Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Bekir HAZAR bhazar@yenisafak.com.tr

Show tv program araçlarından biri beni eve bıraktı önceki gece... Şoför arkadaş ertesi gün anlattı. Beni bıraktıktan sonra gece 03.00'te E-6'da çarpışmış iki kamyon görmüş. Bir de yerde yatıp el sallayarak yardım isteyen bir adamı... Hemen sağa çekip koşmuş yardıma... Adam inliyormuş ve ayağından kan geliyormuş. Arabadan emniyet kemerini söküp, ayağına bağlayarak kanı durdurmak istemiş. Saat 03.10'da da Hızır Acil'i aramış. "03.45'te geldi ambulans. 35 dakika sonra. Halbuki yol bomboş. Altı dakikalık mesafe" dedi gözyaşları içinde... Ağlıyordu çünkü kendisine el sallayan adam kan kaybından ölmüş. O sallanan eli unutamıyor bizim Kadir...

Hızır Acil'e... Acil şifalar mı dilesek acaba?

atv'nin sabah programında bize kavga ediyorlar gibi yutturulan Ahu Tuba-Meriç ikilisinden bahsetti bir arkadaş. Meriç yakın dostuymuş, çok iyi yüzme bilirmiş. Halbuki geçenlerde program içinde yüzme bilmediği için boğuluyor gibi göstermişler... Adam yüzmeyi iyi biliyor mu bilmem ama iyi oynuyor... İyi reyting alıyor... Ve milyonları çok iyi kandırmacaya boğuyor...

Erol Aksoy TMSF'ye kaptırdığı Cıne-5 ve radyolarının başına geçiyormuş. Taraflar borçlarını ödemek kaydıyla anlaşmışlar...

Show tv'nin patronuyken çalışmıştım onunla... Programlara bile müdahale ederdi. Hatta bir spiker arkadaşımızın saç rengini beğenmediği için çıkışını verdirmişti. Personel onu çok iyi tanırdı. Aydın Doğan da öyle...

Ancak patronlar içinde en farklısı şüphesiz Show tv'nin son sahibi M.Emin Karamehmet... Asansörde karşılaşıp da onu tanımadığım günler oldu. Hatta bir gün tv kapısından içeri girince güvenlikçilerin kimlik sorduğu anlatılır efsane gibi kanalda. Hiç kimseyle konuşmayan, başını öne eğip dolaşan, inanılmaz mütevazi bir patron o... Karamehmet değil, sanki Utangaçmehmet neredeyse..

Pişti'de kapkaccı gelinle damat gündeme geldiğinde Demet Akbağ; "Swiss Otel'den kaçıyor değil mi bunlar? Kaçabilselerdi Swiss Otel'in adı sıvış otel olurdu" diye ilginç bir benzetme yaptı...

Hülya Avşar ise "Hülya Avşar kadar taş düşsün başınıza... Zaten bu profesörlerin bana karşı birşeyi var" cümlesini sarfetti anlı şanlı profesörlere...

Çok konuşmak taş düşürtmez ama... Bazen konuşanın başına profesörler kadar taş düşmesine yolaçabilir...

Geri dön

Yazdır

Yukarı