|

Her türlü desteğe hazırız

Terör örgütüne silah bıraktırma hedefiyle başlayan yeni sürece destek veren CHP lideri, olaya kişisel hesaplar ve parti çıkarları üzerinde milli mesele olarak baktıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Bu sorunu çözecek her türlü arayışa desteğe hazırız' dedi

Murat Aksoy
00:00 - 11/01/2013 Cuma
Güncelleme: 23:51 - 10/01/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Her türlü desteğe hazırız
Her türlü desteğe hazırız
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümündeki son gelişmeleri Yeni Şafak'a değerlendirdi. CHP'nin sorunun çözümüne kişisel hesaplar ve parti çıkarlarının üzerinde bir milli mesele olarak baktığı için katkı vermeye hazır olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu; 'Çözüm üretmeyen bir siyaset zaten kendi varoluş amacını inkâr etmiş demektir' dedi.
Kürt sorunu bağlamında gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gelişmelere umutla bakmamızı belirleyecek olan şey bütün tarafların ve aktörlerin bu süreç esnasında takınacağı tutumdur. Otuz yıldan fazladır devam eden bir sorun henüz isimlendirilirken bile tartışmalara sebep oluyor. Bu durum bile sorunun ne kadar ağırlaşmış ve çok yönlü bir sorun olduğunu tek başına göstermeye yeterlidir.

Mesela nerede yanlış yapıldı?

Örneğin Sayın Başbakan bile bu sorunu sizin tarif ettiğiniz gibi etmiyor. AKP iktidarıyla birlikte kendisi Kürt sorununun tamamen ortadan kalktığını, sorunun salt bir terör sorunu olarak sürdüğünü sayısız defalar ifade etti. Sorunun ismini bir tarafa bırakalım, ortada bir mutabakat sorunu olduğu açıktır.

TOPLUMSAL UZLAŞMA ÖNEMLİ
Meclis'te mutabakat arayışınız bu yüzden mi önemli?

30 yıl boyunca sorunun isminde bile uzlaşma sağlayamamışız. Sorunun ismini bile toplumsal mutabakat çerçevesinin dışında tutmuşuz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak 'toplumsal uzlaşma' kavramına neden bu kadar önem verdiğimizin daha iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Toplumsal mutabakat, toplumun bir kesiminin karar süreçlerinden dışlandığını düşünmeyeceği ve kendini öteki olarak hissetmeyeceği bir ortak rızanın adıdır.

BAŞARININ ÜÇ ŞARTI VAR
Şimdiye kadar olmadı?

Önce siyasi partileri bir araya getirip, siyasal mutabakatı sağlamak zorundayız. Ardından sosyal grupları, sivil toplum kuruluşlarını, aydınları, yazarları, üniversiteleri, kolektif rıza zemininde bir araya getirmek zorundayız.

Peki son girişim başarılı olacak mı?

Hükümetin bu konudaki sicilinin bize ümit verici şeyler vaadetmediği ortada. Bununla birlikte bütün bu hataları tecrübeye çeviren bir siyasi akılla bu süreç daha makul yönetilebilir. Bu konuda başarılı olmanın -olmazsa olmaz- temel bir şartı var: Üslup. Toplumsal uzlaşma aynı zamanda bir üslup üzerinde uzlaşmaktır. Müşterek bir dil oluşturma meselesidir. Tayyip Bey samimi olarak çözüm arayışındaysa acilen ve baştan sona bir yeni üslup ve dil arayışında olmalı. Sayın Başbakan bunu becerebilirse önemli bir başlangıç yapmış olacaktır.

B planına ihtiyacımız olmamalı
CHP olarak bir B planınız var mı?

Niye olsun ki? A planının suyu mu çıktı? Bakın 4 parti bir araya gelmiş. Bu değerli bir sonuç... Aralarında uzlaşmışlar. Bu da değerli bir sonuç… Bir komisyon kurmuşlar ve yeni anayasanın bir kısmını da yazmışlar. Bu çok daha değerli bir sonuç… Orada tartışma yok mu? Var. Müzakere yok mu? Var. Komisyon büyük bir olgunluk içinde işlerini yapıyor. Bu noktada çıkıp 'Benim bir B planım var' demem böyle bir uzlaşmayı başaran Meclis'e saygısızlıktır; orada harcanan emeğe saygısızlıktır; sağlanan mutabakata saygısızlıktır ve nihayet bu çalışmayı içtenlikle destekleyen halka saygısızlıktır.

Yeni anayasa konusunda samimiyiz
Yeni anayasa sürecinde CHP'nin pozisyonu nedir?

Biz yeni anayasa ihtiyacına ve yapılmasına inanıyoruz. Zaten seçim meydanlarında bunun sözünü milletimize verdik. Partiler halka verdikleri sözün arkasında durdukları sürece biz de duracağız. Yalnız bir hususu da halkımızın dikkatine sunmak isterim: Bu süreç Başbakan'a rağmen devam ediyor. Aylardır masayı tekmeleyip duruyor. Yetmiyor, muhalefet partilerinin sinir uçlarına basıyor. Her hafta yeni bir sistem önerisiyle ortaya çıkıyor.

Süreci Başbakan neden tıkasın ki?

Uzlaşma Komisyonu, demokratik parlamenter bir sistem anayasası üzerinde çalışıyor. Çalışmalar bana göre başarılı da gidiyor. Sistem tartışmalarına girmeyeceğim ama 'Başkanlık sistemi' dediğiniz anda yapılan bütün bu çalışmaları çöpe atmamız gerekir. Biz demokrat Türkiye'nin anayasasını yapmaya çalışıyoruz. Bu anayasa bu ülkede yaşayan herkesin anayasası olacaktır. Öyle olması gerekir. Sayın Başbakan parlamentoya direktif veriyor. Şu kadar sürede bitiriniz, yoksa ben kendi anayasamı çıkartırım diye. Birincisi, Meclis kimsenin kapıkulu değildir. Tayyip Bey'in Meclis'e talimat verme alışkanlığını terk etmesi lazım.

Sorumluluk üstleniriz
CHP bu sürece karşı mı?

Bu konuya bütün kişisel hesapların ve parti çıkarlarının üzerinde bir milli mesele olarak baktığımızı herkesin anlamış olması lazım. Açtığımız krediyi gizli kapaklı olarak değil, dürüstçe ve bütün milletin önünde açtık. Sorumluluk üstlenmeyen, risk alamayan bir siyaset ne işe yarar? Çözüm üretmeyen bir siyaset zaten kendi varoluş amacını inkâr etmiş demektir. CHP'nin bu konudaki tutarlılığı, samimiyeti ve saydamlığı tartışılamaz.

Hükümetten beklentiniz nedir?

Beklenti değil ama önerilerimi söylemiştim. Bu işin yeni bir fiyaskoyla sonuçlanmaması için Tayyip Bey'in uyması gereken temel ilkeler bellidir. Bir kez daha söylemem gerekirse;

1- Samimi ve dürüst olmalı,

2- Gizli bir kişisel ajandası olmamalı

3- Millete izah edemeyeceği angajmanlara girmemeli,

4- Süreci anamuhalefet partisine ya da millete bilgi vererek sürdürmelidir.

BİRLİKTE YAŞAMAK
Silah bıraktırma hedefini gerçekçi buluyor musunuz?

Kuşkusuz terör örgütünün silah bırakması çok önemli… Ancak silah bıraktırmayı işin en kolay yanı olarak görüyorum. Toplumun duygudaşlığını tamir etmek daha yoğun bir çaba gerektirir. Birlikte yaşama arzusunu, kardeşlik ve birlik ideallerini geliştirmek daha az kıymetli değildir.

Bu süreçte hükümetle ilişkiniz olacak mı?

Sorunun asıl muhatabı hükümettir. 'Ana muhalefetle bilgi paylaşın' ikazımızın amacının açık olduğunu düşünüyorum. Aksi halde sürecin başarı şansının olmadığı gün gibi aşikâr…

DİYALOG GRUBU İLE GÖRÜŞTÜ

CHP lideri, parti genel merkezinde Diyalog Grubu temsilcileriyle görüştü. Toplantının ardından grup adına açıklama yapan Gencay Gürsoy, " İmralı sürecine desteğinden dolayı teşekkür ettik. Kılıçdaroğlu'nun bazı endişeleri var. Bu sorunun mutlaka çözülmesi konusunda hepimize büyük sorumluluk düştüğünü, karşılıklı ifade ettik." dedi.


11 yıl önce