|

Kısa film sanatçılarının Ülke TV'deki pırıltılı vitrini: 'Kısa Film Festivali'

Sanat konusundaki üreticiliği de tüketiciliği de alabildiğine cılızlaştırılmış, nicedir yalnızca “ekmek bulma derdi”ne düşmüş böylesi bir ülkede, medya organlarının kültür-sanat alanına yönelik yatırımları hiç bir zaman sonuçsuz ve karşılıksız kalmayacaktır. Belki rating ve reklâm alma, sponsor bulma potansiyeli açısından bir “Survivor”, “İzdivaç” ya da “Yemekteyiz” kadar yaygara kopartamıyor bu tür programlar; fakat ülkemiz insanlarına anılan türdeki yapımlardan çok daha fazlasını kazandırdıkları da kesin...

Ali Murat Güven
00:00 - 4/06/2011 Cumartesi
Güncelleme: 16:53 - 5/06/2011 Pazar
Yeni Şafak
Kısa film sanatçılarının Ülke TV'deki pırıltılı vi
Kısa film sanatçılarının Ülke TV'deki pırıltılı vi
alimuratg@yahoo.com

Geçtiğimiz hafta sonu,
Kanal 7
'nin kültür-sanat ve haber ağırlıklı yayın yapan kardeş kanalı
Ülke TV
'de,
“Kısa Film Festivali”
adlı programa konuk oldum.
“Kısa metrajlı film”
sanatına yönelik olarak gençlik yıllarımdan bu yana sürüp giden yoğun ilgim nedeniyle, kıyısından köşesinden de olsa her cumartesi sabahı mutlaka bir göz attığım, ekranlardaki varlığını çok önemsediğim bir yapımdı
“Kısa Film Festivali”
… Fakat, gidişâtını uzaktan takip etmek başka bir şey, programa konuk olup yapımcısı ve sunucusu
Ömer Sami Sevimli
ile tanışmak ve kendisinin özellikle sinemasever gençliğe sunduğu kültürel hizmete bizzat şahit olmak bambaşka bir şey…
Ben de geçen cumartesi günkü eğlenceli konukluğumdan sonra,
Ülke TV
'deki çabalarını gönülden takdir ettiğim bu genç meslektaşımı ve soyadı gibi sevimli programını sizlere biraz daha derinlemesine tanıtmaya karar verdim. Mâlûm, bizim sayfamız ortak ideallere inanan sanat ve medya insanlarına karşı katıksız bir sevgi, saygı ve dayanışmanın hiç bir kompleks yapmaksızın çekincesizce sergilendiği, bu yöndeki paylaşımcı tutumu artık bütün okurlarımızca çok iyi bilinen bir
“kale”
Ömer Sami Sevimli
,
Ülke TV
haber merkezinde soluk soluğa sıcak haberler peşinde koşturan bir kültür-sanat muhabiriyken,
2009
yılı sonbaharında
“Kısa Film Festivali”
ni yapmaya karar vermiş. Kanalın genel yayın yönetmeni, ki kendisi de eski bir
Yeni Şafak
'çıdır- sevgili üstad
Hasan Öztürk
'ten de oluru alınca, mütevazı koşulları içinde,
14 Kasım 2009
'da ilk canlı yayınına çıkmış. Çıkış o çıkış… Geride kalan bir buçuk yıl boyunca ülkemizin en değerli kısa filmcilerini -çoğu ulusal ve uluslararası ödüllü- kısa filmleriyle birlikte ağırlayan, sinemanın gerçek temeli ve çıkış noktası olarak gördüğüm bu görsel sanat formuna lâyık olduğu saygıyı gösteren, türünün Türkiye ekranlarındaki tek örneği konumundaki özgün bir programa dönüşmüş
“Kısa Film Festivali”
Zamanla konuk skalasını öylesine büyütmüş ki sevgili
Ömer
kardeşimiz, gençlik yıllarında
süper 8 mm
formatında kısa filmler çektiğini haber aldığı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin
'i onca yoğunluğu içinde programına konuk edip, kendisini kısa metrajlı sinemayla uğraşmanın keyfi üzerine uzun uzadıya konuşturmayı dahi başarmış.
Ülke TV
'nin büyük stüdyosunda (ki o stüdyoya kimbilir kaç kez konuk olmuşumdur!) canlı olarak yayımlanan
“Kısa Film Festivali”
ne, her cumartesi sabahı, ülkemizin dört bir köşesinden gelen kısa filmciler filmleriyle birlikte konuk oluyor. Saat
10.00
sularında başlayan program bir saat sürüyor ve bu süre zarfında da hem konukların filmleri yayımlanıyor, hem de onlarla sinemadaki gelecek hedefleri üzerine dostça sohbetler gerçekleştiriliyor. Programa zaman zaman profesyonel ticarî sinemadan tanıdığımız oyuncular, görüntü yönetmenleri ve yönetmenler de
“dış çekim konuğu”
olarak renk katmaktalar…
Ömer
'in öylesine sıcak bir sunumu, konuklarına yönelik öylesine samimi bir yaklaşımı var ki bunca yıldır televizyona çıkarım, fakat onun programının son yıllarda kendimi en rahat hissettiğim programlardan birine dönüştüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Bir buçuk saate yakın bir süre konuştuk geçen haftaki bölümde. Bir jest yaparak, programın süresini bana özel olmak üzere biraz daha uzatmıştı. Kısa filmin ne olup ne olmadığından, gittikçe gelişen dijital sinema teknolojisi ve Mahsun Kırmızıgül filmlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede hararetli bir şekilde sinema konuştuğumuz o bölüm, geçtiğimiz hafta boyunca internet ortamında da bol bol paylaşılarak epeyce bir tartışmaya yol açtı. Ben ise bu katılımdan aldığım yüksek keyifle, vaktiyle kendi yaptığım kısa film programında dekor olarak kullandığım
8 mm
sinema makinelerinden birini, âdetâ
“İsmail Dümbüllü'nün kavuğu”
nun bir baştan diğer bir başa törenle devredilmesi gibi, başlattığımız o güzel geleneği sürdürmesi vesilesiyle, hafta içinde
Ömer
'e küçük bir armağan olarak gönderdim. Bu hafta sonundan itibaren o da aynı makineyi stüdyodaki masada dekor olarak kullanarak gerçekleştirmeye başladı sunumlarını…
Okurlarımız arasında hatırlayanlar olacaktır hiç kuşkusuz; benim,
2007
yılında
TV Net
'te hazırlayıp sunduğum
“Yalnızca Yüreğim, Kameram ve Ben”
adlı yapımla,
Türkiye'de TRT'den sonra bütünüyle kısa filme adanmış ilk özel kanal programını yapan kişi
olmak gibi bir özelliğim var.
30
bölüme yakın yayımlanan o program şimdilerde devam etse, kendi türünde bir ekran klasiğine dönüşmüş olacaktı. Kimbilir, belki de sinema sanatına yaptığımız onca hizmetten sonra bazı saygın ödüllerle de taltif edilecektik. Ancak, ne yazık ki
“yeterince ticarî olmadığı”
gerekçesiyle o dönemde söz konusu programın yayınına son verildi. Buna karşılık,
Ülke TV
yönetimi, düzinelerce sinema-TV fakültesinin bulunduğu ülkemizde, bizim programdan sonra boşlukta asılı duran bu ihtiyacı vizyonerce bir bakışla fark etti ve
Ömer
de bayrağı yerden kaldırıp, o tarihten beri koşuya benim bıraktığım yerden devam ediyor.
Değerli kısa filmciler, çektiğiniz kısa filmlerinize güveniyor ve kişisel sinema serüveninizin görsel sonuçlarını size adanmış bir programda milyonlara ulaştırmak istiyorsanız,
Ömer Sami Sevimli
, kendinizi son derece rahat ve mutlu hissedeceğiniz programı
“Kısa Film Festivali”
yle
Ülke TV
'de sizleri ağırlamayı bekliyor.
“Film çekiyorum ve film çekerek dünyayı değiştirebileceğime inanıyorum”
diyerek ona bir mesaj göndermeniz, bu kervana sizin de katılımınız için yetip artacaktır.
Sanat konusundaki üreticiliği de tüketiciliği de alabildiğine cılızlaştırılmış, nicedir yalnızca
“ekmek bulma derdi”
ne düşmüş böylesi bir ülkede, medya organlarının bu alana yönelik yatırımları hiç bir zaman sonuçsuz ve karşılıksız kalmayacaktır. Belki rating ve reklâm alma, sponsor bulma potansiyeli açısından bir
“Survivor”
,
“İzdivaç”
ya da
“Yemekteyiz”
kadar yaygara kopartamıyor bu tür programlar; fakat ülkemizin insanlarına anılan türdeki yapımlardan çok daha fazlasını kazandırdıkları da kesin…
Bu çerçevede,
Ülke TV
yönetimi ve
Ömer Sami Sevimli
'nin çabaları da sessiz ve derinden ilerleyen bir çığ gibi, ulusal sinemamızın gelişimine kendi ölçeğinde somut katkılar yapmaya devam ediyor. Bundan böyle de aynı misyon üzere yoluna devam edecek inşaallah…
Velhasıl, şimdiye kadar haberdar olmadıysanız, şimdiden sonra,
“Kısa Film Festivali”
cumartesi sabahları hatırınızda bulunsun.

* * *

Bir de küçük uyarı:
Cumartesi sabahları
gerçekleştirilen
canlı yayını
kaçıranlar için, ertesi gün, yani
pazar akşam üzeri
saat
17.45
dolaylarında programın
banttan tekrarı
oluyor.

PROGRAMIN ÜLKE TV RESMÎ İNTERNET SİTESİNDEKİ LİNKİ:
13 yıl önce