistan, İspanya ve Güney Kıbrıs'a para transferlerinde en büyük meblağ hep Almanya'dan geldi. Almanya dışında ekonomileri hızlı bir şekilde büyümeye devam eden Hollanda, Finlandiya gibi birkaç tane ülke var. Doğal olarak bu ülkeler de tıpkı Almanya gibi para transferlerini kayıtsız şartsız gerçekleştirmek istemiyorlar. Bu konuda Almanya ile hem fikirler. Bence anlaşılır bir durum. Almanya'nın bazı konularda aldığı tavır doğru. Sürekli para transferleri olacaksa aynı zamanda mali bir birliğin de sağlanması gerekir. Ama Almanya'nın Güney Kıbrıs konusundaki yaklaşımı yanlış oldu.

Almanya nasıl oldu da bunu hesap edemedi?

Burada politik olayların devreye girdiğini söyleyebilirim. Alman seçmeni haklı olarak 'Yunanistan'a, İspanya'ya, İtalya'ya verdik; artık yeter' dedi. Almanya'da kafalardaki en önemli soru 'Güney Kıbrıs'a para veriyoruz ama bundan kim yararlanacak?' sorusu herhalde. Cevabı da belli: Ruslar! Çünkü Güney Kıbrıs bankacılığındaki paranın çok büyük bir bölümü Rusya'dan geliyor. Güney Kıbrıs'ta iş yapan Rusların çoğu vergi kaçakçısı. Almanlar da haklı olarak 'Niye Güney Kıbrıs'taki vergi kaçakçılarına yardım edelim?' diyorlar. Ama bunun çözüm şekli doğru değildi. Burada politikacıların biraz daha yaratıcı bir yaklaşım sergilemeleri gerekirdi.

Erdoğan diğerlerinden farklı, karizmatik lider

Üzerinde çalıştığınız yeni kitabınızda ekonomiyi belirleyici gücün liderler olmadığını söylediniz. Başbakan Erdoğan'ın Türk ekonomisinin gelişmesindeki rolü için ne diyeceksiniz?

Başbakan Erdoğan gerçekten çok karizmatik bir lider. Onun diğer liderlerden farklı bir duruşu olduğunu Türkiye'yi yurt dışından takip edenler esasında çok daha iyi görüyorlar. Çünkü Türkiye'nin uzun zamandır görmediği ve özlediği başarılı bir lider. Türkiye'nin önemli bir kesiminin sesi oldu. Özellikle askerin siyasetten çekilmesi ve bu konuda atılan adımlarla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi. Ama kurumsallaşabilmek lazım. Özellikle Türk parlamentosunun kurumsallaşması şart.

En çok alıntı yapılan 10 kişiden biri

IDEAS/RePEC araştırma veri tabanına göre, 'Dünyada en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist' arasına giren Daron Acemoğlu 1967 yılında İstanbul›da doğdu. Ermeni asıllı ekonomist, Galatasaray Lisesi›ni bitirdikten sonra Lisans derecesini İngiltere'nin York Üniversitesi'nde tamamladı. Acemoğlu, yüksek lisans ve doktora derecelerini ise bu dalda en prestijli okullardan olan London School of Economics'den aldı. 1993'te ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) ders vermeye başlayan Acemoğlu, MIT'deki akademik kariyerinin ilk yıllarında, iktisat alanındaki tarihi yayınlardan biri olan 'The Economic Journal'daki çalışması ile '1996 Yılının En İyi Makalesi' ödülünü aldı. 2000 yılında profesörlüğe yükselen Acemoğlu, Türkiye Bilimler Akademisi tarafından 2006 yılında Bilim Ödülü'ne layık görüldü.

3-4 puanlık büyüme bu Türkiye'ye az
Türkiye üst üste ekonomik krizler yaşamış bir ülke. Son 10 yıldır ise istikrarlı bir ekonomik büyüme içinde.
Türkiye ekonomisinin geldiği nokta ve geleceği için ne düşünüyorsunuz?

10 yıl önceki durumu düşünürsek; Türkiye ekonomisi yükselen bir değer ve çok iyi bir durumda. Kriz yaşamadığı gibi etrafındaki dalgalanmalardan da etkilenmiyor.

Peki 10 yıl önce neden böyle değildi?

Çünkü AK Parti döneminde yapısal reformlar yapılmaya başlandı ve ekonomi tabanını genişletilei. Sadece İstanbul'daki birkaç holdingin değil, Anadolu'daki işadamlarının da önü açıldı. Bu işadamları ekonomiye katkıda bulundu. Ama Türkiye'nin hâlâ potansiyelinin altında olduğunu düşünüyorum. Türkiye gibi Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya bu kadar yakın olan bir ülkenin yüzde 3-4 büyümemesi lazım.

Tam olarak neler yapılmalı?

Türkiye'de hukuk zayıf. Başarılı olmak için hâlâ devletin desteği lazım. Bu da yenilikçiliği kıran ve belirsizlik yaratan bir durum. Belirsizlik de özgürlükleri kısıyor.

Güney Kıbrıs'taki Rus parası kirli

Ruslar, Güney Kıbrıs'ta para yiyorlar o zaman bu soruna da onlar çözüm bulsun' düşüncesi doğru bir yaklaşım değil. Çünkü bu Rusya'nın Geney Kıbrsta'ki etkisini artırıyor. Ayrıca Rusya'dan gelen para çok temiz değil. Bankacılığa olan güveni de azaltıyor. Eğer bu paraların doğru kaynaklardan gelmediği düşünülüyorsa nasıl ABD, İsviçre'deki bankalarla iletişime geçip vergilerini ödedi benzer bir sistemle hareket edilebilirdi. Güney Kıbrıs konusunda ABD'nin İsviçre tecrübesi örnek alınmalıydı. 'Yüzde 10'nu biz alacağız' yaklaşımı doğru stratejinin ürünü değildi; başarılı da olmadı. Bundan sonrasında Ruslardan bir yardım gelebilir ama bunun orta vadede ne tür sonuçları olur bundan emin değilim.

Çin hâlâ fakir bir ülke

Çin bu hızla gitmeye devam ederse ABD ekonomisini geçebilir ama önemli olan kişi başına düşen gayri safi milli hasılanın ne olduğudur. Bu açıdan bakılırsa, Çin hâlâ orta halli hatta fakir denebilecek bir ülkedir. Bu süreçte büyümesi tabii ki çok güzel. Dünyanın en fakir, en kötü organize olmuş ülkelerindendi. Önce tarımda sonra da endüstride büyüdü. Rusya, Almanya gibi ülkeler iç kaynaklarla büyümeye çalışıyorlardı fakat büyümeleri Çin kadar hızlı olmadı. Çünkü Çin, tüm dünyaya kendi işgücünü pazarlamaya başardı. Fakat aynı Çin kapsayıcı kurumlar sınıfına geçemedi. İşte bu nedenle hâlâ yeni ürünler, yeni teknolojiler üretemiyor ve yakın zamanda yapılacağına dair bir ışık da görmüyorum. Gelecek 20-30 sene boyunca büyümeye devam etse bile ABD'nin seviyesine gelemeyecek. Yaptığım analizlerin sonuçları diyor ki; Çin bu şekilde büyümeye devam edemeyecek… Belki 10 sene daha sürecek büyüme. Sonra o da diğer ülkeler gibi duraklama dönemine geçecek. Dünyanın teknoloji lideri ABD kişi başına düşen GSMH ile dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmaya devam edecek.

11 years ago