|

Kürt sorunu hepimizin

Olağan kurultayda yeniden CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Gürsel Tekin, MHP ve BDP'ye çağrıda bulunarak, Kürt sorununun çözümü için ellerini taşın altına koymalarını istedi: Böyle bir sorun yok demekle, sorun çözülmez. Sorunu çözen tarihe geçer. Herkes sorumlu davranmalı

Murat Aksoy
00:00 - 13/08/2012 Pazartesi
Güncelleme: 00:24 - 13/08/2012 Pazartesi
Yeni Şafak
Kürt sorunu hepimizin
Kürt sorunu hepimizin

Olağan kurultayını geçen ay yapan CHP'de yeni dönem başladı. Yeni CHP'nin ilke hedefi de yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmak. Adaylık için öne çıkan iki isim var; Mustafa Sarıgül ve Gürsel Tekin. Tekin son kurultayda MYK'ye güçlenerek döndü. Gürsel Tekin ile İstanbul için adaylığından CHP'deki değişime, Meclis'i neden olağanüstü toplantıya çağırdıklarından Esed'i destekleyip desteklemediklerine kadar birçok konuyu konuştuk. Tekin, Demokratik Açılım'ın başladığı günlerde 2009 Ağustos'unda yaptığımız söyleşide; 'Kürt sorununu çözen tarihe geçer' demiş ve partisi tarafından çok eleştirilmişti. Bugün de aynı noktada olduğunu ve çözüme katkı vermeye hazır olduklarını söylüyor.

2014 yerel seçimlerinin öne alınması gündemde, destekler misiniz?

Bu konu gündemimizde değil. İktidar partisinin bu yönde açıklamaları var. Bunun için Anayasa değişikliği yapmak gerekiyor. Böyle bir teklife hayır demeyiz. Seçimden korkmuyoruz. Şunu da göz önünde bulunduralım. Şu anda Güneydoğu'da seçim yapacak ortam yok. Bu da Kürt sorunu konusunda önümüzdeki bir yılda somut adımlar atmanın zorunluluğunu ortaya koyuyor.

Yerel seçim denilince akla İstanbul geliyor. Siz de CHP'nin İstanbul'da iddialı olduğunu söylüyorsunuz. Nereden kaynaklanıyor bu iddianız?

Her siyasi parti İstanbul'u almak ister. Milli gelirin yüzde 50'si İstanbul'da, 15 milyonluk bir şehir. Bu şehri almak genel seçimler için de moral üstünlük demek. Biz CHP olarak hazırız. İl Başkanlığımız çalışıyor. Bizim parti olarak İstanbul için alt yapıdan üst yapıya, depremden ulaşıma kadar farklı alanlarda çok ciddi projelerimiz var. CHP'nin iktidar yürüyüşünü İstanbul'dan başlatmak istiyoruz. Bunu da seçimi alarak başaracağız. İstanbul iyi yönetilmiyor.

İSTANBUL İYİ YÖNETİLMİYOR
Neden, pekçok çalışma ve yatırım yapılıyor şehre...

Bakın Bağcılar'dan buraya (Ataşehir) 2,5-3 saatte geldim. Ulaşım iflas etmiş. Bakın trafik demiyorum ulaşım diyorum. İstanbul gibi bir kentte trafik olması normal ama sorun daha derinde altyapı sorunu olarak ulaşım. Bir köprü bakıma alınıyor ulaşım iflas ediyor. Önceden alternatif güzergahlar konusunda hazırlık yok, trafiği yönetecek alt yapı yok. Müdür, çözüm olarak 'şehri terk edin' diyor, belediye başkanı sorunu şehir dışından takip ediyor.

Sizin ulaşım için çözümünüz ne olacak?

İstanbul gibi trafik sorunu bitmez ama ulaşım sorunu çözülebilir. Dünyadaki örnekleri vardır. Çözüm metro ve raylı sistemdir. Tek çözüm bu. Ne yazık ki mevcut yönetim bu konuda yeterince hızlı davranmadı. Şehrin büyümesi, yapılan projelerin önünde geçti. O yüzden yapılan pek çok proje sorunları çözmedi. Bulunduğumuz yerde (Ataşehir) eskiden rüzgar olurdu. Ama öylesine çarpık bir kentleşme oldu ki, var olan hava koridorları yok oldu. O yüzden rüzgar yok. Diyorum ki, teknik üniversiteleri kapatalım. Hiçbir işe yaramıyorlar. Bu projelere kim imza atıyorsa, yetkilerini ellerinden almak lazım.

Ama şu anda bu ilçeyi CHP'li belediye başkanı yönetiyor...

Kim olursa olsun fark etmez. Projeler yeni başlamadı ki. Yıllardır sürüyor. Büyükşehrin de burada sorumluluğu var. Sorun, buralara verilen izinlerin alt yapı olmadan verilmesi. Mesela binalar yapılmış, ama deprem ya da afet anında tahliye edecek sistem yok. Mevcut yönetim aynı gelenekten geliyor ve 18 yıldır iktidarda. Bu uzun bir süre. Eğer bu sürede sorunlar çözülememişse bu şehrin sorunu var demektir. Mevcut yönetim şehri beton yığınına dönüştürdü. Bu konuda başarılı olduğu kesin. Tabii ki yönetimin hiç başarısı yok diyemeyiz: Şehre kazandırdığı önemli yatırımlar da var.

Kadir Topbaş ustalık dönemi için aday olmak istediğini açıkladı. Siz aday mısınız?

Aday olup olmamama parti karar verecek. Ama ben eski il başkanı olarak iddialıyım. Aday olursam da kazanacağımı düşünüyorum. Bizim aday belirlerken izleyeceğimiz yöntem şu olacaktır. Bu sorunların üstesinden gelebilecek ve İstanbulluların da evet dediği kişi adayımız olacak. Anketler ve İstanbulular beni aday görmek isterse partim de uygun görürse aday olmaktan kaçmam.

Nasıl belirleyeceksiniz adayınızı?

Anket yapacağız. Hatta anketler yapacağız. Hatırlayın 2009'da da benim adım adaylık için geçti ama olmadı. O zaman yaptığımız anketlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun adı çıktı ve ben de Deniz Baykal'a Sayın Kılıçdaroğlu'nu önerdim. Hedefimiz o zamanda iktidar olmaktı, önümüzdeki dönemde de iktidar olmak. Kazanacak bir adayı, aday yapacağız.

SARIGÜL TERCİH YAPMALI
Mustafa Sarıgül de olabilir bu isim?

Sayın Sarıgül, şu anda CHP'li değildir. Sarıgül'ün önce bu konuda bir karar vermesi gerekiyor. CHP'de siyaset yapmak istiyorsa yapması gereken açıktır. Önce üyelik için başvuracak ve CHP'li olacaktır. Sonra anlattığım prosedür işleyecektir. Partimiz ve İstanbullular isterse o da büyükşehir adayımız olabilir.


Daha çok toplumun içinde olacağız

CHP Kurultayı konusunda da açıklamalar yapan Gürsel Tekin 'Kurultayın kazananı bir tanedir, o da CHP'dir. Dünya değişiyor, doğa değişiyor. Herkesin değiştiği ortamda CHP'nin değişmeden devam etmesi imkansızdı. Bunun için CHP değişiyor ve değişmeye devam ediyor' dedi. Tekin şunları kaydetti: 'CHP'de değişim ve yenileşme devam edecek. Yeni dönemde daha çok sakakta ve halkın arasında olacağız. Toplumsal değerlere uzak olduğumuzu söylüyorlar ama değiliz. O algıyı da yıkacağız. Toplumsal değerlere daha çok sahip çıkacağız'


NE ESED'i NE BAAS'I DESTEKLiYORUZ

CHP Esed'e ve Baas'ı destekliyor mu?

CHP Suriye'de ne Baas Partisi'ni ne de Esed'i destekliyor. Biz orada ölüm olmasın istiyoruz. Halk demokratik düzen içinde kendini yönetsin istiyoruz. Burada eleştirdiğimiz konu, bu kadar yakın olduğumuz Esed'le bu noktaya gelmiş olmamız. Bu krizi daha iyi yönetebilirdik. Burada sorun sadece Esed'in gitmesinde değil. Diyelim Esed yarın ya da bir hafta sonra gitti ne olacak Suriye'de? Gelecek yönetimin durumu ne olacak?

Benzer süreci 2003 sonrasında Irak'ta yaşadık. Saddam gitti, ABD askerleri kaldı. ABD askerleri de gitti. Peki Irak'a demokrasi geldi mi? Merkezi hükümet ile Kuzey Irak yönetimi arasında sorun var. Şiilerle Sunniler arasında sorun var. Ülke bölünme riski ile karşı karşıya. Esed sonrası Suriye'de farklı bir tablo mu ortaya çıkacak, kuşkuluyum. Hükümet dış politika tamamen sınıfta kalmıştır.

Peki Türkiye çevresinde bu kadar değişim olurken, bunlara kayıtsız kalabilir miydi?

Biz kalsın demiyoruz zaten. Ama taraf seçerken bütün olasılıklar değerlendirilsin. Suriye'de yaşananların benzeri 2003'te Irak'ta da oldu. Irak bugün 3'e hatta 4'e bölünme riski taşıyor. Suriye için benzer şey çok uzak görülmüyor. Biz içe kapalı bir dış politika yürütelim demiyoruz ama dış politikanın da barışçıl olmasını istiyoruz.


BDP de MHP de sorumlu davranmalı

Meclis'i neden olağan üstü toplantıya çağırdınız?

Bizim Meclis'i göreve çağırmamızın temel nedeni, son dönemde gerek içerde gerek dışarıda yaşanan sorunlarla ilgili bilgilenmek. Bizim amacımız Şemdinli'de ne oluyor, Suriye'de ne oluyor öğrenmek ve görüşlerimizi söylemek. Düşünün 17-18 gündür bir ilçeye girilemediği söyleniyor. Bu doğru mudur? Orada ne oluyor, ne bitiyor bilmek istiyoruz. Orada yaşananlar konusunda ilgililerden doyurucu bir açıklama gelmiyorsa bir sorun var demektir. Biz bu konuda resmi olarak bilgilenmek istiyoruz. Daha da önemlisi iktidara destek olmak istiyoruz. Katkı talebi gelirse katkı sunmak istiyoruz.

Nasıl bir katkı olacak bu?

Bakın, bizim muhalefet olarak görevimiz sadece eleştirmek değil. Gerekiyorsa sorunların çözülmesi için iktidara katkı sunmak. Eğer hükümet, Meclis'te şu yasayı çıkaralım, şu yasayı değiştirelim derse biz desteğe hazırız. Meclis'i toplantıya çağırdık çünkü biz sorunların çözülmesini istiyoruz. Bu çağrıyı PKK'yla ilintilendirmek, örgüte hizmet olarak yorumlamak iyi niyetle bağdaşmaz.

ORTAMI YUMUŞATMAK İSTİYORUZ
Meclis'in toplanabilmesi için somut öneriniz var mı?

Tabii ki önerilerimiz var ve biz bu önerileri geçmişte Meclis'e sunduk. Bizim o önerilerimiz hâlâ masada. Kürt sorunu konusunda Türkiye'nin ihtiyacı olan toplumsal bir rahatlama. Önerilerimizden bazıları bile kabul edilse bu toplumsal barışa katkı sunar. Hedefimiz şiddet ortamının sona ermesi. Ancak Sayın Başbakan bu konuda çok sert ifade ve uslup kullanıyor. Biz Meclis'i toplantıya çağırıyoruz, Başbakan bizi başka bir siyasi partinin peşine takılmakla suçluyor. Bu siyaseten üzüntü verici.

Önerileriniz neler?

Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması bu önerilerimizden birisi. Yine faili meçhul cinayetlerin araştırılması için bir komisyon kurulmasını önerdik. Yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesi için kanun teklifi verdik. Elbette bunlar sorunu ortadan kaldıracak öneriler olmayabilir ama toplumsal barışa katkı sunacak adımlar. Eksik olabilir, tartışılabilir. Biz hepsine açığız. Bu önerilerimiz hâlâ masada. Bugünlerde Meclis'te atılacak somut adımlar, terör örgütünün halka karşı kullandığı argümanlarını da elinden alacaktır. Bu önerilerimiz hâlâ masada. Şiddet arttı diye Kürt sorununun çözümünü erteleyemeyiz. Çünkü kaybedecek vaktimiz yok.

Çıkış yaptınız arkası gelmedi...

Biz CHP olarak Kürt sorunu konusunda sadece rapor yazmakla yetinmişiz ama rapordakileri hayata geçirme konusunda gerekli cesareti gösterememişiz. Bunların farkındayız. Ama bu yeni dönemde çözüm için iktidara destek vermeye hazırız. Çünkü sorunun çözümsüzlüğü Türkiye'ye kaybettiriyor. 2009 yılında size verdiğim söyleşide söyledim; 'Bu sorununu çözen tarihe geçer'. Hâlâ aynı yerdeyim. Bugün de aynısını söylüyorum. O gün bunu söyledim diye beni eleştirmişlerdi ama gerçek bu. Bu sorunu, Başbakan çözsün tarihe geçsin. Biz sorunun çözülmesine destek verdiğimiz için rahatsız olmayız. Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmamız daha önce önerdiğimiz değişikleri yapmak için de fırsat. Meclis'i çalıştırabilirsek bu, MHP ve BDP ile görüşme için de fırsat olur. Bizim çağrımızı teröre destek olarak yorumlamak ise haksızlık. Biz sorunun silahla değil konuşarak çözülmesini istiyoruz. Bu süreçte bizim kadar AK Parti kadar, BDP ve MHP'ye de sorumluluk düşüyor. Herkesin sorumlu davranması gerekiyor. O kadar acı yaşanıyor, Kürt sorunu yok demekle, soruna başka isimler vermekle çözülmüyor. Ya da şiddete mesafe almadan siyaset yapma iddası gerçekçi değil. Kim bu sorun çözülsün istiyorsa sorumlu davranacak ve fedakarlık yapacak. Sorunun çözümü AK Parti'ye ya da CHP'ye değil tüm Türkiye'ye kazandıracaktır. Biz bu sorumluluk içinde hareket ediyoruz. Bugüne kadar yapamadıklarımızı yapıyoruz.



12 yıl önce