AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Orta Asya'ya giden kestirme yol…

Ustaca planlanan bir gerilim, Türkiye'de istikrarın ne kadar hassas bir denge noktası üzerinde durduğunu göstermiştir. Bir adım sonrası, siyasi ekonomik kriz kapılarının aralanması olan bu girişim birçok şeye işaret etmektedir. En çok da Türkiye'nin neden hak ettiği patlamayı yapamadığını anlatmaktadır. Üzerinde durduğu zemini her an kaybedebilecek bir ülke, doğal olarak dışarıda zemin yaratma becerisi de gösterememektedir.

Bu ölçüye vurulduğunda özellikle, yakın bölge, Balkanlar ve Orta Asya; Türkiye için büyük bir ihmal coğrafyası görüntüsü vermektedir. Ekonomik kaynaklarıyla bu hinterlanta zaten yetişemeyen Ankara, içeride daraltılan vizyonların bir sonucu olarak tarihi gücünü de bir siyasete dönüştürememektedir. Beklentiler yükselmekte ama hedef bir türlü tutturulamamaktadır.

Önceki hafta ziyaret ettiğimiz Kırgızistan ve Tacikistan da bu tablo bir bakışta ortaya çıkıyor. Türkiye, doğal nedenlerle avantajlı olması gereken bu ülkelerde bir siyasi veya ekonomik faktör olmanın çok uzağında bulunuyor.

Rusya, Amerika ve Çin tarafından parsellenen Kırgızistan'da da, İran etkisi altında kendine göre bir standart tutturan Tacikistan'da da Ankara'nın varlığı hissedilemiyor.

Birlikten ayrılan bütün Cumhuriyetlerde olduğu gibi buralarda da yaygın bir Rus faktörü var ki, bunun aşılabilmesinden değil ancak paylaşılmasından söz edilebilir. Pay alabilmek için de ekonomik ve siyasi güç yoksa, başka zekice ve sofistike unsurlara müracaat etmek gerekmektedir.

Türkiye'nin devlet olarak varlığının son derece yetersiz olduğu bu coğrafyada işte bu zeka ve beceriyi gösteren "Anadolu kökenli post-modern Horasan erleri!" bulunuyor. Hepsi kendi alanlarında sektörel liderliği yakalamış bir okullar dizisi Türkiye'nin hem yüzünü ağartıyor hem de tarihi misyonunu hiç olmazsa ayakta tutmayı başarıyor. Kırgızistan'da üniversite dahil 15, Tacikistan'da özel eğitim merkezi dahil 8 okulla mükemmel bir sisteme imza atılıyor.

Kırgızistan'da yüzde 99'u Kırgız, Rus, Özbek, Kazak ve Koreli'den oluşan çocuklar, gençler kendi geleceklerini Sebat eğitim kurumlarına emanet etmiş bulunuyor. Tacikistan'da bin 500'ün üzerinde öğrenci hayata Şelale kurumunun okullarından geçerek başlıyor. Klasik müfredatın yanında Türkçe de öğreniyorlar. Önemli bir çoğunluğunu ülkelerinin önde gelen ailelerinin oluşturduğu bu nesil yarın, Kırgızistan ve Tacikistan'ın yönetimine gelecek kadrolardır.

Bu okullar, bulundukları merkezlerde istisnasız birinci sırada bulunan, ülkenin uluslar arası alandaki en önemli eğitim başarılarına imza atan nitelikle kurumlardır. Türkiye'de daha kimsenin haritada yerini bilmediği dönemlerde Kırgızistan'a gidenlerin, Tacikistan'da iç savaş devam ederken otel sığınaklarında kağıt üzerinde temel çizenlerin olağanüstü gayretleri bugün gerçek gurur abideleri olarak bizleri selamlıyor. Bir ağabey olarak kasılarak gittiğimiz bu coğrafyada elle tutulur tek bir varlık üretememenin utancını yaşarken, bu gerçekten selam çok çok büyük bir anlam ifade ediyor.

Bu ülkelerin herhangi birine gidildiğinde akla hemen, "Türkiye buraya bir şeyler yapmalı. Bir okul, bir hastane, bir eser inşa edilmeli…" gibi cümleler geliyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin dostları, işte bu akıldan geçen ilk şeyi başarıyla tamamlayıp bitirdiler. Övünmek için de bizlere sunuyorlar. Baştan ayağa zeki ve profesyonelce kotarılan bu Türk projesine şapka çıkarmak gerekiyor.

Hocaefendi'yi anlamazlıktan gelen Türkiye Orta Asya'da bir nebze varsa, birkaç bina ile temsil edilebiliyorsa bu kesinlikle o insanın sayesindedir.

Kaçırılan Orta Asya trenine binebilmek için bu son vagona atlamaktan başka da çare yoktur.


1 Kasım 2003
Cumartesi
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED