İsrail’in on yıllardır dünyanın gözü önünde Filistin’de uyguladığı etnik temizlik; 7 Ekim’den bu yana şiddetini artırarak devam ederken, Gazze’de masum erkeklerin, kadınların ve çocukların katledilişinin üzerinden tam 4 ay geçti. Kalp Cerrahı Doktor Şeyma Denli Yalvaç, yıllar önce Kudüs’ü ziyaret ettikten sonra hayatında nelerin değiştiğini ve Gazze’deki soykırıma dair çevresini bilinçlendirmek adına yayınladığı içeriklerin arka planını Yeni Şafak’a anlattı. Doktor Yalvaç, Gazze’nin yanında bulunanlar ve bulunmayanlar olarak ikiye ayrıldığımızı belirterek, artık insan haklarının ve düşünce özgürlüğünün olduğuna inanmadığını söyledi.
2017 yılında Kudüs'ü ziyaret ettikten sonra İsrail'e destek veren markaları boykot eden Şeyma Denli Yalvaç, bardağının makineden bulanık çıkmasını örnek vererek daha iyi ürünler geliştirilene kadar boykota devam edilmesi gerektiğini ifade etti:
- "Ben bir bulaşık deterjanı kullandığımda, eğer benim bardaklarım bulanık çıkıyorsa, ben de şimdi oradaki evladını kaybeden annenin, evladını kaybederken ki "elhamdülillah" demesi gibi ben de bardağıma bakıyorum ve "elhamdülillah" diyorum. Bu örnek tabii ki asla o örneğin yerini tutmaz ama biz de bu şekilde sabretmeliyiz. Biz daha iyi bulaşık deterjanı yapana kadar bulanık bardaklarla devam etmeliyiz."
Yalvaç, Gazzelilerden korkunun alındığını, inandıkları gibi yaşadıklarını anlatarak, "Gazze'den aslında korkunun esaret olduğunu öğrendik. Gazzelilerden korku gerçekten alınmış hiçbiri korkmuyor ve korkak insanların aslında esir olduğunu gördük. Normalde öyle bir savaşın ortasında olsak, herhalde bize böyle bir topluluktan bahsetseler aklımıza ilk gelen şey 'ne kadar korkuyorlardır' olmalı ama onlar kesinlikle korkmuyor. Orada bulunmalarına rağmen hiçbirinde hiçbir korku yok. Asıl korkak biziz. Başımıza bir şey gelir diye korkuyoruz" dedi.