T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 ARALIK 2005 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Parçalı bulutlu

Meteoroloji raporlarından öğrendiğimize göre, bugünlerde yurt genelinde hava çoğunlukla parçalı bulutlu geçiyor.

Biz de bugünkü yazımızı parçalı hazırladık.

Bulut kısmı için gökyüzüne bakın.

Böylelikle hem havaya uymuş, hem de bütün bir yazıyı okumakta zorlananların şikâyetine cevap vermiş olacağız.

BERABERE

Önce bir spor programındaki sunucunun, bir futbol müsabakası ile ilgili sözlerinden kulağımıza gelen bir cümlesine bakalım.

"Maç 3-2 berabere devam ediyor."

MEDYANIN DURUMU

Mustafa Karaalioğlu, Alternatif dergisindeki röportajda Türk medyasını değerlendirirken şöyle söylüyordu:

"Toplumun değerleri açısından medya kötü bir durumdadır. Bugün Türk medyası, Türk tarihi ve dini değerlerden fevkalade uzaktır. Bunu söylemede hiçbir sakınca görmüyorum. Hatta o kadar ki, belli konulardaki sorunlar ve duyarlılıklar, medyanın büyük bir kısmına neredeyse hiç yansımamaktadır."

* * *

Basından en çok şikâyetçi olan kesim, yine basın mensupları.

Şu satırlar da Engin Ardıç'tan:

"Her ortalama Türk gibi, yurt dışına çıkan ortalama Türk gazetecisinin de başlıca ilgi alanı kumar ve kadındır. Buna azıcık alışveriş de eklenir. Gidilen ülkenin tarihi, durumu, özellikleri ve güzellikleri pek az kişinin umurunda olur."

* * *

Gittiği yerlerin tarihini, coğrafyasını, özelliklerini ve güzelliklerini merak eden biri olarak, Engin Ardıç'ın bu eleştirisinden hiç gocunmadığımı iftiharla belirtmek isterim.

Kısmetse bu akşam Diyarbakır'a gideceğim.

Aslında "Dün akşam yola çıkacağım" demek daha doğru ama o zaman da cümle yanlış oluyor.

Milletin kafasını karıştırmakla suçlanmak da var işin ucunda.

Böyle bir ithamda bulunan, milleti hiç lafın içine dahil etmeden, "Benim kafam karıştı" dese, daha net olacak ya, neyse.

DEĞİŞEN İSİMLER

Diyarı Bekir'i Diyarbakır yapmışız, El Aziz'i Elazığ.

Uşşak da Uşak olmuş bildiğiniz gibi.

İsimler değişince Diyarbakır'daki Bekir'ler 'Bakır' olmuş değil muhakkak.

Tıpkı Elazığ'daki Aziz'lerin 'Azığ' adını almadıkları gibi.

Uşak'taki âşıklar sevdalarından vazgeçmiş olabilir mi?

Velhasıl isim değiştirmekle durum tamamen değişmiyor ama, bir şeylerin noksanlaştığı kesin.

DEMOGRAFİ

Demografik yapı korunmalıdır.

Demografik yapıya gereken önemi göstermek zorundayız.

Demografik mücadelemiz engellenemez.

Demografilerde çare tükenmez değil, dolma kalemdir.

İKİ KERE

Okulun sert müdürü, bütün öğrenci ve öğretmenleri okul bahçesine toplamış, nutuk çekiyor.

Uyulması gereken kurallar, tespit edilen aksaklıklar vs.

Vs deyip kısa kestiğimize bakmayın, konuşmanın en uzun tarafını o vs oluşturmakta.

Ve sözünü şöyle tamamlıyor:

"Ben, bir sözü, iki kere söylemem... Ben, bir sözü, iki kere söylemem..."

ZEYTİN

Geçen hafta zeytin memleketi Gemlik'e gitmiştik.

Zeytinle ilgili bir iki yanlış bilgi olduğunu tespit ettik.

Yeşil zeytin ile siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini zannedenler var.

Hemen düzeltelim...

Efendim zeytin baharda çiçek açar, sonbaharın başında irileşir, Kasım sonu ile Aralık başında siyahlaşır ve toplanmaya başlar.

Hava şartları dolayısıyla zeytinler yeterince kararmamış ise, toplama işi Ocak-Şubat aylarına kadar uzayabilir.

Şayet Ekim'de toplarsanız, yeşil zeytin elde etmiş olursunuz.

Gemlik, Mudanya, Orhangazi ve İznik havalisinde zeytinler tek tek elle toplanır.

Ağacın üzerine bir merdiven dayanır, sepet bele bağlanır.

Rüzgârın etkisiyle merdivenin devrilmemesi için, onu da ağaca sağlam bir şekilde bağlamak gerekir.

Sofralık zeytin sırıkla yahut ağaçları sallamak suretiyle toplanmaz.

Sırık filizlere zarar verir.

Bir sonraki yıl ağaç filiz çıkarmakla zeytin vermek arasında bocalayacağı için, mahsul düşük olur.

Zeytin merdiveni, hafif oluşu dolayısıyla kavaktan yapılır ve on-on üç basamaklıdır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi