Kamuoyunda aşağı yukarı bir kanaat hâsıl oldu. Yine de ana başlıkları özetleyelim. İstatistikler AK Parti hükümeti ile, Türkiye'nin son 11 yılda üç kat büyüdüğünü gösteriyor. Dünyanın pek çok bölgesinde, ileri sanayi ülkelerinde önemli krizler yaşanırken Türkiye örnek gösterilen bir gelişim ivmesi yakalamış durumda. Ve en önemlisi de, Türkiye'yi hem toplumsal barış, hem de ekonomik mâliyet bakımından yoran, zorlayan kanlı bir çatışma süreci, barışçı bir biçimde bitiriliyor. Tüm bu gelişmelerin ve Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak her geçen gün öne çıkmasının rahatsız ettiği kesimler harekete geçtiler.
Bu olayların arkasında, Türkiye'nin bölgesel bir aktör olmasından, rahatsız olan güçler var. Bu güçlerin istediği, Türkiye'nin kolayca istikrarsızlaştırılabilinmesi.
İçinde yaşadığımız dünya, iç ve dış politikanın birbirini doğrudan etkilediği, hatta içiçe geçtiği bir politik alan hâline gelmiş durumda. Dış güçler tâbirini klişe bulan ve hatta alayla karşılayanlara bir bakmak lâzım. Mâdem ki Türkiye'de yaşanan bu olayların dış etkiye dayanan bir tarafı olduğunu düşünmüyorlar, ne diye yabancı gazetelerde boy boy ilanlar yayımlatıyorlar acaba?
AK Parti'nin bu olayların patlak vermesine yol açan politikaları elbette olmuştur. Meselâ AK Parti, Kanal İstanbul, üçüncü köprü ve havalimanı, nükleer santral projeleriyle bu olayların çıkışında oldukça etkilidir. Yine ulusal silah sanayi oluşturma konusunda bu kadar kararlı olunmasaydı, AK Parti'ye karşı bu denli geniş katılımlı bir koalisyon oluşmazdı. Bunlar ve benzeri projeler AK Parti hükûmetinin yanlışlarıysa, kimse kusurumuza bakmasın, biz bu yanlışları yapmaya devam edeceğiz.
Türkiye'de bu eylemlerin devamını, istikrarsızlık tablosu oluşturmayı isteyenler dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Bu durumun farkındayız. Fakat bu tür eylemleri kışkırtmaya tevessül edenler de şunun farkında olsunlar: Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmasına, ayağına çelme takılmasına ve geleceğinin çalınmasına izin vermeyeceğiz.
Mısır'daki darbeyi, bölgemizin genel politik çerçevesi içinde ele almak lâzım. Bu politik çerçevede son yılların en çok öne çıkan gelişmesi, sayın Başbakanımızın gerek Ortadoğu'da, gerek İslam dünyasında gittikçe artan popülaritesidir. Elbette bu popülarite, Türkiye'nin izlediği politikaların sonucudur. Bir adım daha ileri gidip şunu da söyleyebilirim: Mısır ziyaretinde sayın Başbakanımız'ı coşkuyla bağrına basan Mısır'ın gençleri, bugün Adeviyye'de demokrasi için gösteri yapanlardır.
Tunus, Arap Baharı dediğimiz özgürleşme hareketinin başladığı ülke. Geçiş dönemini de, bütün kışkırtmalara rağmen olabildiğince dikkatli götürmeye çalışıyorlar. Gannuşi de elbette Tunus için bir şans. Umarım, Mısır'da uygulanan şiddet politikası ve darbeci anlayış Tunus'ta boşa çıkacaktır.
Maalesef öyle görünüyor. 11 Eylül ile İslamofobik saldırılara mâruz kalan İslâm dünyasının pek çok bölgesinde sorunlar yaşanıyor. Târihi arkaplanı bir röportaj boyutunu aşan bu manzaranın değişmesi için Türkiye'ye büyük bir görev düştüğünün bilincindeyiz. Bu sebeple AK Parti, iktidârı boyunca aktif, adalet temelli ve demokratik değerler çerçevesinde bir dış politika izledi.
Çözüm süreci işliyor. Zamanlama konusunda ufak tefek gecikmeler olsa da, sürecin bütününü tehlikeye sokan bir durum yok. Sayın Başbakanımız'ın da belirttiği gibi, sınır içindeki silahlı unsurların çekilmesi tamamlandıktan sonra sürecin diğer aşamalarına geçilecek.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu coğrafyanın ve milletin ruh köküne yabancı bir hareket olarak tam da kendisinden beklendiği gibi davranıyor. Macera, Türkiye'nin bölgesinde gerçekleşen olaylarla yakından ilgilenmesi ve İslâm dünyasının sorunlarına yoğunlaşması değil, tüm bu olayları göz ardı etmesidir. CHP'nin uyguladığımız dış politikayı eleştirmeye yetecek kadar meselelere vukufiyeti yoktur. Eski Türkiye'nin klişelerine sımsıkı bağlanmayı ve olan biteni yabancı basından takip etmeyi marifet bilen emekli diplomatları milletvekili yapmakla dış politika konusunda tavır sahibi olunmaz.
Yeni Anayasa ihtiyacını Türkiye'nin gündeminde bu kadar önemli noktaya taşıyan AK Parti iktidarıdır. Şimdi yeni bir aşamaya geldik. 2011 Ekim'inden bu yana devam eden çalışmalarda 48 maddede mutabık kalınmıştı. Geçtiğimiz hafta başlayan çalışmaların amacı da, mutabık kaldığımız madde sayısını artırarak Türkiye'yi yeni anayasasına kavuşturmaktır.
Komisyon çalışmalarıyla üzerinde uzlaşmaya varılan madde sayısı 60 oldu. Bu daha da artacaktır. Geçen haftaki oturumlarda AK Parti olarak Yargı başlıklı bölümde Temyiz Mahkemesi ile ilgili önerilerimizi geri çektik.
Tekrar ediyorum: AK Parti olarak önceliğimiz mutabakatla yapılacak bir Yeni Anayasa'dır. Fakat, mutabakata yönelik adımların atılmasını diğer partilerden beklemek hakkımızdır.
Evet, şu an yeni bir Demokrasi Paketi'nin hazırlıkları yürütülüyor. Bayramdan sonra bu çalışmanın son şeklini alacağını söyleyebilirim.
Türkiye'nin siyasi bağlamından kopuk bir tespit bu. AK Parti'nin 11 yıllık iktidarı, demokratik anlamda ilerlemenin tarihidir. Yeni Anayasa, eğer yapılabilirse, en büyük demokratikleşme paketi olacaktır. Diğer hukuki düzenlemeler anayasadan sonra yapılmalı.
Son araştırmalara göre Ak Parti'nin bugün itibariyle oyu, 2011 seçimlerinin yaklaşık 2 puan üzerinde. Oy oranımızdaki yükselme kadar önemli bir diğer sonuç da, AK Parti'yi başarılı bulanların oranının AK Parti'nin aldığı oy oranından daha yüksek olması. Bu durum, üzerinde durulması gereken bir göstergedir.
Çalışmalarımız devam ediyor. Aday belirleme konusunda alt yapı çalışmalarını yapma görevini Parti Tüzüğümüz Seçim İşleri Başkanlığımıza veriyor. Biz taslak çalışmaları yapıyoruz, sonra MYK ve MKYK'da karar veriliyor. Henüz yetkili kurullarda alınmış kesin bir karar yok. Seçime yaklaştıkça, bazı spekülatif değerlendirmelerin olması tabiidir. Ama yol haritamız, Seçim İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan alt yapı üzerine yetkili kurullarımızda kararlaştırılır.
Bazı il ve ilçelerimizde görev yapan başkanlarımızın bir kısmıyla devam edeceğiz. Kan değişimi gerektiren yerlerde yeni kadroların önü açılabilir. Fakat AK Parti'de adaylık noktasında esas olan, halk memnuniyetidir. Bu konuda yürüttüğümüz çalışmalar da devam ediyor.