|

Pekin'le kömür ittifakı bizi uçurur

Yeni trendler, yeni güçler, yeni kaynaklar derken dünyanın enerji dengesi değişiyor. Türkiye yeni yatırım, rezervler ve arayışlar içerisinde. Yeni Şafak'a konuşan enerji uzmanı Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger'e göre Çin kömür enerjisini kullanarak hızla büyüdü. Türkiye de Çin ile kömür ittifakı yapmalı.

Burcu Bulut
00:00 - 17/03/2013 Pazar
Güncelleme: 22:21 - 16/03/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Pekin'le kömür ittifakı bizi uçurur
Pekin'le kömür ittifakı bizi uçurur
Cumhurbaşkanlığı eski enerji danışmanı Prof. Dr. Volkan Ediger, 2000'li yıllardan sonra dünyada kömürün yeniden trend olduğunu söyledi. Ediger 'Çin temiz kömür teknolojisinde başarılı oldu. Bizim de en büyük enerji kaynağımız kömür. Türkiye, Çin'le ittifak yaparsa enerjide uçarız' dedi.
Dünyadaki enerji kaynaklarına olan talep yıllar içinde nasıl bir değişim sergiledi?

Sanayi Devrimi'nden önce en çok kullanılan enerji kaynağı odundu. Sonra kömür ortaya çıktı ve 1912 yılında zirveye ulaştıktan sonra düşüşe geçti. Bu defa yeni bir enerji kaynağı devreye girdi; petrol. Petrol de 1972 yılında zirveye erişti. Bu sefer de petrolün toplam enerji tüketimi içindeki payı aşağı düşmeye başladı çünkü artık doğalgaz devreye girmeye başlamıştı. Yani daha avantajlı bir enerji kaynağı ortaya çıkınca hakim enerji kaynağının kullanımı azaldı. Artık fosil yakıtların sonuna gelmiş bulunuyoruz. Düşük karbon çağına doğru ilerlerken doğalgazı bir 'geçiş yakıtı' olarak kullanıyoruz.

TRANSFORMASYONA UĞRAYACAKLAR
Bu değişimlere mevcut şirketlerin tepkisi nasıl?

Dünyanın en büyük 10 şirketinin 8'i enerji şirketi. Bunun da 7'si petrol şirketi. Petrol ağırlıklı ekonomi sistemi, 1945 yılından sonra başladı. Şimdi bu petrol şirketlerinin hepsi yeniden bir transformasyona uğrayacak ve değişen koşullara kendilerini adapte edecekler. Birçok şirket amblemlerini bile değiştirdi. Daha temiz, daha sürdürülebilir enerji kaynaklarına önem vermeye başladılar. Önümüzdeki yıllarda enerji tüketimindeki artışın büyük bir çoğunluğu kalkınmakta olan ülkelerde gerçekleşecek. Başta da Çin ve Hindistan geliyor. Aşırı enerji tüketimi nedeniyle beklentilerin dışında bir değişim sergilendi.

KÖMÜR YENİDEN GÖZDE ENERJİ
Nasıl bir değişim?

2000'li yıllardan sonra kömür trend değiştirerek yukarıya doğru gitmeye başladı. Doğalgaz ise daha hızlı artması gerekirken yavaş bir artış sergiledi. Enerji kaynakları konusundaki jeopolitik kaygılar arttı ve ortaya her açıdan dev bir ülke olan Çin çıktı.

Kömür kullanımının doğalgazın önüne geçmesindeki neden Çin mi?

Çin, son 10 yılda dünyada en hızlı kalkınan ülke. 2008'de Batı'da gerçekleşen krizi fırsat bilerek kalkınmasını ve dolayısıyla enerji tüketimini daha da hızlandırdı. Dünyada en fazla enerji tüketen ülke 100 yıldır Amerika'ydı. Çin 2008'den sonra ABD'yi ikinci sıraya itti. Enerji ihtiyacını da kömür ile sağladı. Kömür kullanımındaki artışın temel sebebi, Çin'in kalkınma yarışına girerek, enerji tüketimini hızla artırmasıdır.

Kömür doğayı en fazla kirleten yakıtlardan. Çin kömürün olumsuz etkilerini minimize edebilmeyi başarabildi mi?

Çin, 'Ben kalkınmak zorundayım, bunun için elimdeki enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanacağım' dedi. Yerel kaynaklarının başında da kömür geliyordu. Ama bunu temiz kömür teknolojilerini kullanarak başardı ve karbondioksit salımını asgariye indirdi. Batı'nın bu gelişmeye karşı çıkamamasının temel nedeni de bu yüzden. Bu hızla giderse rakip tanımaz

Sizce de yeni enerji devi Çin mi?

Çin dünyada enerji tüketiminde bir numara ama sadece tüketimde değil, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının üretiminde de lider. Hatta Avrupa Birliği'nde (AB) güneş enerjisi firmaları Çin'deki bu teknolojik gelişmelerden çok rahatsız oldular. Çünkü Çin, teknolojisini çok daha ucuza Avrupa'daki firmalara satmaya başladı. Güneş enerjisi üreten firmalar da; Çin'i rekabeti bozmak ve düşük maliyetle satma gerekçesiyle ilgili kurumlara şikayet ettiler, mahkemeye bile verdiler. Çin yenilenebilir enerji sanayisini değil birçok alandaki teknolojiyi de ele geçirdi. Bu süratle giderse rakip tanımaz bir konuma gelebilir.

Türkiye bu sistemde nerede yer alacak?

Çin'deki gelişmeleri Türkiye açısından çok olumlu buluyorum. Çünkü Türkiye'nin sorunu Çin'in sorununa oldukça benziyor. Bizim de en büyük doğal enerji kaynağımız kömür yani linyit. Bizde de petrol ve gaz son derece az var. Dolayısıyla Çin'deki gelişmeler Türkiye için müthiş bir avantaj sağlayabilir. Türkiye Kömür İşletmeleri'ne bir süredir üzerinde çalıştığım bir strateji raporu hazırladım. Orada Çin'le temiz kömür teknolojileri konusunda mutlaka işbirliğine geçilmesi gerektiğini belirttim. Çünkü Çin temiz kömür teknolojisiyle çalışıyor, bu konuda Çin ile gerçekleşecek ittifak çok yaralı olur. Enerji Bakanlığımız da bu konuda son derece başarılı çalışmalar gerçekleştiriyor. Fakat özellikle teknolojiler konusunda mutlaka daha kararlı ve bilinçli adımlar atmalıyız. Teknolojiyi kullanan değil aynı zamanda üreten ülke olmalıyız. Biz enerji için çok önemli bir coğrafyadayız.

Dünyanın en önemli rezervi Karadeniz'de
ABD'nin enerji politikaları da çok tartışılıyor. Krizlerle birlikte yeni arayışlar içerisinde. Şu anki durumu nasıl?

ABD özellikle Bush döneminde enerji ithalatına olan bağımlılığı bir numaralı öncelikli konusu yaptı. Özel bir komite oluşturuldu ve konunun üzerine ciddiyetle gidildi. ABD'nin yapabileceği tek şey alternatif enerji kaynaklarını, devreye sokmak olabilirdi. Bunu başardı ve kaya gazı ile petrolünü geliştirdi.

ABD bu gazları nasıl ihraç ede cek?

ABD okyanus aşırı bir ülke olduğundan üretilen gazlar boru hatlarıyla taşınamaz. Sıvılaştırılmış doğalgaza çevrilip tankerlerle taşınması gerekir. Bu gerçekleşirse doğalgaz fiyatları doğal olarak düşecektir ve en önemlisi bu durum dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı Rusya'yı ve ikinci büyük ülkesi olan Katar'ı doğrudan etkileyecektir. Enerjideki trend değişimlerinde son bir gelişme daha oldu. Japonya 'methane hydrate' ya da 'methane ice' denilen alternative metan gazına ulaştı. Bu gaz türü çok derin okyanusların tabanında buzlaşmış halde bulunuyor. Japon denizinde rezervi oldukça fazla. Metan gazı ticari olarak üretilebilirse, kaya gazının oluşturduğu gelişmeleri daha da hızlandıracak ve alternatif gazları tüm dünyada daha önemli bir hale getirecek. Bu gelişmeler bizim için de çok önemli çünkü bu alternative gazlar Türkiye'de de bolca var.

Nedir Türkiye'deki rezerv durumu?

Özellikle Karadeniz bu tür katılaşmış gaz konusunda dünyanın en önemli rezervlerinden birine sahip. Japonlar uzun süredir bu proje üzerinde çalışıyorlar, eğer ticari bir üretim söz konusu olursa bu Türkiye için de müthiş bir avantaj olacaktır. Çünkü Karadeniz'in altı jeolojik olarak metan hidrat gazı için en elverişli yerlerden biri.

İstanbul 100 yıl sonra yine gözde

Osmanlı İmparatorluğu zamanında, petrol çağına geçilmeye çalışıldığı 1900'lü yılların başlarında dünyanın enerji dizaynı İstanbul'da yapılmıştı. ABD'nin önemli petrol şirketi Standard Oil, İngiliz-Hollanda ortaklığı Royal Dutch/ Shell ve İngilizlerin İran'da kurduğu İngiliz-Pers petrol şirketi APOC gibi enerji şirketlerinin Ortadoğu'daki merkezi İstanbul'daydı. İstanbul bölgenin enerji dizaynının yapıldığı yerdi. Şimdi de Türkiye çok önemli bir konumda. Bu tarihi mirası yeniden canlandırmak elimizde. Özellikle son zamanlarda enerji konusunda İstanbul'a büyük bir ilgi var. Büyük enerji firmaları eskiden olduğu gibi İstanbul'da temsilcilik açıyor, enerji konusundaki en önemli uluslararası toplantılar İstanbul ve Ankara'da yapılıyor. Tarihi iyi okuyunca 100 yıl öncesine geri dönülmüş gibi hissediyorsunuz.

Köşk'ün görüşü değişmez
Cumhurbaşkanlarımız Demirel, Sezer ve Gül ile çalıştınız. Enerji politikaları nasıldı?

Cumhurbaşkanlarının görüşleri ve yöntemleri farklı olabilir ama temel politikaları ülke menfaatleri doğrultusunda hiç değişmez. Ortada çok önemli bir gerçek var ki o da Türkiye'nin enerjisinin yüzde 75'ini dışarıdan satın aldığı ve enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olduğudur. Geçen yıl enerji ithalatına ödenen meblağ 60 milyar doları geçmiştir. Çalıştığım Sayın Cumhurbaşkanlarının hepsinin de tek gayesi bunun mümkün olduğunca azaltılması olmuştur. Enerjide bu kadar yüksek oranda dışa bağımlı olan bir ülkenin kalkınmasının sürdürülebilir olması mümkün değildir.

Devlet şirketleri ön plana çıkacak

Özel petrol ve gaz şirketleri dönemi yavaş yavaş gerilemeye başlıyor. Zamanla devlet ağırlıklı enerji şirketleri daha ön plana çıkmaya başlayacak. Jeopolitik gelişmeler nedeniyle artık enerjide devlet şirketleri gerek rezerv gerekse üretim açısından daha avantajlı bir konumda. Çin, Hndistan, Brezilya ve Malezya'daki petrol ve kömür şirketleri bu konudaki yeni öncü şirketler. Sahibi devlet ama tam bir özel şirket gibi idare ediliyor. Bu önemli gelişmenin öncüsü yine Çin oldu…

ABD yeraltı sularını kirletiyor

Çevreyi etkileyen en olumsuz yanı, 'shale gas' denilen kaya gazının üretilmesini sağlayan hidrolik çatlatma operasyonu için yeraltına basılan asitlerin yeraltı sularına karışabilecek olmasıdır ve bunun önlenebilmesi de oldukça zordur. Bu nedenle birçok ülke kaya gazına karşı bir duruş sergiledi. Fakat ABD her şeye rağmen bu kaynaklarını kullandı ve 2007 yılında alternatif gazlarını devreye sokarak üretimini tekrar yükseltmeye başladı. Kaya gazının yanında kullandığı bir diğer alternatif kaynak da 'coal bed methane' denilen kömür gazıydı.


11 yıl önce