YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Başkaları adına konuşma haysiyetsizliği"

Batılılar, son 400 küsur yıl boyunca sadece Avrupa / Batı toplumlarının değil, bütün dünya toplumlarının deneyimlerini ve tarihlerini kendi bakış-açılarına (kendi çıkarlarını ve hegemonyalarını garanti altına alacak yaklaşımlara, stratejilere ve politikalara) göre sil baştan yeniden tanımladılar ve yazdılar. Merkezde Batı, periferide (çevrede) Batı-dışı toplumlar ve kültürler vardı. Batı, Özne (dolayısıyla İyi ve En Mükemmel), Diğerleri ise Nesne (dolayısıyla Kötü ve Eksik/li) idi. Batı, Aktif, diğerleri Pasif; Batı, Aktör, diğerleri ise "Figüran"dı.

Kısacası, hep Batı konuşuyor, ötekiler ise sadece dinliyor; yalnızca Batı "üretiyor"; diğerleri ise "tüketiyor"du. Üstelik Batı, sadece kendisi için ve kendisi adına konuşmuyordu. Biraz önce de belirttiğim gibi Başkaları Adına da konuşuyordu.

İşte bu durumun sadece Batı açısından değil, tüm insanlığın geleceği açısından ne denli sınırlayıcı ve sakatlayıcı tehlikeler barındırdığına dikkat çeken ilk düşünürlerden biri Michel Foucault olmuştu.

Şu an çağımızın yaşayan en cins "beyin"lerinden ve Foucault'nun has şakirtlerinden ("öğrenci"lerinen) biri olan Gilles Deleuze'ün, üstadı Foucault'nun entelektüel mirasını özlü bir şekilde özetleyen nefis ve silkeleyici bir saptaması var. Şöyle der Deleuze, "usta"sı Foucault için: "Bize, kesinlikle önemli bir şeyi öğreten ilk siz oldunuz: Başkaları adına konuşma haysiyetsizliği".

Bugün öyle anlaşılıyor ki, "başkaları adına konuşma haysiyetsizliği", Batıların sadece modern "dönem"de sahip oldukları bir özellik (hastalık) değil. Modernliğin sınırlılıklarına ve zaaflarına dikkat çeken postmodern söylemlerin tüm dünyada hakim kılınmaya çalışılan tek söylem haline getirildiği günümüzde de Batılılar, "başkaları adına konuşma haysiyetsizliği"nden vazgeçmiş gibi görünmüyorlar.

Bunun en son örneklerinden birine geçen hafta Kanal 7'de konuşan Oliver Roy'un müslüman dünya'ya ilişkin söylediklerinde tanık olduk. Oliver Roy'un "söyledikleri"ne daha sonra döneceğim.

Ancak önce Batılıların, modern "dönem"e ait olduğunu zannettiğimiz "başkaları adına konuşma haysiyetsizliği"ni postmodern söylemlerle de nasıl "iştahla", ayartıcı ve baştan çıkarıcı şekillerde sürdürdüklerine biraz yakından bakmamız gerekiyor.

Postmodern söylemlerin, ayartıcı ve yanılsatıcı Amerikan kültürü aracılığıyla hızla küreselleşmesiyle birlikte müslüman toplumlardaki elit ve "aydın"ların entelektüel olarak ne denli sığ, yüzeysel ve "hazırlopçu" bir zihin yapısına sahip oldukları tüm çıplaklığıyla gün ışığına çıkıverdi.

Modernliğin sosyalizm, milliyetçilik, liberalizm gibi "her şeyi açıklama" iddiasında olan ideolojik "büyük anlatı"larının zaaflarının, tahditlerinin (sınırlılıklarının) ve tehditlerinin az-çok farkında olan İslami duyarlıklı "aydın"ların da, postmodern söylemlerin baştan çıkarıcı, "tüketici", "düzleştirici" duyarlıkları karşısında ne denli kolay savrulabildikleri; retoriksel ve zoraki olarak icat edilen konjonktürel oluşumlar ve dayatmalara kendilerini ne kadar kolayca kaptırabildikleri; acınası, sığ ve teslimiyetçi bir entelektüel performans sergiledikleri gözleniyor.

Modernliğin geliştirdiği ideolojik-temelli "her şeyi açıklama" iddiasındaki büyük anlatılarının yaşadığımız çağın sorunları karşısında kısa devre yaparak devre dışı kalması üzerine geliştirilen postmodern söylemlerin modernliğin aksine farklılıkları öncelediği ve dolayısıyla Batı (Avrupa) merkezli büyük anlatıların (örneğin ideolojilerin) büyülerini bozduğu söyleniyordu. Ancak gerçeğin hiç de öyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı ve farklılıkları önemsediği ve öcelediği zannedilen postmodernliğin kendisinin -üstelik bu kez tek başına- tek büyük anlatı haline gelmesinin önü alınamadı. Şu an sadece Batı'da değil, tüm dünyada demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi modernliğin ürünü olan söylemlerin yeniden icat edilerek yeryüzünde hakim tek söylem haline getirildiğini görüyoruz.

"İyi ya, bunun ne sakıncası olabilir ki?" diye sorabilirsiniz.

Burada sorun şu: Bir kere, bu söylemlerin hepsi, birer retorik'ten ("içi boş laf"tan) ibaret. Sadece konuşuyoruz; pratikte somut hiçbir adım atılmıyor.

Neden hiçbir somut adım atılmıyor? İşte asıl üzerinde kafa yorulması gereken soru/n bu.

Şu an her bakımdan hızla küreselleştirilen Batı kültürünün ayartıcı, baştan çıkarıcı, tüketici, düzleştirici, tek tipleştirici, diğer kültürleri ve ifade biçimlerini bastırıcı ve etkisiz hale getirici yürüyüşü, karşısında hiçbir esaslı direniş unsuru bırakmayıncaya kadar sürecek. Büyük ölçüde Amerika'da üretilen ve tüm dünyada kullanıma, dolaşıma ve tüketime sunulan Batı kültürünün kodlarının tüm dünyada hakim olduğuna, alternatiflerini tükettiğine karar verildiği andan itibaren demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin Batı-dışı toplumlarda da hakim kılınması için somut adımlar atılmaya başlanacak!

Peki, bu ne demek? Bu sorunun cevabını, Zygmunt Bauman veriyor: Dünyanın küresel bir köy haline gelmesi, dolayısıyla "zamansal / mekansal mesafelerin teknolojik (vasıtalarla) iptali, insanlık durumunu homojenleştirmek yerine kutuplaştırma eğilimi taşımaktadır."

Hal böyleyken, Müslüman dünyadaki okumuş yazmışların, Batılılar'ın (örneğin Oliver Roy'un) "başkaları adına konuşma haysiyetsizliği"ne dikkat çekmek yerine, başkalarının bizim adımıza "yaptıkları konuşmalar"a "aval aval bakmaları" ne anlam ifade ediyor öyleyse?


23 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...