T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 29 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Melikşah UTKU

Rasyonel iktisadi akıl insanı anlamakta zorlanıyor

Uluslararası dalgalanmanın en ziyade etkilediği ülkenin Türkiye olduğu iddia ediliyor. Buna gerekçe olarak hükümetin son dönemlerde programdan sapmaya başladığı, ülke içinde siyasi gerginliği arttırdığı ve bürokratik atamalar sebebiyle yarattığı dengesizlikler veriliyor.

Yaşadığımız konjonktüre ciddi bir cari açıkla yakalanmış olduğumuz ve aslında gelişmekte olan ülkeler arasında cari açık problemi yaşayan en önemli merkezin Türkiye olduğu gerçeğini pek ifade eden yok. Oysa sağlıklı bir şekilde finanse ettiğimizi söylediğimiz cari açığın artık eskisi gibi finanse etme imkânımızın olmadığı ortada. Tabii olarak ilk tepki veren mekanizma döviz kurları oldu.

Döviz kurlarındaki yukarı meyilli aşırı hareketlenme, şimdilerde Merkez Bankası'nın daha aktif bir politika uygulayacağı yönündeki mesajları ve davranışları sebebiyle bir nebze olsun durulmuşa benziyor. Kim ne derse desin, insanoğlu özellikle kriz zamanlarında serbest piyasalara güvenmiyor. Sürecin başında güçlü liderler görmek istiyor. Böyle anlarda rasyonellik rafa kalkıyor, yerine korkunca babasının elini tutmak isteyen çocuk psikolojisi yerleşiyor.

İnsanoğlu, matematiksel iktisat teorilerinin öngördüğü rasyonel tiplemeden beklenen rolü oynamaya pek de niyetli gözükmüyor. Bu gerçekle sadece kriz anlarında karşılaşmıyoruz.

İnsanoğlu, evlilik gibi iktisaden anlamsız kontratlara giriyor, çoluğa çocuğa kavuşmayı seviyor, vefa, milliyetçilik, sadakat, tahammül gibi hedonist ve bireysel bir kişiden beklenmeyecek tavırlar sergiliyor. Önceleri bu tip hissiyat da, fayda telakkisinin içine çekilmeye çalışıldı. Aşk ve çocuk, fayda sağlayan birer meta oldular. Sadakat, vefa ve iş ahlakı gibi temayüller, birbirine rakip meslektaşlardan oluşan iş ortamlarının, ortak hareket etmesini sağlayacak ve her çalışanın işveren tarafından kollanmasının imkânsız olduğu zamanlarda, çalışanın kaçamak yapmasını engelleyebilecek çözümler olarak sunuldular. Bu tip pratiği, teoriye uydurma çalışmalarına teşvik olsun diye, bu işte en mahir olanlarına Nobel iktisat ödülü dahi verildi.

Adem evladı, bireysel bazda olduğu gibi bir araya gelince de akıl dışı davranabiliyor. Toplu histeri krizler, iktisadi mantığı olmayan fiyat köpükleri gibi olgular sık sık yaşanıyor. Borsaların kendilerine has ayrı bir mantığı olduğu, artık iktisat bilimince, istemeye istemeye dahi olsa, kabul edilmiş bir gerçek. Bu sayede, modern iktisat teorisinin pratiğe dayattığı model fazlaca deşilmeksizin, istisnaları kapsam dışı inceleme imkânı da bulunmuş oldu.

Bütün toplum mühendisleri gibi, iktisatçılar da henüz bir noktayı anlayabilmiş değil. İnsanoğlu, öyle tek bir kalıba sığamayacak kadar taşkın, densiz ve heyecanlı. Her şeyden önce, o kendisine fayda sağlayacağını bildiği şeylerin peşinden değil, fayda sağlayacağını zannettiği şeylerin peşinden koşan bir varlık. Bu zan bile, onun rasyonel olmayan davranışları için kaçamak bir kapı. Dahası onun karmaşık dünyasında hiçbir şekilde fayda telakkisi içine sokulamayacak hisler, arzular, sıkıntılar ve kompleksler var. Bütün bunlar, toplumda gün yüzüne öyle ya da böyle bir şekilde çıkıyor ve böylece toplumun günü gününü tutmayan cilasını oluşturuyor.

Hem kim, iktisat modellerinin öngördüğü istikrarlı, ama heyecansız bir hayat geçirmek ister ki?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi