Beyoğlu ve Şişli'de 2 sinagoga yönelik bombalı saldırıdan sonra Adli Tıp Kurumu'na götürülen ve halen kimlikleri belirlenemeyen 2 cesetten birinin, yasadışı İslami Hareket örgütü üyesi Mesut Çabuk'a, diğerinin de henüz örgüt bağlantıları tespit edilemeyen Gökhan Elaltıntaş'a ait olduğu tespit edildi. Bu bilgi Yeni Şafak'ın görüştüğü üst düzey bir emniyet yetkilisi tarafından da doğrulandı. Konuyla ilgili resmi açıklamanın bugün yapılacağı belirtildi.

Yurtdışı bağlantıları olduğu düşünülen sinagog saldırıları iki Türk'ün fiili olarak intihar saldırısına katıldığı ilk eylem olmasıyla dikkat çekerken, terör uzmanları bu durumun şaşırtıcı olduğunu dile getiriyor.

Olay yerinde pasaportu bulundu

Şişli'deki Beth İsrael Sinagogu'nda kaydedilen güvenlik kamerası görüntülerini izleyen uzmanlar, patlamadan hemen önce sinagogun önüne park edilen araçtan inen bir kişinin, kendisini uyaran bekçi Hasan Özsoy'la tartıştıktan sonra kaçmaya başladığını belirledi. Araştırmalarını bu kişi üzerinde yoğunlaştıran polis, kaçan kişinin komşu bir ülkede askeri ve silahlı eğitim gören ve emniyette de kaydı bulunan yasadışı İslami Hareket örgütü üyesi Mesut Çabuk olduğunu tespit etti. Halen Adli Tıp Kurumu'nda bulunan kimliksiz 2 cesetten birinden alınan DNA örneklerini Mesut Çabuk'un akrabalarından alınan DNA örnekleriyle karşılaştıran adli tıp uzmanları cesedin, Çabuk'a ait olduğunu tespit etti. Polis yetkilileri olay yerinde Mesut Çabuk'a ait bir pasaportun bulunduğunu kaydettiler.

Üst düzey emniyet yetkilisi, polis tarafından değerlendirilen bulgular sonucu diğer intihar eylemcisinin Gökhan Elaltıntaş olduğunu belirtti. Yetkili, Elaltıntaş'ın örgüt bağlantılarıyla ilgili bilgi vermedi.

Ekinci ve Uğurlu Dubai'ye gitmiş

Adli Tıp Kurumu'nda bulunan cesetlerden birinin geçmiş yıllarda yasadışı İBDA-C örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle emniyete geliş kaydı bulunan Azad Ekinci'ye ait olduğu sanılıyordu. Ancak, polis yetkilileri, Ekinci'nin 15 gün önce kendi kimliği ile Dubai'ye gittiğini ve dönüş yapmadıklarını tespit ettiler. Polis tarfından aranan ve cesetlerden biri olduğu sanılan Feridun Uğurlu'nun da Ekinci gibi Dubai'ye gittiği ve dönüş yapmadığı gelen bilgiler arasında.

Üst düzey Emniyet yetkilisi, "Olay çözüldü. El-Kaide'nin saldırıyı üstlenip üstlenmemesi önemli değil. Biz El-Kaide ile bağlantılı dış grupların organizatörlüğünde birkaç kişilik bir Türk ekibin olayda kullanıldığını tespit ettik. İpuçlarının hızlı bir şekilde değerlendirilmesi soruşturmadaki başarımızı ortaya koyuyor" dedi.

Saldırıyı İran merkezli El Kaide yaptı iddiası

İstihbarat birimlerinin saldırıda El-Kaide ile bağlantılı yurtdışı grupların olduğunu tespit etmesi, İsrail istihbarat servislerine yakın 'DEBKAfile' sitesinin yazdığı, İran merkezli El-Kaide bağlantısıyla örtüşüyor. 'DEBKAfile', önceki gün, Türk grupların Kuzey Irak'taki Ensar El-İslam ve İran'da El Kaide ile bağlantılı isimlerinden en önemlilerinden Ebu Musab Zargavi'nin adını anmış ve Zargavi'nin Türkler'e yardım etmiş olabileceği iddiasında bulunmuştu.

