|

İran'ın en büyük partneri Türkiye

Türk-İran ilişkilerini Yeni Şafak'a değerlendiren İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Saidlo, 'Bölgede İran'ın en iyi partneri Türkiye'dir. Türkiye ile gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda şimdiye kadar hiç olmadığı kadar iyi iletişim içindeyiz' dedi.

Burcu Bulut
00:00 - 28/04/2013 Pazar
Güncelleme: 22:00 - 27/04/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
İran'ın en büyük partneri Türkiye
İran'ın en büyük partneri Türkiye

İran'da şayet yanınızda büyükelçiliğin yönlendirdiği mihmandar yoksa insanlarla anlaşabilmeniz imkânsız gibi bir şey. İran'a girdikten sonra anlıyoruz ki röportaj almaktan daha zor bir süreç bekliyor bizleri. Pek çok prosedürü yerine getirdikten sonra iki söyleşi için izin almayı başarıyoruz. İlkini İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Amir Abdullah ile yapıyoruz. Abdullah, İran'ın Afrika ve Arap ülkelerinden sorumlu kişisi. İkinci söyleşiyi ise ertesi gün İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Saidlo ile gerçekleştiriyoruz. Saidlo, İran'da Türkiye'yi en iyi tanıyan isim. Bu kadar ayrıntıya rağmen söyleşide ne tarz sorular sormam gerektiği konusunda en ufak bir telkinde bulunulmaması sevindirici tabii. Bu sayede İran ile ilgili merak ettiğim tüm soruları rahatça yöneltebiliyorum. Ortadoğu politikasından nükleer programına, yaklaşan seçimlerden Türkiye ile olan ilişkilerine kadar sorduğum tüm sorulara cevap alıyorum.

Türkiye'yi en iyi tanıyan ve en sık ziyaret eden isimlerden İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Saidlo, iki ülkenin hem bölge hem de dünyada çok önemli rolleri olduğunu belirterek, 'Çok açık bir şekilde söylemeliyim ki iki ülkenin anlaşması bölgenin gelişmesi adına hayati önem taşıyor. İran, bugün, dünya nükleer ve uzay kulübüne dâhil olmuş, nano teknoloji, ilaç üretimi ve havacılık/uzay teknolojisi alanlarında da dikkat çeken ilerlemeleri elde etmiş ve bu tecrübelerini dostlarıyla özellikle dost ve kardeş ülke Türkiye ile paylaşmaya hazır bir ülke' diyor.

İŞBİRLİĞİ İVME KAZANDI
Türkiye'yi yakından tanıyan, sık sık da ziyaret eden bir siyasetçisiniz. Türkiye-İran ilişkisi ve geleceği ile ilgili ne diyeceksiniz?

Türkiye de İran da hem bölgede hem de dünyada çok önemli rolleri olan ülkeler. Her iki ülkenin halkı yüzyıllardır kardeşçe, dostça yan yana, bir arada yaşadı. İktisadi, ekonomik ve siyasi anlamda derin bir birlikteliğimiz söz konusu. Özellikle AK Parti dönemiyle birlikte -Başbakan Erdoğan sayesinde- İran-Türkiye arasındaki görüşme trafiği daha da yoğunlaştı, çok daha verimli bir boyuta ulaştı. Ekonomik anlamda işbirliğimiz çok gelişti. Diğer yandan her iki ülkede önemli benzerlikler var. İran'da da Türkiye'de de genç nüfus yoğunlukta. Çok açık bir şekilde söylemeliyim ki iki ülkenin anlaşması bölgenin gelişmesi adına hayati önem taşıyor.

Ekonomik anlamda işbirliğimiz çok gelişti dediniz.

İran'dan Türkiye'ye yapılan ihracat 10 milyar dolardı. Bu ticari birlikteliğin gelişmesi için Türkiye ile anlaşma yaptık. Başbakan Erdoğan bunun için Tahran'a geldi. Erdoğan geldiğinde 'İki ülkenin siyasi birlikteliği çok iyi. Halk da kardeş gibi. Ticari anlamda neden daha iyi bir duruma gelinmesin? 10 milyar dolar çok küçük bir rakam' dedi. İcraat aşamasında sorun yaşanmasından dolayı istenilen verimi elde edemiyorduk.

HEDEFİMİZ 50 MİLYAR
İcraattaki sorundan kastınız nedir?

Bir karar alınıyordu ama her iki taraf da alınan o kararı uygulamıyordu. Mesela petrol ihraç etmek istediğimizde fiyat konusunda anlaşamadığımız zamanlar oluyordu. Sayın Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda tüm bu anlaşmazlıkların sona ermesi için Türkiye'den Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, İran'dan da ben süreci an be an takip etme kararı aldık. Ayrıca ben Türkiye'ye, Sayın Yılmaz da İran'a sık sık ziyaretlerde bulunuyoruz. Hatta bu hafta Sayın Yılmaz ve beraberindeki heyet yine Tahran'a geliyor. Yapılan görüşmeler neticesinde 2009 yılında 10 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2013'de 22 milyar dolara çıktı, umarım önümüzdeki süreçte bu rakam 35 milyar dolara ulaşacak. Türkiye'ye gerçekleşen petrol ve gaz satışlarımızın artmasını ve nihai hedefimiz olan 50 milyar doları aşabilmeyi arzu ediyoruz. Şayet bu gerçekleşirse harika olacak.

TÜRK TURİSTLERİ BEKLİYORUZ
İran gerek siyasi gerekse ticari ve iktisadi anlamda en iyi partner olarak kimi görüyor?

Bölgede İran'ın en iyi partneri Türkiye'dir. Türkiye ile gerek ekonomik gerekse siyasi anlamda şimdiye kadar hiç olmadığı kadar iyi bir iletişim içindeyiz. Türkiye hem komşumuz hem de kardeşimiz. Ayrıca Türkiye'de birçok İranlı şirket olduğu gibi İran'da da pek çok Türk şirketi var. Özellikle Türk inşaat şirketleri inanılmaz başarılı. Tabii bu yeterli mi? Hayır! Türkiye'deki İranlı şirketlerin sayısının artmasını istiyoruz. Mesela her yıl İran'dan birçok turist Türkiye'ye gidiyor. İstiyoruz ki Türkiye'den de İran'a turistik geziler artsın. İnsanlar çekiniyor, endişeli. Özellikle bu konuda Sayın Yılmaz ile konuşmayı düşünüyoruz. Türkiye-İran dostluğunun artık çok daha güçlü olmasını istiyoruz. İran, bugün, dünya nükleer ve uzay kulübüne dâhil olmuş, nano teknoloji, ilaç üretimi ve havacılık/uzay teknolojisi alanlarında da dikkat çeken ilerlemeleri elde etmiş ve bu tecrübelerini dostlarıyla özellikle dost ve kardeş ülke Türkiye ile paylaşmaya hazır bir ülke.

AĞRI'DA ORTAK SANAYİ SİTESİ
İranlı şirketler Türkiye'de tam olarak ne yapmak istiyor?

İranlı şirketler, Ankara ve İstanbul'daki gaz dağıtımı faaliyetleriyle çok ilgililer. İran'ın hem doğal gazı hem de yatırım potansiyeli var. Bu nedenle, el ele verip rafineri ve santral tesisleri yapabiliriz. Biliyorsunuz Türkiye ile 10 bin megavat gücünde bir santralin tesisi için ilk görüşmeler yapıldı. Gıda ve tüketim maddelerinin üretimi ve Ağrı'da ortak sanayi sitesi tesisi ile ilgili iki ülkenin üst düzey makamları arasında anlaşmaya varıldı. Bu ortak sanayi sitesinin yeri de belirlendi. Örneğin, buraya gereken gazı İran'ın sağlaması; Türkiye'de elektriği de sağlayabilir. Üstelik bunu uluslararası yasalar çerçevesinde de fiyatlandırabiliriz.

Yaptığınız siyaset ekonominin önüne geçtiğinde bu durum partnerlerinizle olan ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?

Türkiye ile siyasi anlamda en iyi noktadayız. Olumlu görüşmelerin ekonomiye de direkt yansıdığını söyleyebilirim. Tahran-Ankara kardeşliği dostlarımızı sevindirirken; düşmanlarımızı da üzüyor tabii.

Ortadoğu'nun düşmanı Amerika ve Avrupa'dır
İran kimi düşman olarak görüyor?
ABD gibi bölgede olmayan çok uzaklarda olan ülkeler. Esasında Ortadoğu'da kardeş ülkeleri rahatsız eden, arayı bozmak için çabalayan her ülke bizim için düşmandır. Düşmanın büyüğü de küçüğü de olmaz.
Türkiye'nin Kürt sorununun çözümü yolunda attığı adımları nasıl buluyorsunuz? Bu sorunun çözümü bölgeye nasıl yansır?

Biraz önce de söylediğim gibi bölgede huzursuzluk yaratmak isteyen düşmanlarımız var. Bununla birlikte Kürt sorununun komşu ülkeler dayanışması ile halledilebileceğini düşünüyorum. İran da Türkiye de terörizmden çok çekti. Eğer Türkiye bazı ülkelerle ilişkisini keserse terörizmden de kesinlikle kurtulur.

Peki hangi ülkelerle ilişkimizi kesmeliyiz?

Tabii ki ülkelerle sıfır sorun yaşanması her devletin isteği ama Amerika'ya, Avrupa'daki ülkelere dikkat etmek de şart! Sadece siz değil bölgede varlık gösteren tüm ülkeler bunu yapmalı. Çünkü Avrupa'daki bazı ülkeler ve ABD bölgenin-Ortadoğu'nun- en büyük düşmanlarıdır. Bu nedenle Türkiye, Afganistan, Pakistan, İran ve Irak gibi aynı bölgede birlikte, yan yana, kardeşçe yaşayan ülkeler; aynı zamanda kendi çıkarlarını da düşünmeli; düşman olarak nitelendirdiğim bu ülkelere karşı kendilerini korumalıdır. Biz birbirimizi anlarız anlamasına da okyanus ötesindeki Amerika bunu nasıl yapsın? O sadece kendisini düşünür.

ABD GELSİN BİZİMLE GÖRÜŞSÜN!
Obama yönetimi yeni döneminde İran ile temasa geçti mi hiç?

Biz ABD ile ekonomik işbirliğini hiç kesmedik. Eğer bunun devamını istiyorlarsa buradayız, gelsinler, bizimle görüşsünler…

İran'ın Venezuela gibi Latin Amerika ülkeleriyle kurduğu yakın ilişki zaman zaman ABD yönetimini rahatsız etti.

Tıpkı Ortadoğu'da olduğu gibi Latin Amerika'da da çok büyük ülkeler var. Bu ülkeler yıllarca Amerika ve Avrupalı ülkeler tarafından istismar edildiler. Amerikalılar 'Latin Amerika bizim evimizin arka bahçesi gibi' dedi. Şimdi Brezilya, Arjantin, Venezuella gibi ülkeler boyunduruk altından kurtulmak için çabalıyor. İran hükümetinin Türkiye ile olduğu gibi Latin Amerikalı ülkelerle de arası çok iyi.

Türkmen gazının transit geçişini onaylarız
Peki İsrail ile yaşanan gerginlikler, ekonomik anlamda büyümek isteyen İran'ı nasıl etkiliyor?

İsrail hükümetini tanımıyoruz. Bizim için İsrail, Filistin topraklarını işgal etmiş, masum insanları öldürmüş siyonist bir çetedir. Dünyada bütün ülkelerle görüşmelerimiz olabilir ama İsrail ile bu söz konusu olamaz. Ama Filistinlilerin bir gün kendi topraklarını alıp özgürce yaşayacaklarına inanıyoruz. Biliyorsunuz Amerika ve Avrupa bize ambargo uyguluyor. Bahane olarak da sahip olduğumuz nükleer enerji çalışmalarını gösteriyorlar. Türkiye 'Nükleer enerji programı İran'ın hakkıdır' deyip bizi koruduğu için de çok mutluyuz. Ortadoğu'da Türkiye gibi bir ülkenin desteğine çok ihtiyacımız var.

Ambargoya rağmen petrol ve doğal gazda bir numarayız diyorsunuz…

Evet. Geçtiğimiz günlerde İran'dan Pakistan'a doğalgaz boru hattı açıldı. Bu fakir ülke Pakistan'ı ekonomik anlamda kalkındıracağı gibi ilişkilerimizi de kuvvetlendiren bir girişim oldu. Ayrıca Türkiye'ye gaz satışı için de hazırız. Türkmenistan'ın gazı transit bir şekilde İran üzerinden Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya intikal ettirilebilir.

İslam kardeşliği problemlerde kurtarıcı bir rol üstleniyor mu?

İslam kardeşliği önemli ama Müslümanlar diğer din mensuplarıyla bir arada yaşamayı bilmeliler.

Şangay Beşlisi AB'ye alternatif
Ortadoğu'da sizin de dâhil olduğunuz bazı ülkelerin Avrupa Birliği'ne (AB) alternatif yeni bir güç olacağı söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?

Demokrasiyi benimsemiş olan ülkelerle bir arada olmayı gerçekten çok istiyoruz. Rusya da Çin de çok büyük ülkeler ve çok sağlam ekonomileri var. Bu nedenle sizin de söylediğiniz gibi bu iki ülkeyle olan ilişkilerimizi iyi tutmak bizim için önemli. Dünyada da üçlü, ikili ittifaklar hep olmuştur. BRICS ülkeleri buna iyi bir örnektir. Sonra 'Şangay Beşlisini' de unutmamak gerekir. Mesela bu beşlinin önümüzdeki günlerde ekonomik anlamda AB'ye alternatif bir güç olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin de bu düşünceme katıldığı kanısındayım. Ülkeler pek tabii ki ittifak içinde olmalı çünkü bu birliktelikler hem ekonomik hem kültürel hem de siyasi anlamda yolumuzu aydınlatacak fener görevi görecekler.

EKONOMİK GELECEKLERİ KÖTÜ
Sizin deyiminizle düşmanlarımız olan Avrupa ve Amerika'nın içinde bulunduğu ekonomik kriz, önümüzdeki günlerde beraberinde radikal değişimleri de getirir mi?

Ülkelerin siyasi temsilcilerinin aldığı ekonomik kararlar; o ülkeyi ya çok geliştirir ya da öldürür. Sizin de söylediğiniz gibi Amerika'da ve Avrupa'da ciddi bir ekonomik kriz var. Çünkü her iki ülke de o kadar kötü bir siyasi duruş sergiledi ki bu ne yazık ki ekonomilerine direkt yansıdı. Diğer yandan bu ekonomik buhran herhalde en çok Çin'e yaradı. Dile kolay Amerika'yı tahtından sallayacak yeni bir güç ortaya çıktı. ABD ise bu durumdan ötürü oldukça endişeli. Çok açık söylemeliyim ki ABD ve Avrupa'nın ekonomik geleceğini iyi görmüyorum. İnanın ABD halkının yüzde 99'u, ekonomiyi çıkmaz yola sokan bu siyasi yaklaşıma artık bir son verilmesini istiyor.

Siyasi tavrımız seçimle değişmez

Cumhurbaşkanı Ahmedinejad görevini yakında bir başka isme devredecek. Yaklaşan seçimlerle ilgili ne diyeceksiniz?

İran'da yakında halkın kendi iradesiyle seçtiği bir isim başa geçecek. İran'daki seçimler diktatörlükle yönetilen ülkelerdeki göstermelik seçimlere de benzemeyecek. Ortadoğu'daki diktatörler renklerini hemen belli ederler ama bence daha korkutucu olan Amerika ve Avrupa'da gizlice gerçekleştirilen diktatörlüklerdir. Çünkü onlar gerçek yüzlerini maskeyle kapamasını iyi biliyorlar. Mesela Amerika'da sözde seçimler oluyor oysa ki insanlar oy vermeye gitmiyorlar bile. Devlet daha sonra uydurma bir rakamla sonuçları açıklıyor. Neyse ki Ortadoğu'da birkaç ülke var ki seçimler çok adil bir şekilde yapılıyor. İran'da da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri şimdiye kadar hep adil bir şekilde gerçekleşti. Halkımız oylarıyla destan yazdı. Umarım bu yıl da seçilecek olan yeni cumhurbaşkanı Türkiye, Pakistan, Irak, Rusya, Çin gibi önemli ülkelerle oluşturulan iyi ilişkileri korumaya ve sürdürmeye devam edecek. Cumhurbaşkanı kim seçilirse seçilsin siyasi duruşumuz da değişmeyecek.

DÜŞÜNCELER ÖZGÜR
Türkiye'de halkın nabzını tutmak amacıyla seçim öncesi araştırmalar yapılır. Aynı şekilde İran'da da halkın kimi istediğine dair bir araştırma yapılıyor mu?

Adaylar belli olduğu zaman İran'da da benzer araştırmalar yapılıyor. Herkes kendi düşüncesini özgürce ifade ediyor. İran halkını gerçekten kalpten seven, İran'ı kalkındıracak, Müslüman ülkelerle ilişkileri çok daha sağlamlaştıracak olan o aday her kimse İran'ın da yeni cumhurbaşkanı olacaktır.

11 yıl önce