Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Ali BAYRAMOĞLU alibayramoglu@turk.net

Yeni yılla birlikte Adalet Bakanlığı yeniden iş başında... Bakan Cemil Çiçek 31 Aralık 2005'e kadar yayınladığı tüm genelgeleri yürürlükten kaldırdı. Ve AB'ye uyum gerekçesiyle bir gecede 96 yeni genelge yayınlayarak savcıları uyardı.

Cemil Çiçek ikna ve ifade kabiliyeti olan bir siyasetçidir. Başka yetenekleri de vardır, hukuk kavramlarıyla iyi oynar. Özgürlüklerden söz ettiğini sandığınız esnada bir de bakarsınız yeni yasaklar devreye girmiştir.

Elimizde Adalet Bakanlığı'nın Cemil Çiçek imzalı 5 No'lu genelgesi duruyor.

Şöyle başlıyor genelge:

"Ülkemizde bazı dönemlerde meydana gelen, kamu düzeni ve güvenliğini sarsan, hür demokratik rejimi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden ve yurt düzeyinde can ve mal güvenliğini, eğitim ve öğretim özgürlüğünü tehlikeye sokan terör ve şiddet eylemleri karşısında, demokratik hukuk devleti kuralları içinde etkili bir şekilde mücadele edilerek, bu suçların soruşturmalarının yapılarak ivedilikle kamu davası açılması büyük önem taşımaktadır..."

Şöyle devam ediyor:

"Bu itibarla; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Türk devletinin ve laik Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmeyi, Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetleri yok etmeyi amaçlayan suçlara Cumhuriyet Savcıları tarafından derhal el konularak, soruşturmaların bizzat Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülmesi, şüphelilerin ve suç delillerinin eksiksiz olarak tespit edilmesi ve kamu davasının süratle açılması (...)"

Pek âlâ...

Savcılara ilişkin "yargı özgürlüğü meselesi"ni şimdilik bir kenara koyarsanız, ilk bakışta söylenecek bir şey yok.

Şiddet, terör elbet hızla cezalandırılmalı, kamu düzenine özen gösterilmeli, en önemlisi temel hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik suçlarla ciddi bir şekilde mücadele edilmelidir...

Çiçek bu kadarıyla yetinmiyor ama...

Hangi suçların, daha doğrusu hangi yasa ve maddelerinin öne alınması gerektiğini de belirtiyor...

Bunlar arasında Terörle Mücadele Kanunu var, Tekke ve Zaviyelerle ilgili kanun var, Şapka kanunu var, bazı kisvelerin giyilemeyeceği hakkındaki kanun var, siyasi partiler kanunu var, Atatürk'ün aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun var.

İnce ayrıntılara, genelgeyi yazanın ince politikalarına, denge hesaplarına değinmeyelim ve bunların hepsini bir kalemde geçelim...

Bu kanunların AB'yle uyum meselesinin neresine oturduğunu anlamak zor diyeceksiniz, haydi bunu da geçelim...

Beterin de beteri var...

Cemil Çiçek'in "hızla soruşturma, dava açın ve davaları hızla sonuçlandırın" diyerek işaret ettiği kanun maddeleri arasında TCK'nın düşünce ve ifade özgürlüğünü sınırlayan maddeleri de var.

301 bunların başında geliyor, eski kanundaki 312, yeni kanundaki haliyle 216 bunların arasında yer alıyor...

Saymış genelge: TCK'nın "213, 214, 215, 216, 217, 218, 220, 299 ila 343 maddeleri..."

213'den 220'ye kadar olan maddeler kanunda Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığı altında veriliyor... Bakan bu fasıldan bir tek, din adamlarının vazife başında hükümet ve devlet yapısı ve politikalarını eleştirmeyi cezalandıran 219. maddeyi atlamış, muhtemelen kendi grubunun öfkesini çekmesin diye...

Ondan sonra yüklenmiş de yüklenmiş...

Cumhurbaşkanına hakaret, Türklüğe hakaret, bayrağa hakaret, askere hakaret, temel milli yararlara karşı olmak arka arkaya geliyor... Düzeni korumak için ve özgürlükleri muhafaza için Bakan savcılara diyor ki:

"Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetleri yok etmeyi amaçlayan suçlara öncelik verin..."

Ama nasıl?

"Temel hak ve hürriyetleri uygulama faslında alenen ihlal eden maddeleri uygulamakta tereddüt içinde olmadan..."

Şaka gibi...

Gerekçe: İhlali engelle. Fiil: İhlal et...

Terör suçları ve devlete karşı işlenen suçların arkasına düşünce ve ifade özgürlüğünü sınırlayan maddeleri takması, hepsini aynı kefeye koyması elbet bir Çiçek ustalığı...

Beyoğlu Savcılığı TESEV'de yapılan bir akademik araştırmadan ötürü Can Paker hakkında 216. maddeden, yani halkın bir bölümünü diğer bölümüne düşmanlığa tahrik etmek suçundan soruşturma açtı. 301'liklerin durumu malum, eleştiri, hoşa gitmeyen söz doğru soruşturmaya... Gerekçesinde Kıbrıs politikalarını, Türk tarihini tartışmaya kapayan, farklı görüşleri suç sayan 305. madde de herhalde sırada.

Savcılara, eliniz titremesin ve acele edin, diyor bakan...

Birileri hem Türkiye'yle oynuyor hem üyesi bulundukları hükümetle...

Geri dön

Yazdır

Yukarı