|

Muhafazakârlar Gezi'yle politize oldu

Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, ''Biz imparatorluğun bakiyesi bir toplumuz. Elhamdülillah çoğuluz; öyle kalacağız. Dünyanın egemen güçlerine karşı birlikte, yan yana var olacağız'' dedi. Arslan, 3 günlük röportaj serisinin son bölümünde ''Gezi ve 17 Aralık hadisesi Türkiye''deki muhafazakâr enerjiyi patlatmıştır; muhafazakârları politize etmiştir'' değerlendirmesinde bulundu.

Ayşe Böhürler
00:00 - 30/03/2014 الأحد
Güncelleme: 21:08 - 29/03/2014 السبت
Yeni Şafak
Muhafazakârlar Gezi'yle politize oldu
Muhafazakârlar Gezi'yle politize oldu
Cumhuriyet rejminin temelinde yer alan bir dışlamaya rağmen İslamcıların devleti bu kadar sahiplenmesini nasıl izah edersiniz? Siyasi tarihimizin makus tarihinde muhafazakâr ya da sağ iktidar icraatları ''gericilik'' tanımına hapsedilerek bir radikal İslam korkusu üretilir. Bu korkunun toplumda bir karşılığı var mıdır?

Türkiye''nin İslamcıları değişti, değişiyor; artık soğuk savaş dönemi Arap yazarların kitaplarından beslenmiyorlar; kendileri üretiyorlar. Cumhuriyet devletine kızgınlıkları onları yakın tarihimizde seküler devlete karşı tavır almaya itmişti. Mısırlı bir İslamcı, Cezayirli, Tunuslu, Arabistanlı bir İslamcı mevcut devlete karşı radikal bir tavır alabilir ve onu yıkarak yepyeni bir devlet rüyası görebilir. Fakat Türkiye gibi devlet geleneği, Osmanlısı, Selçuklusu olan bir toplumda devlete karşı radikal bir tavrı benimsemek çok zordur. İslamcı devrimciler de soğuk savaş döneminin etkisiyle sıfırdan yeni bir devlet ve toplum inşası düşünürler.

ACILARIN NEDENİ RADİKALİZM

Mustafa Kemal ve arkadaşları da radikaldi ve sıfırdan yeni bir toplum ve devlet inşa etmek istediler. Türkiye''nin yetmiş yıllık acılarının temel sebeplerinden biri bu radikalizmdir. Söyledim; Takrir-i Sükûn, Dersim, 1960 darbesi, 12 Mart, Mamak, Metris ve Diyarbakır hapishanesi. Kerbela''da mızraklarına Kur''an sayfaları takarak Hz. Ali taraftarlarını kılıçtan geçirenleri de radikal kategorisine yerleştirebiliriz.

GÜÇLÜ DEVLETİN YOKSA GAZZE İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPAMAZSINIZ

Radikal terimi, kesilmiş insan kellesi adına gelebilir. Radikalizm kelleciliktir. Artık radikal terimini pejoratif anlamlar yükleyerek kullanabiliriz. Her aklı başında Müslüman günümüzde dünya sahnesinde kendilerini savunacakları güçlü bir devletleri olmadığında Müslümanların başına neler gelebileceğini tahmin edebilir. Eğer güçlü bir devletiniz yoksa güçlü bir toplumunuz yoksa Srebrenitsa, Mısır, Kırım, Gazze için hiçbir şey yapamazsınız. Yaptırmazlar. Dünya bir iktidar ve güç kavgaları arenasıdır. Hep böyle kalacak. Din bu kavgalardan doğan acıyı dindirecek etik sistemin adıdır. Dinin ruhu etiktir; etik, etik. Allah zalimleri sevmez. Modern tarihin bütün cellâtları radikaldir

Kriz anları karar anlarıdır diyorsunuz. Türkiye nasıl bir kararın arifesinde?

Geleceğin ışığı kriz anlarında yanar. Gezi''den sonra Türkiye eski Türkiye değil. Gezicilerin istediği gibi değil, fakat çok şey değişti. Her şey değil, çok şey değişti. İnsan enerjisi kriz anlarında patlar, olağan zamanlarda değil. Bu an karar anıdır; 17 Aralık çok şeyi değiştirecektir. Türkiye''nin muhafazakârları bir kere daha politik kararlarını tazelemiştir. Gezi hadisesi ve 17 Aralık Türkiye''deki muhafazakâr enerjiyi patlatmıştır; uyuyan muhafazakâr enerjiyi uyandırmıştır; muhafazakârları politize etmiştir.


Sol ve elit istiyor diye mezhep savaşı çıkmaz
Türkiye''deki etnisite ve mezhep çatışması kimlik çatışması olarak okunabilir mi?

''Kimlik'' kavramı çok ''emperyalistik'' bir kavram, kimlik savaşı da öyle. Günümüzün emperyal güç haline gelmiş toplumlarında ortaya çıkmış. Amerika''nın tuzu kuru, orada istediğiniz kadar kimlik tartışması yapabilirsiniz; Almanya, Fransa, İngiltere de öyle. Fakat dünyanın bizim ülkemiz gibi başka yerlerinde ''kimlik'' kavramı ve savaşı yalnızca kan ve ölümle sonuçlanabilir. Birbirimizi boğazlamamızı isteyebilirler. Türkiye''nin okumuş elitleri batı entelektüel dünyasında moda olmuş her kavrama atlıyor, sorgulamaksızın atlıyor. Batılılar ''kimlik'' kavramını tartışmak için neden yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar beklediler? Çünkü artık müesses bir sistemleri, refah içinde bir toplumları var; çünkü artık efendi konumundalar. Türkiye''nin solcu ve liberal elitleri yıllardır Türkiye''de etnisite ve mezhep savaşı çıkacağını söylüyorlar. Yanılıyorlar. Yanıldılar. Çıkmayacak. Türkiye''nin Kürt halkı, Sünni halkı, Alevi halkı aptal değil. Solcular istiyor diye, kardeşlerine savaş mı ilan edecek insanlar. Bu bir modern hurafe, bir modern illüzyon. Biz imparatorluğun bakiyesi bir toplumuz. De facto çokuz, farklıyız ve çoğuluz. Elhamdülillah çoğuluz; öyle kalacağız, bir arada ve öyle. Dünyanın egemen güçlerine karşı birlikte, yan yana var olacağız. Ali''siz Aleviler çatışma senaryoları yazıyorlar; muhafazakâr Aleviler Alevi geleneğimizi temsil ediyorlar ve insanın Kâbe olduğuna inanıyorlar; hala insanın merhamet varlığı olduğuna inanıyorlar. Kürtçüler çatışma senaryoları yazıyorlar; fakat otantik Kürtler merhamete inanıyorlar, Allah''ın merhametine inanıyorlar. ''Merhametim gazabımı geçti.''

Bir taraftan dünya giderek sekülerleşirken cemaatlerin, modern toplumlarda böylesine güç kazanmasını nasıl izah edebiliriz?

Cemaatleri güçlü kılan şey gelenektir; gelenek sünnettir. Gülen cemaati hariç, Türkiye''deki bütün cemaatler gelenekle beslenirler; onlar acıların Türkiye''sindeki dayanışma grupları, acıları dindirme mekânlarıdır. Mensupları yoksul ve kimsesizdir. Modern kültürün acımasız salvoları karşısında çaresizdirler. Fakat onlar da kızlarını ve çocuklarını seküler okullara yolluyor. Türkiye''nin laisistleri sayıları karşısında dehşet içinde: geliyorlar!

Her aklı başında Müslüman dünya sahnesinde kendilerini savunacakları güçlü bir devletleri olmadığında Müslümanların başına neler gelebileceğini tahmin edebilir.

Halk operasyonu biliyor
Müslümanlık cemaat yapıları olmadan yaşayamaz mı?

İnsan, kırılgan, hassas ve farklı. Bu yüzden Allah''a giden yolların sayısı insanların sayısı kadardır; Allah''a giden yollar sonsuzdur. Liberallerin dudakları uçuklayabilir. Ama her mümin bir cemaattir. Müslümanlık ve Müslüman dünya monoblok bir yapı değildir. Allah''ın birliği monoblok tecelli etmez.

GÜLEN CEMAATİ TÜREDİ BİR CEMAAT

Türkiye, bir dini cemaatler cennetidir ve iyi ki öyledir. Osmanlı zamanında da böyleydi. Şimdi de böyle. Monobolok dini cemaat sefildir. Türkiye''de Müslüman geleneğin taşıyıcıları olan çok sayıda cemaat vardır; bu cemaatlerin her biri de kendi içlerinde alt cemaatlere ayrılmıştır. Fakat Gülen cemaatinin alâmetifarikası pre-modern damarlardan yoksun olmasıdır; türedi bir cemaattir; geleneğin diğer cemaatlere verdiği adaptan yoksundur; sufi ruhundan yoksundur; bu Mevlana''nın ve Yunus''un sesinden yoksunluktur; moderndir, rasyoneldir.

17 Aralık''ta yaşanan operasyon hadisesini nasıl görüyorsunuz?

17 Aralık hadisesi Gezi gibi bir operasyondur. Bu neredeyse tartışmasızdır ve halk da böyle anlamıştır. Türkiye''de muhafazakârlık anti-emperyalisttir. Halkın anti-emperyalist ruhu, hem Gezi hem de 17 Aralık hadisesini operasyon, daha doğrusu uluslararası operasyon olarak anlamaya teşnedir, hazırdır.

TÜRKİYE MUHAFAZAKARLIĞI VATANSEVERLİKTİR

Türkiye''de muhafazakârlık vatanseverdir, memleketçidir. 1960 darbesini hangi emperyal güçlerin desteklediğini unutmamıştır. Muhafazakârlar memleketlerine karşı bir operasyon olduğundan emin görünüyorlar. Türkiye''nin III. Selim''den bu yana uluslararası güçlerin operasyon sahası olduğunu çok iyi biliyorlar. Bu Pensilvanya''dan böyle görünmeyebilir, ama Türkiye''den böyle görünüyor. Halk böyle görüyor.

٪d سنوات قبل