|

İlk defa döner yiyen anneler var

Hakkari-Kamışlı merkezli 15 bin kişilik 'Gravi' aşiretinin önde gelen isimlerinden eski AK Parti Milletvekili Özbek, hükümetin teröre inat, kardeşlik projesine devam etmesi gerektiğini belirtti Terörle anılan bölgede vatandaşların yıllardır çektiği sıkıntıya dikkat çeken Özbek, 'Çocuğu için devletin yatırdığı eğitim yardımıyla ömründe ilk kez döner yiyen anneler var' diye konuştu

Burcu Bulut
00:00 - 19/12/2012 Çarşamba
Güncelleme: 23:00 - 18/12/2012 Salı
Yeni Şafak
İlk defa döner yiyen anneler var
İlk defa döner yiyen anneler var
Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununun çözümüne dair Doğu ve Güneydoğulu milletvekilleriyle yaptığı görüşme bölgeden yükselen sese yeniden dikkat kesilmemizi sağladı. Hakkari'nin Kamışlı Köyü Gravi aşiretinden olan Eski AK Parti Hakkari Milletvekili Abdulmuttalip Özbek, bölgenin ruhunu bilenlerden. Özbek, 'Çözüm silahta aranmamalı, bugün kime sorsanız 'silahlara veda edelim artık' der' diyor. Bölge halkının çektiği acılara işaret eden Özbek, teröre inat devletin demokratik açılımı devam ettirmesi gerektiğine inanıyor.
Aşiret reisinin oğlu olduğunuzu biliyorum. Biraz ailenizden bahseder misiniz?

Hakkâri'nin Kamışlı köyünde geniş bir aileyiz. 11 erkek 9 kız, 20 kardeşiz. Sadece babamın 200 torunu var. 4 annem var. Bu büyük ailede politikaya girmekse sadece bana nasip oldu. Bununla birlikte ailemde okuma-yazma oranı çok yüksek. Babam 102 yaşında vefat etti. Bizi çok zor koşullarda okuttu. 90'lı yıllarda babam gibi doğuda herkes çocuğunu okutabilme imkânına sahip olsaydı, bölge insanına sağlıklı bir eğitim verilebilseydi ve en önemlisi saygı duyulsaydı bugün her şey farklı olurdu. İnanın bugünleri asla yaşamazdık.

Güneydoğu'da 'aşiret' ne demek?

Güneydoğu'da aşiret demek, birliktelik demek. Doğu'da iki türlü aşiret var: 'Kan bağı ile bağlı olanlar', 'kan bağı olmayanlar.' Ben Gravi aşiretine bağlıyım. Gravi aşireti akrabalardan oluşan kan bağıyla birbirine kenetlenmiş bir aşiret. 15 bin kişilik bir nüfusu var. Hakkâri'de, Irak'ta, Ankara'da, İstanbul'da aşiretimizden çok sayıda insan yaşıyor.

AÇILIM SÜRERSE AK PARTİ KAZANIR
Aşiretler bölge halkı üzerinde ne kadar etkili?

Yakın zamana kadar kesinlikle çok etkiliydi. Hem teknolojik gelişmeler hem de terör olayları aşiret sisteminde birtakım çözülmelere yol açtı. Bununla birlikte AK Parti sayesinde aşiretlere özgürlük alanı da doğdu. Şöyle ki; 1990'lı yıllarda aşiretler asker baskısı nedeniyle oylarını özgürce kullanamıyorlardı. Şimdi aynı aşiret içinde bile oy kullanırken bölünmeler yaşandığını görüyoruz. İnsanlar daha özgür ve daha rahat davranabiliyorlar. Örneğin Pinyanişi aşireti toplu olarak oy vermekten vazgeçen aşiretlerden sadece biri. Bölgenin yüzde 80'nin aşiretlerden meydana geldiğini düşünürsek bu oldukça demokratik bir adım. Oylar BDP ve AK Parti arasında dağılıyor. Demokratik açılım sürerse bu durum kesinlikle AK Parti lehine değişecek.

Neden BDP değil de AK Parti'yi tercih ettiniz?

Çünkü AK Parti bütün Türkiye'yi kucaklıyor. O BDP'li bu CHP'li demeden herkese hizmet götürüyor. Ben Hakkâri'de annelerin yaz kış demeden kilometrelerce yürüyerek evlerine su taşıdıklarını bilirim. Ne zaman ki AK Parti başa geldi bu durum değişti. İçme suyu şebekesi ile kendi evlerinden su ihtiyaçlarını karşılayabildiler. Eskiden hastalar hayvan sırtında taşınarak hastaneye ulaştırılırdı. Bugün öyle mi? Artık ambulans helikopterlerle hastanelere ulaştırılıyorlar. AK Parti döneminin sağladığı hizmetleri inkâr etmek hiçbir vicdana sığmaz. Size Hakkârili bir ananın bana söylediklerini aktarmak istiyorum.

'BAŞBAKAN SAYESİNDE DÖNER YEDİM'
Ne söyledi size?

Biliyorsunuz AK Parti döneminde başlatılan bir diğer önemli gelişme de şartlı eğitim-sağlık yardım ödemeleriydi. Öğrencilerin okumaları için gerekli olan para annelerinin hesaplarına yatırılıyordu. Hakkârili bir anne bana şunu söyledi: 'Çarşıya geldiğimde döner almak çok istediğim halde yanımda hiç para olmadığı için bir türlü yiyemedim. Benim için o kadar ulaşılmazdı ki! Çocuklarımın hesabına yatırılan parayı aldığım zaman gittim kendime bir döner aldım. Tadını da çok beğendim. Buna sebep olan Başbakan'a duacıyım. Bundan sonra oyumu sadece ona vereceğim...' Düşünün bazı aileler için döner yemek bile lüks sayılıyordu. Bölge halkının AK Parti'nin hizmetlerini görmemesi mümkün mü? Verdiği hizmetler nedeniyle AK Parti'ye oy veren binlerce Kürt tanıyorum. Bölgedeki sadece kötü kareleri veren medya da bunları görmeli. Bölgeye artık barış gelmeli. Bunu Hakkârili ana da genç de çocuk da istiyor.

Bir asker dağda kardeşini arıyor
'20 kardeşim, 4 de annem var' dediniz. Ailenizde dağa çıkan ya da teşebbüste bulunan oldu mu hiç?

Kendi öz ailemden dağa çıkan hiç olmadı ama her aşirette olduğu gibi benim aşiretimden de dağa çıkan çok sayıda insan var. Mesela çocukluk arkadaşlarım şu anda dağdalar.

Neden dağa çıktılar?

Buna darbe dönemlerinde bölgede askerin yarattığı baskı ve şiddet ortamı neden oldu. 1994 yılında Şemdinli'de meydana gelen Ormancık olayını unutmak mümkün mü? Askerlerin Ormancık sakinlerine yaptığı işkenceler nasıl unutulabilir? Kürtler inanılmaz bir devlet şiddeti yaşadı.

EN ETKİLİ MÜCADELE: EĞİTİM
Siz aynı bölgenin insanı olduğunuz halde neden dağa çıkmadınız?

Ben şanslıydım, çünkü eğitime önem veren bir ailem vardı. Herkes benim kadar şanslı değildi! Terörle savaşmanın en etkili yollarından biri eğitimdi, okumaktı. Babam tuttuğu günlüğünde şöyle demişti: 'Terör bölgede özellikle Hakkâri'de nefes aldırmıyor. Aileyi ve çocukları korumanın yolunun silah olmadığını keşke herkes anlayabilse. Eğitim bu işin tek ilacı. Bu nedenle tüm çocuklarımı okula gönderiyorum. Onlar terör belasından ancak okuyarak kurtulacaklar.' Babam haklı çıktı. Ailemizde kimse dağa çıkmadı. Yaşanan acıyı daha iyi anlamanız açısında size Meyaset ananın dramını anlatmak istiyorum.

MEYASET ANANIN DRAMI
Nedir o dram?

Kamışlı Köyü'nde Meyaset anayı bilmeyen yok. Meyaset anayı en çok da yaşadığı acı dolu hikâyesiyle bilirler. Çünkü bir oğlu askerde diğer oğlu dağda olan Meyaset ana bıçak sırtında bir yaşam sürüyor. Çatışma haberleriyle ölüp ölüp diriliyor. 'Dağdaki oğlumun mu yoksa askerdekinin mi ölüm haberini alacağım' diye tarifsiz bir korku içinde. İşin hüzünlü kısmı askerdeki oğlunun dağdaki kardeşini bulabilmek ümidiyle operasyonlara çıktığını bilmiyor. Askerdeki oğlu bir zamanlar içtikleri suyun ayrı gitmediği kardeşini bulma ümidini hiç yitirmemiş. Sizden sadece Meyaset annenin yerine kendinizi bir saniye olsun koymanızı istiyorum ne kadar acı bir durum olduğunu anlayacaksınız.

