|

Hedef 2013'te silahın susması

Türkiye İlhami Işık'ı (Balıkçı) 12 Eylül 2010'da yapılacak referandum öncesi PKK'nın ilan ettiği ateşkese arabulucuğu ile tanıdı. 2012'nin son günlerinde Başbakan Erdoğan'ın 'İmralı ile görüşmeler oluyor' açıklamasından sonra hızlı gelişmeler oldu ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ile BDP Milletvekili Ayla Akat Ata Adalet Bakanlığı'nın izni ile iki avukatla birlikte İmralı'ya giderek Öcalan ile görüştüler. Balıkçı'yı yakından tanıyan isimlere bu gelişmeler yabancı gelmedi. Çünkü Işık, bu gelişmelerin olabileceğini, görüşmelerin sürdüğünü söylüyordu. Son gelişmeleri konuşutuğumuz Işık; 'üzerinde uzlaşılan yol haritasında bir sorun çıkmazsa PKK 2013 sonunda silahları ebediyen susturmuş olabilir' dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 7/01/2013 Pazartesi
Güncelleme: 01:57 - 7/01/2013 Pazartesi
Yeni Şafak
Hedef 2013'te silahın susması
Hedef 2013'te silahın susması
Erken bir bahar mı yaşıyoruz?

Benim açımdan yaşanan süreç erken değil geç gelen bahar. Çünkü bugün ortaya çıkanlar bir iki günde ortaya çıkmış gelişmeler değil. Bu sürecin dünü vardır. Yaşanan gelişmeleri geçmişiyle birlikte okuduğumuz zaman erken değil, tersine geç kalınmış bir bahar tanımlaması daha doğru olur. Bu kez yaşanan süreci çok önemsiyorum. Birbirinden değerli 5 isimden oluşan ekip, sorunun çözülmesi ve silahların ebediyen susması için çok büyük çaba harcıyor. Kürt sorununun şiddetin arındırılması konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında bugünleri özel kılan, içinde olduğumuz sürecin geçmişteki deneyimlerden daha nitelikli ve hazırlıklı olunduğudur. Hiçbir dönem barış arayışı bu kadar değerli olmadı. Tabii en önemlisi de siyasi irade bu sürecin arkasında.

Son süreç ne zaman başladı?

Bugün gelinen süreç 1 yıldır var. Ağır ağır giden, yoğun bir emekle ilmik ilmik örülen bir süreç. Aslında bu 2009'da başlayan açılımın ve 2010'da ilan edilen ateşkes sürecinin devamı. Yani bu süreci yürüten çekirdek ekip aynı. O süreç 2011'de akamete uğratıldı.

IRAK'TAKİ GERİLİM ÇÖZÜMÜ HIZLANDIRDI
Neden?

Arap Baharı'nın Suriye'de rötara uğraması ciddi kırılmalara neden oldu. PKK bu süreçten kendince pozisyonlar çıkardı. Ama bu tek başına PKK'nın aklı ile olmadı. Kürt sorununun çözülmesini istemeyen güçler Esed güçleri Kürt bölgelerinden çekerek PYD'nin oralara yerleşmesini sağladılar. Bu hamle bölge barışını hedef alan bir girişimdi. Suriye'de işler normalleşmeye başlayınca bu kez aynı güçler Irak'ta Maliki üzerine operasyonlar yaptılar.

Ne demek bu?

Merkezi Irak Hükümeti, Kuzey Irak Yönetimi ile gerilimi arttırdı. Haşimi'ye operasyon yaptı. Bütün bunlar barış istemeyen güçlerin operasyonları idi. Ama sevindirici olarak Irak'ta Maliki üzerinden yapılan operasyon tersi sonuçlar yarattı. Şunu söyleyebiliriz. Irak'taki son gelişmeler, Maliki ile Barzani arasındaki gerilim son sürecin hızlanmasına yol açtı.

Nasıl yani?

Kuzey Irak'la Türkiye yakınlaştı. Daha önemlisi Ortadoğu'da Kürt-Türk tarihsel ittifakının zorunlu, mecburi hali ortaya çıktı. Türkiye burada tercihini Kürt sorununu çözme sürecini hızlandırarak gösterdi. Şu ana kadar terör ve PKK bu büyük oluşum önünde tek engel ve hızlanan süreç bu engelin ortadan kaldırılmasıdır. Bu engeli de ortadan kaldıracak tek isim de Öcalan'dır.

ÖCALAN SAVAŞI KAFASINDA BİTİRDİ
Akla gelen soru şu; PKK Öcalan'ı dinler mi?

Dinler. 1999'da Öcalan'ın en zor anlarında dinlemiştir. Şimdi de dinleyecektir. Dinlemeyenler olur mu? Evet olabilir. Onlar sonraki süreçte yolunu 'Yeni PKK, Öz PKK' olarak devam ederler ama kitleselleşme şansları olmaz. Çünkü hem Türkiye hem de Kuzey Irak yönetimi tarafından etki alanları çok sınırlanır.

Ne görüşüldü İmralı'da?

Öcalan uzun süredir güvenlik bürokrasisiyle sürdürdüğü görüşmelerde ifade ettiği şeyleri iletti. Bir kere Öcalan kafasında savaşı, savaşın çözüm olduğu fikrini bitirmiş. Bunu paylaştı kanısındayım. İkincisi ise hedefin silah bırakma olduğunu, ilk adımın ise silahların susması olduğunu iletti. Ki Türk ve Akat'tan gelen açıklamalar bu yönde.

HEYET BU HAFTA TEKRAR GİDER
Şimdi ne olacak?

Görüşmeden sonra Kandil, ve Avrupa'ya iletilen görüşlere dönüşler ve katkılar alınmış olacaktır. Ben BDP'nin bu süreci olumlu değerlendireceğini düşünüyorum. Sanırım bu hafta sonuna doğru aynı ekip geri dönüşleri Öcalan'a aktarmak üzere gidebilir.

Takvim ne olacak silah bırakma ne zaman mümkün olacaktır?

Hedeflenen süre 1 yıldır. 2013'ün sonuna kadar silahlar bırakılmış olabilir. Tabii bunun koşulu demokratikleşmenin devam etmesi ve yasal düzenlemelerdir. Şu anda PKK ilan etmediği bir ateşkesi uyguluyor. İkinci adım baharla birlikte sınır dışına çekilmedir. Son aşama silah bırakmadır. 4. Yargı Paketi ne kadar demokratik düzenlemeler içerirse süreç o kadar hızlı olur. Tabii bu bir yıl içinde dağdaki PKK'lıların ne olacağına ilişkin bir düzenleme de gündeme gelecektir. Bu sürecin en büyük katkısı yeni anayasa çalışmalarına olacaktır.

YENİ ANAYASA SÜRECİ HIZLANABİLİR
Nasıl?

Eğer konuştuğumuz takvim gerçekleşir ve eylemsizlik sürer, baharla birlikte sınır dışına çekilme gerçekleşirse yeni anayasa süreci olmadığı kadar hızlanabilir. Çünkü yeni anayasa sürecinde en büyük sorun alanları Kürt sorununa ilişkin olan, vatandaşlık, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi temel konulardır. Bu süreç olumlu devam ederse yeni anayasa konusu da Haziran ayına kadar toparlanabilir.

En büyük güvence hükümetin iradesi
Kürt realitesini Demirel 20 yıl önce tanıdı. Neden çözülemedi sorun bu zamana kadar?

Geçmişte devletin Kürt sorunundaki her çıkışı sadece sözde kaldı. Bu dönemi farklı kılan da bu. Demirel, 'Kürt realitesini tanıyoruz', Mesut Yılmaz 'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' dedi. Ama bunların içerisi dolmadı. Hatta Öcalan Türkiye'ye getirildikten sonra, PKK'nın ülke dışına çıkmasını istedi buna rağmen dönemin hükümetleri hiçbir adım atmadı. Şu anda yaşanan süreç bu yönüyle 1999'un tersidir.

Bu kez farklı olan ne?

Bu kez farklı olan devlet aklı ve hükümet çözüm konusunda çok istekli. Türkiye'de ilk defa bir iktidar Kürt meselesinin çözümüne aday. Buna göre hazırlıklı. Sorunun çözülmesi konusunda son yıllarda atılan demokratik adımlar bunun işareti. İkincisi Öcalan'ın savaşı ve silahlı çözümü kafasında bitirmiş olması. Şimdi sorumluluk PKK'da.

ANAHTAR DEMOKRATİKLEŞMEDE
Ne olacak bu süreçte?

Kürt sorununu ortadan kaldıracak, insanların dağa çıkma gerekçelerini ortadan kaldıracak demokratik adımlar atılıyor. Mesela Kürtlere yönelik inkar ve asimilasyon bitti. Kürtçe seçmeli ders oldu. Başbakan Urfa'da AK Parti'yi 'Türklerin, Kürtlerin vs. değil tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının partisi' olarak tanımlayarak yeni bir vatandaşlık anlayışını ifade etti. Bu Kürtlerin de Kürt siyasi hareketinin de savunduğu bir tanımdır. Anadille savunma hayata geçiyor. 4. Yargı Paketi içinde ana dilin kamu hizmetlerinden kullanımı vs. var. Bütün bunlar somut adımlardır. Yine 4. Yargı Paketi içinde yer alan bazı değişiklikler süreci daha hızlı ilerlemesini sağlayacaktır. Tabii burada yargıya da özel görev düşmektedir. Onların da daha özgürlükçü olmalarında fayda var.

Yeni sürecin devamını ne sağlar?

Geçmişte tüm deneyimler böyle süreçlerin çok hassas olduğunu ve o oranda da provokasyona açık olduğunu gösteriyor. Dünyada barış süreçlerinin sancısız geçmediği örnek yoktur. Savaşmak çok kolaydır ama en zor şey barıştır. Bu barışın önünde engeller olacaktır. Bunun yolu da siyasetin, STK'ların ve barışı savunanların sürece katkı sunmasıdır. Evet ihtiyatlı olalım ama bu ihtiyat bizim süreci desteklememize engel olmasın.

