T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 5 ARALIK 2005 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bekir HAZAR

Markasız horlarsam dürtün?

“Şampiyon benim, ikinci belli değil” diyor ekranlarda...

Kendini en güzel ilan ediyor. Ortalık karışıyor. Ona cevap veren verene...

Ard arda demeçler veriyor, kim ne derse tersten çakıyor...

Manşetleri ve ekranları kaplıyor hergün...

Sonra Cumartesi gecesi Kanal D’de “Televizyon Makinesi” programına çıkıp, bunları mahsus ve şakacıktan söylediğini anlatıyor. Marka olmakmış hedefi...

Yani marka olma uğruna bize şakalamış sağolsun...

Psikolog Alanur Özalp geldi ziyaretime... Herşeyinin marka olduğunu iddia eden o kişi için “Medya mensuplarına çocuklar diye hitap etmesi rahatsız edici” diyor... Niye rahatsız edici ki?. Demirel de medya mensuplarına “Meraba çocuklar nassınız” derdi... Şimdi Demirel medyada tek sütuna zor girerken, manşetleri kaplayan marka hanımefendi “Meraba adamlar nassınız” mı diyecek?..

Neyse dönelim mevzuya...

Boşandığı eşi ile iki hafta sonra tatile gidiyor... Eşi onun horlama sesini teybe alıp, kameralar önüne geçiyor. Milyonlara dinletiyor...

“Horrr” diye bir ses...

Sonra radyolarda “En iyi kim horlayacak” diye yarışmalar başlıyor.

Kendini marka olma uğruna en güzel ilan edip, koca bir ülkeyi şakaladığını söyleyen hanımefendi de telefonla katılıyor bu horlama yarışmalarına... Ve horluyor koskoca kadın canlı yayında tekrar tekrar... Bir televizyon kanalımız “Şu numaraya mesaj at, horlama sesi indir” diye alt yazı geçiyor... Ne yapacaksın SMS’ten indireceğin mesajı. Telefonuna yükleyeceksin, her çalışında zil sesi yerine horlama olacak...

“Horrr”... “Aaa telefonum çaldı...Alo buyrun”... Ne acaip şeyler bunlar böyle...

Hanımefendi canlı yayında “Benim horlamam bile marka” diyor...

Bir psikoloğumuzun sözü manşete taşınmış önceki gün...

“Böyle giderse depresyona girer” diyor... Bu uyarı, horlamasının bile marka olduğunu iddia eden hanımefendiye yapılıyor...

Önemli mi?... Bence hiç değil... Onun depresyonu bile, bu gidişle marka olur bu memlekette..

“Şekerim ben falanca marka horlama kullanıyorum, ya siz”...

“Aaa, ayol horlama dediğin nedir ki, sen asıl filanca marka depresyon kullandın mı hiç”...

Yakında bu sözleri duyacak mıyız, neyiz bu topraklarda?...

Acaba horlama ve depresyon ihracatı yapıp, yurduma döviz sokacak işadamları bile çıkacak mı bu milletin içinden?...

Yoksa ben mi fazla uçup, kafayı yedim?... Mani depressif falan mı oldum...

Televizyonu kapatıp uyuyayım bari... Markasız horlarsam dürtün beni...

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi