Artış yok ama daha çok gündeme geliyor. Çünkü Türkiye her alanda daha açık ve şeffaf bir topluma doğru gidiyor. Bu yüzden özel alanda yaşanan pek çok hak ihlali artık daha çok gündeme geli-yor. Eskiden bilinen ama konuşulmayan -ki ben buna "üç maymun" hali diyorum-pek çok sorun artık rahatça konuşulu-yor. Eskiden konuşulmuyordu, çünkü anlattığınız zaman size kurumların getireceği bir çözüm yoktu. Şimdi bu sorunları ortadan kaldırmayı hedefleyen bir siyasi irade var. Bizim de devlet olarak görevimiz her alanda meydana gelen bu hak ihlallerini önlemek, yapanların yargı önüne çıkarılmasını sağlamak. Bunun için bir yasa hazırladık; 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile dört maddede düzenlenen kadına yönelik şiddetle mücadele, 23 maddelik temel bir kanun tasarısına dönüşmüştür. Tasarı 24 Şubat'ta Meclis'e sevk edildi. Geçen hafta Meclis Adalet Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. 8 Mart'tan evvel yasayı çıkarmak istiyoruz.
Hedefimiz bunu sağlamak ama sadece bu değil. Kanun çok geniş. Bu kanun hükümlerine göre şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler korunacaktır. Bununla beraber koruyucu ve önleyici tedbirler ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olup verilecek tedbir kararının niteliğine göre hakim veya mülki amire karar verme yetkisi tanınmıştır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde barınma yeri sağlanması hayati tehlikesinin bulunması halinde geçici koruma altına alınması kararları kolluk amirlerince de verilebilecektir.
Bu kanunla koruyucu tedbir kararlarının usulüne ilişkin düzenleme yapılması hedefleniyor. Yani tedbir kararları hâkim tarafından, duruşma yapılmaksızın ve gerektiğinde şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aramaksızın verilecektir. Tedbir kararı, korunan kişiye ve şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişiye tefhim veya tebliğ edilecektir. Tedbir talebinin reddine ilişkin karar ise sadece korunan kişiye tebliğ edilecektir. Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Resen veya korunan kişi ya da Bakanlığın talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
Tedbir kararlarının etkin bir şekilde uygulanabilmesini temin bakımından zorlama hapsi öngörülmüştür. Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişi, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tâbi tutulacaktır. Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadar değişebilir.
Bizim işimiz şiddeti önlemek ve şiddet mağdurunu korumak. Yasada "kadın" kavramı altında tüm kadınları hepsini koruma altına alıyoruz.
Bakanlığımız aile ve sosyal politikalar olarak geçiyor ama çocuklar da var. Yuvalardaki çocuklar da var, özürlüler de var. Bizim en çok önemsediğimiz alanlardan birisi ailesi olmayan çocuklar. Şu anda kurumlarımızda bize emanet 14 bin evladımız var. Biz bunlara her türlü fırsat eşitliğini sağlamak için imkanları çoğaltmak, alternatifleri güçlendirmek istiyoruz. Bunun için çok ciddi bir mali kaynak ayırdık eskiye göre. Yaşama koşullarını iyileştirdik. Koğuş sisteminden çıkıp sevgi evleri ve çocuk evlerine uygulaması başlatıldı. Önümüzdeki süreçte bunu yaygınlaştıracağız. Çocukları toplumun içinde, apartmanlarda 5-6 çocuğumuzun bir arada kaldığı ve hayatı öğreneceği ortamlarda yetiştirmek istiyoruz. Bu çocukları sosyal hayata daha avantajlı katmak istiyoruz. Mesela...
Mesela araştırdık, yuvalarda kalan çocuklarda yüksek eğitim oranı düşük, üniversitelere giriş oranları düşük. Bunu ortadan kaldırmak için Milli Eğitim Bakanlığı ile hemen bir çalışma giriştik. Öğrencilere dershane, özel eğitim imkanı sunduk ve sonuçlarını hemen almaya başladık. Özel okula gitmesi gerekenleri ki şu anda 200 çocuk- yolladık. Yeteneğine uygun okullara yollamaya başladık ve sonuç almaya başladık. Bu daha başlangıç. İstiyoruz ki her bir çocuğun kendi yeteneğine göre eğitim alsın. Bu çocuklar bizim geleceğimiz.
Bu alanda son 10 yılda büyük adımlar attık. En önemlisi onları kamusal alanda görünür kıldık ve istihdam sağladık. Onların evlere kapalı toplumdan uzak yaşamları yerine, ekonomiye katkı sağlayan, engelsizlerle birlikte yaşayan insanlar olmasını sağladık. Onların istihdamı konusunda adımlar attık. Göreve gelir gelmez, bu konuda yaptığımız ilk uygulama engellilerin sınav sistemindeki haksız rekabeti kaldırmak oldu. Fiziksel engelli ile işitme engelliler aynı sınavda yarışıyorlardı. 29 Nisan da ilk kez engelliler kendi aralarında rekabet edecekleri sınava girecekler.
Son yıllarda bu konuda düzelme var. Ama kabul edelim ki, bu bir süreç ve kuşak işi. Biz son yıllarda sadece tohum attık. Onların meyve vermesi bir süre daha alacak. Genel bir iyileşme olduğunu, kadının sosyal hayata daha fazla katıldığını söyleyebiliriz. Cumhuriyet tarihinde ilk kez parlamentoda kadın oranı yüzde 14 e ulaştı.
Çalışan kadının yaşamını kolaylaştırmak için kreş desteği vermek için, Sanayi ve Çalışma Bakanları ile beraber çalışıyoruz. Evdeki kadının sosyal güvenlik sisteminden daha fazla istifade etmesini kolaylaştıracak yasal altyapıyı oluşturuyoruz. Kırsaldaki kadının sosyal güvenlik sistemine girmesini kolaylaştıracak yapıyı oluşturuyoruz. Esnaf kadının daha girişimci olması sermayeye daha kolay ulaşması finansal yetersizliğini daha hızlı çözeceği mekanizmalar oluşturmaya çalışıyoruz. Dünyada yaşanan krize rağmen ve işsizliğe rağmen kadın ve genç istihdamını 5 yıl süre ile kademeli olarak teşvik ettik. Daha ilk üç ayda kadın istihdam oranımız yüzde 3 arttı.
Bu ülkenin çok güçlü kadınları var. Ülke büyüyor, ülke büyürken kadınlar güçleniyor. Daha da güçlenmemesi için hiçbir neden yok. Biz Güçlü Birey, Güçlü Kadın, Güçlü Aile ve Güçlü Topluma inanıyoruz. Tek ihtiyacımız olan şey birbirimizi anlamamız, kardeşlik hukukumuzu geliştirmemiz. Birbirimizi Allah için sevmemiz. Toplum adına 8 Mart'ları sorunlarla değil başarılarla konuşmak istiyoruz. Benim hep söylediğim bir şey var biz gayretten sorumluyuz. Biz gayret edeceğiz. Niyetimiz de ihlasımız da var.
Gerek 4+4+4 gerekse değişen hali ile 8+4 model olarak dünyada uygulanan modeller. İkinci 4'de zorunluluk var ama veliye alternatif sunuyorsun. Hükümetlerimize ve AK Parti'ye yönelik bu konuda hep bir kuşku var. Kadını, kızları eve hapsetmek gibi. Kız çocuklarını okuma oranlarının kadın istihdam oranlarındaki artış ortada. Bizim asla böyle bir hedefimiz yok. Tam tersine hedefimiz toplumun tüm bireylerinin sisteme katılması ve katma değer üretmesi. Eğer biz 2023'de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaksak, bu kızların ve kadınların evde oturması ile değil, tersine sistem içinde olması ile mümkün. 2002'de her 100 erkek çocuğuna karşılık 88 kız öğrenci varken 2010'da bu oran 100 erkek çocuğuna karşılık 100.4 kız çocuğu oldu. Ayinesi iştir kişinin... Kaldı ki, son yıllarda başlatılan kampanyalarla kızların okullaşma oranı temel eğitimde bugün yüzde 98. Orta öğrenimde yüzde 20'lik artış var. Üniversitede yüzde 14'ten yüzde 29'a yükseldi. Hedefimiz bu rakamları geriye değil ileriye taşımak. Bunun için de...
Takip edeceğiz. Destek vereceğiz. Ailelerin bu konuda daha fazla bilinçlenmesini sağlayacağız. Bu yeni sistemle hem kızlar topluma daha fazla katılacak hem de Türkiye'nin gelişmesine katkı sunan bireyler olacaklar.
Türkiye Aile Yapısı Araştırması'nı 2011 yılında güncelledik. Araştırma sonuçları bize gösterdi ki; 18 yaş altı evlenmelerde 2005 yılında yüzde 19.7 olan oran 2010'- da yüzde 9.3 e duştu. Sekiz yıllık eğitimin bunda payı yüksek. Eğitim önemli fırsat eşitliği aracı. Kız çocuklarına eğitime erişimi kolaylaştırdığımız zaman bu ve benzeri sorunları daha kolay aşacağız.
Ben bir bölge milletvekiliyim ve oradaki kadınların yaşam koşullarını biliyorum. 30-40 yıldır yaşadığımız sorunun da en mağduru olanın kadınlar olduğunu da biliyorum. Bunun için bölgeye özel yatırımlarımız, pozitif ayrımcılık uyguladığımız çalışmalar var. Biz oradaki kadınların, çocukların bu sorundan daha çok mağdur olduğunu biliyoruz ve onların bu mağduriyetlerini giderecek çalışmalar yapıyoruz. Kürt sorunun çözülmesinde kadınların özel bir yeri olduğunu biliyoruz. Terörün yol açtığı acıları annelerle birlikte dindireceğiz. Orada acıyı çeken annelere daha çok dokunarak çözüme katkıda bulunacağız.
Mesela bizim aile sosyal destek projesi dediğimiz proje var. Birey bazlı, aile bazlı ihtiyaç analizlerini çıkaran ve ihtiyaçları giderecek bir çalışma. Ailede madde bağımlısı bir baba, ruh sağlığı bozuk bir anne varsa istediğiniz kadar maddi destek verin istediğimiz sonuçları elde etmemiz mümkün değil. Sosyal devlet anlayışında "koruyucu önleyici tedbirler" dönemini başlatacağız. Devlet oradakilerin ayağına gidecek. Bunun için öncelikle iki ilde pilot çalışma başlatılacak. Daha sonra peyderpey tüm yurtta yaygınlaştırılacak. Toplamda 3 bin personel öngörülüyor. Sosyal hizmet alanında özellikle yoksulluğun çözülmesi konusunda projeler geliştireceğiz. Mesela bölgedeki Çok Amaçlı Toplum Merkezleri'ni (ÇATOM) bünyemize alıyoruz. Bölgedeki kadınlar ve çocuklara daha rahat ulaşacağımız merkezler kuruyoruz. Onların bilgiye en hızlı ve kolay ulaşmaları için çalışmalar yapıyoruz.
İki aydır programımızda ama tek engel hava şartları. Bundan birkaç hafta önce ziyaret edecektik ama Başbakan'ın ameliyatı ortaya çıktı. Geçen hafta gidecektik malum hava muhalefeti oldu. Emine Hanım da çok ziyaret etmek istiyor aileleri. Onlarla beraber olmak, onlarla beraber kadın olmak, çok ortak bir şey bu. Onların oturup elini sıkmak, gözüne bakmak bizim de çok arzu ettiğimiz bir şey. Tek sorunumuz hava şartlarından kaynaklandı ama ilk en kısa sürede bunu gerçekleştireceğiz. Ayrıca hükümet olarak araştırmamız devam ediyor.