|

Generaller Atatürkçülük'ten sınıfta kalır

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu'na atanan Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne, Atatürk'ün 27 Mayıs darbesinden bu yana istismar edildiğini belirterek Kurul'da yapacağı görevle "Atatürk'e itibarını yeniden kazandıracağını" söyledi 'Atatürkçülük' kavramının darbelere meşruiyet kazandırmak için zırh olarak kullanıldığını dile getiren Türköne, "General düzeyine gelmiş askerleri 'Atatürkçülük' konusunda sınavdan geçirsek hepsi sınıfta kalır. Kafalarına göre saçmasapan şeyler anlatırlar" dedi

Burcu Bulut
00:00 - 4/01/2012 Çarşamba
Güncelleme: 00:04 - 4/01/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
Generaller Atatürkçülük'ten sınıfta kalır
Generaller Atatürkçülük'ten sınıfta kalır
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu'na Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne'nin yönetim kurulu üyesi olarak atanması tartışmaları beraberinde getirdi. Atamaya bir kesim tarafından yoğun şekilde tepki gösterildi. Zaman gazetesi yazarı da olan Türköne'ye bu tepkilerin sebebini sorduk. Türköne "Atatürkçülüğün, Atatürk'le alakası olmadığını, Atatürk ticareti yapanların uydurduğu bir ideoloji olduğunu söyledim.
Kendisini Atatürkçü olarak niteleyenler beni 'bunu söyleyen biri nasıl olur da böyle bir kurula üye yapılır' diye eleştirdiler" dedi. Yakında radikal değişiklikler yapacaklarını söyleyen Türköne, bu çalışmalarıyla, Atatürk'ün itibarını yeniden kazanacağını belirtti. Atatürkçülük, ordu, Kürt sorunu ve başörtüsü gibi pek çok konuda konuştuğumuz Türköne'nin çarpıcı açıklamaları şöyle:

Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu yönetim kurulu üyesi oldunuz. Nasıl oldu bu?

Kurul ile ilgili kanun çıkalı birkaç ay oldu. Kanun çıktıktan sonra yönetim kurulu üyeleri atandı. Bu kurul anayasada yer alan anayasal bir kurum. Ben de Cumhurbaşkanlığı kontenjanından giren bir yönetim kurulu üyesiyim.

Yönetim kurulu üyeliğiniz oldukça tepki gördü. Sizce neden?

Atatürkçülüğün, Atatürk'le alakası olmadığını, Atatürk ticareti yapanların uydurduğu bir ideoloji olduğunu söyledim. Kendilerince dogmatik, skolastik bir ideoloji geliştirmişler. Ve bunun adı tek kelimeyle zırvalık! Kendisini Atatürkçü olarak niteleyenler beni "bunu söyleyen biri nasıl olur da böyle bir kurula üye yapılır" diye eleştirildiler. Rahatsız oldular.

ATATÜRKÇÜLÜĞÜ DARBE İDEOLOJİSİ YAPTILAR
Eleştiri oklarını üzerinize yönelten sizin deyiminizle bu "sözde Atatürkçüler" kimler?

CHP büyük ölçüde Atatürkçülüğü bir ideoloji olarak benimseyip, savunan bir siyasi parti. Bunda Kemalizm'in altı okunun hâlâ CHP'nin ambleminde bulunmasının payı büyük! Ve Türkiye'de darbe ideolojisi Atatürkçülük olarak savunuluyor. Askerler çıkıp da "Atatürk ilke ve inkılâplarına sonuna kadar bağlıyız" diye bas bas bağırdıkları zaman "ha bunlar darbe yapmak istiyorlar" şeklinde okumamız gerekiyor! Çünkü Atatürk ideolojisinin en kuvvetli ifade edildiği anlar darbe anları. Atatürkçülük darbeciliğin yan desteği olarak kullanıldı. Ben de çok açık ve net bir şekilde Atatürk'ün düşüncelerinin bir darbe ideolojisine dönüştürülmesinin bu ülkenin ortak değeri olan Atatürk'e haksızlık olduğunu söyledim.

ATATÜRKÇÜLÜĞÜN İCADI 27 MAYIS DARBESİ SONRASIDIR
Atatürk'ün Atatürkçülük söylemi altında istismarı ilk olarak ne zaman başladı?

Atatürkçülük 1950'li yılların ikinci yarısında CHP ve Demokrat Parti (DP) arasındaki rekabette ortaya çıkıyor. İsmet İnönü zamanında Atatürk ismi ortada yok! Sadece "Milli Şef İnönü" var. İnönü bu sırada Atatürk'ün adını yok edip kendi ismini hafızalara kazımaya çalışıyor. DP de ona karşı muhalefet ederken Atatürk'e sığınıyor. 27 Mayıs darbesinde de askerler Atatürk'ü bir zırh olarak önlerine koyup darbeye meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar. Ama bence gerçek anlamda Atatürkçülüğün icadı 27 Mayıs darbesi sonrasıdır!

Peki sizce Atatürkçülük nedir?

Demokrasi karşıtlığı, sandıktan çıkan iktidara muhalefet etmek, devlet içinde ayrıcalık talep etmek, devletin bir azınlık tarafından yönetilmesini savunmaktır. Biri "Ben çok Atatürkçüyüm" dediği zaman 'demokrasi düşmanı' olarak algılıyorum. Atatürkçülüğü, askeri vesayeti devam ettirmek isteyenler kullanıyor.


Bıraksınlar Atatürk'ü hepimiz sevelim
Bugün Türkiye'de "Atatürk'ü sevenler-sevmeyenler" gibi bir kutuplaşma söz konusu. Bunun nedeni tam olarak nedir?

Atatürk konusunda kutuplaşma yok! Atatürkçülük konusunda var. Bunun Atatürk konusunda kutuplaşma olarak yansımasının sebebi Atatürkçülerin Atatürk'ü tekellerine almaları. Diyorlar ki "Atatürk bizim oyuncağımız!" Bu yaklaşım halkın geri kalanı için Atatürk imajına zarar veriyor. Bıraksınlar hepimiz sevelim.

Ordu, Atatürkçü bir kurum ve herkesin Atatürkçü olmasını istiyor. Bu yaklaşım anlattıklarınızı dikkate alırsak doğru değil mi?

General düzeyine gelmiş askerleri bir sınıfa sokup 'Atatürkçülük' konusunda sınavdan geçirsek hepsi sınıfta kalır. Kendi kafalarına göre saçma sapan şeyler anlatırlar. Hiçbiri Atatürkçülüğün ne olduğunu bilmez! Ortaöğretimde Atatürkçülüğü ezberleten öğretmenlerin bildiği Atatürkçülük de yanlış! Canları neyi nasıl isterse anlatıyorlar. Pazarlamaları bu şekilde. Bu doğru değil! Maalesef orduda da aynı hastalıktan muzdarip.

Bugün ordunun çizgisinin değiştiğini düşünüyor musunuz?

Ordu siyasete müdahale edemez hale gelince Atatürkçülük lafları da azaldı. Atatürkçülük, askeri vesayet aracı olarak hep kullanıldı. Asıl olan demokrasiyi koruma ve demokrasi dışı güçlerin bunu engellemesine fırsat vermemek! Türkiye artık buna izin vermiyor!

KURUMLAR ATATÜRKÇÜ OLMAMALI
Sizce Türkiye'de kurumlar Atatürkçü olmalı mı?

Kurumlar Atatürkçü olmamalı. Çünkü belli bir ideolojiyi savunmak laikliğe de aykırı! Devletin ideolojisi olmaz! Devlet uzak durmalı. Anayasa'nın 10. maddesini de bu gözle okumak gerekir. Ama insanlar Atatürkçü olabilir. Tabi Atatürkçü olmak kadar olmamak hakları da var!


Musul sorunu çözülseydi Kürt meselesi olmazdı
Kürt sorunu yüzyıllardır var. Bugün de Atatürk'ün Kürtlere özerklik vermek istemesi tartışılan konular arasında. Bu konuda ne diyeceksiniz?

O dönem olup bitene bakmak lazım! 1. Dünya Savaşı'na Türkiye girdiği zaman Kürtler devleti destekliyorlar. Kurtuluş Savaşı'nda da desteklerini sürdürüyorlar. İsteseler isyan edip "Biz bağımsız devlet kuracağız" diyebilirler. Demek ki Kürtlere verilen bir vaat var. Ben Musul meselesinin çözülememesi yüzünden Kürtlere verilen özerklik sözünden vazgeçildiğini düşünüyorum. Kürtler haksızlığa uğradılar.

Peki Musul meselesi çözülseydi? Ne değişirdi?

O zaman özerk bir Kürt devleti olurdu. Kürt sorunu diye bir şey olmaz, bugünkü karışıklıklar yaşanmaz ve tarih bambaşka gelişirdi.

KÜRTLER BAĞIMSIZ DEVLET İSTEMEZ
"Bağımsız Kürdistan" başlıklı yazınızda, doğuda referandum yapılsa "Kürtler acaba ne ister? Nasıl bir sonuç çıkar?" diye soruyorsunuz. Bu sorunun cevabını buldunuz mu?

Doğuda şartlar normalleştiğinde, özgür iradeleriyle Kürtler arasında bir referandum yapılsa bağımsızlık talebi yüzde 10'nun altında oy alır. Haklarının tanınmasını isterler ama bağımsız bir devlet kurmak istemezler.

Ne gibi haklar isterler mesela?

