|

İlahiyat''a giydirilen müfredat

İlahiyatla ilgili temel sorun; öğrencilerin öğrendikleri bilgilerle bugün ve hayat arasında ilişki kurmasını sağlayabilmektir. Dolayısıyla vahyin toplumla buluşması, toplumda ete kemiğe bürünmesi, İslam''ın toplumda yaşarken siyaset, kültür, toplum, ekonomi vb. olay ve hareketler bağlantısı, İslam''ın hayat ve bugün ile ilişkisini ortaya konması gerekmektedir.

Doç. Dr. Mustafa Tekin
00:00 - 14/09/2013 Cumartesi
Güncelleme: 23:36 - 13/09/2013 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

YÖK Genel Kurulu''nun İlahiyat Fakülteleri''nin müfredatlarına yönelik yaptığı değişiklik Türkiye''nin gündemine oturdu. Doğrusu bu tartışmaların bir özne olarak İlahiyat Fakülteleri''nin kendi kaderlerine sahip çıkmaları açısından olumlu sonuçlar doğuracağı kanaatini taşıyorum.

İlahiyat müfredâtı kamuoyunda ağırlıklı olarak ''felsefe'' bağlamında tartışıldı. ''Felsefe'' kelimesini şayet, hem ders olarak felsefe, hem düşünce hem de felsefenin tüm içerimleri biçiminde anlarsak, kanaatimce de müfredatta ağırlıklı olarak tartışılması gereken bu boyuttur. Fakat ben burada müfredatı birkaç açıdan ele almak istiyorum.

Birincisi, İlahiyat fakültelerinde şu anda ilahiyat, Din Kültürü ve bazı fakültelerde ingilizce ilahiyat ile uluslar arası ilahiyat programları bulunmaktadır. Yapılan müfredat değişikliği sadece ilahiyat programında gerçekleştirilmiştir. YÖK''ün en son gönderdiği müfredatla birlikte şu anda İlahiyat Fakültelerinde üç ayrı müfredat programından öğrenci bulunmaktadır. Son sınıflar en eski müfredat, ara sınıflar bundan önceki müfredat, hazırlık sınıfları da yeni müfredatla başlamış olacaklardır. YÖK, bu sene yeni müfredatın tüm sınıflarda uygulanmasını istemekte; dolayısıyla dersler ve kredileri değiştiği için bunun yaratacağı karışıklıklar ve fiziksel yetersizliklerle fakülteleri başbaşa bırakmaktadır. İkincisi, eskiye göre ders kredileri gittikçe düşürülmektedir. Bu da, kapsamlı bir şekilde ilahiyat öğrencilerinin yetişmesinin önünde engeldir.

İLAHİYAT FAKÜLTELERİ''NİN YAPISI

Üçüncüsü, her şehre bir İlahiyat Fakültesi açılması için uğraşılmaktadır. Şu anda neredeyse her ilde bir, büyükşehirlerde ise daha fazla sayıda ilahiyatlar vardır. İlahiyat fakültelerinde 21 anabilim dalı vardır. Bir İlahiyat fakültesinin öğrenci alabilmesi için YÖK yedi adet öğretim üyesi şartını asgari sayı olarak belirlemektedir. Bugün liselerde bile her dalda branş öğretmenleri derse girerken, İlahiyat fakültelerinde öğretim üyeleri, alanı olmayan derslere girmek zorunda kalmakta; bu ise sağlıklı bir ilahiyat eğitimini engellemektedir. 3, 5, 10, 20 sene sonrası düşünüldüğünde, bunun din öğretiminin büyük resmi açısından bir faciaya sebep olması kaçınılmazdır. Açıkçası, ilahiyatların kendi ayağına kurşun sıkması demektir.

Dördüncü ve aslında en önemli boyut; müfredatta yapılan değişiklikle nasıl bir ilahiyatçının yetiştirilmek istendiğidir. Öncelikle müfredatta Temel islam Bilimleri dediğimiz tefsir, hadis, fıkıh gibi derslerin kredilerinin arttırıldığı; sonu ''tarih'' ile biten tasavvuf tarihi, kelam tarihi ile; felsefe ve Din Bilimleri içerisinde yer alan Felsefe tarihi, İslam ahlak felsefesi, felsefeye giriş gibi derslerin kaldırıldığı, din felsefesi, din sosyolojisi, din psikolojisi derslerinin ise kredilerinin azaltıldığı görülmektedir. Bir kere sonu ''tarih'' ile biten bu derslerin kaldırılmasının, bir köksüzlüğü beraberinde getireceği, çağdaş modern selefiliği hızlandıracağını belirtmeliyiz.

YÖK Kurulu''nun temel İslam bilimleri derslerinin kredilerinin arttırılmasına yönelik tasarrufları, öğrencilerin daha fazla geleneksel birikim ve müktesebatla temasını arttırma amacına matufmuş gibi görünüyor. Doğrusu bu kısmını olumlu buluyorum. Ancak İlahiyat Fakültelerinden bir medrese çıkarmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değildir (Burada medreseyi tartışmıyorum). Müfredatı nasıl değiştirirseniz değiştirin, ilahiyattan klasik medrese çıkmaz, çünkü inşaları, temel omurgaları farklıdır.

Öğrenciler, tefsir, hadis, fıkıh ile daha sahih bir şekilde buluşmalı ve bilgilenmelidir. Ancak bu bilgileri üç işlemden geçirmediğiniz zaman, dinin sahih bir şekilde topluma sunumu mümkün değildir. Birincisi, bu ilimleri usulü yani felsefesi ile bilgilerin nasıl bir hedefe yönlendirileceği ortaya konulur. Halbuki YÖK, bu dersleri de kaldırmıştır. İkincisi, bu ilimlerin tarihi okutularak, tarihte İslam ile kültür, siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkiler anlatılır. Böylece günümüzü anlamak için de hazırlık yapılır.

İSLAM''IN TOPLUMLA BAĞLANTISI

Üçüncü mesele en önemlisidir. İlahiyatla ilgili temel sorun; öğrencilerin öğrendikleri bilgilerle bugün ve hayat arasında ilişki kurmasını sağlayabilmektir. Dolayısıyla vahyin toplumla buluşması, toplumda ete kemiğe bürünmesi, İslam''ın toplumda yaşarken siyaset, kültür, toplum, ekonomi vb. olay ve hareketler bağlantısı, İslam''ın hayat ve bugün ile ilişkisini ortaya konması gerekmektedir. Diğer yandan, İslam''ın bugünün dili ve kültürü içerisinde yeniden ifadelendirilmesi, bugünün sorunlarına çözüm önerebilmesi; Kur''an''ın temel ilke ve değerlerinin bugünün insanına sunulabilmesi ise ''bugün''ün ve ''hayat''ın çok iyi tanınmasıyla mümkündür. Kur''an''ın hayat kitabı olmasının anlamı da budur. Çağı tanımak ve İslam''ı yeniden insanlığın evrensel diliyle ifade edebilmenin yolu felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi alanları bilmekten geçmektedir. Bir anlamda Temel İslam Bilimleri ile yatay bir okuma yaparak ilimleri öğrenen öğrenci, felsefe ve din bilimleri ile çağı okuyacak, islam ile çağ arasında ilişkiler kuracak, sorunlara islam''ın evrensel dili ile cevap verebilecektir.

Bugün İslam dünyası çok boyutlu komplike sorunların içerisinde yaşamaktadır. İnsanlarımızın etrafını kuşatan bireysellik, yalnızlık, farklı aile sorunları vardır. Hala kamusal alan ve İslam ilişkisine dair çok önemli sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunları bırakın çözbeilmeyi tanımlamak için bile felsefe, sosyoloji gibi ilimlerden vazgeçmek, ilahiyatlıyı hayatın kenarına itmek anlamına gelecektir. Unutulmamlıdır ki, Osmanlı''da ulemanın krizi de, çağı okuyamamak ile başlamıştı ve biz hala bu dertten muztaribiz. Batı üretiyor biz ise tüketmeye devam ediyoruz.

11 yıl önce