Ece Özbayrak, Paris'te 1965 yılında düzenlenen ilk yarışmaya, elektrikli daktiloyla katılarak 10 dakikada 5 bin 370 vuruşla 107 sözcüğü hatasız yazıp Türkiye'nin ve dünyanın ilk "en hızlı yazanı" olarak rekor kırdı.
Milli takım, aradan geçen yıllar içinde 67 kez dünya şampiyonu olurken, en iyi skorunu iki yıl önce İnternet Dünya Şampiyonası'nda 24 madalyadan 4'ü altın, 9'u gümüş ve bronz olmak üzere toplam 13'ünü kazanarak aldı. Türk Milli Bilgisayar Klavye Takımı 2012 yılında 8 kategoride yapılan bu yarışların, 7'sinde de takım halinde dünya şampiyonu oldu.
Daktilo yerine bilgisayar klavyelerinin kullanılması yazım hızını da etkiledi. Bilgisayara geçişle birlikte 10 dakikada 5 bin 370 vuruşla kırılan dünya rekoru, klavyeyle birlikte 6 binlere ulaştı.
1969 Elektrikli Daktilografi Gençler Ayrımı Dünya Şampiyonu, 1971 Elektrikli Daktilografi Deneyimliler Ayrımı Dünya Hatasızlık Şampiyonu İntersteno Türkiye Temsilcisi Seçkin Köse, yaptığı açıklamada, derneklerinin amacının Türkiye'de bilgisayar klavyesinin, tüm bilgisayar kullanıcıları tarafından teknik ve bilimsel olarak F klavye ile bakmadan onparmakla kullanılmasını sağlamak olduğunu anlattı.
Derneğin ayrıca Türkiye'de bilgisayar klavye şampiyonaları düzenlediğini, Dünya İnternet Klavye ve Dünya Bilgisayar Klavye Şampiyonalarına katılmalarını sağladığını dile getiren Köse, bu nedenle üyelerin, genelde öğretmen ile eski ve yeni yarışçılardan oluştuğunu söyledi.
Türkiye'nin ilk rekortmen dünya daktilografi şampiyonlarından Ece Özbayrak'ın yarışlara katıldığı ilk yıllarda A klavye kullandığını ve netice alamadığını ifade eden Köse, F klavyenin Türkiye'de kabul edildikten sonra katıldığı Paris'teki Dünya Daktilografi Şampiyonasında rekor kırarak, Türkiye'ye ilk şampiyonluğu kazandırdığını söyledi.
Q klavyede, güçlü ve işlek parmaklara en çok kullanılan harflerin isabet etmediğini anlatan Köse, "1980'li yıllardan beri yarışlara katılan Amerikalılar ve İngilizler, bugüne kadar hiç dünya şampiyonu olamamışlardır. Çünkü Q klavyeleri ile verimli yazmaları mümkün değildir" diye konuştu.
On parmak yönteminin bilinmediği sadece tek parmakla yazılabilen daktiloların kullanıldığı 1873 yılında, Amerikalıların daktiloda en çok kullanılan harfleri, tuş takılmalarına meydan vermemek için en uzağa yerleştirdiklerini dile getiren Köse, "Halen piyasada bizlere 'uluslararası klavye' diye tanıtılan Q klavyeler bunlardır" dedi.
Köse, F klavyenin oluşturulmasını anlatırken de eski şampiyonlardan İhsan Yener'in başkanlığında uzmanlardan oluşan komisyonun TDK sözlüğündeki toplam 30 bin kök kelimenin içinde hangi harften kaçar tane bulunduğunu sayıp istatistik haline getirildiğini aktardı. Böylece parmaklara düşen yük oranlarının, parmakların fiziki gücüne ve hareket yeteneğine uygun olarak saptandığını dile getiren Köse, şöyle konuştu:
"F klavyede Türkçe'nin en sık kullanılan harfleri, en güçlü ve işlek parmaklara denk getirildi. Onparmak metoduyla kullanıldığında 4-5 kat fazla verim farkı yaratıyor. Böylelikle zamandan önemli bir tasarruf sağlanmakta ve iş yerlerinde verim artmaktadır.
Bilgisayarın, daktilonun da yerini alması üzerine, artık bilgisayar kullanan herkes kendisinin sekreteri olmuş durumda. O halde, bilgisayarı en iyi şekilde, bilimsel kullanmak durumunda. Bunun da yolu bilgisayarı onparmakla bakmadan öğrenmekten geçiyor. Herkesin, bu seferberlikte eğitim alması mutlaka sağlanmalı."
Seçkin Köse, kurum ve kuruluşların Türkiye'nin kendi Milli Klavyesi F klavyeye sahip çıkmasını isteyerek, "Q klavyeye alışkın olanlar bu kabiliyetlerini ceplerinde taşısınlar, ama kendi klavyemize dönsünler; kısa sürede F Klavye ile düşünce akışının daha akıcı ve konforlu bir tarzda yazıya dönüştüğünü görecekler" tavsiyesinde bulundu.
