Meğer mesele, hiçbir zaman şehre hangi hizmetin getirileceği, projeler ya da vaatler olmamış.

Geçenlerde AREDA Survey Genel Müdürü Yusuf Akın ile laflıyorduk… Kendisine sordum, “Seçmen davranışları üzerinde en çok etkili olan algılama unsurlarının öncelik sırasını tespit için bir araştırma yaptınız mı?”

“Yaptık” dedi Yusuf Bey, “Sonuçta ilginç bir sıralama çıktı. Şöyle ki: “1. Lider, 2. İdeoloji, 3. Parti, 4. Aday, 5. Kadro, 6. İcraat ve Vaat.”

Yani seçmeni oy vermek üzere ikna etmede en etkili olan unsur, liderden sonra ideoloji… Buna, ‘varoluş nedeni’ de deriz. Hani bizim reklamcı entellerin ‘raison d’être’ veya ‘reason of existence’ dedikleri…

Varoluş nedeni, insanda, toplumda, devlette, markalarda mutlaka bulunur… Tabii bulunması yetmez… Ortaya konulmalı, anlatılmalı, bir başka deyişle iletişimi yapılmalıdır… Kişiler arasındaki ilişki ve iletişimde kiminle arkadaşlık edeceğinizden, yola çıkacağınız dostunuzu ‘doğru’ seçmenize kadar her aşamada devrede olmalıdır… Yoksa yanılır, üzülür ve çok üzersiniz…

Toplumsal kuralların belirlenmesinde, ceza sisteminin geliştirilmesinde en temel dayanak, varoluş nedenidir. O nedenle toplumlar ve devletler bakımından tespiti ve sahiplenilmesi son derece önemlidir. Aksi ise başıboşluk, kuralsızlık, çatışma ve kaos demektir…

Hakeza markaların varoluş nedenini ortaya koymaları, onların doğru hedef kitle ile buluşmalarına ve satış hedeflerine hizmet edeceği gibi uzun süre yaşamalarına imkân sağlayacak itibarlarına da güç katar.

Bu durum, Alfred Adler’in “Sinn des Lebens” (hayatın anlamı) diye adlandırdığı kavramla da açıklanabilir. Varoluş nedeni, bir omurganın inşası anlamına gelir ve ona bağlı tüm sistemlerin uyumla ve aynı saike hizmet edecek şekilde çalışmasını sağlar. Omurga benzetmesi boşuna değildir... Yalnızca anatomik işlevi nedeniyle değil, ikincil anlamıyla da seçilmiştir. Yani, varoluş nedeni varsa her şey mübah değildir... Omurga, bir nevi ‘değerler sistemi’dir...

31 Mart yerel seçimlerinde ve herhangi bir seçimde en doğru tercih, bu omurganın oylanması olmalıdır. Kısa vadeli hedefler, kişisel çıkarlar, toplumu ve onun değerlerini hiçe sayan bir anlayışta omurgadan eser yok demektir… Son birkaç seçimde olduğu gibi işte 31 Mart’ta da asıl mesele budur...

‘‘Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!”

William Shakespeare

Sürat Kargo, Ramazan ayında ve bayramda tüm gönderileri yüzde 50 indirimle taşıyormuş (Hilal Arı, Medya Evi). Yardımlaşma ve dayanışmanın ayı Ramazan’da hedef kitlenin kültür ve değerleriyle uyumlu tasarlanmış bu kampanya gündem yönetimi ve promosyonu da birleştirmiş. ‘Doğru iletişimin’ pek çok unsuruna aynı anda rastlayacağımız bir kampanya olmuş.

Facebook ve Instagram, 31 Mart yerel seçimlerine yönelik ‘manipülasyonu engelleme ekipleri’ kurmuş. Kamusal tartışmaya müdahale etmeye çalışan bazı sayfalar, gruplar ve hesaplara, yani koordineli kötüye kullanım konusuna odaklanmışlar. Sosyal medya platformlarının yalan haberi ve dezenformasyonu yaymaktaki kötü şöhretleri malum. Önlem almak için hiçbir zaman geç olmamakla birlikte itibarlarını kurtarmak için daha çok yol almaları gerekiyor.

Abdi İbrahim, sürdürülebilirlik raporunu basına göndermek için ilginç bir yol seçmiş. Matrix filmdekine benzeyen kırmızı ve mavi iki hapın yer aldığı pakete bir de “Hedeflerimize giden yol kırmızı kapsülün içinde” yazısı eklenmiş. Kırmızı kapsül açıldığında raporlara yönlendiren bir kare kod çıkıyormuş. Gördüğümüz kadarıyla sürdürülebilirlik raporları, anlaşılması, haberleştirilmesi son derece zor ve karmaşık metinler… Firmalar bunları kolay anlaşılır bir dile büründürmedikleri sürece de işleri zor… Abdi İbrahim bunu aşmak için farklı bir yöntem denemiş… Yöntemin haber olduğu kesin, ancak basında raporun ne denli yer bulacağını göreceğiz.

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ydü. Bu geleneksel sanat türüne erişmenin zor olduğunu düşünenler için çok hoş bir platform karşımıza çıktı: Tiyatronet… Oyunlara dijital ortamda ulaşılmasını sağlayan web sitesi ve uygulama sayesinde, tiyatro eserlerini istediğiniz saatte izleyebiliyormuşsunuz. Platform yakın zamanda yaptığı bir sosyal medya paylaşımında, Türkiye’nin yanı sıra İsveç, Fransa, Avustralya ya da Kosta Rika gibi geniş bir coğrafyada 18 farklı ülkeden izleyiciye ulaştıklarını açıklamış. İTÜ Çekirdek Big Bang 2023 girişimleri arasındaki Tiyatronet, engelli bireylere ulaşmaktan Türk eserlerinin ve sanatçılarının yurt dışında tanıtımı gibi pek çok farklı yönü barındırıyor…