AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
Biz şimdi insanları nasıl güldürelim

Türk komedi dünyasının birçok ünlü yıldızı Irak'ta olup bitenlerin ruh sağlıklarını derinden etkilediğini belirtirken, Ortadoğu'da insanlar kitleler halinde ölürken mesleklerini icrâ etmenin kendilerine acı verdiğini vurguluyor.

  • Ali Murat Güven
    Bağdat'a düşen ilk bombanın üzerinden henüz 72 saat geçmişken, Türk komedi dünyasının bir dizi ünlü yıldızına yanıbaşımızda patlayan savaş hakkındaki duygularını sorduk. Irak'ta yaşananların meslekî motivasyonlarını zedelediğini ve ruh sağlıklarını altüst ettiğini anlatan güldürü ustaları, savaşın başlamasıyla birlikte uğruna mücadele ettikleri pekçok değerin anlamını yitirdiğini kaydettiler.

    Mahallede güçlü bir ağabey yoktu

    Savaşın çıkış biçimine ilişkin belki de en anlamlı yorumu kendine has mizahıyla ünlü komedyen Behzat Uygur yapıyor. "Bütün savaşlar mahalledeki birilerinin hava cıva sebeplerden dolayı itişip kakışmasıyla başlar" diyor Uygur: "Ancak maalesef bu savaşta, ABD ile Irak liderleri arasındaki kavgaya el atıp 'Durun bakayım len' diyebilecek sözü geçen bir ağabey yoktu. Artık tek kutuplu bir dünyada yaşamak zorundayız ve Amerika böyle bir dünyada bütün mahallenin ali kıran baş keseni oldu. Canı kavga istedi mi başlatıyor ve hiçbirimiz de ona dur diyebilecek karizmaya sahip değiliz."

    "İnsanlar vahşet görmekten bıktı"

    Bir diğer ünlü komedyen, Zafer Algöz ise, Türk sanatçısının savaşa yeterince tepki göstermediği yönündeki görüşlere katılmadığını belirterek, "Ben tiyatro ve sinema çevrelerinde Irak'ta yaşanan olaylara oh iyi oldu diye yaklaşan bir tek meslektaşımı dahi görmedim. Hepimizin morali gelişmelerden dolayı son derece bozuk" diyor. Aklı başındaki bütün toplum kesimleri gibi sanat çevrelerinde de Saddam'ın karanlık yönlerinin gayet iyi bilindiğini vurgulayan Algöz, "Buradaki sorun Saddam'a sempatiyle bakmak ya da onu kollamak falan değil. İnsanlar Amerika'nın Hiroşima ve Nagazaki'den bu yana çeşitli ülkelerde yarım asırdır uyguladığı acımasız savaş tekniklerini izlemekten artık bıktılar. Tamam kabul, Saddam bir diktatör, ancak ABD saldırılarıyla gelecek olan şey de kesinlikle huzur değil, olsa olsa yeni bir kaos dalgası bekliyor bölgeyi. Bunu geçmişteki bir çok müdahalede gördük."

    "Bazen herşey anlamsız geliyor"

    Savaşa karşı en duygusal tepkiyi veren komedi sanatçılardan biri de Demet Akbağ. Hem sahnedeki sanatçıların hem de onları koltuklarında izleyenlerin hep birlikte son derece sıkıntılı bir ruh halini paylaştıklarını vurgulayan Akbağ, "Bu koşullarda tiyatro yapmanın da fazla bir keyfi yok. Dünyada bu denli acı gerçekler yaşanırken, bazen sahnede yaptıklarımızın tümünün son derece saçma şeyler olduğu düşüncesine saplanıp kalıyorum" şeklinde konuşuyor. "Biz sanatçılar bir taraftan akşamları tiyatro salonlarımızı doldurmanın, oraya gelen insanların yüzlerine küçücük birer tebessüm kondurmanın derdindeyiz. Öte tarafta ise yanıbaşımızdaki bir ülkede bombalar düşüyor, insanlar aynı saatlerde pisi pisine ölüp gidiyor" diyen Akbağ, açıklamalarını şöyle sürdürüyor: "Komedi sanatının ana hedefinin, insanları bu dünyanın dertlerinden kısa bir süreliğine de olsa uzaklaştırmak olduğu söylenir. Peki ama, bizler de sonuçta kalbi ve duyguları olan insanlarız. Sorarım size, siz böyle günlerde sahneye çıksanız bu kadar karışık bir kafayla ne kadar sanat yapabilirsiniz?"

    Beyazıt Öztürk'ten Demet Akbağ'a, Zafer Algöz'den Ali Poyrazoğlu'na, Müjdat Gezen'den Behzat Uygur'a Türk komedisinin pekçok simge ismi yaşananlara yönelik tepkilerini bu şekilde dile getirirken yine de belli bir iyimserliği muhafaza etmeye çalışmaktalar: "Bizim misyonumuz asıl böyle dönemlerde ortaya çıkar. İnsanları mutlu etmeli, içlerindeki umudu ve yaşama sevincini mutlaka ayakta tutmalıyız." Ancak, hemen hepsi farklı cümlelerle de olsa şu endişeyi dile getirmeden geçemiyor. "Peki ya, acının ve gözyaşının hiç eksik olmadığı bu coğrafyada bizim yüzümüzü kim güldürecek?"

    BEHZAT UYGUR:
    Televizyon ekranından artık kaçar oldum...

    Savaş gibi tarif edilemez acılar veren bir olayı televizyon ekranından film izler gibi izlemek bana müthiş bir acı veriyor. Gündelik hayatımda özellikle televizyonla fazla haşır neşir olmayarak savaşın ruhumda daha derin yaralar açmasını engellemeye çalışıyorum. Çünkü ben bir komedyenim, yapmam gereken bir işim var. Her akşam gösteriye çıkıyorum. Bu halde kimin karşısına çıkacaksınız, millete hangi mutluluğu vereceksiniz?

    ZAFER ALGÖZ:
    ABD'nin riyakârlığına gülüp geçiyorum...

    Beni en çok medyanın tavrı hasta ediyor. Çoğu ABD'nin bu kirli savaşını meşrulaştırmaya çalışıyor. Televizyonda komik bir olay izledim. Bir Amerikan savaş uçağı Irak halkının üzerinde dolanırken, onlara bombardımanlardan nasıl korunmaları gerektiğine ilişkin radyo yayını yapıyormuş. Yahu güler misin, ağlar mısın? Bugünlerde sokağa çıktığımda insanların yüzlerine bakıyorum; herkes mutsuz, herkes karamsar.



  • 23 Mart 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED