|

PKK vahşetine sessiz kalmak aydına yakışmaz

PKK tarafından ölümle tehdit edilen Kürt aydınlardan biri olan İhsan Aksoy, 'Eğer gerçekten kendini aydın kategorisine koyuyorsan, kim ne derse desin, doğruyu söylersin. PKK'nın vahşetine sessiz kalmak bir aydına, demokrata yakışmaz' dedi. 'Bu işi ancak Erdoğan çözer' diyen Leyla Zana'nın açıklamalarını 'BDP'nin argümanlarının çöktüğünün göstergesi' olarak değerlendiren Aksoy, 'BDP'lilerin konuşma izni PKK'ya tâbi' tespitini yaptı.

Burcu Bulut / İSTANBUL
00:00 - 27/06/2012 Çarşamba
Güncelleme: 00:41 - 27/06/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
PKK vahşetine  sessiz kalmak  aydına yakışmaz
PKK vahşetine sessiz kalmak aydına yakışmaz

İhsan Aksoy, Kürt solunun önemli isimlerinden. Yine Kürt solunun önemli temsilcilerinden yakın arkadaşı Kemal Burkay'la Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi'ni kuran Aksoy, 12 Eylül darbesinin ardından Türkiye'de barınamayınca siyasi mülteci olarak Avrupa'ya gitti. PKK'nın tehdit ettiği Kürt aydınlardan biri olmasına karşın, PKK'ya karşı olduğunu her zaman ifade eden Aksoy, son saldırıları kınayarak çözüm yolunu 'Türkiye'de muhalefet her zaman antidemokratik eylemlerden yana oldu. Kürt sorununun çözümünden yanaysanız panzehiri demokrasidir' diyerek gösterdi. 31 yıldır Almanya'da yaşayan Aksoy, sık sık Türkiye'ye gelip özlem gideriyor. KKendisi gibi PKK'yı desteklemeyen binlerce Kürt olduğunu belirten Kürt aydın Aksoy'la, silah bırakma tartışmaları ekseninde gelişen terör sorununu konuştuk.

O ARTIK ESKİ LEYLA ZANA DEĞİL
Leyla Zana'nın 'AK parti bu işi çözer' şeklindeki açıklamasını neye bağlıyorsunuz? Sizce Zana'dan neden daha önce değil de şimdi böylesi bir açıklama geldi?

Leyla Zana eski Leyla Zana değil. Yaklaşık 20 yıldır siyasetle iç içe. Uluslararası çapta tanınan, Avrupa Parlamentosu'ndan barış ödülü almış bir isim. İki çocuğu olan olgun bir anne olarak da daha hassas, daha duyarlı.Dikkat ederseniz Zana, son seçimlerden sonra sivri söylemlerle öne çıkmadı ama daha önce sert çıkışları oluyordu. Zana; Kürt bir anne olarak bu işlerin şiddete dayalı bir şekilde yürüyemeyeceğini biliyor. Aslında bölge halkının bıkkınlığının da farkındalar. Bugüne kadar neden böyle bir açıklama yapmadı bilemiyorum ama bugün söylemesi kazançtır. Sözlerinin arkasında sonun kadar durursa puan kazanacaktır. Dilerim ki Zana'ya yöneltilen eleştiriler de daha aklıselim olur.

Ahmet Türk ılımlı bir Kürt siyasetçi olmasıyla tanınır ama Zana'ya ilk tepki gösterenlerden biri o oldu.

Ahmet Türk 1980 darbesini yemiş, kâmil bir insan. Zana'ya karşı çıkmasının altında siyasi bir mesaj var. Türk, BDP'ye hukuki anlamda bağlı değil fakat o partinin insanı. Zana'nın sözleri bir anlamda BDP'nin argümanlarını kaybettiğinin göstergesi oldu. AK Parti, Kürt sorununun çözümü için atılımlar gerçekleştiriyor. Bu girişimler BDP'nin puan kaybetmesine neden oluyor. Zaman içinde aşınan BDP, bu durumdan fazlasıyla rahatsız. Ahmet Türk de bu rahatsızlığın verdiği tepkiyi gösterdi.

BDP'de PKK'yı sert şekilde eleştiren ama bunu uluorta yapamayanlar var mı?

BDP, PKK'nın desteğiyle kuruldu. Özgür değiller. Bu nedenle 'Kılavuzumuz İmralı'dır' diyorlar. Zaten bunu bilerek BDP'ye girmişler. 'Oraya girdiğimiz zaman konuşma özgürlüğümüz PKK'nın vereceği izne tabi olacaktır' düşüncesinde hepsi. Herkes herkesten kuşkulanıyor. BDP'den tanıdıklarım var. Bana dahi gerçek düşüncelerini söylemiyorlar. Tecrit, tehdit edilmekten korkuyorlar. Mert, açık bir insan olma özelliğini kaybetmiş durumdalar.

O zaman Leyla Zana bu açıklamasını büyük bir riski göze alarak yaptı diyebilir miyiz?

Leyla Zana'nın durumu farklı. Uluslararası tanınmışlığı ona koruma kalkanı olmuş adeta. Ayrıca Zana'ya bir şey olsa dünyadan özellikle Avrupa'dan büyük tepki gelir. Bu nedenle diğer genç politikacılara göre çok daha rahat, tedirgin değil! Zana, mevki anlamında da doyuma ulaşmış durumda.

VAHŞETE SESSİZ KALINAMAZ
Siz de PKK tarafından tepki gören aydınlardansınız; ama bu durum eleştirilerinize engel olmadı...

Eğer gerçekten kendini aydın kategorisine koyuyorsan, kim ne derse desin, doğruyu söylersin. Biz işkence gördük hapis yattık buna rağmen yıllarca Türkiye'deki antidemokratik baskılara, yönetimlere karşı çıktık. Buna karşı çıkan biri PKK'ya nasıl olur da çıkmaz? Baskının şiddetin olduğu her kurum, kuruluş ve düşünceye karşı çıkmak aydın olmanın asgari bir gereğidir. PKK'nın vahşetine sessiz kalmak bir aydına, demokrata yakışmaz! Demokratın Türkü, Kürdü yoktur. PKK karşısında eğilmek, diz çökmek bir aydının vasfı olamaz.

Silahların bırakılması için ne yapmak gerekir?

Türkiye'de muhalefet her zaman antidemokratik eylemlerden yana oldu. Kürt sorununun çözümünden yanaysanız panzehiri demokrasidir. Bu nedenle Kürt halkının sorunlarını çözmek adına demokratik adımlar atılmalı ve bundan tereddüt edilmemelidir. AK Parti zaten Kürtlerden küçümsenmeyecek bir oy almaktadır. Hükümetteki kararlılık bu şekilde devam ederse verilen destek de gittikçe büyüyecektir.


Örgüt içinde ayrılıklar yaşanabilir

Ne zaman Kürt sorununun çözümüne yönelik somut bir adım atılsa terör yeniden hortluyor. PKK'nın amacı ne?

AK Parti'nin Kürtlerin kültürel hakları konusunda adım atması PKK'yı rahatsız etti. Şimdi PKK, Kürt halkını kaybetme korkusu içinde. Ayrıca kendi yollarının doğru olduğuna kendileri de inanmıyorlar ama bunu dile getirmekte zorlanıyorlar. Demokratik açılım şiddete dayalı örgütleri her zaman ürkütmüştür bu dünyanın her yerinde böyledir. Geçenlerde kendilerine yakın olan bir partiden Leyla Zana artık silahın bırakılması gerektiğini dile getirdi. Sivil toplum kuruluşlarından da aynı yönde tepki gelmesi PKK'yı zora soktu. Egemenliklerinin zorlandığını hissederek telaş içine girmiş durumdalar. Demokrasinin, barışın, özgürlüklerin dillendirildiği bir ortamda PKK, 'ben olmadan bu iş olmaz' gibi bir mantıkla yeniden kendisini gündeme sokmaya çalışıyor.

Peki gerçekten de PKK'nın silahı bırakacağına inanıyor musunuz?

PKK, 30 yıldan beri silah kullanıyor ve gücünün kaynağının da silah olduğu kanısında. Oysaki silahta ısrar etmek kendileri için de bir çözüm değil! Diğer yandan demokratik açılımlar PKK'yı ve yarattığı şiddeti vicdanlarda mahkûm edecektir. Bu mahkûmiyet onları önünde sonunda zorlayacaktır. Demokrasi PKK'nın önüne kararlı bir niyetle gelirse yapacak bir şeyi kalmaz! Yarın silah bırakma kararı alsalar da karşı çıkan birtakım grupçuklar belki aradan çıkabilir ama bu hiçbir zaman onların eski etkinliklerini korumasına fırsat vermez. Demokrasi kendini dayattıkça şiddetin anlamı kalmayacaktır.

PKK İÇİNDE BARIŞ İSTEYENLER VAR
PKK'nın içinde de çözülmeler olduğu söyleniyor. Sizce silahlı saldırıya son verilmesini isteyen yeni bir grup oluşmuş olabilir mi?

Bu tür silahlı örgütler çok katı Stalinist disipline dayalıdır! İçlerinde barışın gelmesini isteyenler kuşkusuz ki vardır ama açığa çıkması gerçekten çok zor. Örgütten ayrılanlar dahi sadece yönetimden rahatsız oldukları için bunu yaptıklarını söylüyorlar. Kimse oradaki şartların ne kadar kötü olduğunu açıkça dile getiremiyor. Kürdü kürde kırdırmadığını iddia eden örgütün kamplarında büyük infazlar da oluyor. PKK'da ayrılıklar yaşandığına dair kesin bir bilgi elimizde olmasa da bu yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.


Kandil'in parası Esed'in bankalarında

Sizce PKK'nın bütçesinin kaynağı ne? Desteği kim?

PKK zaman içinde inşaatçılıktan tutun da market zincirlerine, gıda maddeleri satımına kadar ticari işlere de el atmaya başladı. En büyük kaynakları sanırım bu ticari işletmeleri oldu. Birkaç milyar dolarlık bir bütçeye sahip olduklarını düşünüyorum. Çok sınırlı bir kısmını militanlarına harcıyorlar büyük bölümü saklanıyor. Ne kadar doğrudur tartışılır ama paralarının Suriye'de Esed'in bankalarında bloke edildiği de söylentiler arasında.

Barzani 'Silah kullanma dönemi geçti' diyor. Barzani sizce PKK'nın silaha son vermesinde etkili bir isim mi?

PKK, Barzani'nin başında olduğu Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin güçlenmesine şiddetle karşı çıktı. Çünkü PKK Kuzey Irak'taki diğer Kürtler üzerine de oynuyor. Ayrıca kendilerine bağlı olan bir partileri de var. Üstelik Barzani de PKK ile silahlı çatışma içine girdi. Bir daha bu tür çatışmalara girmesi mümkün değil!

Her şeyin başında Kürdün Kürdü öldürmesini bölge halkı istemiyor. Barzani ancak PKK'nın ikmal yollarını kapayabilir ki bu da yeniden çatışmalara neden olabilir. Bu bakımdan Barzani'nin söylemlerini kabul etmeleri çok zor görünüyor.

Madem bölge halkı Kürt'ün Kürt'ü öldürmesini istemiyor bunu defalarca yapmış olan PKK'ya neden tepki gösterilmiyor?

PKK bir Kürdü öldürdüğü zaman 'Kurşun adres tanımaz. Atarsın; çocuğa, bebeğe kadına da gelebilir' şeklinde çok ilkel söylemlerle vahşetini açıklıyor. Unutturmak için başka bir saldırı gerçekleştiriyorlar bu sefer asker, polis öldürüyorlar. PKK yaptıklarının hesabını bugüne kadar vermedi. PKK tarafından infaz edilen binlerce militandan bahsediliyor. Kendi arkadaşlarını bile tasfiye eden bir örgütten başka ne beklenebilir ki? Ayrıca korucular da yeni hedefleri. Tavuklarına kadar öldürelim ki bir daha kimse korucu olmasın düşüncesindeler.


12 yıl önce