Yahudiler, UNESCO'nun sit alanı ilan ettiği Babil kentindeki ünlü Asmalı Bahçler'e ait kalıntıları ve eşsiz tarihi eserleri kamyonlarla taşıyor. Babil kentinin hemen yanında üsleri olan ABD askerlerinin ise bu sistematik yağmayı sadece seyrettikleri bildirildi.

Asmalı Bahçeler'e giden yolun iki yanını süsleyen Babil Aslanları dahil her şeyin tahrip edildiği bildirildi. Babil Sürgünü veya Babil Esareti olarak tarihe geçen dönemden kalma antik eserlerin Yahudiler tarafından sürdürülen sistematik bir yağma ve talana maruz kaldıkları kaydedildi. Irak'ta yayınlanan Iraqi Al-Mustaqilla adlı gazete, güvenilir kaynaklara dayanarak verdiği haberinde, Bağdat'ın 85 kilometre güneybatısındaki Babil İmparatorluğu döneminden kalma harabelerden iki düzine kadar kamyonun tarihi eser taşıdığını kaydetti.

Kenti tamamen götürdüler

Gazete, kamyonlara yüklenen tarihi eserler arasında Kral Nabukednezar zamanından kalma paha biçilmez parçaların da yer aldığını duyurdu. Bilindiği gibi Nabukednezar, Filistin üzerine büyük bir ordu göndermiş ve binlerce Yahudi'yi esir alarak sürgüne göndermişti. Bu olay tarih kitaplarına Babil Sürgünü olarak geçti. M.Ö 630-562 yılları arasında yaşayan Nabukednezar, Yeni Babil olarak da bilinen Keldan İmparatorluğu'nun krallarındandı.

Nabukednezar döneminde, Fırat Nehri'nin içinden akıp geçtiği Babil dünyanın en büyük ve en kozmopolit kentiydi. Saddam döneminde, yeniden restore edilen ve koruma altına alınan Babil şehrinin kalıntıları, Bağdat'a gelen turistlerin ilk uğrak yerlerinden biri haline geldi.

Uzeyir Peygamber'in mezar alanı da talan edildi

UNESCO tarafından "sit alanı" ilan edilen ve koruma altına alınan Babil'den hiç bir eser kalmadığını ve Yahudilerin kenti neredeyse tamamen taşıdıkları ifade ediliyor. Babil harabeleri özellikle dünyanın yedi harikasından biri olan Asmalı Bahçeleri'yle biliniyor. "Bu yağma faaliyetini yürütenler genelde "misafir Yahudiler". "İşgalci Amerikan ve İngiliz ordusunun misafirleri" diyen gazete, Irak dışından gelen Yahudilerin kendi talanlarından arta kalanları da çetelere yağmalattıkları ve onlara yol gösterdiklerini yazdı. Yağmacıların Hz. Üzeyir Peygamber'in mezarının bulunduğu alanları da talan ettiklerini ve onun döneminden kalma eşyaları parça parça çaldıklarını belirten gazete, dünya kamuoyunu bir an önce tedbir almaya ve Irak'ın tarihi hazinelerini yok eden Yahudi yağmasını durdurmaya çağırdı. Gazete ayrıca, 1940 ve 1950 yıllarında İsrail'e göç eden onlarca Irak kökenli Yahudi ailenin, Saddam devrildikten sonra Bağdat'a geri döndüğünü ve şehrin lüks semtlerinde bir yığın gayrı menkul satın aldıklarını da vurguladı.

ABD gözcülük ediyor, onlar yağmalıyor

Al-Mustaqilla gazetesi, Babil'e 15 kilometre uzaklıktaki Hilla bölgesinde üsleri bulunan Amerikan askerlerinin Babil kalıntılarına ait tarihi eserlerin çalınmasına gözcülük ettiklerini, ses çıkarmadıkları hatta bu yağmanın kesintiye uğramaması için sanki o bölgeye bilinçli bir şekilde yerleştirildikleri izlenimi verdiklerini iddia etti. Bağdat'a giren Amerikan işgal ordusu 9 Nisan'da Bağdat Arkeoloji Müzesi'nin yağmalanmasına ön ayak olmuş ve Mezopotamya uygarlıklarına ait onbinlerce eserin çalınıp kırılmasına ve kaçırılmasına seyirci kalmış; hatta kimilerine göre teşvik etmişti. Bağdat Müzesi'nden çalınan binlerce eserin yurt dışına çıkarıldığı söyleniyor. 18 Nisan'da toplanan arkeologlar Amerika'yı "yüzyılın suçunu işlemek"le itham etti ve kınadı. Amerikan yönetiminin kayıtsızlığına daha fazla dayanamayan Bush'un Kültür Danışmanı Martin Sullivan ise, Bush yönetimini eleştirmiş ve "ulusumuzun harekete geçmeyişi yüzünden Irak'ın hazineleri yağmalandı" diyerek görevinden istifa etmişti.

BAĞDAT

« Geri Dön