|

''Elit Devrimleri''

Tayland''da, Ukrayna''da, Mısır''da, Venezuela''da, Türkiye''de, yani ABD için stratejik öneme sahip ülkelerde, seçilmiş devlet başkanlarını devirmek gibi antidemokratik gayelerini demokrasi çığlıklarıyla süsleyen elitlerin, teknoloji araçlarını kullanarak ayaklanmaları bir rastlantı mı? Koşullarını bilmediğimiz ülkeler hakkında iddialı konuşmaktan kaçınarak soruyorum, bu hükümetlerin biri değil ikisi değil hepsi mi yozlaşmış, yolsuzluk batağına saplanmış, liderlerin hepsi mi diktatörmüş?

Merve Şebnem Oruç
00:00 - 18/04/2014 Cuma
Güncelleme: 22:35 - 17/04/2014 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Son bir yılda dünyanın dört bir tarafından gelen sokak hareketleri ve siyasi kriz haberleri, geçtiğimiz yıl Türkiye''de yaşanan Gezi olaylarıyla başlayan ve 17 Aralık süreciyle devam eden Başbakan Erdoğan''ı devirmeye yönelik girişim nedeniyle bizleri daha da yakından ilgilendirdi.

Gezi olaylarının hemen bir ay sonrasında yaşanan Mısır darbesini, Türkiye''deki kamplaşmanın bir paralelini gördüğümüz için ve Mısır''la olan tarihsel bağlarımız, kültürel yakınlığımız nedeniyle yakından takip ettik. Ancak bize daha uzak olan Ukrayna gibi ya da daha da uzak olan Venezuela gibi, Tayland gibi ülkelerde de benzeri olaylar yaşanmaya devam ediyor.

Çoğunluk, teknolojinin müthiş bir hızdaki gelişimiyle küçük bir köye dönen dünyada, yakın zamanlarda benzer sokak hareketlerinin birbiriyle bir alakası olduğunda hem fikir ancak bu benzerlikler üzerine henüz tatmin edici bir araştırma yapılmış değil. Cep telefonlarının ve sosyal medyanın ortaklaşa belirleyici bir yer tuttuğu bu yeni ''devrim''ler, aslında başka bazı benzer yönleriyle de oldukça dikkat çekici.

UKRAYNA''DA İKİ KAMP: RUSYA YANLILARI VE BATI YANLILARI

Örneğin Ukrayna… Arka planı 2004 Cumhurbaşkanlığı seçimlerininin devamındaki ''Turuncu Devrimi''e kadar giden Viktor Yanukoviç karşıtı hareket geçtiğimiz aylarda tekrar alevlendi. Bugün Rusya''nın müdahalesiyle beraber Rusya yanlıları ve Batı yanlıları olarak ikiye bölünmüş ve iç savaş nidalarının ayyuka çıktığı ülkeyi bugüne getiren olayları, açık konuşmak gerekirse, Putin çıkarmadı. Ana akım medyanın haber kaynakları Batılı ajanslar olunca haliyle, Rusya yanlısı milisleri, Rus tanklarını ve Rusya''nın Ukrayna üzerindeki korkunç planlarını bol bol okuyoruz ancak, Ukrayna''daki ''öteki'' halk bu konuda farklı düşünüyor. ''Rusya yanlısı milisler'' olarak adlandırılan ve kendilerini böyle adlandıran Ukraynalıları ''Batı yanlısı milisler'' olarak adlandıran ''öteki Ukraynalılar''a göre, Ukrayna''nın Rusya ile hiçbir şekilde kopmayacak tarihsel bağları var; Batı''nın desteğiyle yapılan ve seçilmiş cumhurbaşkanının devrilmesiyle sonuçlanan darbe nedeniyle Rusya kendilerini aşırı sağcı ve Neonazilerden korumak için orada. Evet, yanlış duymadınız. Onlara göre Euromeydan aşırı sağcılardan ve Neonazilerden oluşuyor.

Kendilerinin ''sığır'' benzetmesi yapılarak aşağılanmalarından rahatsızlar ve en büyük meseleleri işsizlik, ekonomik sorunlar. Yanukoviç''in sadece vaatlerden ibaret AB müzakere sürecini sonlandırarak Rusya''ya yüzünü dönüp bir kurtarma paketi için anlaşmaya yönelmesini doğru buluyorlar. AB''nin ülkede işler kontrolden çıktıktan sonra mali destek sözü vermesini samimi bulmadıkları gibi, eski günleri özlediklerini, Rusya''ya bağlıyken daha konforlu bir hayat yaşadıklarını, bunun gerekiyorsa tekrar olması gerçekleşebileceğini söylüyorlar.

Çoğu Rusya''nın Ukrayna''daki pozisyonunun ekonomik olması konusuna ise, ''Batı''nın kuklası olacağımıza eski abimiz Rusya''nın kuklası oluruz'' şeklinde yaklaşıyor. Geçici hükümeti Batı''nın sözünden çıkmamakla suçluyor ve Beyaz Saray''ın da doğruladığı CIA Başkanı''nın Ukrayna''da ne işi olduğunu soruyorlar. Putin''in Ukrayna''da ana var oluş sebebi ticari; Rusya''nın AB''ye ihraç ettiği doğal gazın %66''sı Ukrayna üzerinden taşınıyor. Rusya ekonomisine katkı sağlayan bu durumun aynı zamanda Rus oligarkları da zenginleştiriyor olmasına soruyla cevap vererek ''AB oligarkları mı zenginleşsin'' diyorlar.

ABD''nin Ukrayna''daki amacının Avrasya''nın ekonomik entegrasyonu engellemek olduğunu, Rusya''yı durdurmak için Ukrayna''yı NATO pivotu olarak kullandığını düşünüyorlar.

Rusya''ya hiçbir sempatim yok ancak dürüst olmak gerekirse, sızan telefon kayıtları da Batı''nın Ukrayna''da gerçekleşen olaylarda parmağı olduğu izlenimini uyandırıyor. Örneğin, geçtiğimiz ay AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Estonya Dış İşleri Bakanı arasında gerçekleştiği iddia edilen telefon konuşmasında, Kiev''de protestoların gerçekleştiği meydanda göstericileri vuran sniper''ların Yanukovych''in değil Batı destekli karşı tarafın adamları olduğu fikrinin güçlendiği iddiaları konuşuluyor. Estonya tarafın konuşmanın gerçekliğini doğrularken Ashton''ın Ofisi illegal dinlemeler üzerine yorum yapmayacaklarını söylüyor.

TAYLAND''DA SARI GÖMLEKLİLER VE KIRMIZI GÖMLEKLİLER

Tayland''da Taksin Sinavatra ve kardeşi Yingluck Sinavatra''ya karşı başlayan sokak hareketlerinin temelindeki huzursuzluk, uzun bir askeri yönetimin ardından ülkenin ilk kez sivil bir hükümete kavuştuğu 1992 yılına kadar uzanıyor. Taksin Sinavatra''nın 2001''de Başbakan seçilmesiyle demokratikleşme konusunda vites yükselten ülkede olaylar yıllardır aralıklarla ateşleniyor. 2006''da darbeyle devrilen Taksin''in kız kardeşi Yingluck 2011''de seçimleri kazandı ve başbakan olmuştu.

