Sezon başından beri Merkez Hakem Kurulu ve hakemler adeta dayak yediler. Kuşkusuz bunda her kulübün kendince hakkı nedenleri vardı. Bu konuyla ilgili özellikle sayın Ali Koç tarafından sürekli olarak "yabancı hakem getirilmeli" açıklamaları yapıldı. Birçok hakemi kara listeye alarak açıkça maçlarında istemediklerini de dile getirdi. En sonunda bu istek Galatasaray kulübünün de "tamam" demesiyle hayata geçti ve bence bir anda bir sakinlik geldi futbol dünyasına.

Son oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında verilen haklı penaltıya belki de bu nedenle bir itiraz gelmedi Fenerbahçe cephesinden. Galatasaray, teknik heyetinin deneyimi ve klas futbolcularının aidiyet duygusunun yanında hem dünyanın en korkutucu stadı seçilen Ali Sami Yen Spor Kompleksi Rams Park'taki atmosferle ligin bitimine 5 maç kala 4 puanlık bir avantaj yakaladı; hem de rakibiyle kendi saha ve seyircisi önünde bir maçı olmasına rağmen.

Çok yakından biliyorum ki bu puan farkı asla bir rehavet getirmedi camiaya ve tam tersi herkes daha fazla konsantre oldu şampiyonluk ipini göğüslemek adına. Çünkü futbolda her an her şey değişebilir ve "kesin şampiyonuz" edalarıyla gezilemez. Bugün deplasmanda Adana Demirspor maçı bir Fenerbahçe derbisi kadar önemli. Galatasaray taraftarı bu maçı kazanarak 3 puan almak ve yarınki Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini beklemek istiyor. Belki de bu hafta çok şey netleşecek. Galatasaray, son aylarda itidalli, sakin ve hep saha içine konsantre olarak doğru bir tercih yaptı ve bunun mükafatını çok büyük ihtimalle şampiyon olarak alacak.