|
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS

Hafta başında Nisan ayı enflasyon rakamını gördük. TÜİK’in açıkladığı verilere göre; TÜFE yıllık %69,80 olurken aylık bazdaki artış ise %3,18 olarak gerçekleşti. Piyasa beklentisi %3,22 seviyesinde şekillenmişti. Her ne kadar çok küçük bir farkla olsa da enflasyonun beklentilerin altında gerçekleşmesinin önemli olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Zira bir süreden bu yana yüksek seyreden enflasyon ve buna bağlı olarak bir türlü istenilen seviyelere düşmeyen enflasyon beklentilerini çıpalamak açısından bu tür gelişmelere ihtiyaç olduğunu ifade edebiliriz.

Diğer yandan çekirdek enflasyon tarafındaki gelişmeler ise henüz istenilen seviyede değil. Çünkü iç talebin halen çok güçlü olduğu ve hatta bu iç talebin ağırlıklı olarak ithal ürünlere yöneldiği bir dönemden geçiyoruz. Bu bakımdan enflasyon tarafında istenilen tablonun oluşması için bir yandan para politikasının gecikmeli etkilerini beklememiz ama aynı zamanda da iç talebi yavaşlatacak şekilde etkin maliye politikası adımlarını hayata geçirmemiz gerekiyor.

Enflasyon tarafındaki gelişmeler bu şekilde olurken döviz kuru tarafında da yatay seyir sürüyor. Yatay seyir diyorum çünkü Nisan ayı boyunca Dolar/TL’deki değişim %0,00 oldu. Yani kurda yukarı yönlü bir hareket olmadı. Hatta eğer Merkez Bankası döviz almasa kurun çok daha sert bir şekilde aşağı yönlü hareket edeceğini görüyoruz. Bunun nedeni seçim sonrası dönemde yurtiçi yerleşiklerin döviz satması ve yabancı sermayenin kademeli olarak Türkiye’ye yönelmeye başlamış olması.

Verilere hızlıca göz attığımızda; TCMB net döviz pozisyonu son 7 iş gününde 15 milyar dolar artarken DTH düşüşü 10,7 milyar dolara ulaşmış. Bir diğer bakış açısı ile Merkez Bankası rezervleri seçim sonrasında 26,5 milyar dolar artarak seçim öncesindeki azalmayı telafi etmiş. Yani son dönemde döviz tarafındaki hareketler seçim öncesi döneme görece olarak oldukça sakin bir sürece işarete diyor. Yeri gelmişken yeniden hatırlatayım: devam eden dezenflasyon programının ana sac ayaklarından birisi kurdaki artış oranın enflasyondaki artış oranının altında kalması. Bu bakımdan seçim öncesinde de uyardığım üzere dövizde kalmak enflasyon karşısında birikimlerinizin erimesi anlamına gelecektir. Hal böyle olunca tasarrufları Türk Lirası varlıklara kaydırmakta fayda var.

Ekonomideki son dönem gelişmeleri CDS yani risk primi rakamlarına da yansımaya başladı. Türkiye CDS’leri 2 Ocak’tan bu yana en düşük seviye olan 282 puanın altına sarktı. Diğer yandan OECD Mali Eylem Görev Gücü’nün gri liste sınıflandırmasından yakın tarihte çıkacağımıza ilişkin beklenti ve Salı akşamı haber akışına düşen swap kanalının yeniden gevşetileceğine ilişkin haberler CDS’teki düşüşü daha da belirginleştirdi. (Swap kanalının açılmasında aceleci olmamak gerekiyor.)

Özetle gelişmelere finansal piyasalar açısından baktığımızda işler yolunda görünüyor ancak reel sektörün zorlandığı ve maalesef bir süre daha zorlanmaya devam edeceği bir sürecin içinde olduğumuzu da hatırlatmakta fayda var. Krediye erişim ve kredi maliyetleri konusu önümüzdeki dönemde çok konuşulan konuların arasında yer alacak.

#Enflasyon
#Merkez Bankası
#Ekonomi
#Levent Yılmaz
11 gün önce
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
Ekonomik kalkınmada nitelikli işgücünün rolü
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin kamu personeline yansıması (2)
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…(3)
Devletsizlik ve ulussuzluk
Yasa ve toplumsal meşruiyet: 28 Şubat