|

Sosyal ağlar, şirketler için risk mi avantaj mı?

Yüzyüze sosyalleşmenin yerini giderek, internetteki FriendFeed, Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlar alırken, bu ağlarda artan popülasyon, çalışanları bu ağlarda zaman geçiren şirketleri güç durumda bırakabiliyor.

Melih Bayram Dede
00:00 - 7/09/2009 Pazartesi
Güncelleme: 04:15 - 7/09/2009 Pazartesi
Yeni Şafak
Sosyal ağlar, şirketler için risk mi avantaj mı?
Sosyal ağlar, şirketler için risk mi avantaj mı?

FriendFeed, Twitter ve Facebook gibi sosyal ağlardaki faaliyetler, zaman zaman kurum itibarına zarar veren gelişmelere yol açması nedeniyle, çalışanlarla, yönetimleri karşı karşıya getirmeye başladı. Deloitte, 'Sosyal Ağlar ve Kurumsal İtibar Riski' başlıklı '2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması'nda çalışanların sosyal ağlardaki iletişiminin kurumsal itibara zarar verip vermediği yolundaki soruya çalışanların %74'ü 'kesinlikle' veya 'katılıyorum' yanıtını verdi. Buna karşılık çalışanların %53'ü, sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin işi olmadığını belirtiyor. Çalışma bu konuda yöneticiler ve çalışanlar arasında ciddi bir görüş ayrılığının bulunduğunu ortaya koydu.

MARKA İTİBARI AÇISINDAN RİSK

Burada asıl risk, çalışanların bu ağlarda markayı temsil mi ettiği, yoksa kişisel olarak mı bulunduğu. Yaşadığım tecrübeler gösteriyor ki, çalışanlar kendi adlarına bile olsa sosyal ağlarda yer aldıkları zaman, şirketleriyle ilgili tartışmalara kayıtsız kalamıyor. Şirketlerin, sosyal ağlardan tedirgin olmalarının en önemli nedeni, artık yeni kuşakların bu ortamlarda sosyalleşiyor olmaları ve tüketicilerin tercihlerini de ciddi ölçüde etkilemeleri. Ayrıca belli başlı küresel markalarla ilgili yapılan haberlerin önemli bir kısmı ise online ortamda gerçekleşen tartışma, öneri ve eleştirilerden ciddi ölçüde etkileniyor.

YÖNETİCİ RİSKLERİN FARKINDA

Araştırmaya yanıt veren üst düzey yöneticilerin %15'i yönetimin sanal topluluk ortamlarındaki itibar risklerine karşı hazırlıklı olduğunu ifade ederken, %58'i ise yönetimin bu konunun farkında olduğunu ve önlemleri tartıştığını söyledi. Yöneticilerin %60'ı sanal sosyal topluluk ağı ortamına katılanların çalışanların kendilerini nasıl tanımladıklarını şirketin 'bilme hakkı' bulunduğunu savunuyor. Çalışanların %53'ü ise sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin 'işi' olmadığı görüşünde. Bununla birlikte, çalışanların %61'i, işveren sanal topluluk ağlarını izlemeye karar verirse kendilerinin bu konudaki yaklaşımlarını değiştirmeyeceğini söylüyor. Deloitte'un çalışması son derece iyi tanımlanmış şirket kurallarının bile, katılımcıların yaklaşık %50'sinin tutumlarında bir değişiklik yaratmayacağını ortaya koyuyor. Bu nedenle, sosyal topluluklara katılım konusunda kurum içinde kural ve politikalar oluşturulurken, şirketin iş kültürüne vurgu yapılması öneriliyor.



15 yıl önce