|

Yüzde 50 Twitter'ı tanıdı

Gezi Parkı olayları sokaklar ile sosyal medyayı birbirine kattı. Türkiye'de her geçen gün kullanıcı sayısı artan Twitter, Gezi olaylarında sokakları yönlendirme aracı haline geldi. Gezi eylemlerine karşı duruşlarıyla dikkat çeken sosyal medya danışmanı Taha Ün ve Twitter'da '@haritaci70' olarak bilinen İbrahim Yörük geride kalan süreci değerlendirdi.

Ersin Çelik
00:00 - 29/06/2013 Cumartesi
Güncelleme: 23:15 - 28/06/2013 Cuma
Yeni Şafak
Yüzde 50 Twitter'ı tanıdı
Yüzde 50 Twitter'ı tanıdı
Gezi eylemleri sırasında, Twitter'daki mesajlarıyla dikkat çeken iki sosyal medya aktivisti, Taha Ün ve İbrahim Yörük'e sürecin sanal alemdeki yankılarını sorduk.

Taha Ün @tahaun:

'Dijital gençliğin' yarısı AK Parti'li

Gezi Parkı olayları sürecindeki sosyal medya kullanıcılarını üçe ayırmak gerekiyor. Ünlüler, fenomenler ve sahte hesaplar kullanan troller. Ünlüler eylemlerin meşruiyetini sağladılar. Attıkları twitlerle insanları meydana ve eyleme çektiler. Fenomenler ise eylemin sürekliliğini sağladılar. Troller ise yalan bilgi ile dezenformasyonun kaynağı oldular. Ünlüler burada devreye girip yalan yanlış bilgileri paylaşarak güvenilir kaynak imajı verdi.

Yalan bilgi 34 kat hızlı yayılıyor

Twitter'da kötü bir mesajın iyi bir mesaja göre yayılma hızı 34 kat daha fazla. Bir taraf sürekli yalan, yanlış ve olumsuz propaganda yaparken diğer tarafın sosyal medya kullanımını değerlendirmemiz mümkün değil. Ancak eylemci tarafındaki gibi organize, tek merkezden yönetilen bir kitle yoktu diğer tarafta. Herkes kendi kendine bir inisiyatif aldı ve ilk günden son güne kadar yalanları çürüttü, kara propagandaya karşı durdu.

Toplumun 'dijital gençlik' algısı yanlış

Yalan haberler dolaşırken, Hükümet tarafında ve AK Parti tabanı Başbakan'ı bekledi. Bu da dezenformasyonun önünü açtı. Oysa bir milletvekili kolaylıkla emniyeti arayıp ölü olup olmadığını, mermi kullanıp kullanmadıklarını sorabilirdi. Bu hükümet tarafında bulunanların yanlış bir hareketi oldu.

'Dijital gençlik' denince akla, dini değerleri reddeden, seküler bir hayat yaşayan, apolitik, iktidarın mesafe koyduğu bir gençlik geliyor. Bu algı çok yanlış. Benim de akıllı telefonum, tablet bilgisayarım, e-posta adresim, twitter, facebook, youtube ve instagram hesabım var. 'Dijital genç' denilen arkadaşlardan bir farkım yok. Sadece onlar gibi düşünmüyorum ve AK Parti'nin beni anladığı kanısındayım. Ben de onları hem eleştirip hem de anlıyorum. Her seçimde 3.5 milyon kişi yeni seçmen oluyor. Bunların yüzde 90'ı dijital genç. Toplamda yüzde 50 oy alan Ak Parti, dijital gençlikten yüzde 45 oy alıyor.

Provoke edenler cezalandırmalı

Geçtiğimiz günlerde bir haberde okudum ABD'de bir genç Obama'yı twitter üzerinden tehdit ettiği için hapse mahkum edilmiş. Böyle uygulamalar Avrupa'da da var. ABD ve Avrupa'da uygulanan sosyal medya denetiminin Türkiye'de de uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Yalan ve yanlış bilgilerle halkı sokağa dökenlerin hesap vermesi gerekiyor. Bu olayları terör olayları olarak algılanması gerekiyor. Hiçbir PKK eylemi sonrası bu ülkeden 72 milyar dolar çıkmadı, borsa 50 milyar TL zarar etmedi. Yalan bilgi bu yüzden kontrol edilmeli, halkı eyleme sürükleyenler kontrol edilmeli.

İbrahim Yörük @haritaci70

Erdoğan'ın uçağı indi Twitter'ın gündemi değişti
En eski Twitter kullanıcılarından olarak Gezi Parkı olaylarında gördüğün nedir?

Tamı tamamına bir kutuplaşma gördüm. Birçok seçim atlattık, bu seçimlerde birçok insanla kutuplaştık, yeri geldi tartıştık. 4 yıldır bulunduğum twitter'a ilk girdiğimde takipleştiğim insanlarla bu olaylar sonucunda kavga ederek, bloklaşarak ayrıldık.

Olaylar Twitter'da ayrışmaya gidecek kadar kişiselleşti yani…

İki tarafta kendine göre kişiselleşti. Sokaktaki olaylara katılmayan bile, sanki olaylara katılmış, biber gazına maruz kalmış mağdur olmuş gibi izlenim verdi. Sokaktaki eylemlere karşı olan ya da hükumeti destekleyen kitle de, sanki kendisi belediye başkanıymış ya da başbakanmış gibi bir refleksle olaylara kesin bir şekilde karşı çıktı. Önceden hükumetler köy kahvelerinde yapılırdı ve yıkılırdı. Şimdi Twitter'da benzer yorumlar yapıyorlar. 140 karakterde devrim yapma girişimlerini gördük.

Sokakla sosyal medya Gezi'de bütünleşti diyebilir miyiz?

Aksine Twitter daha da ayrıştırdı. Gezi Parkı meselesini bir kafede oturup yüz yüze ortamda konuştuğun insan ile Twitter'da konuştuğun insan bir olmuyor. Aynı insanla yüz yüze konuştuğunda ortak bir nokta bulabiliyorsun ama Twitter'da bunu yapamıyorsun. Orada aksiyon daha farklı ve kışkırtıcı bir ifade gelebiliyor. İki kişi tartışırken üçüncü kişiler katılarak onları pohpohlayıp, süreci daha kesin ve sert çizgilerle belirleyebiliyor.

Sosyal tabanda eylemlere karşı bir reaksiyon gösterilebilir korkusu vardı. Bu korkunun yayıldığı Twitter aynı zamanda 'bir dakika öyle değil' de dedi.

Tam da öyle oldu. Provokasyon gerçekten çok tehlikeli boyutlara erişmeye başladı. Ben de bu korkuyu yaşamadım değil. İnsanları topyekûn sokağa indirmek için çok garip çağrılar yapıldı. Twitter hem provokasyon hem de sakinleştirme aracı oldu. 'TOMA'nın altında kaldı', 'Köprüden milyonlar yürüyerek geliyor' gibi yalan haberlere karşı anında refleks gösterilmesi çok etkili oldu. Evde oturanlar sakinleşti. Karşı tarafta bilinçli provokasyonlar, dezenformasyon yaptı. Bu çok net.

'Başbakan gereksiz gördüğü Twitter'ın gündemini de belirliyor' yorumlarına katılıyor musun?

Evet bu çok bariz ortada. Başbakan Güney Afrika turundan dönene kadar kimsenin ağzını bıçak açmadı. Uçak indi Erdoğan konuşmaya başladı ve Twitter'ın gündemi bir anda değişti. O güne kadar tek kelime yazmayanlar savunmaya, 'dik duruşa' geçti. Hatta, Başbakan'ın işaret ettiği yüzde 50 direk olmasa da dolaylı olarak Twitter'a girdi. Köylerde yaşayan orta yaş ve üstü AK Parti seçmenleri torunlarının, çocuklarının Twitter hesaplarına bakmaya başladı.

11 yıl önce
default-profile-img