Yol haritasını tartıştırdık
Siz bu sürecin neresinde yer aldınız? Yeni sürecin mi?

Biz bu sürecin sağlıklı, en az problemle ve ne Türklerin ne de Kürtlerin gururunu, onurunu incitmeden çıkabileceği bir yol haritasını kamuoyuyla tartışmaya açtık. Sevindirici olan da şu anda bu yol haritası üzerinde tartışmaların yürütülebilmesidir. Bir madde bile fazla eklenmedi söylediğimiz yol haritasına. Bu, sürece ne kadar katkımızın olduğunun bir göstergesi.

Yeni süreci PKK kış şartlarına, hükümetin seçime eylemsizlik içinde gitme hedefi olarak okuyanlar var…

İkisi de haksızdır ve doğru değildir. İstatistikler de bu iki düşüncenin hakikaten çok iyi niyetli düşünceler olmadığını bize gösteriyor. PKK'nin kış sürecine dayalı olarak ateşkes ilan ettiği, eylemsizliğe geçtiği verisi doğru bir veri değil. PKK'nin ateşkes tarihlerine baktığımız zaman; baharda ve yazın ateşkes ilan edilmiştir. Kış aylarında ilan edilmiş bir ateşkes yoktur. Bunu öne sürenler bizim balık hafızamıza güvenerek konuşuyorlar. Biz derli toplu entelektüel birikimimizi barış sürecine hiç yansıtmadığımızdan ötürü bunu bir zaaf olarak algılayıp, karşımıza çıkarıyorlar. İktidarın da bunu seçim anlamında kullandığı da doğru değildir.

Habur'da ne oldu?
Yeni süreçte Hubur benzeri bir gelişme olur mu?

Olabilir ama bu süreci durdurmamalıdır. Habur sabote edildi. Çözüme karşı olanların koalisyonu ile fırsat kaçırıldı. Bu medyanın kasıtlı yayını kadar, DTP'nin sürecin sorumluluğunu taşıyamaması, CHP'nin kışkırtıcı ve karşı olan pozisyonu ve devlet içindeki AK Parti karşıtlarının koalisyonu karşısında AK Parti direnemedi.

Ne yapabilirdi AK Parti?

Çözüm iradesinden kararlı olduğunu deklare ederek yola devam edebilirdi. Ama karşı cephe çok geniş olduğu için o da direnemedi. Çözümü hem Kürt tarafındaki derin yapılar istemedi hem de çözümü savunanlar yeterince güçlü duramadılar.

Çözüm CHP'ye de yarar
Siyasete düşen sorumluluk nedir?

Bu süreçte BDP ve CHP'ye büyük sorumluluk düşüyor. Elbette AK Parti bu sürecin tarafı olduğu için onu söylemiyorum bile. BDP bu süreci ne kadar olgun biçimde yürütürse süreç o kadar başarılı olur. Şu açığa çıktı ki devlet, BDP'ye özel bir anlam yüklüyor. Sayın Ahmet Türk ile Ayla Akat'ın İmralı'ya gidip Öcalan'la görüşmesinden anlıyoruz ki devlet, BDP'nin burada oynayabileceği ciddi ve önemli bir rolü olduğuna inanıyor. BDP'nin bu sorumluluğuı yerine getireceğine inanıyorum. Tabii önemli bir sorumluluk da muhalefete düşüyor.

CHP'ye mi?

Evet. Kemal Kılıçdaroğlu Yeni CHP iddiasında samimiyse bu çözüm sürecinin parçası olur. Ki gelen ilk açıklamları olumludur. Çözüm süreci sadece AK Parti'ye değil tüm siyasi partilere ve Türkiye'ye yarayacağı için destek olması gerekiyor. Ki böyle süreçlerde çözüme en çok katkıyı muhalafet partileri vermiştir. Gelelim Milliyetçi Hareket Partisi'ne, MHP, eğer Türkiye'nin ciddi bir kırılmayla karşı karşıya olduğuna inanırsa, Sayın Bahçeli bunu 2000 yılında Öcalan'a idam meselesinde göstermiştir. Burada da o olumlu tavrı göstereceğine inanıyorum.

Ben barışın yanındayım
Hakkınızda pek çok soru işareti var. Kimdir İlhami Işık?

Gördüğünüz sıradan biriyim. Kürt siyasi hareketi içinde bulunmuş, Kürt olmanın zorluğunu bilen, sorunlardan etkilenmiş biriyim. Şimdi ise Kürt sorununun çözülmesi yolunda kafa yoran, katkı yapmaya çalışan biriyim. Benim önceliğim barış. Kim barıştan yanaysa, hangi kişi-kurum ve yapıysa ben ona tabiyim. Benim açımdan kişiler ve kurumlar barışa ne kadar yakın ve uzaktır o önemli. Bana yapılan saldırıları, hakkımda söylenenleri de önemsemiyorum.


11 yıl önce