|

CHP ve sokak hareketleri

Bölgesel Arap rolü, yabancı Amerikan rolü olmaksızın Mısır''da yaşananların olabileceğini kim düşünüyorsa hata ediyor. Askeri darbe Amerika''nın, hassaten Körfez''in kararıyla gerçekleştirildi. Bu karar olmaksızın da askeri darbe yapılamazdı.

Prof. Dr. Emrullah İşler
00:00 - 19/07/2013 Cuma
Güncelleme: 22:24 - 18/07/2013 Perşembe
Yeni Şafak
CHP ve sokak hareketleri
CHP ve sokak hareketleri

Taksim Gezi Parkı''nda ''Gezi Eylemi'' başlığına gizlenmiş ''Çevreci'' görünümlü kirli bir oyunun sahnelendiği net bir şekilde anlaşılmıştır. Çıkan tablo, söylemlerinde kapitalizme karşı olduklarını ifade eden çevrelerin aslında kapitalistlerden pek farkları olmadığı gerçeğidir. Geçmişinden ve tarihi değerlerinden uzak olan, kendine ait olanı gericilik sayan, yapay ideolojilerden beslenen ve son olaylarda başrol oynayan bu grupların aslında iç içe olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Bu durum söz konusu grupları düşman görünümlü kardeşler ifadesiyle tanımlamamıza neden olmaktadır.

Ülke tarihi, çeşitli bahanelerle kurgulanmış buna benzer olaylar zincirinin örnekleriyle doludur. Ne yazık ki cennet vatanımız yıllarca dış mihraklar ve onların ülke içerisindeki uzantılarının oynadığı bu oyunlar yüzünden bir türlü hak ettiği yere gelememiştir. Ne zaman iyi niyetli vatansever insanlar halk desteğiyle yönetime gelse, bu karanlık güçler ve onların ülkemiz içerisindeki uzantıları hemen harekete geçmiş, bazen darbelerle bazen de muhtıralarla yönetimi anti demokratik eylemlerle zapt etmişlerdir.

Ülkemizde sahnelenen tüm komplo hareketleri analiz edildiğinde genelde konjonktürel olarak aynı yöntemlerin kullanıldığı görülmektedir. Nitekim bütün bu menfur hareketlerde gençler hep ön saflarda yer almıştır. 60, 70 ve 80''li yıllar başta olmak üzere hayata geçirilen tüm demokrasi dışı eylemlerde gençler sahaya sürülmüş ve en ağır bedeli de onlar ödemiştir. Özellikle tek partili dikta döneminin bittiği 50''li yıllardan sonra ülkemizde bu tür üzücü hadiselerin bir silsile halinde devam etmesi oldukça manidardır. Zira Türk halkı, CHP diktasıyla yönetilen tek partili dönemin anti demokratik, baskıcı uygulamalarını unutmamış ve demokratik bir şekilde gerçekleşen tüm seçimlerde söz konusu partiyi sandığa gömmüştür. Bunu hazmedemeyen CHP halka rağmen siyaset perspektifiyle hareket eden bir strateji belirlemiş, her sıkıştığında askeri cuntadan medet ummuştur.

''SOKAK POLİTİKACILARI''

Başta CHP olmak üzere, laik aydınların verdiği gazla sokağa inen ve özgürlük hareketi içerisinde olduğunu düşünen gençler, aslında son on yılda büyük bir özenle inşa edilen yeni Türkiye''den rahatsız olan uluslararası bir koalisyonun gayr-ı meşru taleplerinin öznesi olmuşlardır. Çok partili dönemde sokak hareketlerini can simidi olarak gören CHP Gezi Parkı olaylarına otuzu aşkın milletvekiliyle aktif katılım sağlamış ve olaylarda başrol oynamıştır.

Sokak hareketlerinin duruma göre önünde, arkasında veya içinde olan CHP''nin tek parti döneminde bu olaylara bakışı ise tamamen farklıdır. Örneğin İsmet İnönü''ye 1944 yılında iki mektup yazdığı için hakkında dava açılan Nihal Atsız''a destek gösterisinde bulunan az sayıda genci ''sokak politikacıları,'' diyerek tanımlar CHP. Bu doğrultuda yapılan gösteriler CHP''ye göre milli birlik ve beraberliği hedef almaktadır. CHP Genel Sekreterliği tarafından il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen, 07.06.1944 yılı, 3/2526 sayılı yazıda şu ifadeler yer alır;

''Bu tahrikçilerin maksatları her ne olursa olsun, bir takım okul çocuklarının siyaset yapmağa kalkışıp sokak politikacılığına düşmeleri bizim milletimize asla yakışan işlerden değildir.''

Dönemin önemli şahsiyetlerinden birine açılmış bir davayı protesto eden gençleri ''sokak politikacıları'' diyerek hakir gören, hatta gençlerin protesto eylemlerini ''siyaset yapmaya kalkışmak'' şeklinde yorumlayan ve bunu tehlike addeden o günün CHP''sinin aksine, bugünkü CHP gençlerin sokağa çıkmasına ön ayak olmaktadır. Dış dinamiklerce yönlendirildiği aşikâr olan ve yapılan gösterilerde meydana gelen yakma, yıkmalar sonucunda ülkemize milyonlarca zarar veren şehir terörüne CHP her türlü desteği vermiştir.

Aynı CHP''nin milletvekilleri bizzat provokatörlük yapmak suretiyle olayların içerisinde yer almış ve sosyal medyada etik değerleri aşan dezenformasyon faaliyetlerinde öncü rol oynamışlardır. Daha evvel çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi bugünün CHP''si ya tarihinden bihaber ya da konjonktürel davranarak zamana ve şartlara göre kılıf değiştirmektedir. Bu durumda akıllara kendi parti tarihini bilmeyen bir siyasi hareket nasıl bir milletin tarihine sahip çıkabilir? Ya da zamana göre kılıf değiştiren, tutarsızlıkta adeta bir istikrar abidesi olan bir parti ülkede siyasette, ekonomide, barış ve huzurun temininde istikrar ortamı sağlayabilir mi? Soruları gelmektedir.

''ÇİÇEK ÇOCUK'' GÜZELLEMESİ

CHP, gösteri yapanlar hakkındaki tanımlamasında dün ve bugün arasında nasıl bir çelişki içerisinde ise, gösterilerin menşei hakkında da aynı çelişki içerisindedir. Zira dünün CHP''si zikrettiğimiz belgede protestoları ''Bu gibi taşkınlıklar başlangıçlarında yabancı ellerin tahriki ile yapılmış olmasalar bile, bünyeleri milli birliği bozacak mahiyette olduğundan yabancı tahrikçiler bunları kendi menfaatlerine doğru sürüklemekte asla geç kalmazlar.'' Şeklinde tanımlarken, bugünün CHP''si onca tahribata ve dış mihraklarca yönlendirildiği aşikâr olduğu halde, gençlerin arkasına sığınarak ''çiçek çocuk'' güzellemesiyle oynanan oyunun görünmesine engel olmaya çalışmıştır.

Cumhuriyet tarihinde sokak olaylarıyla başlayan darbe ve muhtıra süreçlerinin medya, STK''lar, sendikalar ve dış güçlerin desteğiyle başarıya ulaştığı bilinmektedir. Yaşanan bu tecrübe iktidardaki CHP''nin yukarıda sözü edilen yazısında belirtilen doğru tespitle aynen örtüşmektedir. Ne var ki, çok partili dönemde iktidar yüzü göremeyen CHP muhalefette söz konusu doğru tespite hep aykırı davranarak sokak hareketleri neticesinde anti demokratik yollardan iktidara gelmeye çalışmıştır. Geçmişte bu yolla kısmi başarılar elde eden CHP, hâkim parti olma yolunda hızla ilerleyen ve 2023 hedeflerini açıklayan AK Partiyi Gezi Parkı olaylarıyla başlayan sokak hareketleriyle iktidardan uzaklaştırma gayreti içerisine girmiş ancak bu arzusu kursağında kalmıştır.

Gelinen aşamada Gezi olayının en büyük kaybedeni CHP olmuştur. Bu olaylar aynı zamanda AK Partili yıllarda sağlamlaşan demokrasi için de büyük bir sınav olmuştur. Bu sınavdan hem Türk demokrasisi hem de Türk halkı büyük bir başarıyla çıkmıştır. Hepsinden önemlisi organizatörlerin birinci dereceden hedef gösterdikleri Başbakanımız Erdoğan kararlı duruşuyla bu olaydan güçlenerek çıkmayı başarmıştır.

İsminde geçen halk kelimesine rağmen her zaman halkla ters düşen CHP bu son olaydan ciddi dersler çıkarmalıdır. Ancak şu ana kadar sergilenen tavırlar CHP''nin ''aynı tas aynı hamam'' şeklindeki eski alışkanlığını çok kötü bir şekilde devam ettireceği yönündedir.

11 yıl önce