T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Demirbank'taki büyük haksızlık

Yıllardır her sabah radyomuzdan "Bugün 10 Mayıs 2001 Demirbank hayırlı günler diler" sözünü duyduk. Demirbank hep iyi günler diledi ama Demirbank'ı zirvelere taşıyan Halit Cıngıllıoğlu, hiç de "hak etmediği" bir cezaya çarptırılarak, "Türkiye'ye iyi günler getirelim" derken, kendisi "kötü günlere" sokuldu.

Bankası bir sabah "Yükümlülüklerinizi yerine getiremiyorsunuz" diyerek elinden alındı. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na devredilen Demirbank'a böyle bir işlemin yapılmasını ne Halit Cıngıllıoğlu anlayabildi ne de diğer bankacılar. Çünkü Demirbank bankacılık sisteminde, hükümetin o zamanki "istikrar programına" (çıpalı kur), en büyük desteği veren ve portföyünde 5,3 milyar dolarlık Hazine Bonosu bulunduran bir banka idi.

CNN Türk'te Mehmet Ali Birand'ın konuğu olan Halit Cıngıllıoğlu'nu, dinlerken gözlerim dolu dolu oldu. Babasından devraldığı bir bankayı, birkaç yılda Türkiye'nin en büyük 10 bankasından biri durumuna getiren bir dostumdu karşımda konuşan. Bütün hayatını bankasına veren ve onu gerçekten pırıl pırıl bir banka yapıp, Türkiye'nin "enflasyonla savaşında" en ön safta, hükümetin yanında yer alan Halit Cıngıllıoğlu'na, bir insana yapılabilecek en büyük kötülük yapıldı ve "haksız yere" bankası, daha doğrusu bankaları elinden alındı.

Demirbank'ın suçu neydi? Halit Cıngıllıoğlu bu suçu, CNN Türk'te şöyle anlattı: "Bizim suçumuz ekonomik programa ve öngörülen bütçeye uymaktır. Demirbank programın, bütçenin gerçekleşmesinde hükümete büyük katkıda bulundu."

Halit Cıngıllıoğlu, "devletine güvendiği" için, Demirbank ve diğer bankalarıyla birlikte 6,5 milyar dolarlık "devlet kağıdı" alarak programa destek veriyor.

Elinde 6,.5 milyar dolarlık "devlet kağıdı" olan Cıngıllıoğlu'na, devletin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Bankalar Kanunu'nun 14'e 3 maddesi gereği "yükümlülüklerinizi yerine getiremiyorsunuz" diyerek el koydu.

Halit Cıngıllıoğlu'nun bankaları "verdikleri kredileri geri alamadıkları, kredileri batırdıkları" için mi yükümlülüklerini yerine getiremiyordu? Hayır.

Halit Cıngıllıoğlu'nun bankaları "kötü yönetim nedeniyle bankanın öz kaynaklarını bitirdikleri" için mi yükümlülüklerini yerine getiremiyorlardı? Hayır.

Halit Cıngıllıoğlu'nun bankaları "ekonomik nedenlerle, ekonomik kriz yüzünden" mi yükümlülüklerini yerine getiremiyordu? Evet!..

Evet!.. Devletin ekonomi bürokratlarının "beceriksizliği" yüzünden çıkan ekonomik kriz nedeniyle Demirbank'ta ve Ulusalbank'ta sorun yaşanmıştı. Portföyünde 6,5 milyar dolarlık "devlet kağıdı" olan Cıngıllıoğlu'na, Merkez Bankası, bugün diğer bankalara yaptığı gibi "Hazine Bonosu karşılığında borç verseydi" Demirbank ve Ulusalbank bugün yine "en sağlam" bankalar arasında yer alacaklar ve Halit Cıngıllıoğlu da bu kadar "mağdur" olmayacaktı.

Devlet, kendi parasına, kendi sözüne sahip çıkmayarak Cıngıllıoğlu ailesine "ağır bir darbe" vurdu.

Devletin buna hakkı yok.

Onun için yasanın 14'ncü maddesinin 3'ncü bendine mutlaka "açıklık" getirmek gerekiyor. "Yükümlülüklerini yerine getiremiyor." cümlesinin devamına, neden getiremediği de eklenmeli. "Ekonomik nedenlerle" özellikle "devletin zirvesinin çıkardığı kriz" gibi nedenlerle, yükümlülüklerini yerine getiremeyenleri, şu son günlerin moda deyimiyle "hortumculardan", "kendi bankalarını kendileri batıranlar"dan ayırmalı.

Merkez Bankası'nın Kasım ayında "likiditeyi kısması" nedeniyle tetiklenen Kasım Krizi'nin, Ecevit'in "tetiklediği" Şubat Krizi'nin bedelini, ekonomi bürokratları ve "siyasal iktidar" ödemeli, devletine sahip çıkan ve yardımcı olan Halit Cıngıllıoğlu değil.


10 Mayıs 2001
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED