T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
P O L İ T İ K A 5 ARALIK 2005 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İddianamedeki alıntılar ya eksik ya değiştirildi

Ermeni Konferansı’nın durdurulması dolayısıyla yargıya hakaret ettikleri gerekçesiyle köşe yazarları hakkında hazırlanan iddianameye alınan cümlelerin birebir aynı olmaması dikkat çekti

“İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri Konferansı”na katılanlara yumurta ve domatesli saldırı yapılması “vatandaş hareketi” kapsamında değerlendirilirken, köşe yazılarında konferansın ertelenmesini eleştiren yazarlar hakkında, kullandıkları “dil” açısından 10 yıla varan hapis cezası istenmesi tartışılıyor.

Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı, beş köşe yazarı hakkında iddianame hazırladı, iddianameye alınıp suç isnat edilen cümlelerin, köşe yazılarının tümünü temsil edip etmediği, iddianameye cümlelerin tam olarak alınıp alınmadığı ayrı tartışma konusu oldu.

İFADELER NASIL DEĞİŞTİ

Radikal yazarı Erol Katırcıoğlu’nun Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e ilişkin dile getirdiği görüş iddianameye kısaltılarak alındı. İsmet Berkan’ın köşe yazısının başlığı “Mahkeme Marifetiyle Bilim” iken, iddianamede “Mahkeme Kararıyla Bilim” olarak ifade edildi.

Haluk Şahin’in suç isnat edilen köşe yazısında “Eminim bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hukuk nosyonunun dibe vurduğu anlardandır” cümlesi, iddianamede, “...Eminim bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hukuk nosyonunun dibe vurduğu anlardır...” biçiminde yer aldı. Hasan Cemal’in suç kanıtı yapılan bir cümlesi de köşe yazısında yer almadı.

  • ANKARA (ANKA)

    Suç ifadesi kanıtı yapılan cümlelerde çelişki var!

    İddianamede gazeteciler hakkında suç kanıtı yapılan cümlelerin tamamı ile köşe yazılarındaki ilgili ifadeler şöyle:

    Erol Katırcıoğlu: “...Ermeni Konferansı’nın bu kez bir yargı kararıyla durdurulması saçmalığı dün akşam saatlerinde haberlere düştüğünde yazık diye düşündüm...”

    İddianamede: “... Ermeni konferansının bu kez yargı kararıyla durdurulması saçmalığı...”

    Erol Katırcıoğlu: “Cemil Çiçek gibi bir bakanın bulunduğu bir bakanlığın personelinden ne hayır gelir diye düşünmek haksızlığını da yapmak istemiyorum.”

    İddianamede: “...Cemil Çiçek gibi bir Bakanın bulunduğu bakanlığın personelinden ne hayır gelir...”

    Hasan Cemal: “...Olmaz böyle şey, olmaz böyle bir kafa! Evet aynen öyle.”

    İddianamede: “...Olmaz böyle bir kafa, evet aynen öyle...”

    Hasan Cemal: “Bu kararın ne hukukla ilgisi var, ne de demokrasiyle. Hukuku da hiçe sayan, akademik özgürlüğü de hiçe sayan, ifade özgürlüğünü de hiçe sayan bir karar bu.”

    İddianamede: “...Bu kararın ne hukukla ilgisi var ne de demokrasiyle..., hukuku da hiçe sayan, akademik özgürlüğü de hiçe sayan bir karar bu...”

    İsmet Berkan: “...Yani, esasen bu mahkemelerin görev alanları hakkında fazla bir tartışma da yoktur. Ama İstanbul’daki 4 numaralı İdare Mahkemesi’nin kararının mahkemenin görev ve yetki alanı içinde olup olmadığını tartışmak bile yersiz, mahkemenin değil böyle bir karar almaya, bu konuyu konuşmaya bile bir yetkisi olmaması gerekir...”

    İddianamede: “...Değil böyle bir kararı almaya, bu konuyu konuşmaya bile yetkisi olmaması gerekir...”

    Haluk Şahin: “Mahkeme kararını okurken ‘Hangi çağda ve hangi ülkedeyiz?’ diye sorup kendimi çimdiklemek zorunda kaldım: Neymiş, bilimsel toplantıya katılacakların akademik kariyer ve eserleriyle ilgili bilgiler mahkemeye bildirilecekmiş de mahkeme de değerlendirme yapıp, ondan sonra asıl kararını alacakmış!”

    İddianamede: “... Mahkeme kararını okurken hangi çağda ve hangi ülkedeyiz diye sorup kendimi çimdiklemek zorunda kaldım...”

    Murat Belge: “Mahkemenin bu ara kararı, tanım gereği bir ‘karar’ olduğuna göre, üzerinde konuşabiliriz. Şimdiye kadar birçok kişinin zaten belirtmiş olduğu gibi, Türkiye’nin hukuk tarihine geçecek ve ‘ilelebet’ orada kalacak bir karar bu...”Bir

    İddianamede: “Mahkemenin bu kararı, tanım gereği bir karar olduğuna göre, üzerinde konuşabiliriz... Türkiye’nin hukuk tarihine geçecek ve ilelebet orada kalacak bir karar bu...”

    İddianamedeki ifadeler ile 5 yazarın köşe yazıları arasında başka bazı ifadelerde de farklılıklar bulunuyor.

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi