|

MÜSİDER, Nuh: Büyük Tufan'a 'Hayır!' dedi!

Müzik ve Sinema Derneği (MÜSİDER) "Nuh: Büyük Tufan" filmi hakkında yazılı açıklama yayınlayarak, "Batı sinemayı hangi amaç için kullanıyor, iyi düşünmeli… Kendi inancına ait tüm değerler sistemini ustaca tüm dünyaya servis ediyor. Bunu yaparken ne sizi, ne sizin değerlerinizi ne de kutsalınızı dikkate alıyor." şeklinde başlayan bir basın açıklaması yayımladı.

Yenisafak.com.tr / Sinema
00:00 - 11/04/2014 Cuma
Güncelleme: 09:21 - 11/04/2014 Cuma
Yeni Şafak
MÜSİDER, Nuh: Büyük Tufan'a 'Hayır!' dedi!
MÜSİDER, Nuh: Büyük Tufan'a 'Hayır!' dedi!

Geçtiğimiz günlerde Avukat Erikel, "Nuh: Büyük Tufan" filminin gösterilmesinden önce "filmin, senaristin kurgusu olduğu ve Kuranı Kerim'de bahsedilen Hz. Nuh ile alakası olmadığına" ilişkin bir metnin yayımlanması için mahkemeye başvurmuştu. Ülkemizde film vizyona girdikten sonra pek çok ilahiyatçının da Hollywood yapımı filmle alakalı eleştirileri devam ediyor.

Müzik Ve Sinema Derneği Genel Başkanı Arslan Ateş, "Nuh: Büyük Tufan" filmi hakkında yazılı açıklama yayınlayarak, filmin ne amaçla yapıldığını ve tehlikelerini anlattı.

Basın açıklaması şöyle...

SİNEMA, YOK EDİCİ, AYRIŞTIRICI TEHLİKELİ BİR SİLAH!

Sinemanın toplumlar için, nasıl güçlü bir birleştirici veya aynı zamanda ayrıştırıp, yok edici tehlikeli bir silah olabildiğini hepimiz biliyoruz.

Batı sinemayı hangi amaç için kullanıyor, iyi düşünmeli… Kendi inancına ait tüm değerler sistemini ustaca tüm dünyaya servis ediyor. Bunu yaparken ne sizi, ne sizin değerlerinizi ne de kutsalınızı dikkate alıyor.

Bu günlerde dünyadaki sinema endüstrisinin en zirvesinde bulunan Hollywood yapımı bir film daha, dünyada yaşayan 1.5 milyar insanın hassasiyetini hiçe sayarak beyaz perdeye aktarıldı. Tabii olarak bununla birlikte birçok İslam ülkesinde büyük tartışmalara ve tepkilere sebep oldu. Yine birçok İslam ülkesinde film yasaklandığı gibi bir çoğunda da yasaklanması gündemde.

"Gençler örümcek adamı kahraman zannediyor"

Bütün bu tartışmaların arasında konuya şöyle bir açıdan bakılması gerektiği inancındayız; bu gün Hollywood sinema endüstrisi açısından ürettiği sinema filmlerini bütün dünyaya pazarlamaktadır. Bu bütün dünya pazarına hitap ederken, çok büyük bütçelerle çekilen filmlerin dudak uçuklatan geri dönüşümü de söz konusudur. Ama keşke Hollywood sinemasının yapısını ve dünyadaki rolünü bu kadar basit anlatabilseydik. Buradaki önemli nokta şudur ki; Hollywood'un ürettiği ürünlerin gösterildiği tüm ülkelerde çok büyük etkiler bırakması, insanların bu filmleri bir gerçeklik duygusuyla izlemesi söz konusudur. Birçok ülkede -ülkemizde dâhil olmak üzere- Halkbilimi alanında yapılan çalışmalarda da ortaya çıkmıştır ki; lise çağındaki gençler arasında bile, kültürümüze ait bir halk kahramanı sorusuna 'örümcek adam' cevabı verilebilmektedir. Bu durum tüm dünya pazarına hitap eden Hollywood'a olduğu kadar ülkemize de büyük sorumluluklar doğurmaktadır. Gelelim bu günlerde yakındığımız konuya, tüm dünyada geniş yankı uyandıran 'Nuh; Büyük Tufan' filminin eleştirilmesi ve İslami değerlerle örtüşmeyen birçok noktasının dile getirilmesi söz konusudur. Ülkemizde daha önce de 'Fetih 1453' gibi ya da benzer başka sinema filmi ürünleri de büyük eleştiriler almıştır.

Bütün bunların arasında sorgulamamız gereken nokta şudur ki; tüm dünyada birçok ülkenin tarihi, dini, kültürel hassasiyetleri üzerinde derin izler bırakabilecek kadar güçlü ve hatta izleyenlerin kafasında kendi tarihi değerlerini unutturabilecek kadar etkili bir endüstri karşısında, biz neden dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasındayız.

Müslümanların hassasiyeti hiçe sayılıyor

Hâlbuki tüm İslam dünyası olarak, böylesi bir konuda çıkan bir ürünü eleştirmek ya da ürün piyasaya çıktıktan sonra ne olduğunu anlamak yerine, daha filmin çalışmaları başlar başlamaz kendi tutum ve tavrını ortaya koyarak, dünyaya pazarlanacak olan bir filmde Müslümanların hassasiyetlerinin de dikkate alınması gerektiğini etkili bir şekilde hissettirmek gerekliydi. Öncelikli olarak bunun Hollywood'unda sorumluluğunda olduğu aşikârdır. Ama ülkelerde bu endüstri kullanılarak birçok inanç, kültür erozyonu yapılabildiği ve Hollywood sinemasının başka ülkelerde başka değerlere karşı da nasıl alçakça bir tutum sergilediği bilinirken bunu Hollywood sinemasından beklemek de yersiz olacaktı.

Sinema sektörümüze gereken destek verilmeli

Burada sorgulanması gereken ve en önemlisi bütün dünyadaki İslami ülkeler olarak, bu anlamda daha güçlü daha bilinçli adımlar atmaktır. Bir endüstride eğer karşınızdaki sinema endüstrisi kadar filmlere yatırım yapamıyor ve büyük pazarlara bunu sunabilmek için bir girişimde bulunmuyorsanız şikâyetçi olmanın ve daha da vahimi yasaklamanın hiç bir anlamı kalmıyor. Birçok İslami ülke gibi ülkemizin de bu anlamda çok iyi bir alt yapıya sahip olduğunu biliyoruz. Sinema endüstrisine gereken destek verilmediği ve dünya devleriyle yarışabilecek bir potansiyel geliştirilmediği sürece biz sadece eleştireceğiz, şikâyet edeceğiz. Bu anlamda sektörde söz sahibi olamayan İslam ülkelerini kendi hassasiyetleri konusunda kuşkusuz kimse muhatap almayacak, bu şekilde dini ve kültürel değerlerimizi asla yansıtmayan yalan yanlış bilgilerle dolu sinema eserlerini pazarlamaya devam edeceklerdir.

Sinema endüstrisinde söz sahibi olacak bir hamle gerçekleştirmesi gerektiği inancındayız. Bunun ne kadar elzem olduğunun farkındayız.

Erbakan: Sinema alanında 'söz söyleyebilecek sinemacılar ' yetiştirmek durumundayız!

Ömrünü Müslüman toplumların birleşmesine adayan merhum Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın en büyük hedeflerinden biri de, 'Yeni bir Sinema dili' ve 'Sanayii' sinin oluşturulması idi: Batının yok edici, yıpratıcı ve hezeyan dolu sinema dilinin insanlığın ölümüne yol açtığını, insanlığı yaşatmanın ise ancak İslami Sinema Anlayışı ile sağlanabileceğini' belirterek bizlere şunları söylerdi; 'Biz dünyadaki güçlere karşı öncelikle karşı teknolojiyi geliştirmeliyiz. Onlar, Hollywood aracılığıyla nasıl propagandalarını yapıyorlarsa biz de oluşturacağımız sanayi ile sinema alanında 'söz söyleyebilecek sinemacılar ' yetiştirmek durumundayız."

10 yıl önce