Başbakan Kürtler için şans
Bölge halkı tam olarak ne istiyor? Onların demokratik açılımından beklentileri neler?

Hakkâri'de hiç kimse artık gerilim istemiyor. Hakkâri'nin huzuru demek İstanbul'un huzuru demek. Eminin Hakkâri'de yaşanan bir çatışma bölge halkı kadar İstanbulluları da üzüyor. Bölgedeki insanların artık terör psikolojisinden arındırılıp normal bir hayat sürmeye ihtiyacı var. Mesela Hakkâri halkı bölgeye büyük bir kayak merkezi açılmasını istiyor. Hakkâri'nin yüzde 63'ü gençlerden oluşuyor. Bu genç nüfusun çoğunluğu da maalesef işsiz. Bu çocuklara istihdam sağlanması, spora yönlendirilmesi lazım.

BDP halk üzerinde baskı kuruyor mu?

Kurmaz mı? Dükkânlar kapattırılıyor, insanların gözleri korkutuluyor, tehdit ediliyorlar, maddi-manevi sıkıntı yaşıyorlar. Bu neden oluyor sanıyorsunuz? Altında hep BDP'nin parmağı var. Bu anlamda Başbakan Erdoğan'ın Kürtler için bir şans olduğuna inanıyorum. Bunu sadece ben değil çevremde BDP'ye oy vermiş olan vatandaşlar bile söylüyor. Kurulan her türlü baskıya rağmen onun ikna kabiliyetiyle bu durumun ortadan kalkacağına dair inancım çok kuvvetli.

AK Parti'nin bölgede gücünün hissedildiğine ve bölge halkının eskiye nazaran kendini daha güvende hissettiğine inanıyor musunuz?

Kesinlikle. Çünkü insanlar dünü de bugünü de hatırlayacak kadar akıllı ve zekiler. 17 bin faili meçhulden, binlerce köyün boşaltılmasından bahsediliyordu. Bu köylerin tazminatlarını son kuruşuna kadar AK Parti verdi. 1 milyar dolara yakın para sadece benim bölgeme geldi. 15 yıl önce bu köylerde tek bir araç bulamazken şimdi sayısız araç görüyorsunuz. Bu zenginlik hep AK Parti sayesinde oldu. Kendilerini nasıl güçlü hissetmesinler? Tabii bu güven yeni anayasa ile taçlanacak.

Kadın milletvekilleri bölgeye gelmeli
'Bölgeye barış gelsin' diyorsunuz ama PKK terör estirerek sürekli olarak bunu baltalarken barış nasıl gelecek?

Haklısınız. Özellikle Habur meselesinde devlet yapması gereken her şeyi yaptı. Devlet büyük bir olgunlukla barış zemini oluşturmaya çalışırken, aynı çabayı PKK cephesinde göremedik. Bunu kendileri de itiraf etti. Ama ben AK Parti'li bir milletvekili olarak teröre inat demokratik açılımın devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Devleti baba olarak görürüm iki çocuğunuzdan biri doktor diğeri tinerciyse; tinerci olanı ıslah etmenin yollarını aramak lazım. PKK'nın şiddetine şiddet kullanarak cevap vermenin çözüm olmadığının görülmesi gerekir. Artık sevginin, kardeşliğin dilini kullanmalıyız. Bölge halkının demokratik açılım devam ettirilirse, PKK'ya tamamıyla sırtını döneceğini biliyorum. Hem birey olarak hem aile olarak hem de bu meselenin kahrını çekmiş bir insan olarak helalleşmeye razıyım. Yakınlarının bir kısmını dağda bir kısmını askerde kaybetmiş biri olarak bu işin sonlanmasını istiyorum.

Bu meselenin sonlanması için ne yapmak lazım?

Örneğin milletvekili arkadaşlarımı bölgeye davet ettim özellikle de anne olan milletvekillerinin Hakkâri'de, Yüksekova'da çocuğu dağda öldürülen ailelerin evlerinde bir gece misafir olmalarını istedim. Çünkü çözüm oturup konuşmakta, anlamakta, acılara ortak olmakta, aynı havayı solumakta gizli.


11 yıl önce