Türk Ceza Kanunu'nda değişiklikler yapılması gündemdeyken, 'baklava çaldıkları için hapis cezasına çarptırılan çocuklar' olayının bir benzeri daha yaşandı. İki yıl önce konfeksiyon atölyesinde çalıştığı sırada bir arkadaşından zorla 500 bin lira para aldığı gerekçesiyle 17 yaşındaki S.K.'ya 10 yıl hapis cezası verildi.

S.K.'nın avukatı İlhan Soylu, 15 yaşındaki iki çocuk arasında geçen basit bir kavganın hukuk sistemi içinde bu düzeye gelmesinin sistemdeki eksiklikleri gözler önüne serdiğini söyledi. Savcılık iddianamesine yansıyan olay, iki yıl önce S.K.'nın kaldığı Gaziosmanpaşa Karadeniz Mahallesi'nde mahalle arkadaşı olan aynı yaştaki Ö.H.'den para istemesi sonucu meydana geldi. Ö.H.'nin parayı vermemesi üzerine S.K., arkadaşının kolunu kıvırmak suretiyle yere yatırıp cebinden 500 bin lira para ile bir anahtarı aldı. Ö.H.'nin annesi Saide H.'nin şikayetiyle olay mahkemeye yansıdı. İddianeme hazırlayan savcı, S.K.'nın, zor ve cebir kullanarak Ö.H.'den para gasp ettiği gerekçesiyle 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını talep etti.

Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada S.K., savunmasında Ö.H.'yi tanıdığını, kuş beslediği için sık sık kuşlarına birlikte yem verdiklerini söyledi. S.K., olayda bir para almadığını, Ö.H.'nin kendisine küfretmesi üzerine onu dövdüğünü ifade etti. Duruşmalara annesiyle katılan Ö.H. ise sanığın kendisini dövdüğünü ve zorla bali içirmek istediğini iddia etmesine rağmen şikayetlerini geri aldıklarını söyledi. Kamu davası açıldığı dava sürdü.

'Hakimin de eli bağlı'

Geçtiğimiz günlerde karara bağlanan davada S.K.'nın darp etmek suretiyle Ö.H.'den 500 bin lira gasp ettiğinin anlaşıldığı belirtilerek eyleme uyan TCK maddesi gereğince 10 yıl ağır hapis cezası verildi. Sanığın yaşı ve duruşmalardaki iyi hali gözönünde bulundurularak ceza 5 yıl 6 ay 20 gün ağır hapis cezasına indirildi.

Avukat İlhan Soylu, TCK'da değişikliklerin gündemde olduğunu, ceza kanununda sıkıntılar yaşandığını hatırlatarak, hukuk içinde olan uygulayıcıların kanunların çıkarılmasında etkin rol alması gerektiğini vurguladı. Kapkaç, hırsızlık ve gasp arasında daha belirgin hükümlerin konulmasını isteyen Soylu, "Bu kararı veren hakimin de büyük bir acı çektiğini tahmin ediyorum. Çünkü onun da eli kolu bağlı. Kanunun hükmünü uygulamak zorunda. Oysa ki hakimin takdir yetkisi, biraz daha fazla olsa bu cezayı vermeyecekti" diye konuştu.

Baklava çalan çocuklar da hapse atılmıştı

10 Ağustos 1997'de Elmacı pazarındaki Güllüoğlu Baklava Salonu'nun kapı kilidini kırarak içeri giren ve olay tarihinde 18 yaşında olan Metin Subaşı, 17 yaşında olan Ali Keklik ve Ali Avcı ile 16 yaşındaki Levent Hamurcu, bir gün sonra polis tarafından yakalanmış, Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çete kurarak hırsızlık yaptıkları iddiasıyla yargılanan dört çocuk, 16 Aralık 1997'de 9'ar yıl ağır hapse mahkum edilmişti. Çocuklar duruşmada, "İşyerinin yanından geçerken vitrinde gördüğümüz baklavalardan, fıstıklardan canımız çekti" diye ifade vermişlerdi. Baklava hırsızları, Şartla Salıverme Yasası ile serbest kaldı. Metin, eve döndüğünde babası elleriyle baklava yedirdi.

'TAKDİR HAKKI YANLIŞ KULLANILIYOR'

Hukukçular Derneği Başkanı Av. Hüsnü Tuna, böylesi olaylarda hakimlerin olayları insani bir çerçevede yorumlayarak sonuca gitmesi gerektiğini savunuyor. Tuna, şu noktalara dikkat çekiyor: "Hakimlerin, kanunun ruhuna uygun yorum yapması ve olayı 'şeklen' değerlendirmemesi gerekiyor. Bu gibi suçların çok detaylı araştırılarak suçun nedeni ve bunun sonuçları göz önünde bulundurulması gerekmektedir."

"Bu olayda hakim, gasp amacıyla yapılmadığı bahisle suçu değiştirebilirdi. Takdir yetkilerini olumlu kullanabilirdi" diyen Tuna, "Yasalara açık ve net hükümler konulmadığı için Türkiye'de hukuki bir daralma yaşanmaktadır. Bunun için hem yasalarda hükümler açık ve net konulmalı, hem de hakimler, insan hakları konularında duyarlı olmalıdır" dedi.

SELAH KEMALOĞLU, İSTANBUL