Yeni Şafak Yazarı İsmail Kılıçarslan; Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında imzalanan 'Kalkınma Yolu' mutabakat zaptına ilişkin tvnet canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Yolun ticari getirisinin yanında kültürel getirilerinin de önemine vurgu yapan Kılıçarslan, "Emperyalizm, bölgemizi toz-toprak medeniyeti haline getirdi, çölleştirmeye karar verdi. Burnumuzun dibi sayılacak hacca, karayoluyla niyet edecek bir yoldan mahrumuz." diye konuştu. Kalkınma Yolu'nun 'Hicaz Demiryolu Projesi’nin anlam dünyasına doğru bir dönüş teklifi' olduğunu vurgulayan Kılıçarslan, "Birbirinden kopmuş medeniyet bağlarımızı yeniden tesis edebilir, bunu çok önemsiyor olmamız lazım." dedi.
Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında "Kalkınma Yolu" mutabakat zaptı imzalandı. Bin 200 kilometrelik demir yolu ve otoyol ile Türkiye'yi Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'na bağlayacak 'Yeni İpek Yolu' olarak tanımlanan proje, Avrupa'dan Körfez ülkelerine kadar geniş bir bölgeyi etkileyecek ve ortak fayda üretecek. Asya, Avrupa ve petrol ile doğal gaz zengini Irak'ı birbirine bağlayan Türkiye-Basra Körfezi Ekonomik Koridoru projesi uzmanlarca bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Ekonomik Koridorun, Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma siyasetini destekleyen çok önemli bir girişim olduğu belirtiliyor.
Projenin önemi ve Türkiye'ye katacakları, Yeni Şafak Ersin Çelik moderatörlüğünde TVNET'te canlı yayınlanan Siyaseten programında masaya yatırıldı.
Kalkınma Yolu'nun Müslümanlar için önemi: Hicaz Demiryolu'nun anlam dünyasına dönüş teklifi
Yeni Şafak Yazarı İsmail Kılıçarslan, projenin ticari getirisinin yanında kültürel getirilerinin de önemine vurgu yaptı.
"Çıktın mesela Zaho’dan girdin Irak’a. Musul’u, Erbil’i, Kerkük’ü, Tikrit’i İslam’ın baş şehirlerinden Bağdatı’ı, Kerbela’yı görüp Suudi Arabistan’a hacca gittin karayoluyla.
Bunu bile bize çok gören emperyalist bir tecrübe geçirtti bize bölge.
Ben 14 yaşında ilk umreme Irak üzerinden gitmiştim ve hayatım değişmişti. Tam 7 gün sürmüştü yolculuğumuz. Körfez Savaşı öncesi gidilebilen son umreydi. Bölgemizi toz toprak medeniyeti haline getirmeye karar verdi emperyalizm. Çölleştirmeye karar verdi. Burnumuzun dibi sayılacak yer. Biz hacca karayoluyla niyet edecek bir yoldan mahrumuz. Bunun nasıl bir kesintiye neden olduğunu anlatamam.
Beni en çok alakadar eden şey. Nasip olur da arabalarımızı buradan çalıştırıp, medeniyetimizin baş şehirlerini göre göre, Kerbela’da acımızı demleyip Bağdat’ta Abdulkadir Geylani, İmam-ı Azam hazretlerinin kabrinde iki damla gözyaşı döküp hacca gidebilir miyiz diye düşündüm.
Hicaz Demiryolu Projesi’nin anlam dünyasına doğru bir dönüş teklifi. Kalkınma Yolu projesi. Buranın ekonomik getirisi konuşulur. Kaç milyar dolar kazanacağız ilgilisi konuşsun. Beni heyecanlandıran şey tam olarak bu anlattığım şey. Bizim birbirinden kopmuş medeniyet bağlarımızı yeniden tesis edebilecek bir vasata ulaşmamız bölgemizde, bunu çok önemsiyor olmamız lazım."
Hicaz Demiryolu'nun önemi nedir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, İstanbul’u Medine ve Mekke’ye bağlamak için inşa edilen Hicaz Demiryolu, çökmekte olan bir devletin başardığı olağanüstü bir projeydi. Dünya Savaşı’yla sekteye uğrasa da, demiryolunun bazı istasyonları bugün hâlâ kullanılıyor.