Sinavatra, ülkenin kuzeyi ve kuzeydoğusundaki çoğunluğun desteğini arkasına almış durumda. Bu bölge ülkenin fakir kesimini temsil ediyor. Sinavatra''nın karşısında ise asker, bürokratlar, eski aristokrat elit ve muhalefet tarafından desteklenen güneyliler var. Güneyliler, yani Sarı Gömlekliler, üst tabaka ve orta sınıfa mensuplar. Bu birlik, 2006''daki darbede de önemli rol oynamıştı. Sinavatra yanlısı Kırmızı Gömlekliler, bu antidemokratik girişimin ardından ortaya çıktı. Sarı Gömlekliler, Kırmızı Gömlekliler''in yıllardır seçimleri kazanıyor olması nedeniyle, özetle ülkede seçimlerin kaldırılmasını istiyor. Hükümetin, parlamentonun üst kanadının seçimle iş başına gelmesi ve darbe anayasasının demokratikleştirmek için hazırladığı yasa tasarılarını, son olaylardan sonra geri çekmek zorunda kaldı. Yani yolsuzluk iddiaları, hükümet ofislerinin basılması, sosyal medya devrimciliğinin ardına saklanan zengin ile fakirin arasındaki bu kavgada da zenginler, ''Sandık her şey değil'' diyerek sandığın kaldırılması talebiyle sokaklarda.

Ancak işin başka bir yönü daha var. Tayland ABD için Güneydoğu Asya''daki nüfuzu açısından kritik bir öneme sahip. Vietnam Savaşı''nda Tayland''ı ''anti-komünist'' bir kale olarak kullanan ABD için ülke bugün hala en önemli müttefiklerden biri olma özelliğini koruyor. Özellikle Çin''e karşı pozisyon alabilmesi nedeniyle hayati önem arz eden Tayland''da 2006 darbesinin ardında da parmağı olan ABD, Tayland ordusuna ülkenin ihraç mallarını alıp silah satışı gerçekleştiriyor. Çin kökenli Şinavatra ise, solcu olmayan ancak Çin yanlısı olan bir politikacı. Haliyle bu durum ABD''nin işine gelmiyor.

VENEZUELA''DA FAKİRLER MEMNUN, ZENGİN PROTESTO EDİYOR

Venezuela''da Hugo Chávez''in şüpheli ölümünün ardından Nisan 2013''te Devlet Başkanı seçilen Chávez''in ''varisi'' ve eski Başkan Yardımcısı Nicolás Maduro karşıtı eylemlerde de sokakları dolduranlar, üst ve orta sınıfa mensup kesim.

Chávez''i anlatmaya gerek yok; ülkesindeki fakirliği azaltmaya, kamusal reformlara, ülkenin petrol gelirlerinin halka hizmet için harcanmasına yönelik hamleleriyle insanların gönlünü kazanmış bir liderdi. Askeri geçmişinden kaynaklanan ordu ile iyi ilişkileri nedeniyle, iktidarını darbe kışkırtmalarından koruyabilmişti ancak Maduro''nun seçilmesiyle beraber eskiye özlemleri bir kez daha alevlenen ülkenin zengin kesimi çareyi sokaklarda arıyor.

Sokakların ardındaki muhalefetin bir de destekçisi var: ABD. ABD''nin petrol ihracatını karşıladığı ilk üç ülkeden biri olan Venezuela''nın özellikle OPEC''teki etkinliğinin artması ABD''yi uzun süredir rahatsız ediyor.

Maduro olayların ardında ABD Büyükelçiliği ve CIA''in olduğunu, yaşananların ardında ''petrol'' davasının olduğunu söylemekte gecikmedi. Hatta CNN International''ı kışkırtıcı yayınlarına devam eder ve objektif yayıncılığa dönmezse ülkeden çıkarmakla tehdit etti.

Ne dersiniz? Tayland''da, Ukrayna''da, Mısır''da, Venezuela''da, Türkiye''de, yani ABD için stratejik öneme sahip ülkelerde, seçilmiş devlet başkanlarını devirmek gibi antidemokratik gayelerini demokrasi çığlıklarıyla süsleyen elitlerin, teknoloji araçlarını kullanarak ayaklanmaları bir rastlantı mı? Koşullarını bilmediğimiz ülkeler hakkında iddialı konuşmaktan kaçınarak soruyorum, bu hükümetlerin biri değil ikisi değil hepsi mi yozlaşmış, yolsuzluk batağına saplanmış, liderlerin hepsi mi diktatörmüş? Üzgünüm, bu kadar çok tesadüf bana inandırıcı gelmiyor.

10 yıl önce