Ölenlerin sayısı 25'e çıktı

Türk uzmanlar ile İsrailli arama ve kurtarma birimi "ZAKA" üyeleri, Şişli'deki sinagogdaki enkaz altında yaşlı bir kadın cesedine ulaştı. Cesedin, Annet Rubinstein'e ait olduğu bildirildi. Taksim İlkyardım Hastanesi'nde tedavi gören Engin Öztürk de dün gece öldü ve saldırılarda ölenlerin sayısı 25'e yükseldi. Bu arada İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında uzmanlardan oluşturulan bilirkişi heyeti de olay yerlerinden bulgular topladı.

5 adet silah bulundu

Sinagog bombalama olayının enkaz kaldırma çalışmaları esnasında 5 adet silah bulunduğu açıklandı. Yapılan incelemeler sonucunda silahlardan birinin Şişli, diğerlerinin ise Beyoğlu'ndaki sinagogda ortaya çıktığı öğrenildi. Yapılan incelemede bir silahın saldırıda şehit olan Bülent Bostanoğlu'na ikincisinin yaralı polis memuru Hamdi Arslan'a, üçüncüsünün ise Bekçi Hasan Özsoy'a ait olduğu belirlendi.

Cerrah Letonya'ya izin alıp gitmiş

Bombalı saldıraların olduğu gün yurt dışında olduğu için Emniyet Teşkilatı'nda krize neden olan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, o gün izinli olduğu bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Feyzullah Arslan, Cerrah'ın, Genel Müdürlükten izin aldıktan sonra Letonya'da milli maça gittiğini belirtti. Yeni Şafak'a açıklama yapan Arslan, yönetmelik gereği il emniyet müdürlerinin yurt dışına çıkacakları zaman, konuyu önceden Genel Müdürlük makamına arzedip izin aldıklarını söyledi. "Yoksa 12 milyonluk bir kent bırakılıp yurt dışına çıkılır mı?" dedi.

Kamyonetin sahibi Ekinci sorgulanıyor

Pangaltı'daki bombalı saldırıda kullanılan kamyonetin ruhsat sahibi görünen Metin Ekinci, sorgulanmak üzere Bingöl'den İstanbul'a getirildi. Adli Tıp uzmanları, Mehmet Ekinci'nin DNA örneklerini, olay yerinde bulunan ve kimliğinin tespitine çalışılan ceset parçalarındaki DNA yapılarıyla mukayese edeceklerini belirttiler. Saldırıda kullanılan kamyonetin ruhsatının Bingöl'de ikamet eden Metin Ekinci'nin üzerine olduğu tespit edilmişti. Ekinci, depremin ardından çadırda yaşamaya başladığını, bu dönem içinde nüfus cüzdanı ve ehliyetinin çalındığını söylemişti.

Feridun Uğurlu'nun ailesine gözaltı

Bombalı saldırılarda kullanıldığı belirtilen 34 ZR 099 plakalı kamyonetin sahibi olarak görünen ve polis tarafından gözaltına alınan Ahmet Uğurlu ile kardeşi ve oğlu Süleyman Uğurlu'nun polis tarafından sorgulandı. Polis, Ahmet Uğurlu'nun kimliğini çaldığını iddia ettiği ve yaklaşık 1.5 yıldır görüşmediğini belirttiği diğer oğlu Feridun Uğurlu'yu da yakalamaya çalışıyor. Adli Tıp Kurumu'ndaki cesetlerden birinin Feridun Uğurlu'ya ait olabileceği ihtimaline karşı, Ahmet Uğurlu'dan da DNA örneği alındığı belirtiliyor. Uğurlu'nun Annesi Elif Uğurlu ise oğlunun sık sık iş için Afganistan'a gittiğini söyledi.

FERHET ÜNLÜ İSTANBUL

« Geri Dön