|

Haşim Haşimi: Ergenekoncular Kürt meselesini tepe tepe kullandı

Kürtlerin etkin isimlerinden, eski siyasetçi Haşim Haşimi; “Ergenekon davası Türkiye için tarihi bir fırsattır. Geç de olsa Ergenekon tasfiye sürecine girmiştir. Bugün Ergenekon belli ölçülerde kontrol altına alındığı için Kürt sorunu da çözüm bağlamında konuşulur bir zemin yakalamıştır. Sorunlar nasıl birbirini etkiliyorsa, çözümler de birbirini etkiliyor. İyi şeyler olacak, iktidar kararlı, devlet çözüme ikna oldu” diyor

Mehmet Gündem
00:00 - 10/08/2009 Pazartesi
Güncelleme: 03:33 - 10/08/2009 Pazartesi
Yeni Şafak
Haşim Haşimi: Ergenekoncular  Kürt meselesini  tep
Haşim Haşimi: Ergenekoncular Kürt meselesini tep

Bireyin ve toplumun hayatında sorun her zaman vardır. İnsanı, toplumu ve devleti anlamlı kılan şey o sorunlar karşısındaki sağlam duruşu ve çözüme dönük akılcı tavrıdır.

Sorunlar bizi test eder. Aczimizi yüzümüze vurdukları gibi gizli kalmış gücümüzü de keşfettirirler.

Sorun varsa mutlaka bir çözüm ya da çıkış yolu da vardır. Sıfırlanmadığı yerde etkisi minimal hale getirilebilir. Bu hem karakter, hem algı, hem de yetenekle ilgili bir durumdur.

Küçük sorunlara boyun eğenler, olumsuzluğu kanıksayanlar ve mağlup yaşamaya teslim olanlar kendilerinde yeni bir kötü huy inşa ederler. Bu yapıdaki birey-toplum ve devlet zamanla hayattan kopar, yaşamayı başkaları için sorun üretmekte görürler.

Sorunlara yenilenler sorun olmaktan haz duyarlar.

Birey neyse, onu temsil eden devlet de odur. Sorunu çözmeyenleri sorunlar çözüyor ve tasfiye ediyor. Bugün Kürt sorunundan beslenen devlet ve devletin bazı adamlarının devri kapanıyor. Aynı sorundan beslenen bazı Kürtlerin de devri kapanıyor.

Devletin, Türklerin, Kürtlerin sorun çözme yetenekleri arttıkça, huzur hepimiz için gittikçe daha fazla paylaşılan ortak değer haline geliyor.

Paralel yaşamlar birbirini etkiliyor. Neyse ki artık pozitif etkileniyor, pozitif etkiliyoruz. Kürt sorunu paralelinde pekçok sorunu da açık gizli çözmeye başlandı. Şimdi yeni sorunlar aramanın, yeni şeyler konuşmanın vaktidir… Yani ertelenmiş güzel hayatları yaşamanın vakti… Sorunsuz hayat yok, sorunları çözülmüş hayatlar var…



Cizre Belediye Başkanlığı ve milletvekilliği yaptınız. Meclis'te göç üzerinden Kürt sorununu inceleyen rapor hazırlamıştınız, ne vardı o raporda?

Devletin bazı birimlerinde çeteleşmeye gidildiğini tespit etmiş, kirlenmenin, ülkeyi sıkıntıya sokacağını belirtmiştik. Kürt kimliğinin kabulü, kültürel hakların tanınmasını istemiştik.

Kürt sorunu ile Güneydoğu sorunu aynı mı?

Hayır, Güneydoğu sorunu ekonomik, Kürt sorunu siyasi…

Türkler ve Kürtler, iki tarafta da ağır bir travma yaşandı, sizce nedir bu ağır bedel?

İkisi de çok şey yitirdi ama asıl olarak bütün Türkiye kaybetti. Yasaklar, sıkıyönetimler, OHAL'ler hepsi bir şeyleri koparıp götürdü. Türkiye genelinde bir güvensizlik yaratıldı.

Çözümü kim engelledi?

Devletin sahibi biziz diyenler engelledi. Özal, adım attı ama devlet kurumlarının desteği yoktu. Muhalefet, Özal'ı ihanetle suçladı. O dönem TRT-6 gibi birkaç ciddi açılım yapılsaydı sorun büyümezdi. Bugün Erdoğan engellenirse, yarın sorun daha da büyüyecektir.

Savaşı ranta dönüştürenler mi çözüm sürecini sürekli baltalıyorlar?

Siyasi ve askeri rant devşirenler oldu, olmaya da devam edecek. Halbuki sorun siyasi çekişmelere malzeme olmayacak kadar hassastır. Oy hesabı acıların önüne geçmemeli. CHP de MHP de bu hatada ısrar etmemeli. Kanaatim MHP de CHP de çok yakında pozisyon değiştirecek. Muhsin Yazıcıoğlu hayatta olsaydı, tahminim, sorunun çözümüne olumlu ve önemli bir katkısı olurdu.

KALICI ÇÖZÜM 5-10 SENEDE GELİR

Bugün 'çözüm' diyen Başbakan Erdoğan hükümet adına mı konuşuyor, devlet adına mı?

AK Parti zaten çözüm yanlısıydı, bugün bu tavır farklı kurumların ortak tutumu haline geldi. Yani Başbakan devletin kurumları adına, devlet adına konuşuyor. Ama bu sorun tüm partilerin sorunu, herkes sürece katkı sunmalı. TBMM'den daha büyük bir meşruiyet zemini yok.

Yani devlet ikna oldu…

2005'te AK Parti, Erdoğan'ın Diyarbakır konuşmasıyla ciddi bir adım atmıştı. Sonra gel-gitler oldu. Gelinen noktada sürece devletin tüm kurumları katıldı. Çözüm bir günde gelmez tabi, 25 yıldır devam eden sorunda tam çözüm ancak 5-10 yılda gelir. Kademe kademe, dikkatli bir biçimde ve farklı kesimleri sürece katarak sonuca gitmeliyiz. Fırsat kaçırılırsa büyük kırılma olabilir, hayal kırıklığı büyük olur ve toparlamak iyice zorlaşır.

Devlet çözüme nasıl ikna oldu?

Bütün metotlar uygulandı, çözüm gelmedi. Devletin temel kurumları bunu gördü. Aynı zamanda her taraftan oy alan bir parti var iktidarda. Dış konjonktür değişti ve Türkiye'de bir demokratikleşme süreci var. Kürtlerin talepleri de değişti...

Kürtlerin taleplerinde ne değişti?

Kürt siyasi hareketleri üniter yapıya itirazlarını geri çekti. Bu çok önemlidir. Geniş Kürt kesimleri de devlet karşı mesafeli tavrından vazgeçti, sorunlarına sahip çıkan bir devlet yapısı görüyorlar.

Peki asker?

Tümüyle ikna oldu mu bilmiyorum ama ağırlıklı sorun sadece askeri önlemlerle bitmez diyorlar. Başbuğ, dağdakilere ilişkin düzenlemelerden bahsederken muhalefetin tavrı ibret vericidir.

STATÜKO SORUNU BÜYÜTTÜ

Nedir Kürt açılımının parametreleri?

Demokratikleşme deniyor ama yetmiyor. Kürt sorunu artık Türkiye sorunu olmaktan çıkmış Ortadoğu sorunu haline gelmiştir. Bu aynı zamanda Ortadoğu'nun geleceğidir.

MGK 'bütün taraflarla görüşülsün' demişti. Bir anlamda şimdi çıkış için Özal'ın bıraktığı noktaya mı dönülüyor?

Evet ama o dönemde devletin desteği yoktu. Bugün devlet pozitif irade koyuyor. Devletin K. Irak'a bakışı da değişince çözüm kapıları açıldı.

KÜRT DEVLETİ REEL DEĞİL

Kürtlerin 'bağımsız devlet' tezi çöktü mü?

Bu tezi en çok Irak Kürtleri savunuyordu. İşgal sonrası merkezi hükümetin kafası karışmışken, Kürtler başka tarafa değil, Bağdat'a gittiler. Bu dönem ayrışma değil bütünleşme dönemidir. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra o coğrafyada Kürt devleti kurulmalıydı ama büyük güçler engelledi. Bugün siyaset ve konjonktür değişmiştir. Hakları olsa da reel görmediklerini onlar ifade ediyorlar.

Öngörünüz federasyon mu entegrasyon mu?

Irak'ta federasyon, Türkiye'de Kürtlerin Kürt olarak varlıklarının kabul edildiği entegrasyon, birlikte yaşamak…

Şu anda Kürtler açısından inisiyatif kimde? DTP'nin gücü nedir?

Muhatap tüm Kürtlerdir. Kürtlerden destek alan iki parti var, AK Parti ve DTP. Kürtler DTP'den ibaret değil ama DTP en örgütlü temsilcilerinden birisi.

Kandil ve İmralı sürecin neresinde?

PKK yönetimi Hasan Cemal'e röportajda; muhatap İmralı, kabul etmiyorsanız Kandil, onu da etmiyorsanız DTP, ona da itiraz varsa akil adamlar dedi.

Baykal, Erdoğan-Türk görüşmesini PKK ile yapılmış saydı. Öcalan ve Kandil de DTP'yi adres gösterince Baykal haksız da değil gibi...

Baykal olayı saptırıyor. DTP'nin siyasi legal meşruiyeti vardır. Evet tabanlar örtüşüyor ama DTP Meclis'tedir. Bu büyük bir farktır. Ayrıca daha MHP ve CHP de defalarca DTP ile görüştü.

SİYASİ AF DÜŞÜNÜLEBİLİR

Bir 'siyasi genel af' var mı?

Açılım sürecinin derinleşmesi açısından gereklidir.

Kürt sorunun çözümünde asıl zor olan ne?

İlk adımda Kürtlerin talepleri ne olacak ve silahsızlaşma süreci nasıl olacak soruları çok önemli. Alt yapısı iyi hazırlanmalı ve dikkatli gidilmeli.

CHP neden direniyor?

Sürecin gerisinde, dar bir siyasete mahkum olmuş. Hak ve özgürlüklerden değil statükodan yana. Akıllarına Kürt denilince Diyarbakır ve Van geliyor. Halbuki Kürtlerin üçte ikisi batıda yaşıyor.

Kürt açılımına MHP sert tepki verdi, gerekirse dağa çıkarız bile dedi. Bu tavır daha da ciddileşir mi, çözüm sürecini nasıl etkiler?

Bahçeli hissi ve yanlış konuştu. Halbuki bunun bir parti sorunu değil devlet sorunu olduğunu biliyor. Bu noktada devletin kurumları inisiyatif almalı. Mesela sayın Gül'ün, muhalefeti davet edip katkı ve eleştirilerini alması faydalı olur.

Bu yeni dönemi engelleyecek 'karşı güç hamleleri' yok mu?

Tahrik edenler olacaktır ama, ne içeriden ne de dışarıdan büyük boyutlarda bir provokasyon beklemiyorum. Dinamikler lehte işliyor.

TEMİZÖZ BİR KONSEPTİN TEMSİLCİSİ

Albay Cemal Temizöz fail-i mechul cinayetlerden yargılanıyor. Cizre'de görev yaptığı dönemde Cizre Belediye Başkanı'ydınız. Temizöz'ün bir konseptin ürünü olarak Cizre'ye gönderildiğini söylediniz. Nedir bu?

Ondan önceki askerlerle gayet iyi durumdaydık, sorunları bile tartışıyorduk. Temizöz'le birlikte çok sert bir tavır gelişti.

Temizöz'ü nasıl tanırsınız?

Rolüne inanmış bir temsilci. 1994'te geldi. Özel bir görevi olduğunu hissettiriyordu. Bölge insanını tehlikeli gören, diyaloga kapalı bir insandı. Tartışmalarımız oldu, 1994 seçimlerine girmemi istemedi. Baskı ve tehditle devre dışı kaldım.

ÇİLLER VE GÜREŞ İFADE VERMELİ

Çiller'in 'herkesle anladığı dilden konuşacağız' sözünden sonra neler oldu?

Bireyleri değil konsepti suçluyorum. Çiller'in o sözünden sonra hem bölgede hem de Türkiye'nin pekçok yerinde cinayetler başladı. Kürt sorunu o günkü yanlış politika iyice büyüttü. Vatanı kurtarıyoruz dediler tersi oldu. Hukuk rafa kalktı. O karanlık dönemlerin aydınlanması için Çiller ve dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş de ifadeye çağrılmalı…

O dönemde Cizre'de neler yaşandı?

Her gün onlarca cenaze kaldırdık. Sadece Cizre değil, bütün bölge böyleydi. Hizmet vermekten ziyade cenaze kaldırma kurumu haline gelmişti belediye. Sürekli tabut siparişi veriyorduk.


Ergenekon her taşın altından çıkıyor. Kürt sorununa etkisi kaçınılmaz. Siz nasıl görüyorsunuz Ergenekon yapılanmasını?

Büyük ve karmaşık bir yapı. Devletin bir kanadının desteğini gördü, ciddi bir siyasi ve askeri güç elde ederek siyasete müdahale etti. Örneğin Refah ve Fazilet'in üzerine gitti ve 28 Şubat'ta başarılı oldu. Fakat bu güç AK Parti döneminde etkin olamadı, çünkü siyaset kendisini esir alacak müdahalelere karşı dik durdu, ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök faktörü Ergenekon'un hamlelerini boşa çıkarttı.

PKK ile Ergenekon arasında nasıl bir ilişki var?

Nasıl bir ilişki var, bir şey diyemem ama en çok sıkıntıyı Kürtler çekti. Kürt halkında DTP'nin Ergenekon sürecine daha etkin bir tavır alması beklentisi vardı.

Ergenekon ile Kürt sorunu arasında nasıl bir ilişki var?

Bu meseleyi tepe tepe kullandılar, sorundan beslendiler. Kürt sorunu üzerinden varlıklarını devam ettirdiler. Çünkü Ergenekon çatışmayı bahane ederek etkisini ve gücünü artırdı.

Ergenekon çözülmeden Kürt sorunu, ya da Kürt sorunu çözülmeden Ergenekon çözülebilir mi?

Bugün Ergenekon belli ölçülerde kontrol altına alındığı için Kürt sorununda çözüm süreci başladı. Şiddet süreci Ergenekon mantığını yine güçlendirir. Çözüm süreci de zayıflatacaktır.

Sistem bu iki sorunun üzerine eş zamanlı gitme kararı mı aldı?

İçiçe geçtiği için fiili durumu bu. Zaten iç ve dış dinamikler bunu kaçınılmaz kılıyor.


Barzani ile dostluğunuz nereden geliyor?

1991'deki büyük göç döneminden. Cizre Belediye Başkanı'ydım, 700 bin Kürt göç etti ve o dönem yardımları organize ettik. Göç edenlere bölgenin ve tüm Türkiye'nin ciddi yardımı oldu. O ana kadar oradaki Kürtler, dağlardan başka dostumuz yok düşüncesindeydi. Türkiye'nin ve bölge halkının insani yardımını görünce Türkiye'yi dost görme düşüncesi daha da güçlendi.

Barzani Türkiye'de Kürt sorununa yaklaşımdaki değişime nasıl bakıyor?

Türkiye'nin iç meselesi olarak görüyor, gerek görürlerse destek veririz diyor. Türkiye'de soruna yaklaşımdaki değişimi devrim gibi görüyor.

Bugün 'Kürt kartı' kimlerin elinde?

Artık Kürtler kart değil, taraftır. Kürtlerin kullanılıp kışkırtıldığı dönem bitti. Kürtler, Ortadoğu coğrafyası zemininde siyaset belirliyorlar.

Kuzey Irak'ın Türkiye ile birleşmesi söz konusu olabilir mi?

Şu anda böyle bir ihtimal görmüyorum ama ilerisini siyasi gelişmeler belirler. Bugün bölgedeki tüm güç ve tarafların iyi ilişkiler içinde olması birleşme vs gibi şeylerden daha önceliklidir.




15 yıl önce