Kürtlerin eşit vatandaş haline gelmesi lazım. Kürt-Türk eşitliği şart! Bunun yolu da Kürtlerin Kürt olarak tanındıkları bir devlet olmaktan geçiyor. Kürtlere anadilde eğitimin yapıldığı bir Türkiye sunmak gerekir ve bence Türkiye bu noktaya geldi. Kürtçe eğitim hakkı verilmeli.


Halka gerçek Gazi'yi anlatacağız
Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu'nda ne gibi değişikleler yapmayı planlıyorsunuz?

Atatürk'ün istismar edildiğini düşünüyorum. Kurulda yapacağım görevle Atatürk'ün itibarını yeniden kazanmasını sağlayacağım.

Nasıl olacak bu?

Türkiye'de içinde Atatürk geçen tüm şiirler kutsal! Berbat, rezalet Atatürk şiirleri var. Çocuklara ezberletilen Atatürk şiirlerini süzgeçten geçireceğiz ve kötü Atatürk şiirlerinden kurtulacağız! Atatürk resimleri ve büstleri konusunda sıkıntılar var. Kalın kaşlı, korkunç görünüşlü Atatürk resimleri var. Bir standardı yok! Sanki çocukları korkutmak için konmuş! Bu yüzden gülen, tebessüm eden Atatürk resimlerini tercih edeceğiz.

Bir ara Atatürk büstlerinin sayıca çok olması da tartışma konusuydu…

Sayısının azaltılmasını talep belirler. Atatürk büstü yaparak Atatürk sevgisi de kazanılmaz! Bir de şu var. Mesela 19 Mayıs Bayramı'nı çocuklar için işkence olmaktan çıkarmak lazım.


Başörtüsü siyasi değil artık sosyal bir sorun
Sizce Türkiye'de başörtüsü bir sorun mu hâlâ?

Başörtüsü siyasal bir sorun olmaktan çıktı, sosyal bir sorun olması ise son derece doğal! Türkiye'de başörtüsü artık istismar aracı değil! Askerler başörtüsünü darbe gerekçesi olarak, üniversiteler de o ilkel derebeylik düzenleri için kullanıyorlardı. Artık bu kalmadı. Toplum içinde sorun olarak kalabilir bu çok da önemli değil bence.

Neden?

Mesela Yeni Şafak'ın yaptığı haberde Borusan ilan verip kırdığı potu düzeltmeye çalışıyor. Serbest piyasa düzeni içinde kazançlı olmak isteyen herkes ötekine saygı göstermek zorunda. Ünlü Amerikan markası Tommy Hilfiger, "Ürünlerimi zenciler almasın" demişti ve ürünleri beyazlar tarafından yok satılmıştı. Aynı mantıkla başörtüsü üzerinden de ticari amaçlı bir açıklama yapılmış olabilir. Bu tür istismarlara takılmamak lazım. Her zaman her yerde olur!


93'lere devlet değil, PKK dönüyor

Uludere faciasında kasıt var mı sizce?

Bu bir istihbarat hatasına dayanıyor. Devletin suçlandığı bir trajedi. Bu tür istihbarat hatalarının artık imkânsız hale gelmesi lazım. Oradaki ailelerin başı sağ olsun! Başka ne denebilir ki!

Bu facianın arkasında Kürt deyince terörist algısı da yatıyor olabilir mi?

Evet, Türkiye'nin batısı Kürt deyince terörist olarak algılıyor ama devlet bu noktada çok daha dikkatli! Kürdü teröristten ayırıyor. Ama sonuç hakikaten inanılmaz bir trajedi.

"Türkiye 93'lere mi dönüyor?" soruları gündemde şu sıralar...

93'lere asıl dönen PKK'dır. Devlet kanun içinde kalmaya özen gösteriyor. Yaşananlardan ders çıkarıldı. PKK'ya yönelik operasyonlar öldürmemek üzere yapılıyor. Mesela Cudi Dağı'nda 27'si ölü 32 PKK'lı ele geçirildi ama onları sağ yakalamak için çok uğraştılar. Bu devlet adına bu çok önemli bir değişim.


19 Mayıs kutlamaları kalkmalı

19 Mayıs kutlamaları akla, bilime, eğitime her şeye aykırı. Bu kutlamalar kalkmalı. Mayıs ayının başından sonuna kadar okullar sırf bu kutlamalar için eğitim yapmıyor. Bu törensel ritüeller de faşist İtalya'dan alıntı. Bizden başka hiçbir ülkede de böyle tören falan yok! Faydası sıfır hatta eksi düzeyde. 19 Mayıs'ın zoraki törenleri ile Atatürk yıpratılıyor. İşte biz Atatürk imajını bu değişikliklerle düzelteceğiz.



12 yıl önce
default-profile-img