|

Oda TV Ergenekon'cu medyanın JİTEM'i

Gazeteci Mahmut Övür, CHP'de gündeme gelen taciz vakasının Deniz Baykal'ı tuzağa düşürme operasyonu olduğu söyledi. Oda TV'yi Ergenekon'un JİTEM'ine benzeten Övür; “Medya organı olarak Türkiye'nin demokrasiyle buluşmasını isteyen demokratlara karşı iftira kampanyasının başını çekti. Yalan haberler üretti. Oda TV Ergenekoncu medyanın JİTEM'i gibi” dedi.

Murat Aksoy
00:00 - 14/03/2011 Pazartesi
Güncelleme: 01:17 - 14/03/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
Oda TV Ergenekon'cu medyanın JİTEM'i
Oda TV Ergenekon'cu medyanın JİTEM'i
Geçtiğimiz haftanın şüphesiz en önemli olayı CHP ekseninde dönen "taciz" iddialarıydı. Ergenekon Davası kapsamında yapılan operasyonda gözaltına alınıp serbest bırakılan Oda TV Ankara Temsilcisi İklim Bayraktar'ın Muharrem İnce, Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeler ve bu görüşmelerle ilgili ortaya attığı iddialar herkese şu soruyu sordurdu; "Ne olacak bu CHP'nin hali?"
12 Haziran yapılacak seçimler öncesi CHP'nin, Türkiye'ye ilişkin plan projeleri yerine böylesine siyaset dışı bir tartışma ile anılması elbette hoş değil.
Peki bütün bu yaşananların anlamı ne?
CHP'deki operasyonun hedefi ne?
CHP'de Baykal'ın istifasına yol açan operasyon henüz tamamlanmadı mı?
Hedefte kim var? Ve en önemlisi bütün bunların arkasındaki güç(ler) kimler?
Ergenekon ile CHP'nin yolları nerede kesişti?
Bu hafta Söyleşi-Yorum'da bu soruları CHP kulislerini iyi bilen bir gazeteci Mahmut Övür ile konuştuk. Övür'ün yaşananlar konusunda en önemli tespiti şüphesiz; "CHP'nin bunları tartışıyor olmasının sebebi, tartışacak siyasetinin olmamasından".
Haksız mı?




CHP son haftayı "taciz" iddiaları ile geçirdi. Ne oluyor CHP'de?

Bu soruya cevap vermeden önce şu soruya cevap arayalım, “Bütün bu gelişmeler niye CHP etrafında dönüyor?”.

Cevabınız…

Bugün eğer CHP denilince aklımıza Türkiye'nin sorunlarına ilişkin çözüm projeleri, söylemleri değil de; kaset skandalı, taciz iddiaları geliyorsa burada temel bir sorun var demektir. O da, CHP'nin siyaset üretememesidir. Siyaset üretemediği için de bunlarla gündeme geliyor. Ya da bunlar CHP'yi konuşulur kılıyor. Ancak bu tespiti yaparken bu sorunu sadece son bir yılla değil, CHP'nin 1993'de yeniden açılmasına kadar götürmeliyiz. Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden başlayan süreçte CHP, içinde olduğu SHP'den sert bir kopuş yaşadı ve Türkiye'nin sürüklendiği "laik-antilaik" çatışmasının önemli bir unsuru olması sağlandı. Sistemi değiştiren değil, rejimi savunan bir partiye dönüştü. İşte oradan bugüne gelen CHP, bu kısa tarihinde siyaset üreteceğine, rejime sahip çıkan öfkeli bir parti oldu. Kısaca CHP'nin bugün temel sorunu siyasetsizliktir. Onun da nedeni değişen Türkiye'yi ve dünyayı yeterince okuyamamasıdır.

CHP HÂLÂ ERGENEKON'UN KAPSAMA ALANINDA

Siyaset olmayınca entriklar mı oluyor?

Bir taraftan cumhuriyeti kuran bir partiden söz ediyor, diğer taraftan partinin eski ve yeni genel başkanının adlarının karıştığı taciz ve komplo iddialarından bahsediyoruz. Bu size garip gelmiyor mu? Ben bunu çok garip buluyorum. Bakın son olaydaki gazeteci Oda TV adlı sitenin Ankara Temsilcisi. Oda TV'yi de az çok biliyoruz. Son yıllarda manipülasyonlar yapan bir site. Kurucusu Soner Yalçın'ın gazetecilik geçmişini, neler yaptığı biliniyor. Gelin görün ki, bu site CHP'nin TV'sini alarak partiyi de bir anlamda yönlendirmek istiyor, Genel Başkan'a giderek "büyük balık" yakalayacağını söyleyip teknik destek isteyebiliyor. Peki, bu teklife "Yeni CHP" iddiasındakiler neden olumsuz cevap vermiyorlar. Bu soruyu Eski Genel Başkan Deniz Baykal da soruyor.

Ergenekon CHP'ye mi bulaştı?

CHP zaten Ergenekon'un kapsama alanı içinde. Eski Genel Başkan Deniz Baykal avukatı olduğunu, yeni ise ironi de yapsa "üye olmak" istediğini söyledi. Aslında bir siyasi parti için bu tam bir talihsizlik. Ergenekon dava sürecindeki yanlış uygulamalara, uzun tutukluluk sürelerine karşı çıkmak, adaletten yana olmak başka, bu gerekçelerle topyekun darbe girişimlerini, koas ortamı yaratmak isteyenleri görmezlikten gelmek başka. CHP ağırlıkla ikincisini yapıyor ve siyaseten yanlış yapıyor. Önümüzdeki seçimde de o davada yargılananları aday gösterirse tarihi bir yanlış daha yapacak ve kendisini Ergenekon'la tam özdeşleştirecek. Bu durumdaki bir partinin yeni Türkiye'nin dinamiklerini gördüğü söylenebilir mi? CHP bu yapılanmalarla aralarına mesafe koymadığı sürece başı beladan, komplodan kurtulmaz.

BAYKAL'A TUZAK KURULDU

CHP'deki son olay Erkenekon'la baglantılı mı?

Ergenekon hâlâ canlılığını sürdürüyor ve birçok yönden atakta... Oda Tv olayı bunun bir yansıması. Medyayı yönlendirmek, manipilasyon yapmak, siyaseti etkilemek başından beri bu çevrelerin başvurduğu yöntemler. CHP'de bir taşla bir kaç kuş vurma operasyonu yönetildi. Eski Genel Başkan Halk Tv meselesini itiraz edemeyecek hale getirilmek istendi, aynı zaman da yeni genel başkan hem destek vermekte, hem de ileride istenileni yapmakta zorlanacak bir noktaya getirildi. Ergenekon kendi dostlarına bile güvenmiyor çünkü bitiyor. Seçime kadar süreleri var. 2011 seçimleri tarihi bir döneme son nokta koyacak. Eli silahlı bürokratlar dönemi bitecek, halkın hakim olduğu bir dönem, sivil bir dönem başlayacak. Bunun için son oyunlarını oynuyorlar. Ergenekon yani Türkiye'nin darbelicleri son tangolarını oynuyor.

KOMPLODAN DEMOKRASİ ÇIKMAZ

CHP neden uzak duramıyor bunlardan?

Eğer Türkiye'yi yönetmeye talip bir siyasi parti olsaydı, kendilerine gelen böyle bir teklife hem olumsuz cevap verirlerdi, hem o konuşmada adı geçenler uyarılır, kamuoyuna açıklanır, deşifre edilirdi. Zaten CHP siyaset yapabilse idi, bunlar teklif bile edilemezdi. Ama Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu koltuğa bir kaset komplosu ile geldiğini düşünürseniz, çok fazla şaşırmıyorsunuz.

Deniz Baykal'a ait kaset skandalı çıktığında şunu söylemiştim; "Bu komplodan demokrasi çıkmaz". Bir kasetle parti içi iktidar değişiyorsa, gelen ekibin çevresinde böyle odakların olması normaldir. Bir başka önemli noktada şu ki, bugüne kadar Türkiye'yi yönetmek isteyen güçler hep komplolarla, tezgâhlarla iktidar olmuşlar. Darbelere bakın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakın. İşte şimdi yargı sürecinde Ergenekon, Balyoz, Kafes darbe planları. Bunlar normal bir demokraside göremeyeceğiniz girişimlerdir. Ama AK Parti'yi siyaseten yenemeyeceklerini görenler, parti 2002'de seçimi kazanır kazanmaz girişimlere başlamışlar. Balyoz bunu gösteriyor. Ama ben bunun sadece askerlerle sınır olduğunu düşünmüyorum. Bu yapının siyasi ayağı, medya ayağı olmadan olmaz. Ama bu konuda şunu da hemen ifade edeyim; ben gene de Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin'e şans vermekten yanayım. Onlar eski CHP'den biraz farklı bir CHP yapmaya çalışıyorlar…

CHP TÜRKİYE'DEKİ DEĞİŞİMİ GÖRMEMEKTE ISRAR EDİYOR

Ama son gelişmeler onların etrafında dönüyor…

Bence onlar CHP'nin değişmesi gerektiğini biliyorlar ama bu değişimi yapacak cesaret ve siyasi iradeden yoksunlar. Hem yeni CHP diyorlar hem de eski CHP'nin sahip çıktığı her şeyi sahipleniyorlar… Dahası eskisi gibi entrika ve komplo üreten çevrelerle, Ergenekon eksenli yapı ve aktörlerle aralarına bir mesafe koyup, halka dönmüyorlar. Bu yüzden de kafaları karışık.

Nedir temel sorunları?

Bence Türkiye'deki değişimi, dünyanın gittiği yeri ve en önemlisi AK Parti'yi hâlâ anlayamamışlar. Anladığım kadarıyla onlar AK Parti'yi hâlâ "dinci" parti olarak görüyorlar. Bence CHP'nin önce hem AK Parti'ye hem de Türkiye'deki sosyolojik değişimleri doğru okumasında yarar var. Ama ilginçtir, şu anki CHP'nin bunu yapma şansı da yok. Çünkü, insan malzemesi bu okumaya uygun değil. Birbirini besleyen bir kısır döngü içinde CHP.

Peki, ne yapacaklar?

Sadece "mış gibi" yapacaklar. Bazı sorunlara dokunacaklar ama siyasi perspektifleri olmadığı için değişimi yaratamayacaklar. Hem sorunlarla yüzleşmek istiyor hem de sorunun adını söyleyemiyorlar. Kürt meselesi, Alevi meselesi diyemiyor, üzerine gidemiyor ama dokunmaya çalışıyor. Şimdilik bu dokunmalarla yetinecekler.

Nasıl yetecek ki, iktidar olmadıktan sonra?

Burada önemli nokta şu ki, CHP'yi anlamlı kılan bizzat AK Parti'dir. AK Parti'nin bu kadar güçlü olması CHP'yi AK Parti'ye mesafeli duranlar için seçenek yapıyor. Yoksa bu CHP de öteki partiler gibi yok olmaya mahkumdu. Belki de bu yüzden bir şey yapmıyorlar. İşte bu da Türkiye'nin acı gerçeğidir ne yazık ki.

CHP iktidara aday olamayacaksa Deniz Baykal neden gitti ki?

Bir umut, vesayetçi rejimin ömrünü uzatmak için CHP'nin de içinde olacağı bir iktidar hayali kuruldu. Ama CHP'nin kemikleştirdiği seçmen kitlesi, ulusalcı aydınlar, CHP'nin biraz değişmesine bile tahammül etmedi. Baykal, kendi yarattığı partinin ve kitlenin ne anlama geldiğini iyi biliyordu. O yüzden küçük ve muhalefette kalmanın bile anlamlı olduğunu söylüyordu.




Ama vesayetçi sistemin sürmesini isteyen iş dünyası ve medya ayağı sistemin yavaş yavaş ellerinden gittiğini Türkiye'nin geri dönülmez biçimde değiştiğini görüyorlardı. Bunun için AK Parti'yi darbe girişimleriyle alaşağı etmeye çalıştılar. Olmayınca CHP'yi dönüştürme planını devreye soktular. Ama başaramadılar.

BAYKAL OPERASYONU ERGENEKON İŞİ

Yani Baykal Ergenekon'un siyasi operasyonuna mı kurban gitti?

Evet, bütün süreç ona işaret ediyor. Ona yapılan bir neo-Ergenekon hamlesiydi

Kim yaptı, kim var arkasında bu operasyonun?

Kendini sistemin asıl sahibi görenler, CHP'ye yakın olanlar… Baykal'ın ve CHP dostlarının bir operasyonuydu ve başarıya ulaştı.

Parti içinde mi?

İçi de dışı da işin içinde. Bu dar bir kadronun işi. Ama bu kadro, sürekli bir araya gelip, AK Parti karşısında yenilgiye uğrayan CHP'yi, 'nasıl kurtaracağız?' diye kafa yoran siyasetçi, asker, işadamı, bürokrat, basın mensubunun hissiyatını yansıtıyor. Baykal'ı göndermek bir projeydi… Kimin yaptığı, küçük bir kadro olarak eninde sonunda bir yerden patlayacak bu.

Siz Baykal'ın kasetinin yayınlanmasından bir hafta önce, size aktarılan bir konuşmayı yazmıştınız. Neydi o?

Bu konuşma Baykal'ın kasetinden bir hafta önce bir cafede gerçekleşti. Tanık olan bir tiyatrocu anlattı bana. Bir kasetten söz etmişler. Konuşanlardan biri, o kasetin Baykal'ı götürebileceğini söylemiş. "Bu kaset bize başkanlık yolunu açar" demiş. Diğeri ise "Bu kaset bizi yakar. Böyle bir şeye girmeyelim. Tehlikeli bu iş" demiş. İsim vermeden yazdım ben.

Sahi ne oldu Deniz Baykal'ı istifa ettiren kasetin akibeti, kim sızdırdı, Baykal neden bu işin üzerine gitmedi?

Savcılık soruşturma açtı ama ne yapıyorlar ortaya çıkan bir şey yok. Ben şunu merak ediyordum Baykal bu kadar öfkeli hükümete saldırdı, sonra neden sessizliğe büründü? Son taciz konusunda da Baykal sert çıktı ve bir anlamda Kılıçdaroğlu ve ekibini de hedef almış oldu. Bence içinde geçtiğimiz süreçte bu işin içinde kimlerin olduğu da sürpriz biçimde ortaya çıkabilir. Çünkü Baykal'ı gönderenler CHP'nin şu anki durumundan memnun değiller ama Kılıçdaroğlu'nun yerine de bir aday olmadığı için çok fazla da oynayamıyorlar. Bu yüzden 12 Haziran'da CHP yüzde 25 ve altında oy almazsa, Kılıçdaroğlu'na bir şey olmaz.



Baykal'ı gönderenlerin lider adayı Kılıçdaroğlu muydu?

Bence değil. Ben Baykal'ın gitmesinden sonra Gürsel Tekin'in aday olabileceğini düşünmüştüm. Ki olmaya çok yakındı ama oyunu bozan Önder Sav oldu.

Neden Gürsel Tekin'i düşündünüz?

Gürsel Tekin Türkiye'de popülist siyasetin önemli figürlerinden birisi. Her kesimle ilişkisi var, herkesle görüşüyor. Yani hem avantajları var ama bu avantajların bazı zaafları da var ve Tekin de zaafları olan biri.

Nasıl zaaf?

Siyasette hızlı yükselişler sürekli risk barındırır ve bedeli ağır olabilir. Gürsel Tekin'in böyle bir riski var. Son taciz tartışmalarında olağan şüpheli durumunda olması bunu gösteriyor. İşte bu zaaf… Yine Baykal kaseti ortaya çıktığında katıldığı Tv programında söyledikleri de öyle.

Çok üzgündü ve gözyaşı döktü…

Üzgündü evet, gözyaşı döktü evet. Ama aynı programda şunu da söyledi, o artık abimiz, parti büyüğü olsun. İşte bunlar sıcağı sıcağına deklare edilince ben Gürsel Tekin'in aday olabileceğini düşündüm. Onun tahmini Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmayacağı idi.

Gürsel Tekin lider olmayı düşünmüş olabilir ama lider olabilir mi?

Gürsel Tekin tam bir halk adamı olabilir ama bu siyasi başarı için tek başına yeterli değil. Siyaset, toplumla ilişki kurmayı başarmanın yanında başka birçok özelliği de gerektiriyor. Hepsinin bir araya geldiği siyasetçiyi bulmak çok zor. Bulunduğunda lider oluyor zaten… Ayrıca şu anda CHP'nin bulunduğu fikri zeminden Türkiye'yi dünyaya taşıyacak, ya da o kesimi 2023'e götürecek vizyoner bir liderin çıkması zor. Sistemi değiştirmeyi değil, korumayı amaçlayanlardan büyük lider çıkmaz…


Siz Ergenekon'un medya yapılanması konusunda da yazıyorsunuz. Son Ergenekon operasyonları basın özgürlüğüne müdahale mi?

Şunu ifade edeyim; tutukluluğun cezalandırılmaya dönüşmesi de davaya olan güveni sarsıyor. Bence bu konuda yargı süreci daha dikkatli olmalı. Ve son tutuklamalarla ilgili olarak da savcının dediği neden gazetecilikte değilse tutuklanmanın gerçek nedenini kamuoyu bir an önce bilmeli. Yani iddianame bir an önce çıkmalı.

Peki, medya Ergenekon'un neresinde?

Medyanın önemli bir kesimi tam göbeğinde yer alıyor. Bu bir zihniyet meselesidir. Türkiye toplumunu ötekileştiren sisteme en büyük desteği medya veriyor. Kışkırtıcı yayınlar zemin yaratmasaydı, 2006'da yaşanan saldırılar, Danıştay'dan Hrant Dink'e cinayetler kolay kolay olmazdı. Darbelere giden süreçte, medya azmettirici rol oynuyor. Cinayete azmettirmek de suçtur. Ama Türkiye'deki medyanın önemli bir kesimi darbeleri suç saymadığı için azmettirmekten de çekinmiyor. Neredeyse darbe yapmayı fikir suçu sayacaklar.

Bugünlerde yeniden gündeme gelen 28 Şubat post-modern darbesinde medyanın işlevini gördük. Eğer 28 Şubat postmodern darbesi suçsa o suça iştirak eden az çok suç işlemiştir.

O gün 28 Şubatçıların yanında olanların, bugün Ergenekon'dan çok da bağımsız olduğunu düşünmek bana saflık gibi geliyor.

Peki, Oda TV'nin hedefi ne?

Suç boyutu yargı sürecinde ortaya çıkacak. Ama bir medya organı olarak Türkiye'nin demokrasiyle buluşmasını isteyen demokratlara karşı iftira kampanyasının başını çekti. Yalan haberler üretti. Oda TV Ergenekoncu medyanın JİTEM'i gibi. Her türlü saldırıyı orası yaptı. Kullanılıp atılabilir de.

Bu darbeci gelenek AK Parti'yi siyaseten deviremediği için CHP'ye müdahale etti. CHP'nin eski ve yeni genel başkanlarını ellerinde tutmak için neler yaptıklarını herkes görüyor. "Varan 2"ler ve teknik destek istemleriyle kendi dostlarına komplo kuran bir zihniyet.

Ergenekon'un medya ayağının yüzde 90'ı, ana akım medyada. Bunlarla mücadele sadece suç boyutuyla ele alınamaz, şeffaflaşma, demokratikleşme ve basın çalışanlarının mesleklerine sahip çıkması gerekiyor ve ancak o zaman medya gerçek medya olur. Şimdi 28 Şubat'la ilgili soruşturma başladı. Bu bence çok önemli?

Neden?

Çünkü 28 Şubat sürecinde medyanın özel biri yeri var ve bu soruşturma bu ilişikleri ortaya çıkarabilir. O zaman bugün Ergenekon'un kapsama alanında olan medya mensuplarının o günlerde neler yaptığı da ortaya çıkacak. En azından teşhir edilmeleri bile önemli.





13 yıl önce