Eğitim teknolojilerinde yapılacak olan yeniliğin jenerik adı olan Fatih Projesi, gündeme hep tablet bilgisayarlarla geldi. Tabletin Apple'dan mı, Samsung'dan mı yoksa Türkiye'de yerli bir üreticiden mi geleceği tartışılırken belki de asıl konuşulması gereken konular, gözden kaçtı.
Donanım altyapısında yapılacak iyileştirmeden ziyade, yazılım altyapısı konusuna fazla değinen olmadı. Aslına bakarsanız, bu konunun gündeme gelmemesinin sebebi, ortada böyle bir planın olmadığından kaynaklanıyor.
Herkes tabletten bahsediyor, yerli üretim diyor ama bu tableti alanların nasıl bir sistemde ders işleyeceğini ve etkileşim kuracağını kimse hayal bile edemiyor.
Donanım, belki de işin en pahalı kısmı gibi görünse de aslında çözülmesi en kolay tarafı. Bu donanımın ülkemizde yapılması için koparılan yaygaranın kesilmesi ve bir şeyler yapılmak isteniyorsa, bunun yazılım ve internet altyapısında başlatılmasının dile getirilmesi gerekiyor.
14 milyon öğrencinin ve dolaylı olarak bu öğrencilerin velilerinin ve okul çalışanlarının da dahil olacağı devasa bir ağdan bahsediyoruz. Bu ağın temellerinin çok iyi atılması gerekiyor. Belki de Fatih Projesi, uzunca bir zamandır temellerinin atılmasını istediğimiz yerel sosyal ağ çalışmalarının da kaynağı olabilir.
Twitter'ın ülkemizdeki üye sayısı 8 milyona yaklaştığını söylersek, belki de öğrencilerle başlatılması beklenen bu yerel sosyal ağın ne kadar şanslı olduğunu da ortaya koymuş oluruz.
Tablet bilgisayarı, akıllı tahtayı, sunucuyu dilediğiniz yerden alabilirsiniz. Burnundan kıl aldırmayan Apple bile bu projede olmak istiyor ve taviz vermeye hazır.
Satılmayacak olan, etkisi her geçen yıl katlanacak olan değer ise stratejik değeri yüksek online platformlar ve bu ekosistemin ateşleyeceği yeni ekonomi.
Göbekten bağlı olduğumuz Amerikalı sosyal ağlara alternatif olarak geliştirmek istediğimiz yerel platformlar için Rusya ve Çin'in başarısını örnek olarak gösterebiliriz.
