YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Diktatörlerin muhalifi benim düşmanımdır!..

Türkiye'nin Orta Asya cumhuriyetlerine ilişkin yeni politikasını bu şekilde özetlemek mümkün...

Türkiye, bu cumhuriyetlere 8 yıldır hamasi 'Türklük', 'kardeşlik' söylemleriyle nüfuz edemedi, onlarla sağlıklı ekonomik ve siyasi bağlantılar kuramadı.

Şimdi ise, muhaliflerini yok etme konusunda onlara yardımcı olarak yeni tarz bir ilişkiye girmeye çalışıyor.

Türkiye'nin bu bölgede soyunduğu yeni rol, Orta Asya diktatörlerine, muhaliflerine karşı savaşta destek olmaktan ibaret...

Bunun adına 'terörle mücadele' deniliyor.

Türkiye'nin en iyi bildiği işlerden biri yani...

Bu amaçla, Cumhurbaşkanı Sezer'in Orta Asya diktatörlüklerine yaptığı son geziden yararlanılıyor.

Sezer'in, söz gelimi Özbekistan'a giderken, Özbek güvenlik güçleri için iki uçak dolusu hafif silah ve mühimmatı da beraberinde götürdüğü haber veriliyor.

Hediye olarak... Özbekistanla son zamanlarda iyice gerginleşen ilişkilerin düzeltilmesine yardımcı olması niyetine... Özbek halkına karşı kullanılsın diye.

Aslında bu amaçla, bir süre önce İçişleri Bakanı Tantan'ın Özbekistan'a yaptığı program dışı ziyaret, bu işbirliğinin çerçevesini çizmiş bulunuyor.

'Terörle mücadele' konusunda ortak çalışma ve Özbek güvenlik güçlerinin Özel Tim tarafından eğitilmesi... Silah ve teçhizat desteği sağlanması...

Bu amaçla Taşkent'e seçme bir Özel Tim birliği gönderilecek... Belki de gönderildi bile...

Neyi öğretecek Özbek güvenlik birimlerine acaba? Türkiye'deki uygulamalarını mı?

Türkiye'de 'resmi basın' böyle söylüyor... Kardeş Özbekistan'ın terör tehdidi altında olduğunu, Türkiye'nin de bu konuda Kerimov'a yardımcı olacağını, böylece de bir süredir gergin olan ilişkilerin yeniden düzeleceğini yazıyor.

Demirel'in sığ, 'kaftan giyme-demir döğme' politikalarının Orta Asya'da başarılı olduğundan sözediliyor.

Acaba gerçekler bu resmi haberlerin verdiği gibi mi?

Yoksa Kerimov'a şirin görünmek için Türkiye'de kalmasına izin verilmeyen Türkiye sempatizanı Özbek muhalefet lideri Muhammet Salih'in anlattıkları gibi mi?

Kerimov'un internetten çıkardığım bir yazısına şöyle bir göz atmak bile, büyük medyanın sadece iç politikada değil dış politikada da elinden geldiği kadarıyla nasıl örtüleme yaptığını gözler önüne seriyor.

"16 Şubat'ta Taşkent'te patlayan bombalar, kendine yönelik suikast nedeniye 4 bin muhalifi tutuklatıp üç dakikalılık duruşmalarla hapse mahkum ettiren diktatör Kerimov'un işine yaradı. Özbek yönetimi bu olayı 'Kerimov'a yönelik suikast' olarak ilan etmiş; fakat Türkiye'den başka hiçbir ülke bunu ciddiye almamıştır.

(....) Patlamalar tek bir kişinin yararına olmuştur ki, o da teröre karşı önlem bahanesiyle kendi terörünü estiren Devlet Başkanı Kerimov'dur.

(....) Bu konuda tüm haber ajansları (Türkiye basını hariç) dünya kamuoyuna gerçekleri duyurmaktadır.

(....) Bize gelen sağlıklı istihbarata göre: 1-16 Şubat'taki patlamaların baş planlayıcısı olarak yargılanan ve idama mahkum edilen Bayram Abdullayev, olaydan iki ay öncesinde yakalanmıştı ve olay günü de Özbek KGB'since sorguya çekiliyordu.

2- Yine olayın planlayıcılarından olduğu ilan edilen ve 20'şer yıl ağır hapse mahkum edilen Abdulnebi Nisanbayev ve Nazarbek Umarov ise 16 Şubat'tan 11 ay önce tutuklanmış ve yine KGB'nin bodrumunda olay gününe kadar hapis tutulmuştur.

3- Patlamalardan bir hafta önce, Özbekistan Güvenlik Teşkilatı'ndan bir heyet Türkiye'ye gelerek, hudut kapılarından Türkiye'ye giriş yapan Özbek turistlerin kimliklerini araştırmak için izin istemiştir. Herhalde bu talebe izin verilmiştir ki Özbekistan Muhalefet Cephesi'nde Birlik Hareket'i temsilcisi Alitay Zolyaksiev'in ailesi Kanada'ya hareket ederken, Yeşilköy Havaalanı'nda Özbek KGB'si tarafından engellenmiş fakat ellerindeki BM mülteci belgesi sayesinde kurtulabilmişlerdir. 4- 16 Şubat'tan sonra Türkiye'de yakalanıp Özbekistan'a iade edilen, Askarov ve Mamatkulov'un da aynı şekilde tutuklanmış olduklarınından şimdi kimse şüphe etmiyor."

Tabii bazı yazar arkadaşlar, Özbekistan'ın köktendinci terörle de başının dertte olduğunu söylüyor ama, onlara göre bu terörün de sorumlusu Kerimov. Çünkü halka öyle bir baskı uyguladı ki, birçok insan sırf Kerimov'dan kurtulmak için köktendincileri destekliyor.

Muhammed Salih ise bu konuda şunları söylüyor:

"Kerimov'un tüm derdi muhalefeti yok etmek. Kerimov'un İslam fundamentalizmi korkusu yoktur; çünkü Sünni-Türk-İslam bölgelerinde bu tehlikenin kendisi yoktur. Kerimov'u korkutan tek şey iktidarı kaybetme paranoyasıdır. Ülke içinde estirdiği terör, ülke dışında sürdürdüğü diplomatik baskılar da bu muhalefeti yok etmeye yöneliktir."

Olaylar bunlar... Siz bu açıklamalardan ve olaylardan sanırım sağlıklı bir değerlendirme yapacaksınız...


23 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...