Malum maçın üzerinden 16 gün geçti ama gündemde ki sıcaklığı devam ediyor. Bir haftadır kendi içerisinde alacağı radikal kararları değerlendiren Fenerbahçe kulübü, Suudi Arabistan skandalından sonra emrivaki takvime bağlanan kupa finali başta olmak üzere bir dizi kararları almaya odaklandı. Kulüp başkanlarından sonra olaylara karışanlarda bir haftalık incelemeden sonra disiplin kuruluna verildi. Verildi fakat eksik kaldı. Büyük fotoğrafta olayların merkezinde olanlar yok hükmünden sayıldı. Hal böyle olunca da Trabzonspor ayağa kalktı.
Ayağa kalktı da ne oldu?
Önce geçmişte olandan yola çıkalım ve ne olduğunu hep birlikte hatırlayalım.
Trabzonspor kulüp başkanı Sayın Nuri Albayrak dönemi Trabzonspor, evinde Sivasspor ile oynuyor. Maçının bitimine 22 saniye kala sahaya atlayan bir kişi nedeniyle maç tatil ediliyor, sonrasında hükmen mağlubiyet ve 5 maç seyircisiz oynama cezasıyla adeta katlediliyor.
Bu, o dönemler her ne kadar Trabzonspor’a karşı yapılmış bir hareket olarak değerlendirilse de aslında Albayrak’a karşı yapılan ve içerden destekli operasyondan başka bir şey değildi.
Bu operasyondan bir süre sonra Albayrak yönetiminin büyük desteği ile TFF başkanı olan Haluk Ulusoy, Trabzonspor’un tepkileri sonrasında istifa etmişti.
Koltuk sevdası yeni değil
Trabzonspor, yine böyle bir operasyonun kıskacında.
Her ne kadar sahaya birileri atladı, maskeliydi, dışarı yerliydi.
İşi gelip maddeye bile bağlarlardı da Allah’tan ramazandı.
Tahrikle sevincin karıştırıldığı, geçen hafta belirttiğim gibi; içinde tahrik, tehdit ve tacizin içinde yer aldığı bir dizinin fragmanı gibi bir maç sonu izledik.
Trabzonspor yine ceza alacak ki bunu zaten Başkan Ertuğrul Doğan büyük bir olgunlukla kabul etti ve sahanın kapatılmasının normal olduğunu söyledi.
Sevklerden sonra da Trabzonspor net tavrını ortaya koydu ve her şey alenen ortadayken rakibinin kollandığından yola çıkarak TFF başkanı Mehmet Büyükekşi’yi istifaya davet etti.
Mehmet Büyükekşi yönetiminin göreve geldiği 22 Haziran 2023 tarihinden itibaren Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu genel kuruldan güç kaybedip sakat doğduğunu iddia eden biri olarak yine yazdıklarımın arkasındayım.
Büyükekşi Federasyonu sadece futbola sekte vurmuyor aynı zamanda ülke barışını da tehdit ediyor.
Bunları göz önünde bulunduran Trabzonspor, futbolda ahlak ve adaletin yok hükmünde olduğundan yola çıkarak istifa isteğini net olarak ortaya koydu.
Tüm bu yaşananların ışığında Ahmet Ağaoğlu başkanlığı döneminde Trabzonspor yönetim kurulu üyesi, bugün Büyükekşi’nin ikinci vekili olan Yalçın Orhan’ın buna yaklaşımı nasıl oldu?
Sadece alışkanlık haline getirdiği kulağının üzerine yatma alışkanlığını sürdürdü.
Şu ana kadar da kulağı üzerinde yatmaya devam ediyor.
Bir önceki dönem görev yapan Mustafa Hacıkerimoğlu’ndan sonra orada olmanın ağırlığını kaldıramamış olacak ki, Trabzonspor’un bir dizi ithamına karşı koltuğa yapışmış sesini çıkartmıyor.
Trabzonspor, TFF yönetimi için açıklamasında başlıklarla; “Korkak, baskı altında ezilen, utanma duygusu olmayan, ahlaksızlığın zirvesi, itibarsızlık, iradesiz, kanunsuz, kuralsız” ifadeleri kullanıldı.
Kendisini TFF’ye yerleştiren iradenin Trabzonspor olduğunu yok sayan Yalçın Orhan, istifa etmeyerek kendi gerçeğini de inkar ediyor.
Aslında Yalçın Orhan, iradesiyle hareket edip Trabzonspor’un bu denli haksızlığa uğramasının vicdanını yapmıyorsa zaten Trabzonsporlu kimliğiyle bakılmasına da gerek yok.
İş adamıdır, işini rayına oturtmayı düşünür, ya da İstanbul’da yaşamanın cazibesine kapılmıştır.
Ya da her zaman bir bilen olarak kapılar arkasında filim çevirmeyi seven Trabzon’da ki büyük ağabeylerin sözünü dinliyordur.
En tehlikelisi ise erken kongre kararı alan Nuri Albayrak yönetimi dönemi ile Ertuğrul Doğan yönetimi dönemi aynı paralelde giderken sayın Orhan’ın, bu bataklığın içinde kalmasının nedeninin sadece koltuk sevdası olduğuna inanmıyorum.
