|
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Düşünüyorum, “34 bin 151” sayısını
zihinler nasıl kodlamalı
? Hafta sonu oynanan bir maçı stadyumda izleyen seyirci sayısı olabilir mi 34 bin 151? Olabilir. Çünkü Almanya Ligi Bundesliga maç başına
40 bin 232 seyirci
ortalamasını yakalamış. İngiltere Premier Lig’de
38 bin 331
, İtalya Serie A’da ise
30 bin 934
rakamına ulaşılmış. Futbolun gücü. “Doksan dakikalık şölen” deniliyor.
Seyri yüksek, çekişmeli, iddialı bir maç
kısa süreliğine de olsa
hayatı durduruyor. Ekran başında izleyen milyonları da katarsak,
hayat
birileri için
90 dakikalığına duruyor
gerçekten.
Goller, fauller, kornerler, kartlar, paslar, kaleyi bulan şutlar, uzatmalar ve son düdük. 34 bin 151 kişi evine dönüyor,
maç istatistikleri konuşulurken
hayat normalleşiyor. Sonraki maçlara bakılıyor. Planlar yapılıyor. Bu böyle sürüyor. Liglerin, maçların ve takımların kalitesi ise maçları stadyumda izleyen seyirci sayısından ölçülebiliyor. “34 bin 151” sayısı bir
kültürü de simgeliyor
o halde. Her açıdan büyük sayı yani.
Neyse…
Konumuz futbol değil
. İnsana dair sayı ve rakamları anlamlandırmaya, karşılık bulmaya çalışırken
bir stadyum dolusu insan
çağrıştı zihnimde. Böylesi bir girişi de o nedenle yazdım.
İsrail, Gazze’de geride kalan 200 günde
bir stadyum dolusu insanı
dünyanın gözleri önünde
katletti.
Hayat durmadı, İsrail durdurulamadı,
istatistikler paylaşılmadı, bu sayının
büyüklüğü hiçbir şeyle ölçülemedi

Bugün 200’üncü günü geride bırakıyoruz.

“7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlenen saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 151’e yükseldi.” bu cümleyi bir haberci olarak yazabiliyorum. Yazmak zorundayım. Ama insan olarak
cümleye dökmek
, bu
acıyla yüzleşmek
çok zor. Saniyeler, dakikalar, saatler ve günler geçti gitti.
Vicdanı, idraki, bilinci, derdi, acısı, sancısı olan herkesin
bir muhasebesi var elbette
geçen günlere dair.
Lakin şahitlik ettiğimiz soykırım karşısında bizler de
çaresizliğe mahkûm olduk.
Geride kalan
200 günümüzü
, geriye dönük olarak
Gazze’den bağımsız
ve
Gazze’siz gözden geçirebilir miyiz
? Kendi adıma ve bu köşeyi okuyanlar adına “
asla
” diyebilirim. Dünya tarihinin
mutabık olunan
dönüm noktaları vardır. Ne kadar önemli milat oldukları
yıllar sonra
anlaşılmıştır çoğunun. Ya da sonuçlarına bakarak
uzun vadede
kararlar verilmiştir. Mesela 28 Haziran 1914’te güzel bir Saraybosna gününde Avusturya-Macaristan veliahdının bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesine şahit olan biri, bu cinayetin milyonlarca insanın ölmesi,
dünya siyasetinin yeniden dizayn edilmesiyle
sonuçlanan Birinci Dünya Savaşı’nın sebebi olacağını bilebilir miydi? Asla!
Bizler ise
7 Ekim sabahından bu yana
, bir değil bin değil
on binlerce cinayete şahitlik ettik
. Canlı yayınlarda bombardımanları izledik. Atom bombası düşmüş gibi
harabeye dönmüş mahalleleri
dron kameralarından izledik. Kuşatılmış hastanelerde, “Bu benim son paylaşımım, İsrail askerleri yaklaşıyor” videosu çeken Filistinlileri gördük.
Açlıktan ağlayan çocukları
, çocuklarına yiyecek bulamayan
anne-babaların feryatlarını
veya bir lokma bir şey bulmak için evden ayrılan
annelerin
döndüğünde
tüm çocuklarını enkaz altında bulduğu o anları
izledik. Teknolojinin tüm imkânları
Gazze soykırımını canlı izlememiz için
seferber edildi adeta.
Her sabah “Bugün inşallah iyi bir şeyler olur, bir gelişme, bir anlaşma, bir ateşkes, bir insani yardım koridoru haberi gelir” diye diye uyandığımız 200 günü geride bıraktık. Bir yandan da her sabah her şeyin daha kötüye gittiği ama buna rağmen
direnen Gazze haberleri
ile gözümüzü açtık.
Futbol ve stadyumla başladık. Öyle bitirelim. Gazze’de, iki yüz günde; çoğu çocuk ve kadın sivil, savunmasız bir stadyum dolusu insan
dakika dakika katledildi
. İstatistikler, sayılar, veriler
her saniye değişti
. Bir kez daha altını çizelim;
biz de değiştik
. Farkında olsak da olmasak da, kabul etsek de etmesek de
ömür boyu taşımak zorunda olduğumuz
ve öyle görülüyor ki
zaman zaman altında kalacağımız
; acılarla, feryatlarla, çaresizliklerle dolu 200 günümüz var. Gazze’nin 200 gününün bizlerde tam olarak neye tekabül ettiğini ise ancak; zihinlerde, benliklerde,
yaşantılarda bıraktığı izler ortaya koyacak
. Kimilerimize çok ağır gelecek bir yük ama şu da bir gerçek ki;
Gazze’nin bir dakikasına bile tekabül etmeyecek
.
Ve yine kabul edelim ki; bu
ikiyüzlü, gamsız, ruhsuz dünya
bir daha
7 Ekim’in öncesine dönmeyecek
.
Üzerinden 200 günler geçse de
7 Ekim yerinde duracak.
#Gazze
#Filistin
#İsrail
#soykırım
#katliam
#cinayet
11 gün önce
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Kemalizm nedir? Kemalizm demokrasiyle bağdaşır mı?
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı