Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Citigroup Global Bankacılık Üst Yöneticisi (CEO) Michael Klein, Merkez Bankası'nın geçtiğimiz hafta faiz artırımı, likidite sağlamak için dövize müdahale ve günlük repo ihaleleriyle piyasadaki fazla YTL likiditesini çekerek güvenilir bir strateji izlediğini, şu anda piyasada bunun pozitif etkilerinin gözüktüğünü kaydetti.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'na katılmak üzere Türkiye'ye gelen Klein, yaptığı açıklamada, son 5-6 yıl içinde Türk bankacılık sektörüne daha sağlıklı bir yapı kazandırmak üzere çok önemli atılımlar gerçekleştirildiğini, BDDK'nın sadece finansal hizmetler sektörünün sağlıklı işlemesi üzerine yoğunlaşmasını sağlayan, bankaların düzenlenmesine yönelik yeniden yapılandırma çalışmalarının son derece cesaret verici olduğunu vurguladı.

Bankacılık sektörünün hızla büyüdüğünü, enflasyonun ve faiz oranlarının düşmesinin, bankacılık sektörünün müşterilerine daha çeşitli ürünler sunmasına imkan tanıdığını belirten Klein, Türkiye'deki gibi umut veren büyüme fırsatlarının sınırlı olması nedeniyle uluslararası bankaların Türk piyasasına daha fazla önem vermeye başladığını aktardı.

Michael Klein, global açıdan bakıldığında, bankacılık sistemlerinin değerlendirilmesinde, münferit oyuncuların büyüklüklerinden ziyade uluslararası arenada kabul edilmiş kural ve standartlara uyabilmesinin önem kazandığına dikkat çekerek, ayrıca global ölçekte değişen bankacılık teknikleri ve uygulamalarına bağlı olarak risk yönetim teknikleri ve analizlerinin özellikle de iç kontrol sistemlerinin önem kazanmasının beklendiğini belirtti.

Türk bankacılık sektörünün Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin getirdiği yüksek reel faiz yerine, temel bankacılık faaliyetlerine yönelmesiyle daha sağlıklı bir yapıya ulaştığına inandıklarını dile getiren Klein, her alanda hizmet veren, çeşitli pazarlara farklı ürün ve hizmet sunan bankalar azalırken, bazı bankaların belirli pazarlar ve ürünler üzerinde odaklanan uzman bankalar olarak yeniden yapılanacağını, çeşitli ve istikrarlı bir finansman tabanı, etkili risk yönetimi ve kalite yönetiminin önümüzdeki yıllarda bankaların başarısı üzerinde etkili olacağına inandıklarını vurguladı.

"STOPAJ KARARI, DAHA ÇEKİCİ HALE GETİRECEK"

Klein, hükümetin yabancılarla ilgili aldığı stopaj kararının uluslararası yatırımcıların Türk yatırımları için kendi ülkelerinde ödedikleri toplam vergiyi birçok durumda değiştirmeyeceğini, ancak diğer ülkelere göre daha karmaşık olan Türk menkul kıymet piyasalarına uygulanan vergi düzenini daha kolay uygulanabilir, daha şeffaf ve anlaşılması kolay bir şekle sokarak Türk piyasalarını daha çekici bir hale getireceğini bildirdi.

Citigroup Global Bankacılık Üst Yöneticisi Klein, vergi rejiminin bu şekilde sadeleştirilmesinin, uluslararası yatırımcılar açısından Türkiye'yi diğer piyasalarla daha rekabetçi bir düzeye taşıyacağına işaret etti.

Michael Klein, Merkez Bankası'nın dalgalanmalar sırasında izlediği politikaya ilişkin olarak, "Merkez Bankası geçtiğimiz hafta faiz artırımı, likidite sağlamak için dövize müdahale ve günlük repo ihaleleriyle piyasadaki fazla YTL likiditesini çekerek güvenilir bir strateji izledi. Şu anda piyasada bunun pozitif etkileri gözüküyor" dedi.

Gecelik faizlerdeki artışın, yerel talebin üzerindeki baskıyı kaldırmak için tüketici davranışlarını değiştirmek ve yerel talebi sınırlamak amacıyla yapıldığına işaret eden Klein, müdahalelerin piyasalara döviz likiditesi kazandırmayı ve aşırı hareketliliği düzenlemeyi amaçladığını vurguladı.

Türkiye'nin son yıllarda gözlenen makroekonomik performansının övgüye değer olduğunu ve hükümetin mali disipline olan tereddütsüz bağlılığının yavaş yavaş meyvesini verdiğini dile getiren Klein, borç yükünün azaldığını ve enflasyona karşı önlemler sürecinde kaydedilen ilerlemenin önemli hale geldiğini vurguladı.

"TÜRKİYE, YATIRIMCILAR İÇİN İDEAL BİR ÜLKE"

Klein, Türkiye'ye yabancı yatırımcıların ilgisiyle ilgili olarak da şunları kaydetti:

"Türkiye'ye iki ana grup yatırımcı yatırımda bulunuyor; özel sermaye fonları ve stratejik yatırımcılar... Özel sermaye fonları son zamanlarda Türkiye'ye ilgi göstermeye başladılar. 2006'daki özelleştirme planları ve genel eğilim göz önüne alındığında bu fonların enerji, tüketim malları, perakende ve gayrimenkul sektörleriyle ilgilendiğini söyleyebiliriz. Stratejik yatırımcı tarafındaysa elektrik dağıtımı ihaleleri ile ilgilenen birçok yabancı yatırımcı göreceğiz. Avrupa, Amerika ve Ortadoğu'dan yatırımcıların elektrik, Milli Piyango, Galataport, Halkbank özelleştirmeleri için teklif vermeleri bekleniyor. Türkiye'de büyük özelleştirme projeleri devam edecek ve 2005'de yaklaşık 10 milyar dolar değerinde olan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının, bu yıl 15-20 milyar dolara çıkarak devam etmesi bekleniyor. Aslında, Türkiye, yatırımcılar için ideal bir ülke."

Türkiye'nin, olumlu bir gelecek vaat etmesinden dolayı Citigroup için öncelikli ülkelerden biri olmaya devam ettiğini ve bölgedeki en güçlü işletmelerinden biri olduğunu vurgulayan Klein, "Bir ülkenin uzun dönemdeki ekonomisi için belirleyici faktör, sağlam bir temeli olmasıdır. Türkiye pazarında 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor olmamız, bu ülkeye bağlılığımızın bir göstergesi. Son zamanlarda yaşanan hareketlilik, bu bağlılığımızı etkilemedi. Türkiye, Citigroup için öncelikli ülkelerden biri olmaya devam ediyor ve biz Türkiye'de çalışanlarımıza ve şirketimize yatırım yapmaya devem edeceğiz. Türkiye'de sürdürülebilir bir büyüme amaçlıyoruz" dedi.