|

Dershanelerin kapatılması için 10 sebep

Muhafazakar görüşte olsun ya da olmasın dershanede hakim olan düşünce tarzını benimsemeyen öğrenciler, bir yıl boyunca ikircikli bir hal ile karşı karşıya kalıyor. Senet imzaladıkları için dershaneden ayrılamayan, dışlanma ve kendisiyle yeterince ilgilenilmemesi ihtimali nedeniyle dayatılan düşünce tarzına itiraz edemeyen öğrenciler, sınava da bu psikolojiyle giriyor.

Recep Yeter
00:00 - 25/11/2013 Pazartesi
Güncelleme: 22:53 - 24/11/2013 Pazar
Yeni Şafak
Dershanelerin kapatılması için 10 sebep
Dershanelerin kapatılması için 10 sebep

Yıllarını eğitim muhabirliğine, editörlüğüne, yazarlığına vermiş biri olarak müsaade ederseniz dershane konusunda birkaç cümle de ben kurmak istiyorum. Birincisi bu satırları ağaçtan düşmüş, yani hem lise son sınıfta hem de liseyi bitirdikten sonra -iki yıl- dershaneye gitmiş birisi kaleme alıyor.

İkincisi 2. yılın sonlarına doğru sınava birkaç ay kala dershaneyi bırakmış, odasından dışarı çıkmadan iki ay boyunca ders çalışarak üniversiteyi hem de ilk tercihini ve onlarca puan fazlasıyla kazanmış bir kişi olarak bu değerlendirmeleri yapıyorum. Peşinen söyleyeyim, dershaneler vakit kaybetmeksizin kapatılmalı!

Çünkü bu milletin milyarlarca lirasının, milyonlarca gencin en verimli yıllarının, ömürlerinin en güzel çağında değerlendiremedikleri boş vakitlerinin, hafta sonlarının, memleketin trilyonlarca liralık işgücü ve enerji kaybının bir an önce önüne geçilmeli…

Dershanelerin niçin kapatılması gerektiğini özetleyen 10 madde.

1- Gençlerin dershaneyi seçmesinin birkaç sebebi var. Bunların başında psikolojik motivasyon geliyor. Okula güvenmeyen, eğitimin öğretmenlerin yetersiz olduğuna inan-dırıl-an öğrenci dershaneye gitmeden koleji üniversiteyi kazanamayacağı fikriyle yaşıyor. Bu algı yıkılmalı.

2- 'Kediye kaçacak kapı bırakmazsan üstüne saldırır' örneğinde olduğu gibi dershane alternatifi olan öğrenciyi okuldaki derse motive etmek, tabiri caizse derse saldırtmak mümkün olmuyor. Nasılsa dershane var diyen öğrenci ne okulu, ne öğretmenini ne de dersini ciddiye alıyor. Okula sadece sınıf geçilse yeter gözüyle bakıyor. Öğrenci okulun ve çalışmanın tek seçenek olduğunu bilmeli

3- FEM, Uğur gibi kurumsal dershanelerin tüm öğrenciler ve veliler tarafından en bilinen özelliği disiplin. Öğrencinin devamsızlığını an be an kontrol eden, veliyi anında bilgilendiren, konu ve ders takibi yapmayan öğrenciyi sistem dışına iten işleyiş, öğrencileri ders çalışmaya mecbur bırakıyor. Öğrenci dershanede aldığı (alamadığı) 'kaliteli' eğitimle değil, disiplinli çalışma ile kazanıyor. Okullara öğrencinin her türlü davranışının, ders durumunun ailesine rapor edildiği bir disiplin getirilmeli.

DERSHANENİN REKLAMINI YAPMAK

4- Dershanelerle ilgili herkesin bildiği bir gerçek var. Öğrencilerin seviyelerine göre sınıflara yerleştirilmesi. Eğitim metodolojisi yönüyle anlamlı olan seviyeye göre eğitim uygulaması dershanelerce suistimal ediliyor. Dereceye girip dershanenin reklamını yapacak başarılı, üniversiteyi kazanmasına kesin gözüyle bakılan 'kaymak' öğrencilere iyi öğretmen tahsis edilirken dershanecilik literatüründe 'kek' olarak tabir edilen ve dershanenin 'işine yarayacak!' öğrencilere ise daha alt düzey ve stajyer öğretmenler gönderiliyor.

5- LYS (üniversite) ve SBS (Anadolu lisesi-kolej) sınavına hazırlanan öğrenciler maddi imkansızlık nedeniyle genellikle son sene dershaneye gidebiliyor. Öğrencilerden az bir bölümü ise daha alt sınıflardan itibaren dershaneye başlıyor. Bu öğrencileri üçe ayırmak mümkün. a)Maddi durumu iyi olup özel ders takviyesine ihtiyaç duyanlar. b) Maddi durumu iyi, zeki ve ve çok daha iyi bölümlere girmek isteyenler. c) Çeşitli gruplarca kazanılmaya çalışılan maddi durumu yetersiz zeki öğrenciler. Okullarda -tüm imkansızlıklara rağmen- hızlı bir şekilde öğrenci ve yetenek merkezli, ihtiyaçların hızlı analiz edildiği ve çözümlendiği bir sisteme geçilmeli

Dershaneye gitmeyi tercih etmeyen ve yukarıdaki üç maddenin dışında kalan öğrencilerin önemli bir bölümü derslerle ilgisiz ya da maddi durumu yetersiz olup herhangi bir cemaate gruba ait olmaktan kaçınan öğrenciler. Bu tablo, öğrenciler arasında ayrımcılık ve gruplaşmanın da başlıca sebeplerinden. Zaruri ders desteği ihtiyacı ya da ilgi-heves sebebiyle daha iyi puanlar almak için ek derse gerek duyan öğrencilerin okul çıkışında birkaç saat devam edebileceği etüt merkezleri açılmalı.

'DERSHANE ŞART' ALGISI

6- Lise son sınıfta dershaneye devam eden öğrenciler için tek seçenek hafta sonu eğitimi. Okulla birlikte yeterli motivasyonun sağlanmadığı bu seçenekte öğrenciler hafta sonunda dershaneye gittikleri için dinlenmeden yeniden okula dönüyor. Bunun neticesi ise hem okulda hem dershanede başarısızlık oluyor.

7- Test mantığı ve okuldaki müfredatın yetişmemesi ve müfredat ile sınav konularının uyumsuzluğu, öğrenciye kaos yaşatıyor. 'Dershane şart' algısını pekiştiren bu problem büyük ölçüde çözüldü, ancak öğretmenin müfredata sadık kalmasını denetleyecek olan yeni SBS sistemi hızlı bir şekilde tüm eğitim kademelerinde uygulanmalı.

8- Gençler son sınıfta üniversiteyi kazanamayınca aileler büyük bir telaşla ücretine bakmaksızın hatta 'eğitimci merhametine güvenerek' boş senetlere imza atıp çocuklarını dershaneye yazdırma telaşına düşüyor. Öğrenci ile aileyi karşı karşıya getiren bu problem intihar girişimleri ve borcunu ödemeyen velilerin hapsi gibi sonuçlar meydana getiriyor.

9- Liseyi bitirdikten sonra hafta içi okula gider gibi dershaneye devam eden öğrencileri yeni bir sorun bekliyor: Ya kazanamazsam kaygısı. Bir yanda arkadaşlarından ve hayattan geride kalma korkusu, diğer yanda tüm varını yoğunu dershaneye döken anne babaya karşı mahcup olma hissi ve bu hissi yaşamayan öğrenciye yönelik aile baskısı öğrenciyi adeta esir alıyor.

10- Dershanelerin kapatılmasını gerektiren son önemli husus ise son günlerde tartışılan cemaatler boyutu. Sadece Fethullah Gülen cemaatine değil, diğer farklı fraksiyonlara bağlı çeşitli cemaatlere-gruplara ait dershanelerde öğrencilerin yaşadığı önemli problemlerden biri de dışlanma korkusu. Muhafazakar görüşte olsun ya da olmasın dershanede hakim olan düşünce tarzını benimsemeyen öğrenciler, bir yıl boyunca ikircikli bir hal ile karşı karşıya kalıyor. Senet imzaladıkları için dershaneden ayrılamayan, dışlanma ve kendisiyle yeterince ilgilenilmemesi ihtimali nedeniyle dayatılan düşünce tarzına itiraz edemeyen öğrenciler, sınava da bu psikolojiyle giriyor. Öğrencilere verilen rehberlik hizmetleri ile mesleki yönlendirmenin yine bu grup çıkarları eksenli olması nedeniyle sağlıklı olmaması da mutsuz bireylerin yetişmesine neden oluyor.

Bu 10 madde her ne kadar daha çok üniversite hazırlık dershanelerini ilgilendiriyor gibi görünse de temel mantık itibariyle yaşanan sıkıntılar ilköğretimden üniversiteye kadar ortak. Dershanenin mevcut eğitim sisteminin alternatifi olduğu algısını da bir anda yıkmadan bu problemlerin çözülmesi mümkün görünmüyor.

Adaleti savunmak bazen işimize gelmeyebilir. Mevcut yapı mütedeyyin insanların ideallerine yönelik güzel faydalar sağlamış olabilir. Ancak aidiyet hissettiğimiz müesseselerin çıkarını savunmak sadece hiçbir şart gözetmeksizin adaleti tesis etmekle mümkün olabilir.

10 yıl önce